2024 yılı emtia piyasası için sert fiyatlamaların gerçekleştiği bir dönem oldu.
ABD Merkez Bankasının (Fed) politika faizinde indirime gitmesi sonrasında talebin artacağına ilişkin beklentilerin öne çıkması, jeopolitik riskler, ABD'nin yaptırım kararları, Çin'in ekonomisini güçlendirmek için attığı adımlar ve kurak hava koşullarının etkisi emtia piyasasında destekleyici rol üstlendi.
ABD'nin Çin'e yönelik yaptırım kararlarına Çin'den misilleme gelebileceğine ilişkin öngörüler ile küresel çapta hava olayları da emtia piyasasında yükselişi tetikleyen diğer sebepler arasında yer aldı.
ABD seçimlerine ilişkin belirsizlikler, Çin ekonomisine yönelik endişeler ve iyileşen hava koşulları ise bazı ürünlerin fiyatında düşüşe neden oldu.
ABD'de ekonomik aktivitenin öngörülenden daha sert yavaşlayabileceği endişesiyle küresel piyasalarda görülen tarihi satış baskısının etkilerinin varlık fiyatları üzerinde de görülmesi bu yıl emtia piyasasındaki fiyatlamalarda ürün bazlı ayrışmalara kapı araladı.
Merkez bankalarının faiz indirimlerine başlaması ve jeopolitik risklerin etkisi emtia piyasasını yukarı yönlü etkilerken, Fed'in öngörülenden daha yavaş faiz indirimi yapabileceğine ilişkin tahminlerin öne çıkması ve Çin kaynaklı talep endişeleri piyasada negatif etki oluşturdu.
Analistler, ABD'de açıklanan makroekonomik verilerin ülke ekonomisinin gücünü koruduğuna işaret etmesi nedeniyle Fed'in faiz indirimlerinin hızını yavaşlatabileceğine yönelik tahminlerin ağırlık kazandığını kaydetti.
Donald Trump'ın ABD'nin 47. Başkanı seçilmesinin ardından dolara talebin artması ve Fed'in parasal gevşeme döngüsünün yavaşlayabileceğinin sinyallerini vermesi de bu yıl emtia piyasasındaki satış baskısında etkili oldu.
Trump'ın uygulayacağı ekonomi politikalarının gelecek dönem içerisinde enflasyondaki düşüşü nispeten sınırlayabileceği öngörülüyor.
ABD'deki seçim sonuçları sonrasında faizlerin, beklentilerin üzerinde kalabileceği öngörüleri öne çıkarken, seçim sonucunda dolar endeksinde yukarı yönlü bir hareketin görülmesiyle genel olarak varlık fiyatları baskı altında kaldı ve daha güçlü bir dolar beklentisiyle emtia fiyatlarında gerilemeler yaşandı.
Analistler, Trump'ın özellikle tarifeleri öne çıkarması nedeniyle uluslararası ticaretin etkilenebileceğini belirterek, bu durumun varlık fiyatları ve emtia piyasası üzerinde baskıyı artıran unsurlardan biri olduğunu kaydetti.
Trump'ın başkan seçilmesiyle güçlenen doların emtia piyasasında risk iştahını olumsuz etkilediğine vurgu yapan analistler, bu durumun ekonomik ve dış politikalardaki belirsizlik nedeniyle daha da kötüleşebileceğine işaret etti.
Trump'ın izlemesi beklenen politikaların enflasyonist etkilerinin daha güçlü olabileceği endişesinin öne çıktığını dile getiren analistler, bu durumun Fed'i faiz indirimlerinde daha yavaş adım atmaya yönlendirebileceğini ifade etti.
Öte yandan Fed geçen yılın son toplantısında politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan düşürerek 4,25-4,50 aralığına çekti. Söz konusu indirim Fed'in geçen yıl yaptığı üçüncü indirim oldu.
