Bu noktada hem çevresel ve sosyal sorunlara çözüm bulmada hem de sürdürülebilir ekonomiye geçişte finans sektörü, özellikle de bankalar, ana finansman kaynağı olma özelliği sayesinde kredilendirme süreçleri vasıtasıyla tüm sektörleri dönüştürme gücüne sahip.
Türkiye finans sektörü de genişleyen sürdürülebilir finansman olanaklarıyla, çeşitlenen ürünleriyle ve yenilikçi projeleriyle çevreye ve insana değer katan yatırımlara desteğini önümüzdeki süreçte daha da büyütecek. Özellikle sektörün iki büyük oyuncusu olan bankalar ve leasing şirketleri, yenilenebilir ve çevre dostu enerji projelerinin kredi portföylerindeki payını ve karbonsuz geleceğe katkı sağlayacak alanlardaki finansmanlarını her geçen yıl daha da artırma hedefiyle hareket etmeye devam edecek. Bu iki önemli aktör; sundukları kapsamlı ürün ve çözümlerin yanı sıra üstlendikleri ‘danışman’ kimliğiyle de yeşil ekonomiye geçişte öncü ve dönüştürücü bir rol oynamayı sürdürecek.
Mevcut finansal sistemin çevre ve iklim üzerindeki etkileri ve derinleşen iklim değişikliğinin ekonomik faaliyetleri olumsuz etkilemesi, özellikle Paris İklim Anlaşması sonrasında finansal sektörlerin daha sürdürülebilir hale getirilmesi için küresel ölçekte çalışmaları hızlandırmış durumda. Burada söz konusu dönüşümün daha sürdürülebilir bir ekonomiye ve geleceğe yönelmesi temel hedef olarak öne çıkıyor.
İş dünyası liderlerinin yol haritası, 15 dev sektörün yol haritası, bankaların kredi destekleri Ekonomist'in yeni sayısında