Koronavirüs salgını nedeniyle getirilen tarifeli uçuş yasaklarının ne zaman sona ereceği belli değil. Pegasus Havayolları Genel Müdürü Mehmet Nane, iç hat uçuşlarının en erken Ramazan Bayramı sonrası, yurtdışı uçuşların ise temmuzda başlayacağını söylüyor.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Ekonomist Dergisi'nin 3-16 Mayıs tarihli sayısından
Koronavirüs salgınının belki de en derinden etkilediği sektörlerden biri olan havacılıkta yıl sonuna dair yapılan öngörüler felaketin boyutunu ortaya koyuyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'nin (IATA) tahminlerine göre, havayolu şirketleri bu yıl 314 milyar dolarlık gelir kaybı yaşayacak.
Sektördeki 65 milyon çalışanın yaklaşık üçte birinin işini kaybedeceği öngörülürken, uçuşların tekrar başlaması ise virüsün yayılım sürecinin azalmasıyla olacak. Yılda 30 milyon yolcu taşıyan Pegasus Havayolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane'ye göre en iyimser tahminle yurtiçi uçuşları Ramazan Bayramı sonrasında, yurtdışı uçuşları ise temmuz ayında başlayabilir.
Nane ile havacılık sektöründeki son durumu ve bu süreçte şirket olarak aldıkları önlemleri konuştuk.
Havacılık sektöründe görülmemiş bir kriz yaşanıyor. Sektörün yıl sonu performansı için yapılan tahminler de iç açıcı değil. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
IATA'nın tahminlerine göre havacılık şirketlerinin cirosunda geçen yıla göre yüzde 50, yolcu trafiğinde ise yüzde 48 kayıp olacak. Şirketlerin gelir kaybının 314 milyar doları bulacağı, istihdamda ise üçte bir oranında kayıp yaşanacağı tahmin ediliyor.
Şubat ayında 30 milyar dolar kayıp öngören IATA, 54 gün sonra bu tahminini 314 milyar dolar olarak değiştirdi. Bu, şartların getirdiği bilinmezlikten kaynaklanıyor. Türkiye için de bir öngörü yapmak güç. Çünkü uçuşların ne zaman başlayacağı belli değil. Türkiye'de öngörümüz, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu izin verirse, Ramazan Bayramı sonrasında iç hatların açılması mümkün olabilir.
Sözünü ettiğiniz bu kötü tabloya karşılık şirket performansına dair yıl sonu öngörünüz nedir?
Biz şirket olarak bu öngörüyü yapamıyoruz. Çünkü uçuşlar haziranda açılırsa başka, sadece yurtiçi başlarsa başka, yurtdışı uçuşlar ekim ayında veya yıl sonunda açılırsa başka sonuçları olur. O nedenle bir öngörü yapamıyoruz. Belirsizlik çok fazla. Fakat iyi ve kötü senaryolarımız var.
İyimser tahminden söz eder misiniz?
Geçen yıl Pegasus olarak 30 milyon yolcu taşıdık. Bu yılın ilk üç ayında ise 6 milyon 650 bin yolcu taşındı. Bundan sonrasını öngöremiyoruz. Farklı senaryolara göre çalışıyoruz. Bu noktada iyimser tahminlerimiz yurtiçi uçuşların Ramazan Bayramı sonrası başlaması, temmuz ayında ise yurtdışı uçuşlar için uygun koşulların oluşması yönünde.
Yurtiçi uçuşlar yurtdışından önce açılacak. Kötümser tahmin ise bu yıl ekim veya yıl sonuna kadar yurtdışına hiç uçuş olmaması. Biz bu yıl gerekirse hiç uçmayabiliriz. Neticede hiçbir vatandaşımızın tehlikeye girmemesi lazım. Yeter ki bu sorun çözülsün.
Bu süreçte şirket olarak ne gibi önlemler aldınız?
Biz önlemlerimizi iki kategoriye ayırdık. Nakit akışını düzenlemek ve nakdin dışarıya çıkışını engellemek için tedbirler aldık. Vergilerin ötelenmesi ve kısa çalışma ödeneği gibi adımlarla nakit çıkışı engellenirken, bir yandan da nakit tazelemek gerekecek. Bu noktada da Kredi Garanti Fonu (KGF) kredi limitlerinin artırılması gibi önlemler iyi oldu.
Dünya ekonomisine dair beklentilerinizden söz eder misiniz? Yeni normal ne olacak, taşlar nasıl şekillenecek?
Dünya ekonomisinin yüzde 25-30 arası küçüleceği öngörülüyor. ABD'de yüzde 30 işsizlik öngörülüyor. Dünya ekonomisinde küçülme olacaksa, bunun adil olması gerekiyor. Zengin ülkeler küçülmek yerine büyümeyi tercih ederse, fakir ya da gelişmekte olan ülkeler daha fazla küçülürse bu bir kaos çıkarır. Bence 1944 yılında daha İkinci Dünya Savaşı bitmeden galip ülkelerin Bretton Woods'da yaptığı gibi dünya liderleri toplanmalı.
