Rusya'nın Türk şirketlerine ve ürünlerine yönelik olarak 1 Ocak 2016 itibariyle yürürlüğe koyduğu yaptırımlar, birinci ayını doldurmak üzere. Rusya'nın Batı ambargosu ve dramatik şekilde düşen petrol fiyatları nedeniyle 2013'ten bu yana krize girmesi yüzünden, bu ülkeye yaptığımız ihracat zaten yüzde 50 gerilemişti.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Uçak krizi sonrasındaki siyasi kriz yüzünden ise şimdi Rusya'ya ihracatımız dip yapmanın eşiğinde. Ekonomist olarak, Rusya'nın kısıtlamalarından en çok etkilenen 18 sektördeki son durumu ve bu ülkeden umudu kesmek üzere olan sektörlerin 2016'daki ihracat stratejilerini araştırdık.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
Sonuçlar Rusya pazarının yerine başka bir pazar ikame etmenin kolay olmadığını gösteriyor. Ancak başta durgunluktan çıkan Avrupa olmak üzere, ABD, Afrika ve Uzakdoğu'da ihracatçılar için önemli fırsatlar mevcut.
Türkiye iş dünyası, 2016’ya Rusya’nın uçak krizi sonrasında Türk şirketlerine ve ürünlerine yönelik olarak yürürlüğe koyduğu bir dizi ambargo ve yaptırım kararıyla girdi. Böylelikle, iki ülke arasındaki siyasi gerilimin en ağır etkilerinin ekonomik alanda görüleceği de ortaya çıkmış oldu. Ancak Rusya pazarındaki kan kaybı, sınır ihlali yapan bir Rus uçağının 24 Kasım’da Suriye sınırında düşürülmesinden çok önce Türk şirketlerini etkilemeye başlamıştı bile.
Aslında iki ülkenin ticaretindeki sıkıntılar uçak krizinin yaşandığı geçen kasım ayından önce başlamıştı. Ukrayna krizi ve Kırım’ın ilhakı, Batı dünyasının yaptırımları ve düşen petrol fiyatları ile sıkıntılı bir döneme giren Rus ekonomisi, 2013 yılından itibaren en önemli partnerlerinden biri olan Türk iş dünyası ile arasına mesafe koymaya başlamıştı.
2013’te 7 milyar dolara yaklaşan Rusya’ya ihracat, 2014’te 5,9 milyar dolara, 2015’te ise 11 aylık dönemde 3,4 milyar dolara geriledi. Otomotivden inşaata, gıdadan tekstile onlarca sektörde ihracatçılar Rusya kapılarının yavaş yavaş kapanmaya başladığını fark etti. Uçak krizi ve sonrasındaki ağır ekonomik yaptırımlar ise Rusya ile yaşanan ticari sorunların üzerine tuz biber ekti.
2016’nın ilk ayını geride bırakmaya hazırlanan ihracatçılar için şimdi en önemli soru, Rusya gibi dev bir pazarın yerine hangi ülkeleri veya hangi pazarları ikame edecekleri. Biz de Ekonomist olarak bu hafta Rusya’nın kısıtlamalarından en çok etkilenen 18 sektörde 1 Ocak’tan bu yana yaşananları sizin için tespit ettik ve bu sektörlerin 2016 stratejilerini mercek altına aldık.
ABD, AB, Afrika ve Uzakdoğu piyasaları ihracatçılar için öncelikli hedefler olarak öne çıkarken, yakın coğrafyada Batı ambargosundan kurtulan İran pazarı ise büyük heyecan yaratıyor. İran pazarına ilişkin gelişmeleri de giriş haberimizde bulabilirsiniz.
'ORTAK AKIL'ARANIYOR
Türkiye’nin Rusya’ya mal ihracatında ilk sırada yer alan yaş meyve-sebze, 2015’te toplam ihracatının yüzde 42’sini Rus pazarına gerçekleştirdi. Dolayısıyla Rusya, yaş meyve-sebze ihracatçıları için ‘olmazsa olmaz’ derecede önemli. Ancak henüz bu kaybın nasıl telafi edileceğine dair herhangi bir plan ya da proje ortaya konmuş değil.
