Elektrikli ev aletleri markası Arzum, 2019 yılında ihracat markası kimliğini daha da güçlendirmeye odaklanacak. Şu anda ihracatının yüzde 50'sini Körfez ülkelerine, yüzde 35'ini Avrupa'ya ve kalan yüzde 15'ini Kuzey Afrika ve ABD'ye gerçekleştirdiklerini söyleyen Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, 2019'da ihracatlarını ikiye katlamayı hedeflediklerini söylüyor.
Talip Yılmaz
tyilmaz@ekonomist.com.tr
Türkiye'de elektrikli ev aletleri denilince ilk akla gelen markalardan biri Arzum… 1966 yılında kurulan Arzum, bugün Körfez ülkelerinden Afrika'ya kadar pek çok ülkeye ihracat yapıyor.
Şirket, gıda hazırlama, pişirme ve kızartma, içecek hazırlama, temizlik, kişisel bakım, ütü olmak üzere altı ürün kategoride yılda 3,5 milyondan fazla ürünü dünyanın 35 ülkesinde milyonlarca eve ulaştırıyor.
Arzum, 2018'de yüksek performans göstererek yüzde 27 oranında büyüdü. 2019 yılında ise Arzum'la iki kritik hedefleri olduğunu söyleyen Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, "Birincisi yurtdışı pazarlarda hak ettiği ilgiyi gören Arzum'un ihracat markası kimliğini daha da güçlendirmek” diyor.
Şu anda ihracatının yüzde 50'sini Körfez ülkelerine, yüzde 35'ini Avrupa'ya ve kalan yüzde 15'ini Kuzey Afrika ve ABD'ye gerçekleştiren şirket, 2019'da ihracatını ikiye katlamayı hedefliyor. Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Arzum'un markalaşma öyküsünü ve ihracat hedeflerini anlattı.
Arzum geçen yılı nasıl kapattı? Bu yılki hedefler nelerdir?
Türkiye'nin öncü elektrikli ev aletleri markası olarak 2018'de yüksek performans göstererek yüzde 27 oranında büyüdük. 2019 yılında ise Arzum ile ilgili iki kritik hedefimiz var. Birincisi yurtdışı pazarlarda hak ettiği ilgiyi gören Arzum'un ihracat markası kimliğini daha da güçlendirmek.
Şu anda ihracatımızın yüzde 50'sini Körfez ülkelerine, yüzde 35'ini Avrupa'ya ve kalan yüzde 15'ini Kuzey Afrika ve ABD'ye gerçekleştiriyoruz. 2019'da ihracatımızı ikiye katlamayı hedefliyoruz. 2019'da ikinci kritik hedefimiz ise nakit akışını daha iyi yönetmek olacak.
Arzum'un markalaşma yolculuğunu anlatır mısınız?
1966 yılında kurulan Arzum'un, Konya'dan Adana'ya; Adana'dan İstanbul'a uzanan bir öyküsü var… Arzum'un hikayesi aslında benimle yaşıt. Arzum; 1966'da babam ve iki amcamın arzusu olarak kuruluyor. 1966'dan 1988'e kadar olan 22 yıllık süreçte, Arzum'un bazı ilkleri ve değişim süreçleri yaşanıyor. 1988 yılında 22 yaşında iken babamın rahmetli olmasıyla iki kuzenim ve ben Arzum yönetimine dahil olduk.
Hayatımın dönüm noktalarından biri olarak kabul ettiğim bu dönemde markalaşma sürecinin biraz daha profesyonelce götürülmesinde ciddi çaba harcadık. Ailemizden devraldığımız şirketimize, birinci ve ikinci kuşak olarak hep birlikte ivme kazandırdık.
Hiçbirimiz markanın önüne geçmedik, her zaman markayı ön planda tuttuk. Nisan 2008'de yönetim kurulu başkanı olarak atandığımda, dünyanın önde gelen finansal fon şirketi Ashmore Group'a bağlı Ashmore Prıvate EquıtyTurkey ile stratejik bir ortaklık kurduk.
Ortaklık süresince ciromuz ikiye katlandı. Bu süreç olumlu sonuçlarıyla Arzum için bir başarı hikâyesıydi. 2013 yılında da Mediterra Capital'in Ashmore'un yüzde 49 hissesini alması ile ortaklığımız devam ediyor. 2015 yılında dünyadaki devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olan Turquality Programı kapsamına alınan bir şirket olarak Arzum OKKAnın başarısı ile Türk kahvesi kültürünü dünyaya yaymak üzere global bir misyonu da yerine getirmekteyiz.