Bretton Woods'da liderler, savaş sonrası dünyadaki yıkıntı nasıl düzeltilir ve ekonomi nasıl canlandırılır konusunda fikirlerini paylaşıyorlar. O dönem insanlara istihdam, yeni iş ve yeni ekonomik düzen nasıl sağlanacak derken buradan Dünya Bankası ve IMF çıkıyor. Bugün dünyanın yaşadığına baktığımızda İkinci Dünya Savaşı'n-dakine benzer etkiler var.
Bu nasıl sağlanabilir?
Yeni bir düzen gerekiyor ve bunun yolunu bütün ülkeler bir araya gelerek bulabilir. Bu noktada yeni dünya düzeni için ülke temsilcilerinin bir araya gelip konuşmaları gerekiyor. Yeni bir Bretton Woods yapılmalı. Birleşmiş Miletler bunun için uygun bir platform. Kriz sonrası bu ekonomik buhranın yarattığı etkilerin paylaşımı ve bunun nasıl adil bir şekilde yapılacağı konuşulmalı.
Bu olmazsa, haberleşmenin bu kadar yaygın ve etkin olduğu ortamda ben kaosun çıkmasından korkuyorum. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olduğunda artık bir sosyal patlama doğabilir. Ülke içi veya ülkeler arası bu olabilir. Devletlerin bir araya gelip İkinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi ortak karar alması gerekiyor. Aksi takdirde iyileşme süreci çok sıkıntılı olabilir.
Koronavirüs salgını öncesinde şirket önemli bir kaza haberiyle gündeme geldi. Bu kazadan çıkan dersler nelerdir?
Tabii her kaza bir ders niteliğindedir. Dünyada uçak kazalarının azalması ve ulaşım açısından en güvenli araç olması kazalardan çıkan dersler neticesidir.
Biz de her türlü tedbirimizi aldık. Birinci önceliğimiz bu dersleri çıkarmak ama daha önemlisi yolcularımız ve ailelerinin yaralarını sarmaktı. Bunun için de elimizden geleni yaptık. Biz bu kazaların önlenebilir olup olmadığı konusunda çalışmalarımızı yürüttük, tedbirlerimiz aldık. Süreci hızlı bir şekilde tamamladık.
SİBEL ATİK
satik@ekonomist.com.tr
Ekonomist Dergisi'nin 3-16 Mayıs tarihli sayısından
Koronavirüs salgınının belki de en derinden etkilediği sektörlerden biri olan havacılıkta yıl sonuna dair yapılan öngörüler felaketin boyutunu ortaya koyuyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'nin (IATA) tahminlerine göre, havayolu şirketleri bu yıl 314 milyar dolarlık gelir kaybı yaşayacak.
Sektördeki 65 milyon çalışanın yaklaşık üçte birinin işini kaybedeceği öngörülürken, uçuşların tekrar başlaması ise virüsün yayılım sürecinin azalmasıyla olacak. Yılda 30 milyon yolcu taşıyan Pegasus Havayolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane'ye göre en iyimser tahminle yurtiçi uçuşları Ramazan Bayramı sonrasında, yurtdışı uçuşları ise temmuz ayında başlayabilir.
Nane ile havacılık sektöründeki son durumu ve bu süreçte şirket olarak aldıkları önlemleri konuştuk.
Havacılık sektöründe görülmemiş bir kriz yaşanıyor. Sektörün yıl sonu performansı için yapılan tahminler de iç açıcı değil. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
IATA'nın tahminlerine göre havacılık şirketlerinin cirosunda geçen yıla göre yüzde 50, yolcu trafiğinde ise yüzde 48 kayıp olacak. Şirketlerin gelir kaybının 314 milyar doları bulacağı, istihdamda ise üçte bir oranında kayıp yaşanacağı tahmin ediliyor.
Şubat ayında 30 milyar dolar kayıp öngören IATA, 54 gün sonra bu tahminini 314 milyar dolar olarak değiştirdi. Bu, şartların getirdiği bilinmezlikten kaynaklanıyor. Türkiye için de bir öngörü yapmak güç. Çünkü uçuşların ne zaman başlayacağı belli değil. Türkiye'de öngörümüz, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu izin verirse, Ramazan Bayramı sonrasında iç hatların açılması mümkün olabilir.
Sözünü ettiğiniz bu kötü tabloya karşılık şirket performansına dair yıl sonu öngörünüz nedir?
Biz şirket olarak bu öngörüyü yapamıyoruz. Çünkü uçuşlar haziranda açılırsa başka, sadece yurtiçi başlarsa başka, yurtdışı uçuşlar ekim ayında veya yıl sonunda açılırsa başka sonuçları olur. O nedenle bir öngörü yapamıyoruz. Belirsizlik çok fazla. Fakat iyi ve kötü senaryolarımız var.
İyimser tahminden söz eder misiniz?
