Capital, Ekonomist ve StartUp dergileri tarafından 2012 yılından bu yana düzenlenen Türkiye’nin ve Avrasya Bölgesi’nin en önemli iş ve ekonomi dünyası etkinliklerinden Uludağ Ekonomi Zirvesi, hibrit (fiziksel ve online) olarak gerçekleşiyor.
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde ilk gün öğle arasından sonra ilk konuşmayı, Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs yaptı.
Sachs, pandemi sonrası sürdürülebilirlik önemliyken bugün temel değişimin yürütücülerinden birinin dijital teknolojiler olduğunu belirtti.
Yaşanan dönüşümün farklı çözümler ortaya çıkardığını, tüm dünyayı ve yetkinlikleri de değiştirdiğini kaydeden Sachs, "Çevre ve doğaya bakıldığındaysa gezegenimiz için de önemli unsurlar var ve iklim değişikliği konferansında ilkeler ve özel kararlara imzalar atıldı. Bir diğer konuysa, en zenginlerle geri kalanlar arasındaki varlık adaletsizliği. Dünyada 15 trilyonluk servete sahip zenginler var. Fakirlerse her geçen gün daha da geriye düşüyorlar ve küresel toplumda açık bir dengesizlik var.”
Dünyanın lider ekonomilerindeki değişimden bahseden Sachs, “Yakın bir geçmişe kadar dünya yönetimi ABD ve Avrupa tarafından gerçekleştiriliyordu ama her ne kadar ABD biraz daha dominant hale gelse de güçlenen Çin de artık göz ardı edilemez. Bu değişen dengeler de dikkate alındığında, daha küresel yaklaşımlar sergilenmeli ve daha sürdürülebilir gelecek için küresel olarak hareket edilmeli. Bunun için ise ulusal çapta politikalardan yola çıkılmalı. Hem ekonomi hem çevre hem de toplumsal açıdan değişime ayak uydurulmalı. Yeni ve daha kapsayıcı hükümet modelleri ve politikalarına ihtiyaç var.” dedi.
Sachs, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması konusunda şu açıklamada bulundu:
"Sürdürülebilir kalkınma için Türkiye ne yapabilir? Örneğin Türkiye, 2053’e kadar emisyonu azaltma yönünde taahhütte bulundu ve yenilenebilir enerjide yeni stratejileri oluşturacak. Fakat bugün hala üretim ve enerji alanlarında büyük oranda fosil yakıtlar kullanıyor. 2030 ve 2050 için daha açık hedefler ve daha gerçekçi çalışmalar yapmalı. Devamında da eğitim planlamalarını yapmalı. 2021 dünya düzeninde çalışabilecek çocuklar için bir eğitim programı olmalı ve onları sosyal yaşamın da içerisine alabilmeli. Mevcutta çok kaliteli üniversitelere sahip olsa da bunları yeniden yapılandırıp, daha efektif kullanabilmeli. Ayrıca Türkiye atık yönetimi ve döngüsel ekonomi konularında da adım atmalı ve sürdürülebilirlik ajandasını ön plana alınmalı. Çünkü tüm dünyanın kabul ettiği gerçeklerden biri, Türkiye’nin tüm medeniyetlerin beşiği olması. Medeniyetlerin değişiminin de çıkış noktası olması için hiçbir engeli bulunmuyor.”
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde ilk gün öğle arasından sonra ilk konuşmayı, Columbia Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey Sachs yaptı.
Sachs, pandemi sonrası sürdürülebilirlik önemliyken bugün temel değişimin yürütücülerinden birinin dijital teknolojiler olduğunu belirtti.
Yaşanan dönüşümün farklı çözümler ortaya çıkardığını, tüm dünyayı ve yetkinlikleri de değiştirdiğini kaydeden Sachs, "Çevre ve doğaya bakıldığındaysa gezegenimiz için de önemli unsurlar var ve iklim değişikliği konferansında ilkeler ve özel kararlara imzalar atıldı. Bir diğer konuysa, en zenginlerle geri kalanlar arasındaki varlık adaletsizliği. Dünyada 15 trilyonluk servete sahip zenginler var. Fakirlerse her geçen gün daha da geriye düşüyorlar ve küresel toplumda açık bir dengesizlik var.”
Dünyanın lider ekonomilerindeki değişimden bahseden Sachs, “Yakın bir geçmişe kadar dünya yönetimi ABD ve Avrupa tarafından gerçekleştiriliyordu ama her ne kadar ABD biraz daha dominant hale gelse de güçlenen Çin de artık göz ardı edilemez. Bu değişen dengeler de dikkate alındığında, daha küresel yaklaşımlar sergilenmeli ve daha sürdürülebilir gelecek için küresel olarak hareket edilmeli. Bunun için ise ulusal çapta politikalardan yola çıkılmalı. Hem ekonomi hem çevre hem de toplumsal açıdan değişime ayak uydurulmalı. Yeni ve daha kapsayıcı hükümet modelleri ve politikalarına ihtiyaç var.” dedi.
Sachs, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınması konusunda şu açıklamada bulundu:
"Sürdürülebilir kalkınma için Türkiye ne yapabilir? Örneğin Türkiye, 2053’e kadar emisyonu azaltma yönünde taahhütte bulundu ve yenilenebilir enerjide yeni stratejileri oluşturacak. Fakat bugün hala üretim ve enerji alanlarında büyük oranda fosil yakıtlar kullanıyor. 2030 ve 2050 için daha açık hedefler ve daha gerçekçi çalışmalar yapmalı. Devamında da eğitim planlamalarını yapmalı. 2021 dünya düzeninde çalışabilecek çocuklar için bir eğitim programı olmalı ve onları sosyal yaşamın da içerisine alabilmeli. Mevcutta çok kaliteli üniversitelere sahip olsa da bunları yeniden yapılandırıp, daha efektif kullanabilmeli. Ayrıca Türkiye atık yönetimi ve döngüsel ekonomi konularında da adım atmalı ve sürdürülebilirlik ajandasını ön plana alınmalı. Çünkü tüm dünyanın kabul ettiği gerçeklerden biri, Türkiye’nin tüm medeniyetlerin beşiği olması. Medeniyetlerin değişiminin de çıkış noktası olması için hiçbir engeli bulunmuyor.”
ZİRVEDEN ÖNE ÇIKAN DİĞER BAŞLIKLAR
- CEO’lar ‘2022 Hedef ve Stratejileri’ni anlattı
- Bakan Muş: 2021 yılı OVP büyüme hedefini aşacağımıza inanıyorum
- Vodafone CEO’su Aksoy: Dünya hızla yeşil ve dijital dönüşüme hazırlanıyor
- İş dünyası liderlerinden sürdürülebilirlik için ‘birliktelik’ çağrısı
- ‘Dünya ticaretinde kartlar yeniden dağıtıldı’