Markanın bugünkü konumuyla ilgili bilgi verir misiniz? En güçlü olduğunuz ürün ve alanlar hangileri, neden?
İnovasyon ve tasarımı önceliği olmuş, tutkulu, samimi, güvenilir, özenli bir marka Arzum. Biz 53 yıllık köklü geçmişiyle, tüketicileriyle kurduğu güçlü bağlarla güvenirliğini ve kalıcılığını kanıtlamış, inovatif ve yaratıcı karakteriyle kadınların ve erkeklerin günlük hayatlarını kolaylaştıran, her yaştan insana dokunarak yaşam kalitesini yükselten bir markayız. Arzum, modayı ve trendleri yakından takip ediyor, inovasyonu merkeze alıyor.
Hem ürünlerimizde hem de her aşamada sunduğumuz serviste tüketicilerimize fayda sağlayacak ilklere imza atıyoruz. Geldiğimiz bu noktada, 53 yıllık tarihimizden aldığımız güçle Arzum'u Türkiye'nin bilinirliği yüksek bir markasına dönüştürdük. Gıda hazırlama, pişirme ve kızartma, içecek hazırlama, temizlik, kişisel bakım, ütü olmak üzere 6 ürün kategorisinde 250'den fazla ürünle tüketicilerimizin karşısındayız.
Yılda 3,5 milyondan fazla satış gerçekleştirerek dünyanın 35 ülkesinde milyonlarca eve ulaşıyoruz. Bugün, Türkiye'nin öncü elektrikli ev aletleri markası olarak, gıda hazırlama toplamı, blender, saç kurutma, saç şekillendirme ve tost makineleri kategorilerinde liderliğimizi sürdürüyoruz.
Markanızı iyi konumlandırmak için ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Türkiye ve dünya pazarında nasıl fark yaratacağımızı önemsiyoruz, çalışmalarımızı bu yönde gerçekleştiriyoruz. Arzum, modayı ve trendleri yakından takip ediyor, inovasyonu merkeze alıyor. Hem ürünlerimizde hem de her aşamada sunduğumuz serviste tüketicilerimize fayda sağlayacak ilklere imza atıyoruz. Aynı zamanda ödüllerle özdeşleşmiş bir markayız. Bugüne dek birçok tasarım, inovasyon ödülü aldık. Bu konudaki çalışmalarımızı bu yıl güçlü işbirlikleri ile pekiştirdik.
Türk kahvesinin tanıtımına yönelik önemli çalışmalarınız var… Türk kahvesinin yeri benim için ve Arzum için çok önemli. 500 yıllık çok değerli bir kültürümüz. Türk kahvesinin dünyaya yayılımındaki en önemli bariyer makinalaşmaydı. Bu konuda 100 yıl kadar bir gecikme yaşandığını düşünüyorum. Biz de Arzum OKKA ailesi ile bu bariyeri ortadan kaldırmayı hedefledik ve başarılı olduk. Şu anda dünyanın 35 ülkesinde Arzum OKKA'larımız var. Tabii sadece makinalaşmayla sınırlı kalmıyor.
Bu kültürü anlatacak, yeni pazarlarda yeni bir yaşam tarzı olmasını sağlayacak birçok tanıtım çalışması da gerekli. Arzum olarak bu konuda da elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası birçok fuarda hem standlarımızdaki ikramlarla hem de konuşmacı olarak yer aldığımız panellerde bir yandan Türk kahvesinin tanıtımını yaparken bir yandan da makinalarımızın özelliklerini anlatıyoruz.
Kahve zincirleriyle ne gibi işbirlikleriniz var?
Evet Türk kahvesi kültürel bir değer, ancak günümüzde yeni bir yaşam tarzı da olabilir. Kahve seven herkes Türk kahvesine şans verecektir. Mesela, Türkiye'deki Starbucks ve Caribou Coffee'nin bütün şubelerinde Türk kahvesi servisi makinamız Arzum OKKA ile yapılmakta. Starbucks'ın Ortadoğu'daki şubelerinde de yer almak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uluslararası kahve zincirleri ile yaptığımız işbirliklerinde beklentimiz, dünyadaki tüm kahve içeceği sunulan yerlerde Türk kahvemizin menülerde yerini almasını hedefliyoruz.
Dünyada hangi ülkelerde çalışmalar yapıyorsunuz?
