Suriye’de yaklaşık 14 yıldır süregelen iç savaşın ardından Esad rejimi yerini muhalif grup HTŞ’ye bıraktı. HTŞ’nin yönetimi ele geçirmesiyle Suriye’de yeni bir döneme girildi. Yeniden inşa sürecinde öncelikle insani şartların iyileştirilmesi ve ardından hukuk, eğitim gibi alanlarda adım atılması bekleniyor. Elbette yıkılan binalar ve altyapının da yenilenmesi için inşaat malzemeleri ve çeliğe ihtiyaç duyulacak. Bu yeniden inşa sürecine ilk finansal destek Almanya’dan geldi. Almanya, insani şartların iyileştirilmesi için Suriye’ye 60 milyon Euro’luk bir kaynak göndereceklerini açıkladı.
Ekonomist’in 5 - 18 Ocak 2025 tarihli sayısından
Türkiye’nin en geniş sınır komşusundaki bu yeni gelişme, siyasi gelişmeler ile birlikte ekonomik perspektif üzerinden de değerlendiriliyor. Uluslararası iş birliği ile finansman imkanlarının genişletilmesiyle Suriye’de savaş mağdurlarının öncelikle barınma, ardından yeme içme ve giyim gibi alanlarda ciddi bir hareketlilik bekleniyor. Türkiye’de pek çok sektör, yeni dönemde Suriye’de rol almak istiyor. Bu noktada özellikle inşaat malzemeleri, hazır giyim, gıda ve kimya sektörleri öne çıkıyor.
HEDEF 5 MİLYAR DOLARDI
2013 yılından beri süregelen siyasi kriz ve iç savaşın kol gezdiği Suriye ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler ‘ağır aksak’ da olsa hep devam etti. Suriye ile 2008’de, yani iç savaştan önce 1,4 milyar dolarlık dış ticaret hacminin 5 milyar dolara çıkarılması hedefleniyordu. Bu hedefe ulaşmak 2013 sonrası başlayan iç savaşla rafa kalkmış olsa da Suriye’ye ihracat devam etti. 2011 yılında 1,6 milyar dolar olan ihracat, 2012’de çatışmaların etkisiyle 498 milyon dolar seviyesine düştü. 2014’te 2,3 milyar doları aşan ihracat, 2015-2020 döneminde 1,6 ila 1,9 milyar dolar arasında seyretti. 2021-2023 döneminde ise her yıl 2 milyar dolar sınırını aşmayı başardıklarını kaydeden Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, “Bu yıl Ocak-Kasım döneminde ise Suriye’ye ihracatımız geçen yıla göre yüzde 4,6 artışla 1 milyar 950 milyon dolara ulaştı. Ülkede siyasi istikrarın sağlanması durumunda ihracatımızın çok daha büyüyeceğine inanıyorum” diyor.
DİKKAT ÇEKEN SEKTÖRLER
Suriye’ye Ocak-Kasım 2024 döneminde en çok ihracat yapan sektörlerimiz arasında hububat 457 milyon dolarla ilk sırada yer alıyor. Hububatı, 151 milyon dolarla kimya, 126 milyon dolarla elektronik, 117 milyon dolarla çelik ve 88 milyon dolarla su ürünleri takip ediyor. Tüm bu rakamların çatışmalar ve iç savaş şartlarında gerçekleştiğinin altını çizmemiz gerekiyor. Suriye’de istikrarlı bir yönetimin iş başına gelmesi durumunda ticaretin çok daha güçleneceğini belirten Mustafa Gültepe, 2025 yılı içinse şunları aktarıyor: “Huzur ortamının sağlandığı bir Suriye’nin hemen her sektörümüzün ihracatına olumlu katkıları olacak. Suriye’ye 2025 ihracatımızla ilgili isabetli bir tahminde bulunmak mümkün değil. Ancak her koşulda 2 milyar doların üzerinde bir ihracat hacmine ulaşacağımızı söyleyebilirim.”
İLK ETAPTA HALEP VE ÇEVRESİ
Rekabet kaygısıyla Türkiye’den Mısır’a giden hazır giyim yatırımlarını önümüzdeki süreçte Suriye’ye kayabileceğini aktaran TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayii Meclis Başkanı Şeref Fayat, ilk adımda Halep ve çevresinde Türkiye’den hazır giyim markalarının gidebileceğini söylüyor.
