İthalatın dörtte birinin enerjiye gittiğini söyleyen TÜRKONFED YKB. Süleyman Sönmez, yeşil dönüşümün rekabet gücünün kullanılması gerektiğini belirtiyor. Sönmez, "Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yegâne fırsatımız" diyor.
25 Aralık 2022 - 07 Ocak 2023 tarihli sayıdan
Çatısı altında 30 federasyon ve 286 dernek üzerinden 50 bini aşkın şirket yer alan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), üye tabanı ile toplam dış ticaretin yüzde 83'ünü, tarım ve kamu dışı kayıtlı istihdamın yaklaşık yüzde 55'ini sağlıyor.
Türkiye ekonomisinin yapı taşı olan KOBİ'lerin dönüşümlere en hızlı şekilde adapte olması konusunda çalışmalar yürüten TÜRKONFED'in ajandasında bu kapsamda dijital ve yeşil dönüşüm olmak üzere iki önemli başlık yer alıyor.
Aylık ithalatın yaklaşık dörtte birinin enerji ithalatına gittiğini söyleyen TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, yeşil dönüşümün rekabet gücünü de kullanarak, teknoloji üreten ve yüksek teknoloji ihracatını artırmış bir ülke olabileceğimizi vurguluyor.
Sönmez, "Hazırlıklarına bir an önce başlamamız gereken ve çıktılarını orta vadede alacağımız iki önemli konu yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm. Bu ikiz dönüşüm Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yegâne fırsatımız" diyor. Sönmez ile KOBİ'lerin Türkiye'nin ikinci yüzyıldaki geleceğini, yeşil ve dijital dönüşümü konuştuk.
2022 yılında KOBİ'ler açısından nasıl geçti? 2021 yılına göre nasıl bir değişim yaşandı?
2021 ve 2022'de, özellikle imalat sanayinde faaliyet gösteren KOBİ'lerimizin etkisiyle ciro artışı yakalandığını düşünüyoruz. Sanayi üretimdeki hızlı artışlar ve hizmetler sektöründeki toparlanma ile beraber yüksek istihdam KOBİ'lerin öncülüğünde yaratıldı.
KOBİ'lerimizin toplam istihdamdaki paylarının yüzde 70'e yükseldiğini tahmin ediyoruz ancak önümüzdeki aylarda üretim düşüşüne paralel olarak istihdamda da yavaşlama olabilir. İhracatta ise tarihi rekor kırmış olsak da ithalatımız, ihracatımızdan daha hızlı arttı.
Şu an enerji ithalatımızın dış ticaret açığına oranı yüzde 90'nın üzerinde iken aylık ithalatımızın yaklaşık dörtte biri de enerji ithalatına gidiyor. Türkiye aslında bu cendereden çıkabilir. Yeşil dönüşümün rekabet gücünü de kullanarak, teknoloji üreten ve yüksek teknoloji ihracatını artırmış müreffeh bir ülke olabiliriz.
Yeşil dönüşüm konusunda sizin de önemli çalışmalarınız bulunuyor. Bu konuda ne gibi gelişmeler yaşandı? KOBİ'ler açısından bir dönüşümden bahsedebilir miyiz?
Yaptığımız hesaplamalara göre yeşil dönüşümün tüm üretim sürecine entegre edilmesi halinde yılda yaklaşık 17 ila 20 milyar dolar tasarruf edilebilir.
'Sanayi Devrimi' kadar önemli bir konu olarak gördüğümüz yeşil dönüşüme yönelik araştırmalarımızda KOBİ'lerin yüzde 65'inin de bunu bir fırsat olarak gördüğünü, risk olarak görenlerin oranının yalnızca yüzde 8 olduğunu ortaya koyduk. Bununla birlikte her beş firmadan biri bu konu hakkında fikri olmadığını beyan etti. Dolasıyla farkındalık eksikliği de azımsanmayacak bir düzeyde.
2023'te KOBİ'ler için bu konuda ne gibi çalışmalarınız olacak?
TÜRKONFED olarak özellikle son birkaç yıldır bu alanda çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. 2021 yılında referans bir rapor olarak görülen "Avrupa Yeşil Mutabakatı ve KOBİ'ler" raporunu yayımlamıştık. 2022'de ise Anadolu'daki iş insanlarının yeşil dönüşüm konusundaki farkındalığını artırmak için "KOBİ'ler için Yeşil Dönüşüm" projesini başlattık.