Rusya değer bazında yaş meyve ihracatının yüzde 40’ını, yaş sebze ihracatının yüzde 56’sını, narenciye ihracatının ise yüzde 35’ini tek başına karşılıyor.
Geçen yıl yüzde 6 gerileyen ihracat, 1 Ocak itibariyle tamamen durmuş durumda. Akdeniz Yaş Meyve-Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, Rusya pazarının kaybedilmesi tehlikesine karşı sektör ve ilgili bakanlıklar ile bu hafta sonu Antalya’da ‘Ortak Akıl Toplantısı’ gerçekleştirecekleri bilgisini veriyor.
Kavak, “Yapılacak sunumlar ve ortaya çıkacak fikirler ışığında sektörün alternatif pazarları belirlenecek ve bu pazarlarda Türkiye’nin yaş meyve ve sebze ürünlerinin etkin bir şekilde tanıtılmasına ilişkin olarak yol haritası çizilecek” diyor.
OTOMOTİVCİLER İRAN'A DÖNDÜ
Rusya’ya ihracatta değer bazında en büyük kaybı yaşayan sektör otomotiv oldu. 2014’te 794 milyon dolar olan ihracat 2015’te yüzde 65’e varan oranda gerileyerek 281 milyon dolara indi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu, yaşanan olumsuz sürecin doğrudan otomotiv ihracatını ve Rusya’da yatırımı bulunan şirketlerin geleceğini tehdit ettiğini belirtiyor.
Yaptırımların uygulamaya konduğu yılbaşından bu yana otomotiv ihracatının yüzde 77 oranında gerilediğinin altını çizen Orhan Sabuncu, “Otomotiv sektöründe yaptırım veya ambargo uygulanmıyor. Buna karşın vize uygulaması ve taşımacılık kotalarında yaşanabilecek iptaller sektörümüzü derinden sarsıyor” diye konuşuyor.
Hızla Rusya dışındaki alternatif pazarları araştırdıklarını belirten Sabuncu, “Bugün itibariyle İran en öncelikle alternatif pazar konumunda. Ambargoların kalkması ile bu ülkeye otomotiv ihracatının önemli seviyelerde artacağını düşünüyoruz” diyor.
TEKSTİLCİ ABD'YE KİLİTLENDİ
Tekstil sektörünün İtalya’dan sonra ikinci büyük pazarı olan Rusya’ya ihracatı 2015’te yüzde 38 düştü. Uçak krizi ise 2015’in son ayında etkisini gösterdi ve ihracat 1 Ocak’tan bu yana yüzde 80 geriledi. Rusya’ya yapılan ihracatta sıkıntıların 2014 yılından itibaren hissedilmeye başlandığını anımsatan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, “Rusya tarafından ambargo uygulanacağı açıklanan ürünler listesinde tekstil ve hammaddeleri yer almıyor.
Ancak Rusya resmi olarak açıklanan bu listenin yanı sıra gümrüklerde Türk ürünlerinin geçişine izin vermeme, iç piyasada satılan Türk ürünlerinin toplatılması gibi çeşitli uygulamalar yapıyor” diye konuşuyor.
İsmail Gülle, Rusya’ya yapılan ihracatın başka ülkelere kaydırılması için zamana ihtiyaçları olduğunu ifade ediyor. Gülle, “2016 yılında tekstil sektörümüz için hedef pazar kuşkusuz ABD olacak. ABD’nin tekstil pazarında sürekli artan bir payımız var. 2016 yılı için hedefimiz bu artışı hızlandırmak ve ABD pazarına ihracat yapamayan firmalarımız için bu pazarı kolaylaştırmak. Ayrıca Çin ve Bangladeş gibi Asya ülkelerine ihracat artışımızın hızlanmasını bekliyoruz” diyor.