OKKA ürünümüz Amerika'da ticari alanda kullanım anlamında önemli bir sertifika olan NSF (National Sanitation Foundation) sertifikasını alan ilk ve tek Türk kahvesi makinası. Amerika'nın ardından Çin pazarı çalışmalarımızı sürdürüyoruz şu an. Geçtiğimiz günlerde Almanya'da farklı bir çalışma yaptık mesela.
OKKA markamızla yer aldığımız Almanya pazarında Türk kahvesine olan farkındalığı artırmayı hedefledik ve Almanya'nın en iyi kahve üreticilerinden olan Hochland ile işbirliğine imza attık. #ButFirstMokka adıyla markalaşan girişimi şehrin kafelerine, billboard'larına, etkinliklerine taşıdık. Almanya sokaklarına Türk kahvesinin kokusunu yaymak bizim için büyük mutluluk.
Stuttgart'ta nereye baksanız Türk kahvesi gördüğünüz, deneyleyebildiğiniz bir haftaya imza attık. Hochland ile gerçekleştirdiğimiz işbirliğimiz ile Alman pazarında artık Türk kahvesi üretiminin de bir parçası olduk. 'OKKA Hub' olarak değerlendirdiğimiz seçkin restoranlarda, kafelerde Türk kahvesi OKKA ile servis ediliyor.
AR-GE'YE VE TASARIMA ODAKLANIYOR
YENİ ARGE PROJELERİ
Tasarım konusunda tüketici ihtiyaçlarım ve trendleri takip ederek en doğru ürünü tanımlayıp kullanım kolaylığını ve tasarımı ön plana çıkarıp ilerliyoruz. Arzum olarak özellikle son yıllarda AR-GE alanındaki kaslarımızı güçlendiriyoruz. Türkiye'nin önde gelen tasarım ofisleri ve dünyadaki önemli tasarımcılarla çalışmaktayız.
Buna ek olarak Teknokent'te bulunan AR-GE merkezimizde de müşteri ihtiyaçlarımızı etkin şekilde karşılayacağımız ürünleri geliştirmekteyiz. Bu iki gücümüzü birleştirerek tasarımı en iyi inovatif ürünlerle birleştiriyoruz. İnovatif ürünlere imza atmak adına cirosunun yüzde 3'ünü Ar-Ge faaliyetleri için ayırmaktayız. Şu anda 10'a yakın AR-GE projesi üzerinde çalışıyoruz.
OKKA'YA TASARIM ÖDÜLÜ
Diğer taraftan nesnelerin interneti konusunda çalışmalarımız var. Arzum OKKA ile bu konuda bir ilk yaşadık. "Hizmet Olarak Türk Kahvesi - Arzum OKKA" projesiyle, 'En İyi İnovasyon Projesi' ödülünü kazandıran proje, günlük hayatımızda kullandığımız cihazların birbirleriyle ve çevreyle iletişim kurması ve internete bağlanıp veri gönderip alması olarak tanımlanan, nesnelerin interneti uygulamasının güzel bir örneği olarak öne çıkıyor.
Proje ile Arzum OKKA Türk Kahvesi Makinesi'ne entegre edilen ve sim kart üzerinden veri erişimi sağlayan bir elektronik kart ile cihazın lokasyon bilgisi, hangi tarih ve saatte kaç kez kullanıldığı, herhangi bir arıza veya hata mesajı alındığında hatanın neden kaynaklandığı öğrenilebiliyor ve eğer yeni versiyonu çıktıysa cihazın uzaktan güncellenmesi sağlanabiliyor.
“ÖNEMLİ İŞBİRLİKLERİNE İMZA ATTIK”
“2019, bizim için büyük ve ses getiren işbirliklerine imza attığımız bir yıl… Türkiye’de bir ilke imza atarak modayı elektrikli ev aletleri ile buluşturduk. Bize, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmenin gururunu yaşatan Arzum x Beymen Club Koleksiyonu ile tüketicilerimizin hayatlarına daha da fazla renk kattık.
Bununla birlikte, dünyanın tanıdığı, yüksek performanslı, tarz sahibi İtalyan markası Ducati ile sektörde fark yaratacak bir beraberliğe imza attık. 53 yıllık sektör deneyimimiz ve güvenilirliğimiz, buna ek olarak saç bakım kategorisindeki pazar liderliğimiz bize Ducati gibi güçlü bir markayla işbirliği gerçekleştirme fırsatını sağladı.
Erkek bakım setleri ve tıraş makineleri, kişisel bakım kategorisi pazarında yüzde 20’lik bir paya sahip. Ducati by Arzum’la bu büyüyen segmentte önemli bir yere geleceğimizden hiç şüphemiz yok.”