Yedi ilde düzenlediğimiz çalıştayların ardından Ankara'da bir zirve ile "Yeşil Dönüşümde Riskler Fırsatlar ve Beklentiler" raporumuzu açıkladık. 2023'te de farkındalık çalışmalarımıza devam ederken, Yeşil Dönüşüm Tasarım ve İnovasyon Merkezi kurarak, ülkemizin kalkınmasına ve iş dünyamızın algı ve yeteneklerine katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Diğer önemli bir başlık olan dijitalleşme konusunda KOBİ'lerde nasıl bir dönüşüm yaşanıyor? 2023 yılında bu konuda ne gibi yatırımlarınız olacak?
Bütün veriler KOBİ'lerimizin modern dijital teknolojiler bir yana geleneksel dijital araçları bile kullanmaktan uzak olduğunu gösteriyor. Türk KOBİ'lerini OECD ve AB ülkelerindeki KOBİ'lerin dijitalleşmesi ile kıyasladığımızda
da son sıralarda yer alıyoruz. Dijitalleşmenin önündeki en büyük engellerin başında teknik rehberlik ve finansman sorunları geliyor. Bu iki soruna yönelik çözümlerin üretilmesi, dijitalleşme yatırımlarıyla birlikte Türk ekonomisinin verimliliğini de artıracak.
TÜRKONFED olarak 2018'de Türkiye İş Bankası desteği ile hayata geçirdiğimiz Dijital Dönüşüm Merkezi (DDM) ile KOBİ'lerin dijital dönüşümün bileşenleri, gereklilikleri ve faydaları konusunda bilgi düzeylerinin ve farkındalıklarının artırılmasını amaçlıyoruz. Tıpkı yeşil dönüşümde olduğu gibi dijital dönüşümde de yeni merkezler açmayı planlıyoruz.
2023 yılında KOBİ'ler için gördüğünüz en önemli fırsatlar ve en kritik riskler neler?
Küresel talebin düştüğü ve ekonomilerin yavaşladığı bir döneme giriyoruz. Ancak emtia ve enerji fiyatları yüksek kalmaya devam edecek. Dolayısıyla en büyük tehditlerden biri, düşen küresel taleple beraber üretici maliyetlerinde oluşacak baskı.
Özellikle işletmelerin toplam maliyetlerindeki enerji harcamaları oranı gittikçe artıyor. Fırsatlara bakarsak, çevreci ve eko-inovatif süreçlere adaptasyonunu geliştiren, hızlı dijitalleşen, veriyi sadece üretimde değil tüketici davranış ve isteklerine göre analiz eden işletmelerin öne geçeceğini söyleyebiliriz.
Global ekonomideki yeni düzende KOBİ'ler nasıl daha güçlü yer alır?
Bugün global düzeyde her 10 KOBİ'den yedisi hayatta kalma mücadelesi veriyor ve kısa yaşam döngüsüne sahip. KOBİ'lerin hayatta kalması ve güçlenmesi için yeteneklerini artırmaları, sürdürülebilirliği anlamaları ve uygulamaya başlamaları, son olarak da ikiz dönüşüme odaklanmaları gerekiyor.
Bunlara paralel olarak verimliliğin artacağını da bekleyebiliriz. 2040'a kadar olan süreç yeni bir sanayi devrimi süreci. Bu süreçte iklim hedefleri ve yeşil sanayileşme için hem yerel finansman yaratma olanaklarına hem de yabancı sermayeyi çekme potansiyeline sahip olan ülkemiz güçlendikçe KOBİ'lerimiz de güçlenecek.
Yeni dönemde odağınıza aldığınız ve KOBİ'ler için iyi yönetilmesi gereken ilk üç başlık neler?
İşletmeler için kayıtsız ve şartsız en öncelikli ve hayati konu finansmana erişim. Özellikle bankacılık sisteminin yeterince kredi üretememesi önümüzdeki aylarda ekonomik yavaşlamayla beraber gündemde yeniden yer edinecek.
2023 ve 2024 yılları için küresel ekonomide yavaşlama beklendiğinden, işletmelerimiz finansal kaynaklarını her zamankinden daha verimli kullanmalı. Hazırlıklarına bir an önce başlamamız gereken ve çıktılarını orta vadede alacağımız diğer iki önemli konu ise yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm. Bu ikiz dönüşüm Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yegâne fırsatımız.