Geçen yıl Pegasus olarak 30 milyon yolcu taşıdık. Bu yılın ilk üç ayında ise 6 milyon 650 bin yolcu taşındı. Bundan sonrasını öngöremiyoruz. Farklı senaryolara göre çalışıyoruz. Bu noktada iyimser tahminlerimiz yurtiçi uçuşların Ramazan Bayramı sonrası başlaması, temmuz ayında ise yurtdışı uçuşlar için uygun koşulların oluşması yönünde.
Yurtiçi uçuşlar yurtdışından önce açılacak. Kötümser tahmin ise bu yıl ekim veya yıl sonuna kadar yurtdışına hiç uçuş olmaması. Biz bu yıl gerekirse hiç uçmayabiliriz. Neticede hiçbir vatandaşımızın tehlikeye girmemesi lazım. Yeter ki bu sorun çözülsün.
Bu süreçte şirket olarak ne gibi önlemler aldınız?
Biz önlemlerimizi iki kategoriye ayırdık. Nakit akışını düzenlemek ve nakdin dışarıya çıkışını engellemek için tedbirler aldık. Vergilerin ötelenmesi ve kısa çalışma ödeneği gibi adımlarla nakit çıkışı engellenirken, bir yandan da nakit tazelemek gerekecek. Bu noktada da Kredi Garanti Fonu (KGF) kredi limitlerinin artırılması gibi önlemler iyi oldu.
“ÜÇ AY MAAŞ ALMAYACAĞIM”
“Kısa çalışma ödeneği konusunda 5 bin 45 çalışan için başvurduk. 2 bin 570 çalışan için onay aldık, diğerleri içinse çalışmalarımız sürüyor. Üst yönetim olarak ise üç aylık süreçte maaş almadan çalışmayı teklif ettim. Yönetim kurulunda bu kabul edildi. Yönetim kurulumuz 2019 ve 2020 huzur hakkını ise yarı yarıya almayı teklif etti. 2019’u hak etmişlerdi. Ona rağmen yarısını aldılar.”
Dünya ekonomisine dair beklentilerinizden söz eder misiniz? Yeni normal ne olacak, taşlar nasıl şekillenecek?
Dünya ekonomisinin yüzde 25-30 arası küçüleceği öngörülüyor. ABD'de yüzde 30 işsizlik öngörülüyor. Dünya ekonomisinde küçülme olacaksa, bunun adil olması gerekiyor. Zengin ülkeler küçülmek yerine büyümeyi tercih ederse, fakir ya da gelişmekte olan ülkeler daha fazla küçülürse bu bir kaos çıkarır. Bence 1944 yılında daha İkinci Dünya Savaşı bitmeden galip ülkelerin Bretton Woods'da yaptığı gibi dünya liderleri toplanmalı.
Bretton Woods'da liderler, savaş sonrası dünyadaki yıkıntı nasıl düzeltilir ve ekonomi nasıl canlandırılır konusunda fikirlerini paylaşıyorlar. O dönem insanlara istihdam, yeni iş ve yeni ekonomik düzen nasıl sağlanacak derken buradan Dünya Bankası ve IMF çıkıyor. Bugün dünyanın yaşadığına baktığımızda İkinci Dünya Savaşı'n-dakine benzer etkiler var.
Bu nasıl sağlanabilir?
Yeni bir düzen gerekiyor ve bunun yolunu bütün ülkeler bir araya gelerek bulabilir. Bu noktada yeni dünya düzeni için ülke temsilcilerinin bir araya gelip konuşmaları gerekiyor. Yeni bir Bretton Woods yapılmalı. Birleşmiş Miletler bunun için uygun bir platform. Kriz sonrası bu ekonomik buhranın yarattığı etkilerin paylaşımı ve bunun nasıl adil bir şekilde yapılacağı konuşulmalı.
Bu olmazsa, haberleşmenin bu kadar yaygın ve etkin olduğu ortamda ben kaosun çıkmasından korkuyorum. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olduğunda artık bir sosyal patlama doğabilir. Ülke içi veya ülkeler arası bu olabilir. Devletlerin bir araya gelip İkinci Dünya Savaşı sonrasında olduğu gibi ortak karar alması gerekiyor. Aksi takdirde iyileşme süreci çok sıkıntılı olabilir.
Koronavirüs salgını öncesinde şirket önemli bir kaza haberiyle gündeme geldi. Bu kazadan çıkan dersler nelerdir?
Tabii her kaza bir ders niteliğindedir. Dünyada uçak kazalarının azalması ve ulaşım açısından en güvenli araç olması kazalardan çıkan dersler neticesidir.
Biz de her türlü tedbirimizi aldık. Birinci önceliğimiz bu dersleri çıkarmak ama daha önemlisi yolcularımız ve ailelerinin yaralarını sarmaktı. Bunun için de elimizden geleni yaptık. Biz bu kazaların önlenebilir olup olmadığı konusunda çalışmalarımızı yürüttük, tedbirlerimiz aldık. Süreci hızlı bir şekilde tamamladık.