ÜÇÜNCÜ ÜLKELERE BAKILACAK
Rusya’ya 2015’te 377 milyon dolar ihracat yapan yapı malzemeleri sektöründeki daralma ise yüzde 45 seviyesinde gerçekleşti. Türk müteahhitlerinin Rusya pazarında yaşadığı sıkıntılardan direkt olarak etkilenen yapı malzemeleri sektörü, yakın zamanda Rusya’dan yeni iş almayı beklemiyor.
TİM Yapı Malzemeleri Komitesi Başkanı Serdar Urfalılar, “2016 Ocak ayının ilk 15 günlük ihracat rakamlarına baktığımızda bu düşüşü çok daha net görebiliyoruz. En fazla düşüş yaşanan ürünler arasında demir ve çelikten inşaat aksamları ve inşaatlarda kullanılan elektrik malzemeleri ilk sırada yer alıyor” diyor.
Rusya pazarına alternatif olabilecek Orta Asya ülkeleri üzerinden gerek ürünlerin nakliyesinin gerekse hedef bölgelere satışının gerçekleştirilebileceğini kaydeden Urfalılar, “Bunun dışında Afrika’daki gelişen ülkelere yoğun şekilde yöneliyoruz. Özellikle ocak ayından itibaren Cezayir, Fas, Gana, Kenya ve Tanzanya’ya ihracatta hız kazanacağız” diye konuşuyor.
HAZIR GİYİMİN ODAK ÜLKELERİ
Hazır giyim ve konfeksiyon, Rusya pazarında 2013’ten bu yana kan kaybediyor. 2015’te 413 milyon dolar olan ihracat, 2014’te 351 milyon dolara, 2015’te ise yüzde 42 gerilemeyle 204 milyon dolara düştü.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Rusya'nın Türk markalarının en çok mağazasının bulunduğu ülke olduğuna dikkat çekiyor. Halen büyük bölümü hazır giyim ve konfeksiyon sektöründen olmak üzere 30 civarında Türk markasının Rusya’da 700’den fazla mağazası bulunduğunu ifade eden Tanrıverdi, uçak krizi ve yaptırımların yılbaşında yürürlüğe girmesinden sonra ise ihracat düşüşünün yüzde 53'e ulaştığını kaydediyor.
Tanrıverdi, sektör firmalarının bu zorlukları aşmak için üretim operasyonuna elverişli yurtdışı işbir-liklerine yöneldiğini ifade ederek, “Rus ekonomisinin tekrar büyümeye geçeceği zamana kadar mevcut ticari yatırımların korunmasını ve zararın kontrol altında tutulmasını planlıyoruz” diyor.
Rusya'daki kayıpların telafisi için hazır giyimcilerin önündeki en önemli hedef ise AB ve Afrika pazarı. AB'deki durgunluğun aşılmasıyla birlikte ihracatın yüzde 72'sini gerçekleştirdikleri Avrupa ülkelerine yüklenmeye başladıkları bilgisini veren Hikmet Tanrıverdi, “Öte yandan 500 milyon dolar ihracata ulaştığımız ABD ve ihracatı üç yılda iki katına çıkarıp 1,5 milyar dolara ulaştırmayı hedeflediğimiz Afrika'ya yöneliyoruz” diye konuşuyor.
KİMYACI ISRARLI
Rusya'ya yapılan kimya ihracatı da son birkaç yılda ağır darbe aldı. İhracat geçen yıl yüzde 35 azalışla 392 milyon dolar seviyesinde kaldı. Miktar bazında da yüzde 36’lık kayıp var.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz, Rusya’nın sadece bugün değil her dönemde kendilerini engelleyen bir tavır sergilediğini belirterek, “Geçtiğimiz yıllarda sektör olarak düzenlediğimiz fuarlarda ve ticaret heyetlerinde Rusya bize ticaret ortağı olarak yaklaşmadı.
