Henüz bir mevzuata bağlı olmayan kripto para pazarı boşanmaları etkiliyor. Kullanımı hızla yayılan kripto para, boşanma süreçlerinde ve mal paylaşılması davalarında avukatlarını da fazlasıyla meşgul eden bir sorun haline geldi.
ÖZLEM BAY YILMAZ / [email protected]
Blok zincir teknolojisine dayalı ve kalıcı olarak hayatımıza giren, dünya çapında ticareti ve ekonomiyi dönüştüreceğine inanılan kripto paranın en önemli özelliği herhangi bir merkezi sisteme, resmi kuruluşa veya aracı kuruma bağlı olmayan ve sadece internet üzerinden şifreler ve dijital cüzdanlar aracılığıyla kullanılan bir sanal para birimi olması. Başka bir deyişle, kripto para pazarı, henüz devlet kontrolü ve denetimi altında olmayan, işlemlerin anonim olarak yapıldığı bir sanal para pazarı. Henüz bir mevzuata bağlı olmayan kripto para pazarının boşanmaları da etkilediğini belirten AC Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı Avukat Canan Grunder, “Kripto para, kullanımının Türkiye’de de hızla yayılması neticesinde boşanma süreçlerinde ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında gittikçe artan ve boşanma avukatlarını da fazlasıyla meşgul eden bir sorun haline gelmeye başladı “ diyor.
Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki, kripto paranın bir malvarlığı olduğu ve evlilik birliği içerisinde kazanılan gelirlerle edinildiği taktirde paylaşıma tabi olacağı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmuyor. Tereddüt uyandıran ve yasal mal rejiminin tasfiyesi davalarında kripto para ile ilgili ortaya çıkan en temel sorunun, eşe ait kripto paraların varlığının ispat edilmesi olduğunu dile getiren Canan Grunder, şunları anlatıyor:
“Kişiye ait dijital cüzdanda barındırılan şifreler bilinmediği veya bulunmadığı sürece, blok zinciri üzerinden yapılan işlemin kimin tarafından yapıldığının izinin sürülmesi mümkün değil. Kripto para, tam da bu anonim yapısı nedeniyle karşımıza henüz aşılması zor bir engel olarak çıkıyor. Kişiler, boşanacağı eşinden mal kaçırmak amacıyla kripto para pazarına girdikleri gibi, evlilik süresince diğer eşin bilgisi dahilinde yapılan kripto para yatırımları da genellikle ispat edilmediğinden paylaşıma girmiyor ve hak kaybına neden oluyor.”
Ancak kripto para sahibi eş, bir aracı kurum, yani bir kripto para borsası kullanıyorsa, borsaya kaydını yaparken kişisel bilgilerini paylaşmak zorunda olduğu gibi, sadece kendi banka hesabından veya kredi kartından aktarım yapabiliyor.
Bu nedenle, hem eşe ait tüm banka kayıtlarının talep edilerek banka hesabından hangi kripto para borsasına ne miktarda ve hangi tarihte aktarım yapıldığının sorulması hem de ilgili kripto para borsasına yazılarak eş adına kayıtlı hesapların getirilmesinin talep edilmesi gerektiğinin altını çizen Canan Grunder, “Aktarımın yabancı ülkede bulunan bir kripto para borsasına yapılması halinde ise yine aynı şekilde banka kayıtlarından hangi borsaya aktarım yapıldığı tespit edilmeli. Sonuç olarak, eşin kripto para sahibi olduğu biliniyorsa veya bundan şüpheleniliyorsa, mal rejiminin tasfiyesi davasındaki deliller mutlaka geniş kapsamlı yazılarak talepte bulunan eşin hak kaybına uğraması engellenmeli” diye ekliyor.
Blok zincir teknolojisine dayalı ve kalıcı olarak hayatımıza giren, dünya çapında ticareti ve ekonomiyi dönüştüreceğine inanılan kripto paranın en önemli özelliği herhangi bir merkezi sisteme, resmi kuruluşa veya aracı kuruma bağlı olmayan ve sadece internet üzerinden şifreler ve dijital cüzdanlar aracılığıyla kullanılan bir sanal para birimi olması. Başka bir deyişle, kripto para pazarı, henüz devlet kontrolü ve denetimi altında olmayan, işlemlerin anonim olarak yapıldığı bir sanal para pazarı. Henüz bir mevzuata bağlı olmayan kripto para pazarının boşanmaları da etkilediğini belirten AC Hukuk Bürosu Kurucu Ortağı Avukat Canan Grunder, “Kripto para, kullanımının Türkiye’de de hızla yayılması neticesinde boşanma süreçlerinde ve mal rejiminin tasfiyesi davalarında gittikçe artan ve boşanma avukatlarını da fazlasıyla meşgul eden bir sorun haline gelmeye başladı “ diyor.
“Aşılması zor bir engel”
Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki, kripto paranın bir malvarlığı olduğu ve evlilik birliği içerisinde kazanılan gelirlerle edinildiği taktirde paylaşıma tabi olacağı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmuyor. Tereddüt uyandıran ve yasal mal rejiminin tasfiyesi davalarında kripto para ile ilgili ortaya çıkan en temel sorunun, eşe ait kripto paraların varlığının ispat edilmesi olduğunu dile getiren Canan Grunder, şunları anlatıyor:
“Kişiye ait dijital cüzdanda barındırılan şifreler bilinmediği veya bulunmadığı sürece, blok zinciri üzerinden yapılan işlemin kimin tarafından yapıldığının izinin sürülmesi mümkün değil. Kripto para, tam da bu anonim yapısı nedeniyle karşımıza henüz aşılması zor bir engel olarak çıkıyor. Kişiler, boşanacağı eşinden mal kaçırmak amacıyla kripto para pazarına girdikleri gibi, evlilik süresince diğer eşin bilgisi dahilinde yapılan kripto para yatırımları da genellikle ispat edilmediğinden paylaşıma girmiyor ve hak kaybına neden oluyor.”
Kayıtlar talep edilmeli
Ancak kripto para sahibi eş, bir aracı kurum, yani bir kripto para borsası kullanıyorsa, borsaya kaydını yaparken kişisel bilgilerini paylaşmak zorunda olduğu gibi, sadece kendi banka hesabından veya kredi kartından aktarım yapabiliyor.
Bu nedenle, hem eşe ait tüm banka kayıtlarının talep edilerek banka hesabından hangi kripto para borsasına ne miktarda ve hangi tarihte aktarım yapıldığının sorulması hem de ilgili kripto para borsasına yazılarak eş adına kayıtlı hesapların getirilmesinin talep edilmesi gerektiğinin altını çizen Canan Grunder, “Aktarımın yabancı ülkede bulunan bir kripto para borsasına yapılması halinde ise yine aynı şekilde banka kayıtlarından hangi borsaya aktarım yapıldığı tespit edilmeli. Sonuç olarak, eşin kripto para sahibi olduğu biliniyorsa veya bundan şüpheleniliyorsa, mal rejiminin tasfiyesi davasındaki deliller mutlaka geniş kapsamlı yazılarak talepte bulunan eşin hak kaybına uğraması engellenmeli” diye ekliyor.