Milli Muharip Uçak ne zaman hangardan çıkacak, ne zaman envantere girecek? Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Milli Muharip Uçak projesiyle ilgili son bilgileri paylaştı.
Habertürk TV'de soruları yanıtlayan Demir, "Geliştireceğimiz uçak projesi ne durumda? Bizi F-35 ya da Rusların uçaklarına muhtaç olmaktan kurtaracak bir proje mi? Bunu yapabilir miyiz? sorusunu şöyle yanıtladı:
Kesinlikle milli muharip uçak o kapasitede bir uçak olmayı hedefliyor. Tabi aşama aşama gidecek bir uçak. Savunma sanayinde dillendirdiğimiz ve hayata geçirdiğimiz bir şey var. Derler ya mükemmel mümkünün düşmanıdır diye. Mükemmeli tanımlayabiliriz, mükemmeli isteyebiliriz hakkımız. Ama mükemmele giden yolda 10 sene bekleyeceğimize acaba 3. senede mümkün çıkartabilir miyim. Mümkünün bir adım ötesini 7. senede çıkartabilir miyim? gibi bir yol haritası çok önemli. Ayrıca bu kullandıkça da size ürünü olgunlaştıran bir süreç. Evet, biz F-35 konusundaki ihtiyacımızı Milli Muharip Uçak'la gidereceğiz. O da kademe kademe gidecek. F-35 de öyle gitti zaten.
Bir de Hürjetimiz gelecek arada. Hürjet eğitim uçağı olarak başladık ama o da zamanla evrilerek operasyonel, muharip anlamda belli görevler görecek. İHA yolculuğumuz devam edecek. Akıncı son ürünümüz değil inşallah onun çeşitli modellerini, jet motorlu İHA'larımızda sahada göreceksiniz.
Önemli kabiliyetler gündeme geliyor olacak.
Milli Muhariple ilgili sürecimiz devam ediyor. Çalışmalar son hızla devam ediyor. 600-700 kadar mühendisimiz o işle ilgili full time çalışıyorlar. TUSAŞ'da, ayrı bir milli muharip uçak binası yapıldı. Orada diğer ülkelerden de ortak alma yönünde faaliyetler var. Hatta bazı ülkelerden ortak çalışmalar başladı, elemanlar dünya çapında devşirilmeye başlandı. F-35 modeli gibi düşünün. Bu tür projeler çok pahalı. Aynı zamanda üretmeye başladığınızda müşteri ihtiyacınız olacak. Eğer siz kendi ihtiyacınız için 300 uçak ürettiyseniz bunun uçak başına maliyetiyle 5 ülke bir araya geldiniz 1500 uçak ürettiniz bunun maliyeti çok farklı. O açıdan hem insan kaynağı hem finansman kaynağı ve ileride üretim açısından çoklu model önemli.
İsmail Demir, "Prototip ne zaman çıkar?" sorusu üzerine şu yanıtı verdi: Şu hedefi koyduk 2023'te inşallah hangar çıkışı yapacağız. 2025, 2026'ya sarkmaması için uğraşıyoruz. İlk uçuşunu yaptıracağız. Bu konuda çok çok iddialı olduğunu da biliyorum kolay olmadığını da biliyorum. Ama inşallah mahcup olmayacağız çünkü ekip bu azimde ve kararlılıkta. Tabi, uçağın olgunlaşması ve hava kuvvetlerimizin envanterine girecek hale gelmesi onun üzerine bir 4 5 yıl daha ister.
Çünkü bilenler diğer uçakların macerasını takip etsinler. Bir SU 57'ye baksınlar, F22'ye, F35'e baksınlar. Bu hemen bir anlamda tamamen envanterde kullanılacak uçak anlamına gelmiyor. Ama ara boşluğu bir anlamda doldurur. Bu arada Hürjet'e de belirli kabiliyetler kazandırarak devam ederiz. Bu süreçte yerlilik oranı da tabi önemli. Belirli sistemleri dünyadaki üreticilerden kullanmak kısa yol aldırabilir özellikle Hürjet'te. Ama bir taraftan onları yaparken kendi sisteminizi geliştirmek zorundasınız. Burada tabi en kritik kalemlerden biri motor. İki tip hazır motorla şu anda rool out ve ilk uçuşu yapmayı planlıyoruz bir taraftan da milli motor geliştirme projemiz devam ediyor.
https://youtu.be/VUhTtw0hOwI
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, bugün video konferans yöntemiyle, Yıldız Teknik Üniversitesi Savunma Sanayi Teknolojileri Topluluğu'nun organize ettiği Savunma Sanayi Zirvesi'nde açılış konuşması yaptı.
Başkanlık olarak güvenlik güçlerinin ihtiyacı olan sistemleri azami oranda yerli ve milli imkanlarla sağlamayı amaçladıklarını vurgulayan Demir, bunu yaparken geleceğin harekat ortamına ilişkin teknoloji ve eğilimleri yakından takip ettiklerini söyledi.
