Turizm sektörü, pandemiyle birlikte en çok zorlanan sektörlerin başında geliyor. Bu dönemden itibaren büyük bir dönüşümden geçen sektörün son yıllarına bakıldığında; 2022’nin birçok otel için ‘rekor yılı’ olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Pandemi sonrası insanların dışarıya çıkma özleminin, makro ekonomik avantajların ve işletmelerin sunduğu cazip fırsatların etkisiyle otellerde canlılık yaşandığı biliniyor.
2023 yılı ise her sektör gibi otelcilik sektörü açısında da ‘zor bir yıl’ olarak değerlendiriliyor.
İnorganik olan talebin sönmesinin ve kurdaki artışın da enflasyon geçirgenliğinin başlamasının sektörü o yıl sekteye uğrattığını belirten Swissotel The Bosphorus Genel Müdürü Utkan Gülaçtı, “Maliyeti iyi yönetenin kazandığı bir yıl oldu 2023. Biz de orada öngörülerimizle aksiyon aldık. Sosyal sorumluluk anlayışımız gereği ağırlıklı olarak semtimizdeki üreticilerden alım yapıyorduk. Bu dönemde Anadolu’ya da gittik, bize uygun ürünleri Anadolu’dan da aldık. Hem yerel üreticilere destek olduk hem de aldığımız finansal önlemler ile karlılığımız 2023’ten sonra da artırmayı başardık” diyor.
SAVAŞ, RUS TURİST SAYISINI ARTIRDI
2024 yılının da gerek sektör gerekse kendileri açısından olumlu bir yıl olduğunu söyleyen Gülaçtı, şu değerlendirmede bulunuyor: “Rus turist sayısı çok arttı. Antalya’dan sonra en çok İstanbul’u tercih ettiler. Rusya – Ukrayna Savaşı’nın söylemek hoş olmasa da İstanbul turizmine katkısı oldu. Çünkü hala kısıtlamalar nedeniyle birçok ülkeye gidemeyen Rusların tatil tercihi Türkiye oldu. Şu anda müşterilerimiz arasında Rusya il üçte. Ayrıca Uzakdoğu bölgesinden de yoğun bir turist aldık. Özellikle Çinli şirketlerin Türkiye’de yatırımlarının artmasının bunda etkisi olduğunu görüyoruz. Ayrıca ABD, İngiltere, İran, Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün gibi çok farklı destinasyonlardan konuk ağırlıyoruz.”
2025’TE 1 MİLYON KONUK HEDEFLENİYOR
Swissotel The Bosphorus olarak 2024 yılında 850 bin kişiyi otellerinde konuk ettiklerini de söyleyen Gülaçtı, bu yılki hedeflerinin ise bu rakamı 1 milyona çıkarmak olduğunu belirtiyor ve ekliyor: Artık enflasyon alevi zayıfladı. Kur da daha kontrollü artıyor.
Biz de planlarımızı ve bütçemizi buna göre yaptık. Fiyat konusunda agresif gitmeyeceğiz. Fiyat artışlarını çok minimum seviyede tutmayı hedefliyoruz. Verimliliğe daha fazla odaklanacağız. Aldığımız önlemler ve yaptığımız çalışmalarla 2024’e göre 2025’te büyüme öngörüyoruz. Bu iki haneli noktalara gelirse şanslıyız ama yine de Euro bazında yüzde 5’in üzerinde büyümemiz olur.”
İstanbul’da şu sıralar ‘kongre turizmi’ olarak bilinen ‘MICE turizmi’ dönemi yaşanıyor. Bunun, otellerdeki doluluk oranını yüzde 50 -60’lara getirdiğini belirten Gülaçtı, “Şu anda bizim ise MICE etkisiyle doluluk oranımız yüzde 70’lerde. Son yılların ocak ayına bakıldığında bu sektör için bir rekor” diye ekliyor.
ATIK AZALTMAK İÇİN YAZILIM KULLANILIYOR
Accor’un bir taahhüdü olarak Swissotel The Bosphorus’un tüm restoranlarında menüler belirli bir stratejiyle oluşturuluyor. Örneğin menülerde gluten free pek çok çeşit var. Aynı zamanda menülerin yüzde 30'u vejeteryan, bir kısmı da vegan yemek seçeneklerinden oluyor. Açık mutfak nedeniyle oluşan atıkları azaltmak için bir yazılım kullandıklarını belirten Gülaçtı, sürdürülebilirlik çalışmalarını şöyle anlatıyor: “İlk olarak mutfaktan çıkacak her yemeğin tariflerini, gramajını belirlediğimiz reçetelerimizi hazırladık. Mesela bir tarife 500 gram domates koymanız gerekirken 505 gram koyarsanız, ‘fazla koydunuz’ diye uyarı veriyor sistem. Bu yazılımla yiyecek atıkları minimum 72 gramdan 4O grama indi. Daha da düşüreceğiz. Öte yandan kalan yemekleri hayvan barınaklarına gönderiyoruz. Bunu çok uzun zamandır yapıyoruz. Atıklardan gübre de üretiyoruz.”
‘ŞEFİN BAHÇESİ’NDEN 20 ÇEŞİT ÜRÜN ALINIYOR
Otelin 90 metrekarelik ‘Şefin Bahçesi ‘adıyla bir serası da var. Bunun 150 metrekareye çıkarılması planlanıyor. Burada tariflerinde kullandıkları sebze, meyve, yeşillik gibi 20 çeşit ürünü yetiştirdiklerini dile getiren Gülaçtı, “Bu bahçedeki ürünleri şeflerimiz kendileri yetiştiriyor. Mesela 2024 ‘te Soner Şef, 1 yılda otelin tüm restoranlarındaki menülerinde kullanılabilecek kadar yaban mersini yetiştirdi. Ayrıca enerji tüketimimizi yüzde 5 oranında azaltmayı hedeflerken, plastik kullanımını da neredeyse sıfıra çektik” diye ekliyor.
KORUMA ALTINA ALINAN AĞAÇLAR VAR
Swissôtel The Bosphorus, İstanbul’daki 5 yıldızlı otellerin içerisinde en eski ikinci otel. 1989 yılında inşaata başlayıp 91 yılında açılmış ve Japonlar tarafından yapılmış bir otel. Çalışan sayısı sözleşmeli personel ile birlikte bin kişi bulan otelin, günde 4 bine yakın misafiri ağırladığı oluyor. 85 bin metrekarelik bir alanda konumlanan otelin aslında Dolmabahçe'nin geçmiş tarihi bahçesi olduğunu dile getiren Gülaçtı, “İçeride çok ciddi tarihi alanlar var. Koruma altına aldığımız ağaçlarımız da bulunuyor. Bazı ağaçların üzerinde etiketler yer alıyor.