Banka, federal fon oranına ilişkin tahminini bu yıl için yüzde 3,4'ten 3,9'a yükseltirken, 2025'te faiz indirimlerini yavaşlatacağının sinyalini verdi.
Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) üyelerinin gelecekteki faiz beklentilerini gösteren nokta grafiği, Fed'in 2025 yılında toplamda 50 baz puan olmak üzere 2 faiz indirim yapabileceğini ortaya koydu.
Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Fed Başkanı Jerome Powell, para politikası duruşunun önemli ölçüde daha az kısıtlayıcı olduğunu belirterek, gelecek faiz indirimlerini değerlendirirken "daha temkinli" olacaklarını ifade etti.
Bankanın 2025 yılında 4 faiz indirimi yapabileceği beklenirken bu sayının 2'ye inmesi de emtia piyasası başta olmak üzere varlık fiyatlarını etkiledi.
ALTIN VE GÜMÜŞÜN YILDIZI PARLADI
Geçen yıl ons bazında altın yüzde 27,2, gümüş yüzde 21,4 değer kazanırken, platin yüzde 8,7, paladyum yüzde 17 değer kaybetti.
Altının ons fiyatı, ABD'de enflasyonun beklentilerin üzerinde gelmesiyle Fed'in faiz indirimi beklentilerinin ötelenmesi sonrasında Şubat 2024'te 2 bin doların altına gerileyerek 1.984 doları gördükten sonra Orta Doğu'da İsrail'in saldırılarıyla devam eden gerginlik ve ABD seçimlerine ilişkin belirsizliklerin etkisiyle 31 Ekim 2024'te 2 bin 790,1 dolarla tarihi zirveyi test etti.
Yılı 2 bin 623,4 dolardan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek yıllık kapanışını gerçekleştiren altının ons fiyatı, 14 yılın en yüksek kazancına ulaştı.
Altın, Fed'in faiz indirimlerine başlaması, güvenli liman talebi ve dünya merkez bankalarının alımlarıyla desteklenerek rekor seviyelere ulaştı. Donald Trump'ın seçilmesinin ardından doların güçlenmesi ve altındaki rallinin azalmasına karşın değerli metal yılı kazançla tamamladı.
Gümüşün ons fiyatı 34,9 dolarla Ekim 2012'den bu yana en yüksek seviyeyi test etti.
Küresel çapta madenlerde gümüş üretiminin yavaşlaması ve endüstriyel alanda talebin artmasıyla bu ürünün fiyatı yükseldi. Madenlerdeki üretim hızının düşmesi ve güçlü endüstriyel talep, arzın talebin gerisinde kaldığını gösterirken bu da gümüş piyasasında açığa neden olacağı endişelerini tetikledi.
Gümüş endüstriyel alanda genellikle otomobil, güneş paneli, mücevher ve elektronik imalatında kullanılıyor.
Analistler, Çin'in, büyük miktarlarda üretmeye devam ettiği güneş panellerinde önemli bir malzeme olan gümüşün ithalatını artırabileceğine, gümüşün askeri alanda da kullanıldığına dikkati çekerek, jeopolitik gerilimlerin gümüş fiyatlarını da doğrudan destekleyebileceğini kaydetti.
Gümüş fiyatlarındaki yükselişe değinen analistler, 2025'te gümüşün onsunun 40 dolar seviyelerini görmesinin ihtimaller dahilinde olduğunu belirtti. Ekonomik aktivitede kayda değer iyileşmeler görülmesi durumunda emtia piyasasında en olumlu etkilenecek ürünlerden bir tanesinin gümüş olduğunu ifade eden analistler, gümüşün yükselen altın fiyatlarından faydalanabileceğine dikkati çekti.
Analistler, gümüş piyasasının ileriki yıllarda açık vermeye devam edebileceğini dile getirerek, bu durumun gümüş fiyatlarının temelde desteklenmesine yardımcı olabileceğini ve yatırımcıların gümüşe ilgisini artırabileceğini vurguladı.