Demir, insansız teknolojiler, lazer ve elektro manyetik silah sistemleri, siber güvenlik ve uzay, uydu teknolojileri, sanal gerçeklik, yapay zeka ve robotik gibi geleceğin savunma sanayisi trendleri üzerine çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğünü belirtti.
Savunma sanayisinde Türkiye'nin yerlilik oranı arttıkça bağımsızlık ve masadaki müzakere gücünün arttığını dile getiren Demir, dış politikada Türkiye'nin bölgesinde önde gelen bir güç olduğu gerçeğinin daha büyük oranda kabul gördüğünü ifade etti. Demir, savunma sanayisinin yaptığı atılımla dünyanın ilgiyle takip ettiği bir konuma geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin savunma sanayisinde teknoloji ithal eden değil, teknoloji ihraç eden ülke konumuna doğru emin adımlarla yürüdüğünü belirten Demir, şöyle konuştu:
"Bugün yürüttüğümüz proje sayısı 750'yi aşmakta. Proje hacmimiz 60 milyar doları buluyor. Dünyanın en büyük 100 savunma sanayisi içinde 7 Türk şirketi bulunuyor. 5 sene önce bu sayı sadece ikiydi. Savunma sanayisi ihracatımız son 5 yılda yüzde 30 artarken ithalatımız ise yaklaşık yüzde 60 düşmüştür. Bu sonuçlar hayal etmenin ve hayallerimiz için çalışmamızın bir karşılığıdır. Ülkelerin savunma harcamaları incelendiğinde savunma sanayisi alanında ciddi bir güç rekabetinin yaşanmakta olduğu çok açık şekilde görülüyor. Savunma sanayisi ihracatının ileri teknoloji ihracatı olması nedeniyle bu sektörde güçlü olan ülkeler stratejik rekabet üstünlüğüne sahip oluyorlar. Ülke olarak savunma sanayisinde iyi bir durumdayız diyebiliriz ancak bunun yetmediğini her zaman söylüyoruz. Bu alanda iyi bir yürüyüşümüz var ama koşmamız gerekir diyoruz. Koşmak için de enerji lazım. Enerji de siz gençlerde."
Gençlerin bağımsız bir savunma sanayisi gerçekleştirmede en büyük itici güç olduğunun altını çizen İsmail Demir, nitelikli insan kaynağı oluşturmaya dönük bir dizi çalışma başlattıklarını anlattı.
Demir, Savunma Sanayi Akademisi, Vizyoner Genç, meslek liselerine dönük öğrenci ve öğretmen yetiştirme programlarıyla bu çalışmalardan olumlu sonuçlar almayı hedeflediklerini belirtti.
Habertürk TV'de soruları yanıtlayan Demir, "Geliştireceğimiz uçak projesi ne durumda? Bizi F-35 ya da Rusların uçaklarına muhtaç olmaktan kurtaracak bir proje mi? Bunu yapabilir miyiz? sorusunu şöyle yanıtladı:
Kesinlikle milli muharip uçak o kapasitede bir uçak olmayı hedefliyor. Tabi aşama aşama gidecek bir uçak. Savunma sanayinde dillendirdiğimiz ve hayata geçirdiğimiz bir şey var. Derler ya mükemmel mümkünün düşmanıdır diye. Mükemmeli tanımlayabiliriz, mükemmeli isteyebiliriz hakkımız. Ama mükemmele giden yolda 10 sene bekleyeceğimize acaba 3. senede mümkün çıkartabilir miyim. Mümkünün bir adım ötesini 7. senede çıkartabilir miyim? gibi bir yol haritası çok önemli. Ayrıca bu kullandıkça da size ürünü olgunlaştıran bir süreç. Evet, biz F-35 konusundaki ihtiyacımızı Milli Muharip Uçak'la gidereceğiz. O da kademe kademe gidecek. F-35 de öyle gitti zaten.
Önemli kabiliyetler gündeme geliyor olacak.
MİLLİ MUHARİP UÇAK PROJESİNDE SON DURUM NE?
Milli Muhariple ilgili sürecimiz devam ediyor. Çalışmalar son hızla devam ediyor. 600-700 kadar mühendisimiz o işle ilgili full time çalışıyorlar. TUSAŞ'da, ayrı bir milli muharip uçak binası yapıldı. Orada diğer ülkelerden de ortak alma yönünde faaliyetler var. Hatta bazı ülkelerden ortak çalışmalar başladı, elemanlar dünya çapında devşirilmeye başlandı. F-35 modeli gibi düşünün. Bu tür projeler çok pahalı. Aynı zamanda üretmeye başladığınızda müşteri ihtiyacınız olacak. Eğer siz kendi ihtiyacınız için 300 uçak ürettiyseniz bunun uçak başına maliyetiyle 5 ülke bir araya geldiniz 1500 uçak ürettiniz bunun maliyeti çok farklı. O açıdan hem insan kaynağı hem finansman kaynağı ve ileride üretim açısından çoklu model önemli.
