Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, "30 Ağustos tarihi itibarıyla yayımlanan ve yürürlüğe giren yeni ÖTV artışlarının otomotiv iç pazarın büyümesine ve yeniden 1 milyon seviyesine ulaşmasına ise olumsuz etkisi olacağı görüşündeyiz." açıklamasında bulundu.
ODD açıklamasına göre, Bilaloğlu 30 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa Ekli (II) Sayılı Listede Yer Alan Bazı Malların Özel Tüketim Vergisi Oranlarının Yeniden Tespiti Hakkında Karar ile en alt iki vergi diliminde yer alan ÖTV matrahlarının güncellendiğini ve otomobillere uygulanan bazı vergi oranlarında ise artışlar olduğunu kaydetti.
Bilaloğlu şu bilgileri verdi:
"Karar ile ÖTV matrahları güncellenerek 1600 cc’yi geçmeyen otomobillerden; ÖTV matrahı 85 bin TL’yi aşmayan otomobiller yüzde 45, ÖTV matrahı 85 bin TL’yi aşıp 130 bin TL’yi aşmayan otomobiller yüzde 50’lik vergi diliminden faydalanırken, ÖTV matrahı 130 bin TL’yi aşanlar ise daha evvel uygulanan yüzde 60’lık vergi dilimi yerine bu tarih itibariyle yüzde 80’lik vergi diliminde yer aldı.
Hibrit otomobillerde de benzer şekilde ÖTV matrahına dayalı sisteme göre daha önce yüzde 45, yüzde 50 ve yüzde 60 olan vergi oranları yüzde 45, yüzde 50 ve yüzde 80 olarak düzenlendi."
Bilaloğlu, bu düzenleme ile ayrıca 1600-2000 cc aralığında motor hacmine sahip otomobillerden ÖTV oranlarına esas ÖTV matrahının 170 bin TL’yi aşmayanlar yüzde 100 yerine yüzde 130 ve ÖTV matrahı 170 bin TL’yi aşanlarda ise yüzde 110 yerine bu tarih itibarıyla yüzde 150 ÖTV oranı ile vergilendirmeye tabi olduğunu kaydetti.
2000 cc motor hacminin üzerindeki otomobillerde ise matrahlarına göre bugünkü düzenleme öncesi yüzde 100, yüzde 110 ve yüzde 160 oranlarında ÖTV oranında vergilendirmeye tabiyken, yine bu tarih itibarıyla matrahlarına göre yüzde 130, yüzde 150 ve yüzde 220’lik ÖTV oranları ile vergilendirmeye tabi olduğunu aktaran Bilaloğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özel Tüketim Vergisi oranlarını belirleyen matrahlar en son 24 Eylül 2018 tarihinde yayımlanan Karar (Karar Sayısı: 132) ile güncellenmişti. Derneğimizin her platformda dile getirdiği husus ise düşük vergi diliminden yararlanabilen model sayısı matrahların uzun zamandır güncellenmemiş olması bakımından oldukça az olduğudur.
Bu durum tüketici mağduriyetlerine yol açtığından en alt iki vergi dilimindeki matrahların güncellenmiş olmasını memnuniyetle karşıladığımızı belirtmek isteriz.
Bilindiği üzere 25 Kasım 2016 tarihinde yayımlanan 2016/9542 Sayılı Bazı Mal ve Hizmetlere Uygulanan Katma Değer Vergisi Oranları ile Özel Tüketim Vergisi Oranlarının Yeniden Belirlenmesi Hakkında Karar ile otomobillere uygulanan Özel Tüketim Vergisi oranlarında ilk defa matraha dayalı kademeli bir sisteme geçilmişti. Bugün yapılan düzenlemede yer alan önemli bir diğer husus ise belli ÖTV matrahının veya motor hacminin üzerinde kalan otomobiller yönünden ÖTV oranında önemli artışlar olduğudur. 2016 yılı kasım ayında otomotiv sektöründe ÖTV matrahına dayalı kademeli ÖTV oranı sistemine geçildiğinde ülkemizde satışı yapılan otomobillerin yaklaşık yüzde 49’u yüzde 45‘lik en düşük vergi diliminden faydalanabiliyordu. Bugün itibarıyla ülkemizde satışı yapılan otomobillerin yalnızca birkaç model yüzde 45’lik vergi diliminden yararlanabilmektedir. Ayrıca 1600 cc üstü motor hacmine sahip otomobillerin de 2016 yılı sonunda pazar payı yüzde 3,5 iken (26 bin 560 adet) , 2019 sonunda yüzde 2,5’a (9 bin 782 adet) geriledi."
