Boyner, kişiselleştirilmiş mağazalarla müşteri deneyimini üst noktaya taşımayı hedefliyor. Boyner Grup CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, e-Ticaretin satışlardaki payının yüzde 20 olduğunu, fakat 2022'de bunu yüzde 40'a taşımayı hedeflediklerini anlatıyor.
Sibel Atik
[email protected]
Cem Boyner, "Buradan daha ne kadar ileri gider, bu oran yüzde 50'leri geçer mi emin değilim. İnsanların gerçek hayatı tamamen dijitalle değiştirmeyeceklerini öngörüyorum" diyor.
Türkiye'nin en büyük moda ve hazır giyim grupları arasında yer alan Boyner Grup, şüphesiz perakendede dijital dönüşümün öncü isimlerinden biri…
Boyner, Morhipo, Altınyıldız Classics, Altınyıldız Tekstil ve Hopi'nin yer aldığı beş büyük markayla yoluna devam eden Boyner Grup, 2020 yılına önemli kararlarla giriyor.
Bünyesindeki markalarla bu yılı 5 milyar TL ciro ile kapatmaya hazırlanan grup, odaklandığı alanlardaki yeni hamleleriyle 2020 yılında yüzde 30 büyüme hedefliyor. Grup yeni dönemde mağazalar ve online'da müşteri deneyimine odaklanacak.
Boyner Grup CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, daha büyük ve kişiselleştirilmiş mağazalarla müşteri deneyimini üst noktaya taşıyacak girişimlerin yanı sıra e-ticarette de büyük sıçrama yaratacak hamlelere hazırlandıklarını söylüyor.
Perakende sektöründeki değişimi ve grubun yeni dönemde büyüme vizyonunu konuştuğumuz Cem Boyner'e sektörün dijitalleşme yolcuğuna dair öngörülerini sorduk.
Boyner, "İnsanların gerçek hayatı tamamen dijitale değiştirmeyeceklerini öngörüyorum. Dolayısıyla biz bu dönemde hem online hem offline'a, bizim deyimimizle 'all-line'a odaklanarak büyüyeceğiz" diyor. İşte Cem Boyner'in gözünden perakendedeki e-dönüşüm yolculuğu.
ONLINE VE OFFLINE'DA BÜYÜMEK İSTİYORUZ
Grup olarak iki önemli alana odaklandık. Biz online ve offline'da büyümek istiyoruz. Offline girişimlerimizi güçlendireceğiz. Fakat e-Ticarette çok önemli. Morhipo ve Hopi ile onlineda da güçleneceğiz.
Bu süreçte bigdata, tüketici teknolojileri, kişiselleştirme çok önemli ve enerjimizi bu alan- lara harcayacağız. Biz Boyner Grup olarak uzun zamandır lüksün demokratikleşmesi sürecine odaklandık.
Burada tabii markalar önemli ama lüksün özü, verdiğiniz hizmet ve müşteriye yaşattığınız tecrübede ona lüksü yaşatmakta. Bizim odak noktalarımızdan biri bu olacak.
ÇELİŞKİLERİ İYİ YÖNETMEK GEREK
Yatırımcılar yatırımlarının kaz sürüsü gibi disiplinli uçuşlar yapmasını ister. Nereye gidildiği belli olsun ister. Halbuki gerçek hayat serçe sürüsü gibidir. Gerçekte hayat kimsenin birbirine değmeden uçtuğu, fakat herkesin kaotik bir uyum içinde olduğu sürüler gibidir.
Bu noktada söylemek istediğim çelişkileri iyi yönetmek gerekiyor. Biz e-ticaret ile mağazaları birbirini tamamlayan iki kol olarak görüyoruz. Online satış yapıyoruz ve çok hızlı hizmet verip alışveriş en kısa sürede tamamlansın istiyoruz.