Gaziantep, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta birçok tekstil atölyesinde Suriyelilerin çalıştırıldığını anlatan Fayat, bu iş gücünün ülkelerine dönmesinin de Türkiye’ye bölgesel açıdan fırsat sunabileceğini iletiyor. Fayat, “Barış olması, yönetimin net bir şekilde belli olması çok değerli. En uzun sınır komşumuz Suriye ile önemli ticaretimiz var. Burada tekstil ve hazır giyimde çalışanların ülkelerine döndüklerinde bizim işimizi kendi ülkelerinde yapmaları fırsat olabilir” diyor. Emek yoğun sektörlerin ucuz işçilikle dünya pazarlarında rekabetçi olabileceğini ifade eden Fayat, “Bizler için ürünlerimizi oralarda diktirecek olmak Mısır’a gitmekten daha cazip olur. Emek yoğun işleri onlara yaptırırsak rekabetçiliğimiz artar. Suriye’de çalışan kesim bulsak, bu ciddi avantaj sağlar. Komple tesisleri Mısır gibi başka ülkelere taşımaktansa emek yoğun alanları Suriye’ye aktarmak daha efektif olabilir” diye konuşuyor.
İSTİHDAMA ETKİSİ
Türkiye’nin tekstil sektöründe önemli merkezlerinden biri olan Giyimkent’in Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Cevizli de enerji ve işçilik maliyetlerinin Türkiye’de yükselmesi nedeniyle Mısır gibi ülkelerde üretim tesisi açan firmalar olduğunu söyleyerek, şu görüşleri dile getiriyor: ‘‘Giyimkent’ten Mısır’a üretim için giden bir iki firmamız var. Mısır iş gücü ve enerji maliyetlerinin düşük olması nedeniyle tercih ediliyor. Orada üretim yapan firmaların kısa vadede buradaki kaliteyi, modayı yakalaması mümkün görünmüyor. Mısır bu konuda çok büyük teşvikler veriyor. Türkiye rekabet için global firmalar ortaya çıkarmalı. Yurt dışında da üretim yapılabilir ama üretilen ürünün ihracatının Türkiye üzerinden yapılması gibi üçüncü bir yol izlenebilir.”
Öte yandan Cevizli, tekstilde 1 buçuk milyon istihdamın yaklaşık yüzde 10’unun Suriyeli göçmenlerden oluştuğunu belirtiyor. Suriyelilerin dönüşünün şu an yavaş seyrettiğini ifade eden Cevizli, gelecekte bu sayı yükseldiğinde tekstil sektörünün olumsuz etkilenebileceğini, fakat sınır yatırımlarıyla fırsatların da olabileceğini iletiyor.
RAMAZAN KAYA / TGSD
MAĞAZALAŞMA HIZLANIR
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya ise Suriye’de Hükümetin görevi tam olarak devralması ve altyapı çalışmalarının zaman alacağını söylüyor. Özellikle hukuk sistemindeki eksikliklerin ülkede üretime dönük yatırımların önünde engel olacağını belirten Kaya, markaların giyim ihtiyacı nedeniyle Suriye’de mağazalaşabileceğini fakat şu an imalata geçmenin mümkün olmadığını anlatıyor. Kaya, “İş ve insan haklarının belli bir seviyeye gelmesi çok kolay değil. Ben ilk adımın Türkiye’deki yerel markaların oralarda mağazalaşmasıyla atılacağını düşünüyorum” diye konuşuyor.
BARINMA EN ÖNEMLİ SORUN
Birleşmiş Milletler’in yayınladığı rapora göre, Suriye’nin savaş sonrası yeniden inşası için en az 400 milyar dolar harcanacak. Bu noktada büyük bütçe gerektiren önemli ihtiyaçlardan biri ise barınma. Ülkenin kuzeyinde bir süredir inşa edilen briket evlerin yeni durumla birlikte barınma sorununu çözmek üzere Şam hükümeti tarafından hızla devreye alınabileceğini belirten Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, “İnşaat seferberliği kaçınılmaz olacaktır. Suriye’de demir çelik ihtiyacının yanı sıra öncelikle inşaat malzemelerine hızla ihtiyaç olacaktır” diyor. Ülkede tümüyle tahrip edilen yerler bulunduğunu dile getiren Yayan, “Bu aşamada en önemli sorun finans sıkıntısı olacaktır. Savaş mağduru halkın briket evlerle çadırlardan dört duvar arasına çekilmesi önemlidir. Daha kalıcı ve medeni yapılarla sürecin desteklenmesi gerekiyor” diye konuşuyor.