Bilaloğlu, "Matrahlara dayalı düzenlemede en düşük vergi dilimlerine giren model sayısının çok kısıtlı olması ve bu bakımdan matrah sınırının altında kalan model seçeneklerinin azlığının tüketiciler yönünden mağduriyetlere yol açacağı görülmektedir." uyarısında bulunarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Otomotiv pazarında 1 milyon adetlik iç pazara ilk olarak 2015 yılında ulaşılırken, 2016 yılında 1 milyon 14 bin adet, 2017 yılında 987 bin adet seviyesinde iç pazar satışı gerçekleşmişti. Otomotiv iç pazar satışlarında 2018 yılında 642 bin ve 2019 yılında ise ancak 492 bin adet seviyesine ulaşmıştır. Bu düzenleme öncesinde 2020 toplam otomotiv iç pazarının da 700 bin adet civarında gerçekleşmesi bekleniyordu.
Son yıllarda yaratılan iç pazar, ana ve yan sanayinin başardığı üretim ve ihracat, bunların da ötesinde tüm sektörün ana oyuncuları ve bağlı sektörleriyle yarattığı istihdam ülkemiz için çok kıymetli. Otomotiv, peşinden birçok sektörü sürüklüyor olmasıyla da önemli bir konumda. Ülkemiz lokomotif sektörlerinin başında yer alan otomotiv iç pazarının yeniden 1 milyon seviyelerine taşıyacak politikaların geliştirilmesi, güven ortamı ve istikrarın sürdürülebilir kılınması ülkemiz ekonomisi bakımından da çok önemli. Otomotiv Ekosisteminin korunarak geliştirilmesi, küresel otomotiv arenasında sektörümüzün rekabet gücünün devamlılığı ve desteklenmesi adına çok kıymetlidir."
Ali Bilaloğlu, "30 Ağustos tarihi itibarıyla yayımlanan ve yürürlüğe giren yeni ÖTV artışlarının otomotiv iç pazarın büyümesine ve yeniden 1 milyon seviyesine ulaşmasına ise olumsuz etkisi olacağı görüşündeyiz. Bu durum otomotiv ekosistemindeki paydaşları da olumsuz etkilemekle beraber Türkiye’ye yapılacak potansiyel yatırımları, istihdamı menfi yönde etkileyecektir." diye devam etti.
Otomotiv sektörü olarak en kısa sürede yeniden 1 milyon adetlik pazar büyüklüğüne ulaşabilmek ve ülke ekonomisine olan katkılarını daha da artırabilmeyi arzu ettiklerini aktaran Bilaloğlu, "Son olarak otomotiv sektörü dünyada çok önemli bir değişim ve dönüşümün içerisinden geçerken otomotiv teknolojilerinde de çok sayıda yenilikler olduğu görülmektedir. Bu bakımdan da Türkiye otomotiv sektörüne uygulanan vergilendirme yapısının yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacının bir kere daha ortaya çıktığı görülmektedir. Sektörümüz içerisinden geçilen bu süreçte ülkemiz yararına üzerine düşeni yapmaya devam edecektir." ifadelerini kullandı.
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt da, ÖTV düzenlemesiyle ilgili, "2018 yılından beri güncellenmeyen ÖTV matrahlarının nihayet güncellenmiş olmasını olumlu olarak değerlendiriyorum. Bununla birlikte, yapılan matrah ve oran güncellemeleri üst ve lüks segmentlerde fiyat artışlarına yol açarken, orta ve alt segmentlerin çok fazla etkilenmediğini görüyoruz. Buradan anladığımız kadarıyla, özellikle yerli üretilen araçların desteklenmesi, ithal ve lüks araçların satışlarının azaltılmasının hedeflendiği görülmektedir." değerlendirmesini yaptı.
En başından beri belirttikleri gibi, mevcut vergi sisteminin artık değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Bozkurt, sürekli olarak birçok tartışmaya sebebiyet veren, sadece motor hacmine ve matrah baremlerine göre kurgulanmış bu sistemin, sıklıkla güncellenmesi ihtiyacının doğduğunu hatırlattı.
Bozkurt şöyle devam etti:
"Gelişen otomobil teknolojilerini desteklemekte eksik kalan bir sistemdir. Sadece motor hacmi ve matrah fiyatına göre bir otomobilden az veya çok vergi alınması, demode bir uygulama olarak kalmıştır. Gelişen teknolojileri takip eden, yeni bir vergi sistemiyle, devletin vergi kaybına yol açmadan, ancak vatandaşın da motor hacminden bağımsız olarak daha yeni teknolojilerle donatılmış olan araçlara ulaşabilmesini destekleyecek bir vergi sisteminin vakit kaybetmeden oluşturulması gerekmektedir."
