Yeşil ekonomi bilincinin yaygınlaşmasıyla artan tüketici talebi, yatırımcı duyarlılığı ve yeni düzenlemeler, iklim değişikliğini ve sürdürülebilirliği finans sektörünün en önemli gündem maddesi haline getirdi.
21 Ağustos – 3 Eylül 2022 tarihli sayıdan
Finansman ve kredilendirme süreçlerinde 'yeşil finans' anlayışıyla hareket eden Türk bankaları da sürdürülebilir yatırımlara ve finansal enstrüman kullanımına daha çok yönelmiş durumda.
2016'dan bu yana Türkiye'de toplam 3,6 milyar dolarlık yeşil ve sosyal tahvil ihraç edilirken bunun 2,8 milyar dolarının 2021'de gerçekleştiği kaydediliyor. Birçok Türk bankası Sorumlu Bankacılık Prensipleri'nin imzacıları arasına katılıyor, Net-Sıfır Bankacılık Birliği'ne üye oluyor.
Çevreye olumsuz etki yaratan sektör ve yatırımları politika olarak değerlendirme dışında tutan, kömür projelerini finanse etmeyen bankalar; enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanındaki yatırımları daha çok destekleyerek gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. Böylece bankalar, yeşil ekonomiye geçişte dönüştürücü güç rolünü üstleniyor.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında çevrenin korunmasına ilişkin farkındalığın artmasıyla kanun yapıcılar tarafından pek çok ülkede çevre düzenlemeleri hayata geçirildi. Bu düzenlemeler de iklim değişikliği başta olmak üzere, çevre ile ilgili sorunların çözümüne yönelik faaliyetlerin finansmanı olarak tanımlanan 'yeşil finansman' kavramını ortaya çıkardı.
Yeşil finansman; çevre ve iklim duyarlılığı alanlarında sürdürülebilir etkileri olan projeleri teşvik etmek, gelişimlerini ve uygulamalarını desteklemek adına finansal araçlar yoluyla yapılan tüm girişimleri kapsıyor.
Yeşil finansmanın temel hedefi; yeşil kredi, sürdürülebilirliğe bağlı krediler ve yeşil tahvil gibi finansal akışların özel ve kamu sektörleri, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, yatırımcılar veya bankalar aracılığıyla sürdürülebilir büyüme ve gelişim öncelikleri olan projelere aktarılması olarak özetleniyor.
PARİS ANLAŞMASI VE YEŞİL MUTABAKAT
Kyoto Protokolü'nün 2020'de sona erecek olması nedeniyle uluslararası ölçekte uygulamaya konacak bir iklim düzenlemesine duyulacak ihtiyaç gözetilerek, 2015'te Paris'te gerçekleştirilen COP21'de 2020'den sonra geçerli olmak üzere Paris Anlaşması kabul edildi.
Küresel sıcaklık artışının sanayi öncesi döneme kıyasla 2 derece sınırında tutulmasını, hatta 1,5 derece düşürülmesini, karbon salınımının dünyada 2030'a kadar yüzde 50 azaltılmasını ve 2050'ye kadar sıfıra indirgenmesini hedefleyen Paris Anlaşması; yeşil ekonomiye geçiş sürecinde çok önemli bir adım oldu. Anlaşma, Türkiye'de ise 7 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe kondu.
2019'da Avrupa Birliği (AB) tarafından yürürlüğe konan Avrupa Yeşil Mutabakatı ise Paris Anlaşması ile ortaya konan ulusal düzeydeki karbon nötr odaklı hedeflere ulaşmada efektif adımların uygulamaya geçirilmesini hedefliyor.
Yeşil Mutabakat ile AB ülkeleri; karbon emisyonlarını 2030'a kadar 1990'a göre yüzde 55 azaltmayı, 2050'ye kadar 'karbon nötr ilk kıta' olmayı hedefliyor. İklim değişikliği kriziyle mücadele bakımından küresel katkıyı öngören mutabakatın etkin ve net mali yaptırımlar içermesi, 'yeşil finans' odaklı adımların artmasını da beraberinde getirdi.
COP26 VE 55'E UYUM PAKETİ
Yeşil finansmana ilginin giderek artmasında, Kasım 2021'de gerçekleştirilen 26'ıncı BM İklim Değişikliği Konferansı'nda (COP26) ülkelerin iklim değişikliğine karşı alınacak bir dizi önlemi içeren anlaşmayı imzalaması da önemli bir dönüm noktası oldu.