“GIDA RAFLARI DOLACAK”
Suriye’deki süreçle hedef büyüten sektörlerden biri ise ambalaj. Hem bölgenin hem de dünyanın önemli üreticileri arasında yer alan Türkiye ambalaj sektörü, 2025 yılına büyük beklentilerle girdi. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbekir, “Suriye’deki savaş bitti, Ukrayna-Rusya Savaşı da mutlaka bitecektir. Bunların ardından o ülkelerde ciddi bir inşaat faaliyeti başlayacak” diye konuşuyor. İnşaat malzemeleri ihracatında boya ve ambalaj ürünlerinin öne çıktığına işaret eden Sarıbekir, “Ayrıca marketlerdeki gıda rafları da dolmaya başlayacak. Ben 2025 ve sonrası için çok ümitliyim. Ekonomide tekrar boğa piyasasına döneceğimizi ve 10 yıl boyunca bir yükselişin yaşanacağını düşünüyorum. Bu da ambalaj sektörünü çok olumlu bir şekilde etkileyecektir” diye konuşuyor. Aynı zamanda Sarten Ambalaj şirketinin başkanı olan Zeki Sarıbekir, kendi şirketi özelinde ise savaş öncesinde Suriye’ye 10 milyon doların üzerinde ihracat yaptıklarını, savaşın bitimiyle birlikte yeniden bu pazarlardaki aktiviteye hızla geri dönmek istediklerini kaydediyor.
MUSTAFA GÜLTEPE / TİM BAŞKANI
“İstikrar uzun zaman alacak”
“Biz Suriye’deki gelişmelere öncelikle insani boyutuyla bakıyoruz. Çünkü 13 yıllık iç savaş ülkede çok ciddi bir sosyal ve ekonomik yıkım bıraktı. Nüfusun neredeyse üçte biri, büyük bölümü Türkiye’de olmak üzere farklı ülkelerde sığınmacı konumunda bulunuyor. Ülke içinde yer değiştirmek zorunda kalanlar var. Diğer taraftan her şey yolunda gitse bile ülkede siyasi istikrarın sağlanması için uzun zaman gerekiyor. Dolayısıyla öncelikle işin insani boyutuna odaklanmak durumundayız. Komşumuz Suriye’de bu gelişmeleri takip ederken ihtiyaç duydukları tüm ürünlerin tedarikinde de kendilerine yardımcı olacağız.”
ŞEREF FAYAT / TOBB HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON SANAYİ MECLİS BŞK
“Mısır’a gitmekten daha cazip”
“Rekabet kaygısıyla Türkiye’den Mısır’a giden hazır giyim yatırımları önümüzdeki süreçte Suriye’ye kayabilir. Emek yoğun üretim alanlarında ucuz işçilikle Suriye daha rekabetçi olabilir. Bizler için ürünlerimizi oralarda diktirmek, Mısır’a gitmekten daha cazip olacaktır. Tesislerimizi komple taşımak yerine, emek yoğun alanları orada yaptırıp, burada da yüksek katma değerli üretime devam edilebilir. Sektörümüzün rekabetçiliğine katkı sunar.”
VEYSEL YAYAN / TÜRKİYE ÇELİK ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ GNL. SEKRETERİ
“2 milyon ton çelik ihtiyacı olacak”
“Çelikte tarafında Suriye’de ilk etapta yıkılan yapılardaki hurdalar önemli bir ham madde kaynağı oluşturuyor. Öncelikle gerekli düzenlemelerle oradan bu hurdaların Türkiye’ye ithalatında fırsat sağlanmalı. Kavrayıcı ve kucaklayıcı şekilde onların değer üretmelerini sağlamak ve yeniden inşaya destek vermeliyiz. Öngörüm 2-3 milyon tonluk çelik ihtiyacının oluşabileceği yönünde. Bu noktada en önemli konu yeni hükümetin barınmayı acil ihtiyaç olarak görmesi olacaktır.”