Isınma veya ulaşım sektörlerinde fosil yakıt kullanımını sonlandıran kentlerin sayısı 2019 sonu itibarıyla 8 iken, geçen yıl 35 kent daha söz konusu sektörlerde fosil yakıt kullanımını yasaklayan politikaları uygulamaya koydu.
Dünyada fosil yakıt kullanımını kısmen veya tamamen yasaklayan kentlerin sayısı geçen yıl 43'e yükseldi.
Yenilenebilir enerji alanında uluslararası bir ağ olan REN21'in "Kentlerde Yenilenebilir Enerjinin Küresel Durumu 2021" raporuna göre, dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor ve küresel enerji tüketiminin dörtte üçü kentlerde gerçekleşiyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede kentlerin iklim stratejileri ve yenilenebilir enerji kullanımını artırmaları önem arz ederken, fosil yakıt kullanımına kısmen veya tamamen yasak koyan kentlerin sayısı artıyor.
Bu kapsamda, ısınma veya ulaşım sektörlerinde fosil yakıt kullanımını sonlandıran kentlerin sayısı 2019 sonu itibarıyla 8 iken, geçen yıl 35 kent daha söz konusu sektörlerde fosil yakıt kullanımını yasaklayan politikaları uygulamaya koydu. Böylece, bu kentlerin sayısı toplamda 43'e yükseldi.
Fosil yakıt kullanımını kısmen veya tamamen yasaklayan kentlerin sayısı 2020'de yaklaşık 5 kat arttı.
Rapora göre, 20 kent daha gelecek dönemde fosil yakıt kullanımını yasaklayan politikaları yürürlüğe koymayı planlarken, dünyada 1300 kentin ya yenilenebilir enerji hedefi ya da yürürlüğe koyduğu yenilenebilir enerji politikası bulunuyor ve bir milyar insan bu kentlerde yaşıyor.
Raporda konuya ilişkin görüşlerine yer verilen REN21 İcra Direktörü Rana Adib, yenilenebilir enerjiye dayalı geleceğin planlanmasında, geliştirilmesinde ve inşasında kentlerin en iyi seçenek olduğunu ve öneminin arttığını belirterek, "Ancak çoğu zaman, kentlerin dönüşüm potansiyelleri yeterince kullanılmıyor. Düşük karbon hedeflerini nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kentlerde gerçekleştirmek zor bir iş. Hükümetlerin finansman, kapasite ve mevzuata dair yetkilerini yerel ölçekteki karar vericilerin sorumluluğuna devretmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Adib, iklim değişikliğiyle mücadelenin hızlanması ile tüm sektörlerde yenilenebilir enerji kullanımının artması arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kent yönetimleri binalara yönelik kuralları sıkılaştırıyor ve yenilenebilir enerji yükümlülüklerini zorunlu hale getiriyor. Kentlerin aldığı kararların en önemlisi ise, doğal gaz, petrol ve kömür kullanımını sonlandırma tarihi belirlemeleri. Çoğu zaman fosil yakıt sektörünün çıkarları kentlerin karbondan arınma planlarını engelliyor. Maalesef dünyanın her yerinde kent yönetimleri ne zaman fosil yakıtları aşamalı olarak sonlandırmaya çalışsa, sektör buna karşı mücadele için kaynaklarını kullanıyor. Bu nedenle yenilenebilir enerjiye geçiş engelli koşuyu andırıyor."
Dünyada fosil yakıt kullanımını kısmen veya tamamen yasaklayan kentlerin sayısı geçen yıl 43'e yükseldi.
Yenilenebilir enerji alanında uluslararası bir ağ olan REN21'in "Kentlerde Yenilenebilir Enerjinin Küresel Durumu 2021" raporuna göre, dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor ve küresel enerji tüketiminin dörtte üçü kentlerde gerçekleşiyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede kentlerin iklim stratejileri ve yenilenebilir enerji kullanımını artırmaları önem arz ederken, fosil yakıt kullanımına kısmen veya tamamen yasak koyan kentlerin sayısı artıyor.
Bu kapsamda, ısınma veya ulaşım sektörlerinde fosil yakıt kullanımını sonlandıran kentlerin sayısı 2019 sonu itibarıyla 8 iken, geçen yıl 35 kent daha söz konusu sektörlerde fosil yakıt kullanımını yasaklayan politikaları uygulamaya koydu. Böylece, bu kentlerin sayısı toplamda 43'e yükseldi.
Fosil yakıt kullanımını kısmen veya tamamen yasaklayan kentlerin sayısı 2020'de yaklaşık 5 kat arttı.
Rapora göre, 20 kent daha gelecek dönemde fosil yakıt kullanımını yasaklayan politikaları yürürlüğe koymayı planlarken, dünyada 1300 kentin ya yenilenebilir enerji hedefi ya da yürürlüğe koyduğu yenilenebilir enerji politikası bulunuyor ve bir milyar insan bu kentlerde yaşıyor.
Yenilenebilir enerjiye geçiş "engelli koşuyu" andırıyor
Raporda konuya ilişkin görüşlerine yer verilen REN21 İcra Direktörü Rana Adib, yenilenebilir enerjiye dayalı geleceğin planlanmasında, geliştirilmesinde ve inşasında kentlerin en iyi seçenek olduğunu ve öneminin arttığını belirterek, "Ancak çoğu zaman, kentlerin dönüşüm potansiyelleri yeterince kullanılmıyor. Düşük karbon hedeflerini nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu kentlerde gerçekleştirmek zor bir iş. Hükümetlerin finansman, kapasite ve mevzuata dair yetkilerini yerel ölçekteki karar vericilerin sorumluluğuna devretmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Adib, iklim değişikliğiyle mücadelenin hızlanması ile tüm sektörlerde yenilenebilir enerji kullanımının artması arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Kent yönetimleri binalara yönelik kuralları sıkılaştırıyor ve yenilenebilir enerji yükümlülüklerini zorunlu hale getiriyor. Kentlerin aldığı kararların en önemlisi ise, doğal gaz, petrol ve kömür kullanımını sonlandırma tarihi belirlemeleri. Çoğu zaman fosil yakıt sektörünün çıkarları kentlerin karbondan arınma planlarını engelliyor. Maalesef dünyanın her yerinde kent yönetimleri ne zaman fosil yakıtları aşamalı olarak sonlandırmaya çalışsa, sektör buna karşı mücadele için kaynaklarını kullanıyor. Bu nedenle yenilenebilir enerjiye geçiş engelli koşuyu andırıyor."