Kömürün aşamalı olarak azaltılması taahhüdü, emisyon azaltma planlarının düzenli gözden geçirilmesi ve gelişmekte olan ülkelere daha fazla finansal destek gibi kararların alındığı anlaşma; kömür kullanımını azaltmayı hedefleyen tarihteki ilk anlaşma olarak kayıtlara geçti.
Yeşil Mutabakat çerçevesinde emisyonları yüzde 55 azaltma hedefine uygun hale getirmek için Temmuz 2021'de yayımlanan 'Fit for 55' (55'e Uyum Paketi) teklif taslağı kapsamındaki uygulamalardan biri olan Sınırda Karbon Düzenlemesi de bir diğer önemli adım oldu.
Avrupa Konseyi, bu düzenlemenin uygulamasına yönelik 15 Mart 2022'de mutabakata vardı. Konsey tarafından kabul edilen taslakta; karbon kaçağı riski en yüksek görülen çimento, gübre, elektrik, demir-çelik ve alüminyum sektörleri, '55'e Uyum Paketi' kapsamında sınırda karbon uygulamasına geçecek olan ilk sektörler olarak belirlendi.
1,5 TRİLYON DOLAR HEDEFİ
Yeşil ekonomiye geçiş ve yeni finansman olanaklarında yaşanan artışı teşvik eden gelişmeler böyleyken özellikle Paris Anlaşması'nın imzalandığı 2015'ten bu yana tüketici talebi, yatırımcı duyarlılığı ve düzenlemeler iklim değişikliğini ve sürdürülebilirliği finans sektörünün en önemli gündem maddesi haline getirdi.
Sürdürülebilir ekonomiye geçişte kritik rol üstlenen finans sektörü; finansman ve kredilendirme faaliyetleriyle iş ve yatırım yapma kriterlerine çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konularının uzun vadeli olarak entegre olmasına destek oluyor.
Bu alandaki ilerlemenin sürdürülebilir gelecek inşa etmeye ne kadar yaklaşıldığını görmek açısından önem taşıdığı fikriyle hareket eden EY, 2021'de oluşturduğu Sürdürülebilir Finans Endeksi ile finansal hizmetler sektörünün ESG alanında yarattığı ölçülebilir etkileri ve gelişim alanlarını ortaya koydu.
Avrupa bankacılık ve sermaye piyasalarına odaklanan endeks kapsamında; Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, İspanya, İsviçre ve Birleşik Krallık olmak üzere yedi ülkeden 68 banka mercek altına alındı.
Avrupa bankalarının sürdürülebilirlik alanında öncü rol üstlendiğine işaret eden endeksin sonuçlarına göre; 2020'de Avrupa'nın varlıkları bakımından en büyük 10 bankası, 2030'a kadar toplam 1,5 trilyon dolar yeşil finansman sağlayacağını ve sağlanmasına aracılık edeceğini taahhüt etti.
DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜÇ: BANKALAR
Finans sektörü, Türkiye'de de yeşil ekonomiye geçişte kritik bir role sahip. Özellikle son yıllarda Türk bankalarının yeşil, sürdürülebilir yatırımlara ve finansal enstrüman kullanımına daha çok yöneldiğine işaret ediliyor. Bu artışın özellikle 2021'de dikkate değer bir ivme yakaladığı kaydediliyor.
2016'dan bu yana Türkiye'de toplam 3,6 milyar dolar yeşil ve sosyal tahvil ihraç edilirken bunun 2,8 milyar dolarının 2021'de gerçekleştiği bilgisi de veriliyor.
Bankalar; çevresel etkilerini azaltarak çevresel sorumluluklarını yerine getirmenin yanı sıra etki alanında yer alan paydaşları için de bu sorumluluğu yerine getirmek hedefiyle ürün ve hizmetlerini bu yönde geliştiriyor.
Yenilikçi projeleriyle,stratejik çalışmalarıyla, kredi anlaşmalarıyla ve verdikleri taahhütlerle dikkat çeken ve sürdürülebilir kalkınmayı öncelik haline getiren büyüme stratejilerini benimseyen bankalar; bu stratejilerin yaygınlaşmasında ve yeşil ekonomiye geçişte dönüştürücü güç konumunda bulunuyor.