NE ZAMAN HANGARDAN ÇIKAR? NE ZAMAN ENVANTERE GİRER?
İsmail Demir, "Prototip ne zaman çıkar?" sorusu üzerine şu yanıtı verdi: Şu hedefi koyduk 2023'te inşallah hangar çıkışı yapacağız. 2025, 2026'ya sarkmaması için uğraşıyoruz. İlk uçuşunu yaptıracağız. Bu konuda çok çok iddialı olduğunu da biliyorum kolay olmadığını da biliyorum. Ama inşallah mahcup olmayacağız çünkü ekip bu azimde ve kararlılıkta. Tabi, uçağın olgunlaşması ve hava kuvvetlerimizin envanterine girecek hale gelmesi onun üzerine bir 4 5 yıl daha ister.
Çünkü bilenler diğer uçakların macerasını takip etsinler. Bir SU 57'ye baksınlar, F22'ye, F35'e baksınlar. Bu hemen bir anlamda tamamen envanterde kullanılacak uçak anlamına gelmiyor. Ama ara boşluğu bir anlamda doldurur. Bu arada Hürjet'e de belirli kabiliyetler kazandırarak devam ederiz. Bu süreçte yerlilik oranı da tabi önemli. Belirli sistemleri dünyadaki üreticilerden kullanmak kısa yol aldırabilir özellikle Hürjet'te. Ama bir taraftan onları yaparken kendi sisteminizi geliştirmek zorundasınız. Burada tabi en kritik kalemlerden biri motor. İki tip hazır motorla şu anda rool out ve ilk uçuşu yapmayı planlıyoruz bir taraftan da milli motor geliştirme projemiz devam ediyor.
https://youtu.be/VUhTtw0hOwI
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, bugün video konferans yöntemiyle, Yıldız Teknik Üniversitesi Savunma Sanayi Teknolojileri Topluluğu'nun organize ettiği Savunma Sanayi Zirvesi'nde açılış konuşması yaptı.
Başkanlık olarak güvenlik güçlerinin ihtiyacı olan sistemleri azami oranda yerli ve milli imkanlarla sağlamayı amaçladıklarını vurgulayan Demir, bunu yaparken geleceğin harekat ortamına ilişkin teknoloji ve eğilimleri yakından takip ettiklerini söyledi.
Demir, insansız teknolojiler, lazer ve elektro manyetik silah sistemleri, siber güvenlik ve uzay, uydu teknolojileri, sanal gerçeklik, yapay zeka ve robotik gibi geleceğin savunma sanayisi trendleri üzerine çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğünü belirtti.
Savunma sanayisinde Türkiye'nin yerlilik oranı arttıkça bağımsızlık ve masadaki müzakere gücünün arttığını dile getiren Demir, dış politikada Türkiye'nin bölgesinde önde gelen bir güç olduğu gerçeğinin daha büyük oranda kabul gördüğünü ifade etti. Demir, savunma sanayisinin yaptığı atılımla dünyanın ilgiyle takip ettiği bir konuma geldiğini kaydetti.
Türkiye'nin savunma sanayisinde teknoloji ithal eden değil, teknoloji ihraç eden ülke konumuna doğru emin adımlarla yürüdüğünü belirten Demir, şöyle konuştu:
"Bugün yürüttüğümüz proje sayısı 750'yi aşmakta. Proje hacmimiz 60 milyar doları buluyor. Dünyanın en büyük 100 savunma sanayisi içinde 7 Türk şirketi bulunuyor. 5 sene önce bu sayı sadece ikiydi. Savunma sanayisi ihracatımız son 5 yılda yüzde 30 artarken ithalatımız ise yaklaşık yüzde 60 düşmüştür. Bu sonuçlar hayal etmenin ve hayallerimiz için çalışmamızın bir karşılığıdır. Ülkelerin savunma harcamaları incelendiğinde savunma sanayisi alanında ciddi bir güç rekabetinin yaşanmakta olduğu çok açık şekilde görülüyor. Savunma sanayisi ihracatının ileri teknoloji ihracatı olması nedeniyle bu sektörde güçlü olan ülkeler stratejik rekabet üstünlüğüne sahip oluyorlar. Ülke olarak savunma sanayisinde iyi bir durumdayız diyebiliriz ancak bunun yetmediğini her zaman söylüyoruz. Bu alanda iyi bir yürüyüşümüz var ama koşmamız gerekir diyoruz. Koşmak için de enerji lazım. Enerji de siz gençlerde."
Gençlerin bağımsız bir savunma sanayisi gerçekleştirmede en büyük itici güç olduğunun altını çizen İsmail Demir, nitelikli insan kaynağı oluşturmaya dönük bir dizi çalışma başlattıklarını anlattı.
Demir, Savunma Sanayi Akademisi, Vizyoner Genç, meslek liselerine dönük öğrenci ve öğretmen yetiştirme programlarıyla bu çalışmalardan olumlu sonuçlar almayı hedeflediklerini belirtti.