Mağazalarımızda ise müşteriler ortalama 14 dakika kalıyor ve bunun satışa dönüşü yüzde 15. Biz mağazalarımızı daha yaşanabilir hale getirirsek, alışverişi bir ihtiyacın ötesinde sosyal ve yaşanılası bir tecrübe haline getirirsek 14 dakikayı mesela 28'e çıkarabiliriz.
Dolayısıyla mağazalarda hız odaklı e-ticaret reflekslerini taklit etmek yerine, daha uzun süreli vakit geçirmelerini sağlamak istiyoruz. e-Ticarette bazen 50 saniyede istediğin ürünü alıp çıkıyorsun.
E-ticarette ziyaretin satışa dönüşme oranı yüzde 1,5. Bunu da yapacağınız yeni hamlerle yüzde 5'lere getirmek istiyoruz. İki tarafta da gelişme alanları sonsuz.
BİR İŞ DOĞURMAZSA BIRA
Eskiden mağazaları kârlılığa göre incelerdik, şimdi karlılık bir yana mağaza yeni müşteri getiriyor mu diye bakıyoruz. Eğer yeni müşteri getirme oranı iyiyse belki bir miktar zararı da göze alabiliriz.
Mesele bütün alanlarda müşteriye yakın olabilmekte. Biz enerjimizi buraya aktarıyoruz. Artık "bir iş büyümezse değil, doğurmazsa bırak" diyorum. İşlerin doğurması lazım.
Hopi bir "Super-App" olma yolunda ilerliyor. Sürekli doğurmaya, sadece alışveriş değil 360 derece hizmet vermeye hazır bir iş. Hopi'de ekleye ekleye gidiyoruz ve her gün çok heyecan verici fırsatlar çıkıyor karşımıza.
HEDEF YÜZDE 40
Grupta mevcutta 300'ün üzerinde mağazamız var. Fakat artık mağaza sayısından ziyade daha büyük mağaza ve deneyim peşindeyiz. Boyner'de yeni jenerasyon mağazalar açıyoruz.
Son örneği Ataşehir Metropol mağazamız. Varolanları da hızla yeni jenerasyona çeviriyoruz. Bunların dışında 2020'de iki yepyeni mağaza açacağız. Bunlara "Geleceğin Mağazaları -Stores Of The Future" diyoruz.
Öte yandan söylediğim gibi e-ticareti daha sıcak ve sempatik yapmak ve deneyimi zenginleştirmek istiyoruz. e-Ticaretin bugün satışlarımızdaki payı yüzde 20, fakat hedefimiz 2022'de bunu yüzde 40'a taşımak.
Buradan daha ne kadar ileri gider, yüzde 50'leri geçer mi emin değilim. İnsanların gerçek hayatı tamamen dijitalle değiştirmeyeceklerini öngörüyorum.
BİLGİ VE BECERİ SERMAYEMİZ
Dijitalde kendi işimize odaklı yeni yatırımlarımız olacak. Bunları sadece para ile değil, asıl beceri ve bilgi birikimi ile ve know how'ımızı sermaye yaparak gerçekleştireceğiz.
Müşteriye erişimin bu kadar önemli olduğu bir noktada başka servis sektörlerine, mesela turizmciye, bankacıya, sigortacıya yeni fırsatlar sunabiliriz.
Kendi deneyim ve bilgi birikimimize, doğal yeteneklerimize odaklanmak çok önemli. Yoksa yavaşlamaktan korkarım. Başka işlere ve yeni sektörlere o yüzden girmeyiz. Ama farklı sektörleri kendi işimize ve müşterilerimize bağlayacak köprü görevi görebiliriz.
Şu anda "time to market" yani bir fikrin, yeni bir hizmetin pazara erişimi, müşteriye ulaşma süresi en önemli başarı kriteri.
Her an farklı bir inovasyonun önünü açmak, yeni şeyler doğurmak için işbirliklerine ve ortaklıklara açığız. Rakibimizle bile işbirliği yaparız.