Kontrolü maksimum düzeye çıkardı ve firmalarımızı zor duruma düşürdü” diyor. 1 Ocak sonrasında tüm zorluklara rağmen ihracat yapmaya devam ettiklerini ifade eden Akyüz, şöyle devam ediyor: “Gelişmelere baktığımız zaman sorun yakın zamanda çözüleceğe benzemiyor.
Bu nedenle Rusya’ya alternatif olabilecek pazarlara yönelmiş durumdayız. Özellikle Afrika’daki belirli noktalara hiç ihracat gerçekleştirmedik. Bu bölgeleri önemsiyoruz. Diğer yandan Avrupa Birliği'ne ihracatımız da düzenli olarak artıyor ama Avrupa’nın bazı noktalarında ihracatımız halen zayıf. Bu noktaları güçlendirmeye çalışıyoruz.”
DERİCİLER JAPONYA YOLCUSU
2015’te Rusya’ya 235 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren deri ve deri mamülleri sektörü için, kan kaybetmeye devam etse de Rusya hala en büyük pazar. İstanbul Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Şenocak, 1,5 milyar doları bulan toplam ihracatlarının yüzde 16 ile en yüksek payını Rusya’nın aldığını belirtiyor.
Özellikle deri konfeksiyon ve kürk giyim gibi bazı ürün grupları ile birlikte Rusya'nın toplam deri ihracatı içerisindeki payının yüzde 50 seviyelerine kadar çıkabildiğini dile getiren Şenocak, “2016 yılbaşından bugüne kadar olan ihracatımız incelendiğinde ise yüzde 50 civarından bir düşüş yaşandığını gözlemliyoruz” diye konuşuyor.
Mustafa Şenocak, birçok ihracatçının Rusya'dan çıkartıldığını, tekrar giriş için vize verilmediğini, Türk malı ürünlerin satışının şikayete konu edilebildiğini ve Türk mallarını satanların da ciddi yaptırımlar ile karşı karşıya kaldıklarını anlatıyor. Şenocak, “Önümüzdeki dönemde de başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere, Afrika kıtası, Japonya ve İran’a yönelik olarak hedef ve alternatif pazar çalışmalarımızın olduğu yoğun bir faaliyet dönemine gireceğiz”diyor.
ÇELİKTE 30 HEDEF PAZAR
Türkiye’nin 2014’e kadar Rusya’ya 200 milyon dolar civarında ihracat yaptığı bir diğer sektör de çelikti. 2015’te yaklaşık 10 milyar dolarlık çelik ihracatının yalnızca 70 milyon doları Rusya'ya gerçekleşti. Bu rakam önceki yıla oranla yüzde 60'lık düşüş yaşandığını ortaya koyuyor.
Bugün itibariyle Rusya'ya giden ihracat gemileri ve ürünlerinin geri çevrildiğini, işadamlarına vize verilmediğini anlatan Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “Yaşanan sorunun karşılıklı saygı ve anlayış içinde diplomasiyle çözülmesi en büyük arzumuzdur.
Ancak uzun vadede çözülmez ise çelik sektörü olarak bu pazarda uğradığımız kaybı alternatif pazarlarla telafi etmeye odaklanacağız” diyor. 2016’da çelik ihracatının yüzde 2 artışla 16,5 milyon tona ulaşmasını hedeflediklerini ifade eden Ekinci, şöyle devam ediyor: “30 hedef pazar belirledik. Bu amaçla İran, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne giderek yeni yatırım ve işbirliği görüşmeleri yaptık.
2016 yılında da bu belirlediğimiz hedef ülkelerle organizasyonlarımız devam edecek. Ayrıca yıl içerisinde hedef pazarımız olan ülkelerden o ülkenin ithalatçılarını Türkiye'ye getirerek firmalarımızı ve tesislerimizi daha iyi tanımaları için imkan sağlayacağız ve ilişkilerimizi güçlendireceğiz.”