GLOBAL İNİSİYATİFLER ALINIYOR
Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı Finans Girişimi tarafından hayata geçirilen Sorumlu Bankacılık Prensipleri'nin imzacıları arasında birçok Türk bankası da yer alıyor. Bankacılık sektörünün BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve Paris İklim Anlaşması ile uyumlu hale getirilmesini amaçlayan Sorumlu Bankacılık Prensipleri; sektörün sürdürülebilir gelecek inşasındaki rol ve sorumluluklarını belirliyor.
Son dönemde bankaların, karbonsuz " / ekonomiye geçişi desteklemeyi uluslararası alanda taahhüt ettikleri de görülyor. j. Birçok Türk bankası; BM tarafından üye £ bankaların portföylerini 2050'ye kadar Paris İklim Anlaşması doğrultusunda net-sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu hale getirmelerini sağlamak için kurulan Net-Sıfır Bankacılık Birliği'ne üye oluyor.
2021 Nisan'da 43 kurucu üyenin katılımıyla ilan edilen Net-Sıfır Bankacılık Birliği, şu anda 41 ülkeden 110'dan fazla üyesiyle küresel bankacılık aktifinin neredeyse yüzde 40'ını temsil ediyor. Finans sektörünün iklim için seferber edilmesinde kritik önem taşan birlik, öncü bankaların en iyi uygulamalarını paylaşıyor ve uluslararası ölçekte tutarlı bir çerçeveyle karbonsuzlaştırma stratejilerinin uygulanmasına destek oluyor.
FARKLI VE YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER
Sürdürülebilir finans alanında yeşil projeleri yakından takip eden Türk bankaları; gerek özel şirketlerin gerek kamu kurumlarının sürdürülebilir finansman ihtiyaçlarına farklı ve yenilikçi çözümler sunuyor. Çözüm sunulan alanlar arasında ilk sıralarda ise yenilenebilir enerji, atık yönetimi, karbon salımı düşük araç alımı gibi konular yer alıyor.
Çevreye olumsuz etki yaratan sektör ve yatırımları politika olarak değerlendirme dışında tutan, yeni kömür projelerini finanse etmeyen bankalar; enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanındaki yatırımları daha çok destekleyerek gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor.
Son dönemde birçok banka bünyesinde 'Sürdürülebilirlik Komitesi' kurulması da dikkat çeken bir diğer gelişme. Bankacılık sektörü tüm bu çalışmalarıyla, etkin dönüştürme gücüyle ve yüksek uyum kapasitesiyle yeşil ekonomiye geçiş ve yeşil dönüşümün finansmanı sürecinde Türkiye ekonomisine çok önemli katkılar sağlıyor.
YEŞİL DÖNÜŞÜM NELER GETİRECEK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından hazırlanan "Yeşil Dönüşümün Finansma-nında Fırsatlar ve Zorluklar" başlıklı rapora göre; yeşil dönüşümün sektörler ve şirketler üzerinde dokuz ana başlıkta etkileri olacak. Bu başlıklar, şöyle sıralanıyor:
- Karbon vergisi ve diğer ilave mali yükler
- Üretim kotaları
- İhracatta ve ithalatta fırsatlar ve sınırlamalar
- İtibar riskleri
- Varlık değer düşüşleri
- Bazı işkollarının terk edilmesi
- Yeni, nitelikli insan kaynağı ihtiyacı
- Yeşil dönüşüm yatırım maliyetleri
- Finansman kısıtları ve fırsatları
ÖMER YENİDOĞAN TEB KURUMSAL VE KURUMSAL YATIRIM BANKACILIĞI GENEL MÜDÜR YARD. “SÜRDÜRÜLEBİLİR YATIRIM ÇÖZÜMLERİNİN ÖNCÜ BANKALARINDAN OLACAĞIZ”
YEŞİL DIŞ TİCARET OLANAĞI
Sürdürülebilirlik temalı ilk sendikasyon kredimizi ABD, AB ve Ortadoğu ülkelerinden 22 bankanın katılımıyla 380 milyon dolar olarak gerçekleştirdik. Bu krediyle reel sektörün dış ticaret finansmanına destek vermeyi hedefliyoruz.
Önümüzdeki dönemde yurtdışı finansman piyasasındaki sürdürülebilir fonlama yaratma gücünü devam ettireceğiz. Ayrıca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile imzaladığımız 50 milyon dolarlık anlaşmayla dış ticaretin devamlılığını amaçlarken sürdürülebilirlik odaklı şirketlere yeşil dış ticaret olanağı da sağlayacağız.