Avrupa Merkez Bankasının (ECB) faizlerde indirime gitmesi de altın ve gümüş fiyatlarına olumlu yansıdı.
Öte yandan paladyum fiyatları elektrikli araçların yaygınlaşmasının normal otomobillere talebi azaltabileceğine dair endişelerle düştü. Arzın istikrarlı olacağı, buna karşın talepteki azalışın devam edeceği öngörüleri de paladyum fiyatlarını aşağı yönlü etkileyen unsurlar arasında yer aldı.
Endüstriyel alanda paladyuma yatırım talebinin azalacağına yönelik tahminlerle de paladyum fiyatları geriledi.
BAKIR 5,25 DOLARLA TARİHİ ZİRVEYİ GÖRDÜ
Tezgah üstü piyasada libre bazında fiyatlar bakırda yüzde 3,2, alüminyumda yüzde 7,2, çinkoda yüzde 12,5 artarken, kurşunda yüzde 3,9, nikelde yüzde 6,2 azalış kaydetti.
Trump'ın Çin'e uygulayacağı gümrük vergilerinin Pekin yönetiminin daha fazla destek önlemi almasını tetikleyebileceğine yönelik öngörüler ve yeni madencilik projelerinin yetersiz olabileceğine ilişkin oluşabilecek arz endişeleri baz metalleri yukarı yönlü etkilerken, Avro Bölgesindeki zayıf büyüme, jeopolitik gerilimlerden dolayı doların yükselmesi ve Trump'ın uygulamayı planladığı gümrük tarifelerinin küresel ticareti sekteye uğratabileceğine dair tedirginlik baz metaller üzerinde sınırlı da olsa negatif etkiye sahip oldu.
ABD ile İngiltere'nin, Rusya tarafından üretilen alüminyum ve bakırın ABD'ye ithalatı ile metal borsalarında işlem görmesini yasaklaması baz metal fiyatlarını yukarı yönlü etkileyen faktörler arasında yer aldı.
ABD Başkanı Joe Biden, Çin çeliği ve alüminyumuna yönelik gümrük vergilerinin üç katına çıkarılması çağrısında bulunmuştu.
Çin hükümetinin ülke ekonomisi için attığı destekleyici adımlar özelikle baz metallerde talebin daha fazla artabileceği öngörülerini öne çıkardı.
Dolara talebin artması ve Çin'de emlak sektöründeki süregelen sorunlar için açıklanan teşvik paketinin sektör beklentilerini karşılamaması baz metal fiyatları üzerinde baskı oluşturan unsurlar arasında yer aldı.
Fiziki piyasada bakır açığının olması 2024'te bakır fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi.
Çin, zayıflayan inşaat piyasasına rağmen ülkenin askeri ve ulusal güvenlik alanları için de bakır talebinde bulunuyor. Bu ülkenin yanı sıra Avrupa ve Hindistan yeşil ekonomi ile çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim gibi alanlarda etkili olmak için bakıra yöneldi.
Çin'de ayrıca bakır izabe tesislerinin üretimi azaltacağına dair haberler bakırda arz endişelerine neden oldu. Ülkenin toplam işlenmemiş bakır ithalatının yükselmesi bakıra talebin arttığını gösterdi.
Küresel çapta madenlerin üretimlerinde kesintiye gidilmesi bakırda arz endişelerine yol açtı. Yatırımcıların, maden şirketlerinin bakıra olan talep artışını karşılamakta zorlanacağına dair öngörüler bu ürünün fiyatını destekledi.
Öte yandan dünya genelinde ekonomik aktivitenin güçlü kalmaya devam edeceğine yönelik beklentiler bakır fiyatlarını destekleyen en önemli unsurlar arasında yer aldı.
Yeşil enerjiye geçişin artması bakır fiyatlarının artmasına kapı araladı.
Analistler, küresel imalat sektöründe büyümeye yönelik işaretler ve bakır piyasasında sıkılaşan koşullarla bakır fiyatlarındaki yükselişlerin devam edebileceğine vurgu yaptı.