MÜCEVHERCİ DEFTERİ KAPATTI
Rusya birkaç yıl öncesine kadar Türkiye'nin mücevher ihracatındaki en önemli pazarlarından biriydi. Ancak 2013 yılından itibaren Rus Rublesi’nde yaşanan değer kaybı ve ülkenin içine girdiği durgunluk mücevher ihracatçılarına yüzde 90’lara varan ciddi bir pazar kaybı yaşattı.
Mücevher ihracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, Türkiye’nin toplam mücevher ihracatı içinde Rusya’nın payının yüzde 9,4 ile 2008 yılında zirve yaptığını, ancak 2015 yılında bu oranın yüzde 1’in altına düştüğünü söylüyor. Rusya ile uçak krizi yaşanmadan önce bu pazarı zaten büyük oranda kaybettiklerini anlatan Güner, “Yaptırımlardan etkilenecek çapta bir ticaretimizin kalmadığını söylemek zorundayız.
Biz Rusya pazarını şimdilik kapattık. Ancak Rusya’daki iş ortaklarımızla iletişimi her platformda sürdürüyoruz. Gelecekte iş yapmayı umuyoruz” diyor. Rusya ile birlikte Irak, Mısır ve Libya pazarlarında da darbe yiyen mücevhercilerin yeni rotası ise Singapur ve Malezya.
KLİMACILAR KÖRFEZ'E BAKIYOR
iklimlendirme, Soğutma, Klima imalatçıları Derneği (İSKİD) Başkanı Cem Savcı, 2014’te en büyük üçüncü ihracat pazarları olan Rusya’nın beşinciliğe gerilediğini ifade ediyor.
Savcı, Rusya’ya ihracatın uçak krizi öncesinde gerilemeye başladığını hatırlatarak, “Bugün ise Rusya, Türkiye’den yapılacak sevkiyatları veya dünyanın her hangi bir noktasından sevk edilecek Türkiye menşeili ürünleri şu veya bu şekilde kabul etmiyor. Rusya ile krizin başlamasının ertesi gününden itibaren Rusya’ya ihracat yapılamamaktadır” diye konuşuyor.
Cem Savcı, henüz Rusya yerine ikame edilecek potansiyel bir pazarları bulunmadığını dile getiriyor. Savcı, “Son üç ay içinde İran, Endonezya ve Suudi Arabistan’da fuarlara katıldık ve ikili ticari görüşmeler yapma fırsatı bulduk. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımız devam edecek” diyor.
MADENDE UMUT FUARLAR
Rusya’nın tavrı tüm sektörleri olduğu gibi madencilik sektörünü de olumsuz etkiledi. ihracat 2015’te yüzde 28’e yakın düşerken, bu gerilemenin 2016’da artarak devam edeceği öngörülüyor.
İstanbul Maden ihracatçıları Birliği Başkanı Ali Kahyaoğlu, “2015 yılı ocak ayının ilk yarısında 2 milyon dolar olan bu ülkeye yapılan doğal taş ve maden ihracatı, bu yıl aynı dönemde 500 bin dolar seviyesine geriledi” diyor.
Rusya’da alıcılara baskı yapılarak Türk ürünleri almalarının engellendiğini dile getiren Kahyaoğlu, “ihracatta yaşanan bu azalma politik krizden daha çok ekonomik nedenlere dayanıyor. Rusya’da ekonomik durumun düzelmesi ile sektörün durumu düzelebilir. Rusya’dan son gelen haberler de bazı sektörlerdeki engellemelerin esneyeceği veya kalkacağı yolunda. Umarım gerçekleşir” diye konuşuyor.
Sektör ihracatında Rusya kaynaklı kan kaybının Singapur-Fas ekseninde giderilmeye çalışıldığını ifade eden Ali Kahyaoğlu, “Dünyanın birçok ülkesindeki fuarlara katılıyoruz. Hedef pazarlara ticari geziler düzenliyoruz ve URGE projesi ile firmalarımızın ülkemizin aktif olmadığı pazarlalara girmesini sağlamak için çalışıyoruz” diyor.
