Yapay zekanın iş yaşamında yarattığı değişimler ve önümüzdeki üç yıl içinde oluşturacağı köklü dönüşüm üzerine yapılan araştırmalar, iş dünyasında büyük bir dönüşümün başladığını gösteriyor.
Bu etkinin sosyoloji, ekonomi, psikoloji, eğitim, sağlık, ulaşım ve aile gibi hayatın birçok alanına yansıyacak olması, meselenin kapsamını ve derinliğini gözler önüne seriyor. Çalışma hayatı da bu büyük dönüşümün merkezinde yer alıyor.
Bugüne kadar yapay zekanın çalışanlar üzerindeki riskleri ve fırsatları üzerine pek çok değerlendirme yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Ancak gerek risklerin gerekse fırsatların sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye Yetkinlik Akademisi Kurucusu Rana Kaplan, bu nedenle ne tür yetkinliklerin kazanılması gerektiği konusunda çok katmanlı çalışmalar yürüttüklerini belirtiyor.

‘İŞVEREN PROFİLİNE YETERİNCE ODAKLANILMADI’
Ancak bugüne kadar çalışan profiline yoğunlaşılırken, işveren profili üzerine yeterince odaklanılmadığı dikkat çekiyor. İşverenler çoğunlukla “yapay zeka yatırım planlaması yapan” bir çerçevede ele alınıyor. Oysa işverenler için de bugünün ve geleceğin gerektirdiği yetkinlik setlerini konuşmaya başlamak kritik önem taşıyor.
Kaplan, 2024 yılında farklı sektörlerden 14 büyük ölçekli ve yüksek marka değerine sahip şirketle gerçekleştirdikleri çalıştaylardan elde edilen verilerin, işverenler açısından iki temel içgörüyü ortaya koyduğunu vurguluyor: Belirsizlik Yönetimi ve Güven Yönetimi.
Belirsizlik yönetimi: Geleceğe hazırlıklı olmak için kritik yetkinlik
Günümüz işveren ve patron yetkinliklerinde “belirsizlik yönetimi” en önemli başlıklardan biri olarak öne çıkıyor. Özellikle finans, teknoloji ve insan yönetimi alanlarında belirsizlik yönetiminin kritik bir beceri haline geldiği belirtiliyor.
Kaplan, bu yetkinliği kazanmanın ana adımının, geleceğe yönelik öngörü ve olasılık analizi yapabilir donanımda olmak olduğunu söylüyor. Burada vurgulanan nokta, kesin bilgilere veya kesinlik arayışına değil, olasılık analizine odaklanmak. Bu süreçte iyi bir zihin durumu, hakimiyet, açık bilinç, esneklik, sağlamlık gibi becerilerin kazanılması gerektiği ifade ediliyor. Belirsizlik yönetimi, bu ve benzeri kazanımların oluşumuyla temelleniyor.
Güven yönetimi: İşveren ve çalışan aynı gemide
İşverenler için “güven yönetimi”, doğrudan insan boyutunu ilgilendiren bir yetkinlik olarak öne çıkıyor. Kaplan, bugünün iş dünyasında yaşanan dinamiklerin, çalışan ve işvereni belki de ilk kez bu kadar net bir şekilde aynı gemiye bindirdiğini vurguluyor.
Tüm sistemlerin birbirine bağlantılı olduğu gerçeğini idrak etmemiz için çağın bizlere somut deneyimler sunduğunu belirten Kaplan, “Bu sefer gerçekten aynı gemide olduğumuz hakikatiyle, ‘stratejik davranan’ yerine ‘samimi’, ‘vizyoner’ yerine ‘hayal kurabilen’, ‘çözüm sunan’ yerine ‘çözümlere inanan’, ‘alternatif sunan’ yerine ‘olasılıklara hakim’ liderlere dönüşmek önemli oranda gereklidir” ifadelerini kullanıyor.
‘İŞVERENLERİ KÖKLÜ BİR DEĞİŞİME ZORLUYOR’
Yapay zekanın iş dünyasına etkilerinin yalnızca çalışanlarla sınırlı olmadığı, işverenleri de köklü bir dönüşüme zorladığı açıkça görülüyor. Kaplan, gelecekte başarılı olabilmek için işverenlerin yalnızca teknolojik yatırımlara odaklanmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda belirsizlik yönetimi ve güven yönetimi gibi kritik yetkinlikleri geliştirerek yeni nesil liderlik anlayışına uyum sağlamaları gerektiğini söylüyor.