Güç kablolarında, rüzgar türbinlerinde, elektrikli araçlarda ve güneş panellerinde kullanılan bakır, enerji dönüşümünde önemli bir malzeme konumunda.
Uzak Doğu'da, faiz indirimlerinin başlayabileceğine yönelik beklentilerle bölgeye verilen siparişlerdeki artışlar da bakır talebinde canlanmaya yol açtı.
Rusya'ya uygulanan yaptırımlar özellikle bakır fiyatlarının yönünü etkiledi.
Çin'deki devalüasyon endişeleri bakır fiyatlarının artmasına neden olan önemli bir faktör olarak öne çıktı.
İmalat sanayinde en çok kullanılan ürünlerden olan bakırda, resesyon endişelerinin sınırlı da olsa yatışması ve gelecek dönemde bakıra olan talebin güçlü kalabileceğine ilişkin beklentilerle de bakırda kayda değer yükselişler görüldü.
Fed'in faiz indirimlerinin endüstriyel metallere olan talebi artırarak ekonomik büyümeyi teşvik edeceği umudu bakır ve gümüş fiyatlarını olumlu etkiledi.
Londra merkezli madencilik şirketi Rio Tinto Group'un gaz sıkıntısı nedeniyle faaliyetlerinde aksama yaşanması dikkati çekerken şirket Avustralya'nın Queensland kentindeki rafinerilerinden yapmayı planladığı alüminyum kargoları üzerinde mücbir sebep ilan etmişti. Bu durum alüminyumda arz endişelerini meydana getirdi.
Çin'de alüminyum stoklarının düşmesi alüminyum fiyatlarını destekledi. Yenilenebilir enerji sektöründen gelen güçlü talebin, arzda daralmaya neden olması da alüminyum fiyatlarını desteklerken, fiyatları destekleyen bir diğer önemli faktör ham madde maliyetlerindeki artış oldu.
Çinko fiyatları küresel çapta bazı madenlerin faaliyetlerine son vermesi veya üretim miktarını düşürmesi nedeniyle yükseldi. Çin'de izabe tesislerinin bakım, ham madde yetersizliği ve düşük marjlar nedeniyle üretimi azaltması çinko fiyatlarını yukarı yönlü etkileyen başka bir faktör olarak öne çıktı.
Küresel çapta arzın talebi karşılayamayacağına yönelik endişeler de çinko fiyatlarının yükselmesine katkı sundu.
ENERJİ GRUBUNDA BRENT PETROLDEKİ DÜŞÜŞ
Enerji grubuna bakıldığında 68,51 dolarla Aralık 2021'den bu yana en düşük seviyeyi gören Brent petrolün varil fiyatı yüzde 2,8 azalırken, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gazın İngiliz Termal Birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı yüzde 1,4 azalış kaydetti.
Brent petrol bu yıl özellikle artan resesyon endişeleri nedeniyle sert düştü.
Libya'da petrol üretiminin askıya alınmasına ilişkin kararın değişebileceğine yönelik beklentilerin artması Brent petrol fiyatlarında gerilemeye neden oldu.
Dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısı Çin'den gelen zayıf ekonomik veriler, ülkede talebin azalabileceğine yönelik tahminlere neden olurken, bu durum petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturdu ve piyasa oyuncularının talep endişelerini tetikledi.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun ekim ayından itibaren üretimi artırabileceğine yönelik öngörüler Brent petrol fiyatlarının gerilemesine yol açtı.
Öte yandan Suudi Arabistan'ın petrol üretim artışına hazırladığına dair haberler fiyatların düşüşünde etkili oldu.
Uluslararası Enerji Ajansının yayımladığı aylık raporda, güçlü üretimin, OPEC ve müttefiklerinin mevcut üretim kesintilerini devam ettirse bile, 2025'te petrol arzının talebi aşacağını belirtmesi, piyasa oyuncularının talep endişelerini artırarak fiyatların geri çekilmesine sebep olan başka bir faktör oldu.