ODD açıklamasına göre, Bilaloğlu 30 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4760 Sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa Ekli (II) Sayılı Listede Yer Alan Bazı Malların Özel Tüketim Vergisi Oranlarının Yeniden Tespiti Hakkında Karar ile en alt iki vergi diliminde yer alan ÖTV matrahlarının güncellendiğini ve otomobillere uygulanan bazı vergi oranlarında ise artışlar olduğunu kaydetti.
Bilaloğlu şu bilgileri verdi:
"Karar ile ÖTV matrahları güncellenerek 1600 cc’yi geçmeyen otomobillerden; ÖTV matrahı 85 bin TL’yi aşmayan otomobiller yüzde 45, ÖTV matrahı 85 bin TL’yi aşıp 130 bin TL’yi aşmayan otomobiller yüzde 50’lik vergi diliminden faydalanırken, ÖTV matrahı 130 bin TL’yi aşanlar ise daha evvel uygulanan yüzde 60’lık vergi dilimi yerine bu tarih itibariyle yüzde 80’lik vergi diliminde yer aldı.
- Otomotivde vergi düzenlemesi: Yerli ve ithal araçlarda fiyatlar nasıl etkilenecek?
- Taşıt kredisi hesaplama
Hibrit otomobillerde de benzer şekilde ÖTV matrahına dayalı sisteme göre daha önce yüzde 45, yüzde 50 ve yüzde 60 olan vergi oranları yüzde 45, yüzde 50 ve yüzde 80 olarak düzenlendi."
"Yalnızca birkaç model yüzde 45’lik vergi diliminden yararlanabilmekte"
Bilaloğlu, bu düzenleme ile ayrıca 1600-2000 cc aralığında motor hacmine sahip otomobillerden ÖTV oranlarına esas ÖTV matrahının 170 bin TL’yi aşmayanlar yüzde 100 yerine yüzde 130 ve ÖTV matrahı 170 bin TL’yi aşanlarda ise yüzde 110 yerine bu tarih itibarıyla yüzde 150 ÖTV oranı ile vergilendirmeye tabi olduğunu kaydetti.
2000 cc motor hacminin üzerindeki otomobillerde ise matrahlarına göre bugünkü düzenleme öncesi yüzde 100, yüzde 110 ve yüzde 160 oranlarında ÖTV oranında vergilendirmeye tabiyken, yine bu tarih itibarıyla matrahlarına göre yüzde 130, yüzde 150 ve yüzde 220’lik ÖTV oranları ile vergilendirmeye tabi olduğunu aktaran Bilaloğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özel Tüketim Vergisi oranlarını belirleyen matrahlar en son 24 Eylül 2018 tarihinde yayımlanan Karar (Karar Sayısı: 132) ile güncellenmişti. Derneğimizin her platformda dile getirdiği husus ise düşük vergi diliminden yararlanabilen model sayısı matrahların uzun zamandır güncellenmemiş olması bakımından oldukça az olduğudur.
Bu durum tüketici mağduriyetlerine yol açtığından en alt iki vergi dilimindeki matrahların güncellenmiş olmasını memnuniyetle karşıladığımızı belirtmek isteriz.
Bilindiği üzere 25 Kasım 2016 tarihinde yayımlanan 2016/9542 Sayılı Bazı Mal ve Hizmetlere Uygulanan Katma Değer Vergisi Oranları ile Özel Tüketim Vergisi Oranlarının Yeniden Belirlenmesi Hakkında Karar ile otomobillere uygulanan Özel Tüketim Vergisi oranlarında ilk defa matraha dayalı kademeli bir sisteme geçilmişti. Bugün yapılan düzenlemede yer alan önemli bir diğer husus ise belli ÖTV matrahının veya motor hacminin üzerinde kalan otomobiller yönünden ÖTV oranında önemli artışlar olduğudur. 2016 yılı kasım ayında otomotiv sektöründe ÖTV matrahına dayalı kademeli ÖTV oranı sistemine geçildiğinde ülkemizde satışı yapılan otomobillerin yaklaşık yüzde 49’u yüzde 45‘lik en düşük vergi diliminden faydalanabiliyordu. Bugün itibarıyla ülkemizde satışı yapılan otomobillerin yalnızca birkaç model yüzde 45’lik vergi diliminden yararlanabilmektedir. Ayrıca 1600 cc üstü motor hacmine sahip otomobillerin de 2016 yılı sonunda pazar payı yüzde 3,5 iken (26 bin 560 adet) , 2019 sonunda yüzde 2,5’a (9 bin 782 adet) geriledi."