FATİH ŞENER
UND İCRA KURULU BAŞKANI
"Kazakistan'ı zorluyoruz"
Rusya ile ticarette en kritik konumda bulunan sektör lojistik. Türk plakalı araçların dünya genelinde gerçekleştirdikleri sefer sayıları 1 milyonun üzerinde. Rusya'ya toplam taşıma sayısı ise 40 bin sefere ulaşıyor. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Rus tarafının yıllardır kendi nakliyecilerini kalkındırmak için getirdiği taşıma kotaları nedeniyle zaten önemli sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, uçak krizi sonrasında ise Türk ihracat yükü taşıyan hiçbir Türk aracın Rusya içine sokulmadığını kaydediyor.
Bunun dışında hangi ülke bayrağını taşırsa taşısın Türk mallarını taşıyan araçlara Rusya girişinde her türlü bekletme, kontrol ve engellemenin yapıldığını aktaran Şener, "Uygulanan yaptırımlar sadece Türk taşımacıları etkilemiyor, atıl durumda kalacak çok sayıda Rus taşımacı da mevcut" şeklinde konuşuyor.
Nakliyecilerin Rusya'ya alternatif olarak en uygun olduğunu düşündükleri pazar ise Kazakistan. Kazakistan taşımalarına ağırlık vermek üzere girişimlere başladıklarını kaydeden Fatih Şener, "Fakat Kazakistan'ın ekonomisinin de Rusya'ya karşı uygulanan ambargo sebebiyle daralması ve ithalatın azalması, bu alternatifin kullanılmasını engelliyor" diyor.
MİTHAT YENİGÜN
TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ BAŞKANI
"Yeni hedef: Güney Amerika ve Sahra Altı Afrika"
Çin'den sonra dünyanın en başarılı müteahhitlik sektörüne sahip olan Türkiye için Rusya pazarı her zaman çok önemli bir yere sahip oldu. Rusya'ya ilk giriş yapılan 1988'den bu yana üstlenilen bin 937 projenin toplam bedeli yaklaşık 64,5 milyar dolar gibi rekor bir seviyeye ulaştı.
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, Türk firmalarının 2014 yılında Rusya'da toplam tutarı 3,9 milyar doları aşan 47 adet proje üstlendiklerini,
2015'te ise proje adedi 22'ye gerilerken toplam tutarın 5 milyar doları aştığını kaydediyor. Yenigün, uçak krizinin ardından şantiyelere yönelik baskılar, vize sorunu, ülkeye giriş ve çıkışta zorluklar, imza sürecindeki bazı projelerin durdurulup iptal edilmesi, Türk işçi istihdamı ve Türk inşaat malzemelerinin tedariki konularında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını vurguluyor.
Mithat Yenigün, "Yeni işler açısından yıllık ortalama 4-5 milyar dolar gibi bir potansiyel kayıptan söz etmek mümkün. Devam etmekte olan projeler sürecek ama yeni projeler alınması kısa vadede olası görünmüyor" şeklinde konuşuyor.
Yeni dönemde Rusya'daki kayıpların karşılanması için Sahra Altı Afrika ve Güney Amerika ülkelerindeki potansiyel yatırımları takibe aldıklarının altını çizen Mithat Yenigün, "Kongo, Gana, Mali ve Nijerya bu dönemde öne çıkan ülkelerdir. Ayrıca İran Türk müteahhitleri için önemli fırsatlar yaratmaya aday" diyor.