Petrol fiyatları, ayrıca Orta Doğu'da ateşkes görüşmelerinin olumlu sonuç verebileceği beklentileriyle düştü.
Analistler, geçen yıl ABD'nin Texas eyaletinde gerçekleşen Beryl Kasırgasına karşı Brent petrol fiyatlarının düşüşünü sürdürmeye devam ettiğini dile getirerek, kasırga başlamadan önce önlem almak için üreticilerin yaptığı stokların fiyatların yükselişini engellediğini söyledi.
Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinden yüksek olabileceğine yönelik öngörüler de doğal gaz fiyatlarını olumsuz etkiledi.
KAHVE VE KAKAO ZİRVELERE OYNADI
Tarım grubunda geçen yıl sert dalgalanmalar görülürken, kakao ve kahve fiyatları tarihi zirveleri test etti.
Chicago Ticaret Borsası'nda kile başına fiyatlar, buğdayda yüzde 12,2, mısırda yüzde 2,7, soya fasulyesinde yüzde 22,2, pirinçte yüzde 10,6 azaldı.
ABD'de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange'te ise libre bazında fiyatlar, şekerde yüzde 7,1, pamukta yüzde 15,5 azalırken, kahvede yüzde 69,8 arttı.
Kakaonun ton başına fiyatı yılı yüzde 178,2 yükselişle tamamladı.
Kakaonun ton başına fiyatı 12 bin 931 dolarla, kahvenin libre fiyatı 3,4835 dolarla tarihi zirveyi gördü. Buğdayın kile başına fiyatı 5,1425 dolarla Ağustos 2020'den bu yana, mısırın kile başına fiyatı 3,85 dolarla Ekim 2020'den bu yana, soya fasulyesinin kile başına fiyatı 9,47 dolarla Eylül 2020'den bu yana en düşük seviyeyi gördü.
Pamuğun libresi de 0,6626 dolarla Ekim 2020'den bu yana en düşük seviyeyi test etti.
ABD'de buğday hasadının üretime yönelik endişeleri azaltmasıyla buğday fiyatları sert düştü. Rusya ve Ukrayna arasındaki jeopolitik gerilimin azalacağına yönelik beklentilerle buğday fiyatları geriledi.
Ukrayna'da buğday ihracatının azalması buğdayda arz endişelerinin düşmesine neden oldu.
Rus buğdayının fiyatının ucuz olması ve Çin'in ABD'den bazı buğday alımlarını iptal edebileceğine yönelik haberler buğday fiyatlarını olumsuz etkileyen faktörler arasında yer aldı. ABD'de mısır teslimatlarının artması bu ürünün fiyatlarının gerilemesine yol açtı.
Rusya ve Ukrayna'nın kurak bölgelerinde yağışların başlaması buğday ve mısır fiyatlarını aşağı yönlü etkileyen başka bir etken oldu.
Petrol fiyatlarındaki düşüşle talebe yönelik endişeler mısır fiyatlarında düşüşe neden oldu. ABD'de, soya fasulyesi ekim alanlarının artması fiyatların düşmesinde rol oynadı. Çin ekonomisine ilişkin problemlerinden dolayı ülkede talebin azalacağı endişeleri de soya fasulyesi fiyatlarının gerilemesinde etkili oldu. İyileşen hava koşulları da soya fasulyesi fiyatlarını aşağı yönlü etkiledi.
Kakao fiyatları, arza yönelik endişelerle rekor tazeledi.
Olumsuz hava koşullarının Batı Afrika'daki mahsuller için tehlike arz etmesi ve küresel stoklardaki düşüş nedeniyle kakao fiyatlarındaki ralli devam ediyor.
Fildişi Sahili ve Gana'daki zayıf üretim nedeniyle kakao fiyatlarında yıl genelinde arza ilişkin endişeler kakao fiyatlarının rekor kırmasında önemli rol oynadı. Analistler, küresel kakao stoklarının 2024/25 sezonunda açık vereceği öngörüsünde bulundu.