Bilaloğlu, "Matrahlara dayalı düzenlemede en düşük vergi dilimlerine giren model sayısının çok kısıtlı olması ve bu bakımdan matrah sınırının altında kalan model seçeneklerinin azlığının tüketiciler yönünden mağduriyetlere yol açacağı görülmektedir." uyarısında bulunarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Otomotiv pazarında 1 milyon adetlik iç pazara ilk olarak 2015 yılında ulaşılırken, 2016 yılında 1 milyon 14 bin adet, 2017 yılında 987 bin adet seviyesinde iç pazar satışı gerçekleşmişti. Otomotiv iç pazar satışlarında 2018 yılında 642 bin ve 2019 yılında ise ancak 492 bin adet seviyesine ulaşmıştır. Bu düzenleme öncesinde 2020 toplam otomotiv iç pazarının da 700 bin adet civarında gerçekleşmesi bekleniyordu.
Son yıllarda yaratılan iç pazar, ana ve yan sanayinin başardığı üretim ve ihracat, bunların da ötesinde tüm sektörün ana oyuncuları ve bağlı sektörleriyle yarattığı istihdam ülkemiz için çok kıymetli. Otomotiv, peşinden birçok sektörü sürüklüyor olmasıyla da önemli bir konumda. Ülkemiz lokomotif sektörlerinin başında yer alan otomotiv iç pazarının yeniden 1 milyon seviyelerine taşıyacak politikaların geliştirilmesi, güven ortamı ve istikrarın sürdürülebilir kılınması ülkemiz ekonomisi bakımından da çok önemli. Otomotiv Ekosisteminin korunarak geliştirilmesi, küresel otomotiv arenasında sektörümüzün rekabet gücünün devamlılığı ve desteklenmesi adına çok kıymetlidir."
"Türkiye’ye yapılacak potansiyel yatırımları menfi yönde etkileyecek"
Ali Bilaloğlu, "30 Ağustos tarihi itibarıyla yayımlanan ve yürürlüğe giren yeni ÖTV artışlarının otomotiv iç pazarın büyümesine ve yeniden 1 milyon seviyesine ulaşmasına ise olumsuz etkisi olacağı görüşündeyiz. Bu durum otomotiv ekosistemindeki paydaşları da olumsuz etkilemekle beraber Türkiye’ye yapılacak potansiyel yatırımları, istihdamı menfi yönde etkileyecektir." diye devam etti.
Otomotiv sektörü olarak en kısa sürede yeniden 1 milyon adetlik pazar büyüklüğüne ulaşabilmek ve ülke ekonomisine olan katkılarını daha da artırabilmeyi arzu ettiklerini aktaran Bilaloğlu, "Son olarak otomotiv sektörü dünyada çok önemli bir değişim ve dönüşümün içerisinden geçerken otomotiv teknolojilerinde de çok sayıda yenilikler olduğu görülmektedir. Bu bakımdan da Türkiye otomotiv sektörüne uygulanan vergilendirme yapısının yeniden gözden geçirilmesi ihtiyacının bir kere daha ortaya çıktığı görülmektedir. Sektörümüz içerisinden geçilen bu süreçte ülkemiz yararına üzerine düşeni yapmaya devam edecektir." ifadelerini kullandı.
"Motor hacmi ve matrah fiyatına göre vergi alınması, demode bir uygulama"
Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Ali Haydar Bozkurt da, ÖTV düzenlemesiyle ilgili, "2018 yılından beri güncellenmeyen ÖTV matrahlarının nihayet güncellenmiş olmasını olumlu olarak değerlendiriyorum. Bununla birlikte, yapılan matrah ve oran güncellemeleri üst ve lüks segmentlerde fiyat artışlarına yol açarken, orta ve alt segmentlerin çok fazla etkilenmediğini görüyoruz. Buradan anladığımız kadarıyla, özellikle yerli üretilen araçların desteklenmesi, ithal ve lüks araçların satışlarının azaltılmasının hedeflendiği görülmektedir." değerlendirmesini yaptı.
En başından beri belirttikleri gibi, mevcut vergi sisteminin artık değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Bozkurt, sürekli olarak birçok tartışmaya sebebiyet veren, sadece motor hacmine ve matrah baremlerine göre kurgulanmış bu sistemin, sıklıkla güncellenmesi ihtiyacının doğduğunu hatırlattı.
Bozkurt şöyle devam etti:
"Gelişen otomobil teknolojilerini desteklemekte eksik kalan bir sistemdir. Sadece motor hacmi ve matrah fiyatına göre bir otomobilden az veya çok vergi alınması, demode bir uygulama olarak kalmıştır. Gelişen teknolojileri takip eden, yeni bir vergi sistemiyle, devletin vergi kaybına yol açmadan, ancak vatandaşın da motor hacminden bağımsız olarak daha yeni teknolojilerle donatılmış olan araçlara ulaşabilmesini destekleyecek bir vergi sisteminin vakit kaybetmeden oluşturulması gerekmektedir."