FARKINDALIK PROGRAMLARI
Türkiye’de önemli özel sektör şirketlerine ve belediyelere yenilenebilir enerji, atık yönetimi, karbon salımı düşük araç alımı gibi konularda sürdürülebilir ürün ve hizmetler sunuyoruz.
BNP Paribas’ın sürdürülebilirlik ve pozitif bankacılık alanındaki global bilgi birikiminden maksimum düzeyde faydalanarak banka çalışanlarımızın bu konudaki gelişimine katkı sağlıyor ve müşterilerimiz için çeşitli farkındalık programları geliştiriyoruz.
Sürdürülebilirlik konusunda bilgi sahibi ulusal ve uluslararası finans kuruluşlarıyla ve danışman şirketlerle görüşmelerimizi hızlandırıyoruz. Bu konuda bilgilendirici seminer ve toplantılara da devamlı katılım sağlıyoruz.
‘POZİTİF ETKİ’ ÇALIŞMALARI
Sürdürülebilirlik konusunda müşterilerimizi bilgilendirme amacıyla eğitim ve organizasyonlar düzenliyoruz. TEB Kurumsal ve Kurumsal Yatırım Bankacılığı olarak çevresel ve sosyal sorumluluklarımızı da dikkate alarak sürdürülebilirlik alanında ‘pozitif etki’ yaratan çalışmaları hızlandırmayı hedefliyoruz.
BNP Paribas’ın ve bankamızın stratejisine uygun olarak yenilikçi, sürdürülebilirlik odaklı ürün ve hizmetlere desteğimizi artırarak Türkiye’de sürdürülebilir yatırım çözümlerinin öncü bankalarından biri olmayı amaçlıyoruz.
YELİZ ATAAY ARIKÖK QNB FİNANSBANK SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KOMİTESİ BAŞKANI “YENİLENEBİLİR ENERJİYİ VE İKLİM RİSKİNİ AZALTACAK PROJELERİ DESTEKLİYORUZ”
DİJİTALLEŞMEYE KATKI
Uluslararası finansal kuruluşlardan sağladığımız sürdürülebilirlik temalı kaynaklar ile sürdürülebilir ekonomiye istikrarlı bir şekilde katkı sağlıyoruz.
2021'de iki sendikasyon kredimizi de elektrik tüketiminin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanma oranı ve yeni kömür projelerini finanse etmeme kriterlerine bağlı olarak gerçekleştirdik. 2022 yılı sendikasyonumuzda KOBİ müşterilerin dijitalleşmesine destek hedefli bir sürdürülebilirlik performans kriteri belir¬leyen ilk banka olduk.
ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ ARTACAK
Diğer hazine işlemlerimizde de sürdürülebilirlik bağlantılı ürün çeşitliliğimizi artırmaya özen gösteriyoruz. Bu yıl içinde Barclays Bank ile enerji verimliliği performansımızla bağlantılı bir repo işlemine imza attık.
Geçen ay Merrill Lynch International ile sürdürülebilirlik performans kriterlerine bağlı swap işlemleri gerçekleştirmek üzere anlaşmaya vardık. Bundan sonraki süreçte de ölçülebilir ve kredibilitesi yüksek sürdürülebilirlik kriterleri geliştirerek ürün çeşitliliğimizi artırmaya devam edeceğiz.
“KÖMÜR PROJELERİNİ FİNANSE ETMİYORUZ”
Topluma ve çevreye ciddi zararlar verdiğine dair açık kanıtlar bulunan hiçbir finansman faaliyetinde yer almamayı ilke haline getirdik.
2015'ten beri yeni kömür yatırım projelerini finanse etmiyorduk. Bu konudaki kararlılığımızı yurtdışından temin ettiğimiz borçlanma programlarında verdiğimiz taahhütlerle uluslararası ölçekte de ortaya koyuyorduk.
Mayıs 2022'de yeni kömür termik santrali ve yeni kömür madeni yatırım projelerini finanse etmeme taahhüdümüzü kamuoyuyla paylaştık. Yenilenebilir enerji yatırımlarını ve iklim risklerini azaltacak projeleri destekliyor, kredi portföyümüzü bu yatırımlarla genişletmeye önem veriyoruz.