Fildişi Sahili'ndeki ihracatçıların kötü kalite nedeniyle kakao çekirdeklerini reddettiği bildirilirken, bu durumun küresel kakao arzını olumsuz etkileyebileceği tahmin ediliyor.
Ülkede kakao hasadında görülen azalış da fiyatların artmasına neden oluyor.
Fildişi Sahili ve Gana'daki büyük kakao fabrikalarının tohum maliyetlerini karşılayamadığı için üretimi kısma veya durdurma kararı almasından dolayı kakao fiyatları bu yıl üst üste rekor tazeledi.
Kakao arzında sorunların ana nedeni uzun süreli kuraklık ve şiddetli yağmur gibi kötü hava koşulları gösterilirken, bitki hastalıkları da mahsulü etkiledi.
Özellikle kakao ağaçlarının ölmesine neden olan CSSVD virüsü üretimi olumsuz etkiledi.
Fildişi Sahili'nde kakao satışlarındaki kısıtlamalar arzın daha fazla sıkılaşacağı endişelerini artırdı. Fildişi Sahili kakao düzenleyicisi Le Conseil du Cafe-Cacao, ülkede işleme tesisi olmayan şirketlere ve ihracatçılara, kakao çekirdeklerini satın alamayacaklarını bildirmişti.
Batı Afrika'da başlayan Harmattan rüzgarlarının kakao hasadı için tehdit oluşturması ve teslimat için limanlara az miktarda ürün gelmesi sonrasında Fildişi Sahili'nde kakao teslimatlarının azalması da bu ürünün fiyatlarında yükselişe kapı araladı.
Ganalı çiftçilerin kakao çekirdeklerini komşu ülkelere kaçırdıkları ve buralarda daha yüksek kazançla sattıkları yönündeki iddialar da fiyatlardaki sert yükselişi destekledi.
Batı Afrika'da yağışların yetersiz olması kakaoda üretim endişelerinin devam etmesine yol açtı.
Küçük çikolata şirketleri kakao erişimini ham madde erişimini sağlayabilmek için daha fazla ücret ödemeye başladı. Bu da doğal olarak piyasada yeniden yukarı yönlü bir trendin oluşmasına yol açan etkenler arasında yer aldı.
Brezilya ve Vietnam'da havanın kurak olması nedeniyle üretime yönelik endişelerin devam etmesi kahve fiyatlarını yukarı yönlü destekledi.
Kahve fiyatları, dünyanın en büyük Arabica üreticisi Brezilya ve Robusta çekirdeğinin ana üreticisi Vietnam'daki sıkılaşan arz görünümü tarafından desteklenmeye devam ediyor.
Brezilya'da kurak havanın devam edeceğine yönelik öngörüler ve bunun kahve rekoltesine zarar vereceğine ilişkin endişelerle kahve fiyatlarını tetikledi.
Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının Asya'dan Avrupa'ya kahve sevkiyatını yavaşlatması kahve fiyatlarının artmasına neden olan başka bir etken oldu.
Kahve çekirdeği üreticilerine ev sahipliği yapan Güneydoğu Asya'daki aşırı sıcak ve kuraklıkların Vietnam başta olmak üzere daha düşük hasatlara yol açması da kahve fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi.
La Nina hava olayının etkisini göstermesiyle birlikte kahve rekoltesinin azalabileceğinden endişe ediliyor.
Güneydoğu Asya ülkelerini vuran Yagi Tayfunu'nun Vietnam'daki kahve üretilen alanlara zarar vermesi kahve fiyatlarını destekledi.
Hindistan'da muson yağmurlarının ortalamanın üstünde olması ise şekerde arz endişelerinin azalmasına, fiyatların düşmesine neden oldu. Hindistan ve Avustralya'da pamuk rekoltelerinin artmasıyla da pamuk fiyatları düştü. AA