Turizmciler EXPO 2016'ya güveniyor
Rusya ile yaşanan krizin en fazla vurduğu sektör turizm oldu. Almanya'dan sonra Türkiye'ye en çokturist gönderen ülke olan Rusya'dan gelen ziyaretçi sayısı, bu ülkedeki durgunluk nedeniyle 2015'te yüzde 18 gerileyerek 3,6 milyon civarında gerçekleşti. Uçak krizi sonrasında ise Türkiye'ye yapılan tüm rezervasyonlar iptal edildi, Rus vatandaşlarının Türkiye'ye giriş sayısı ciddi şekilde geriledi. Türk tur operatörlerinin Rusya'daki faaliyetlerine son verildi.
Sektör temsilcileri, krizin devamı halinde Türk turizminin 4 milyon Rus turisti kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Bu durumun ekonomiye maliyetinin ise yaklaşık 5 milyar doları bulabileceği hesaplanıyor.
Rus turist yerine hangi ülkeleri Türkiye'ye çekebileceğini hesap eden sektörün en önemli beklentisi ise Uzakdoğu ülkelerinin Türkiye'ye olan ilgisi. Bu amaçla Çin, Japonya ve Hindistan'dan daha fazla turist çekebilmek için bölge fuarlarına adeta akın düzenleniyor.
Bu arada bu yıl Antalya'da düzenlenecek Expo 2016'nın ise Rusların en fazla ziyaret ettiği kentin ekonomisini ayakta tutması bekleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın hesaplamalarına göre, 40'ın üzerinde ülkenin katılacağı Expo 2016'yı 3 milyonu yerli olmak üzere 8 milyon turistin ziyaret etmesi bekleniyor.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Uçak krizi sonrasındaki siyasi kriz yüzünden ise şimdi Rusya'ya ihracatımız dip yapmanın eşiğinde. Ekonomist olarak, Rusya'nın kısıtlamalarından en çok etkilenen 18 sektördeki son durumu ve bu ülkeden umudu kesmek üzere olan sektörlerin 2016'daki ihracat stratejilerini araştırdık.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
Sonuçlar Rusya pazarının yerine başka bir pazar ikame etmenin kolay olmadığını gösteriyor. Ancak başta durgunluktan çıkan Avrupa olmak üzere, ABD, Afrika ve Uzakdoğu'da ihracatçılar için önemli fırsatlar mevcut.
Türkiye iş dünyası, 2016’ya Rusya’nın uçak krizi sonrasında Türk şirketlerine ve ürünlerine yönelik olarak yürürlüğe koyduğu bir dizi ambargo ve yaptırım kararıyla girdi. Böylelikle, iki ülke arasındaki siyasi gerilimin en ağır etkilerinin ekonomik alanda görüleceği de ortaya çıkmış oldu. Ancak Rusya pazarındaki kan kaybı, sınır ihlali yapan bir Rus uçağının 24 Kasım’da Suriye sınırında düşürülmesinden çok önce Türk şirketlerini etkilemeye başlamıştı bile.
Aslında iki ülkenin ticaretindeki sıkıntılar uçak krizinin yaşandığı geçen kasım ayından önce başlamıştı. Ukrayna krizi ve Kırım’ın ilhakı, Batı dünyasının yaptırımları ve düşen petrol fiyatları ile sıkıntılı bir döneme giren Rus ekonomisi, 2013 yılından itibaren en önemli partnerlerinden biri olan Türk iş dünyası ile arasına mesafe koymaya başlamıştı.
2013’te 7 milyar dolara yaklaşan Rusya’ya ihracat, 2014’te 5,9 milyar dolara, 2015’te ise 11 aylık dönemde 3,4 milyar dolara geriledi. Otomotivden inşaata, gıdadan tekstile onlarca sektörde ihracatçılar Rusya kapılarının yavaş yavaş kapanmaya başladığını fark etti. Uçak krizi ve sonrasındaki ağır ekonomik yaptırımlar ise Rusya ile yaşanan ticari sorunların üzerine tuz biber ekti.
2016’nın ilk ayını geride bırakmaya hazırlanan ihracatçılar için şimdi en önemli soru, Rusya gibi dev bir pazarın yerine hangi ülkeleri veya hangi pazarları ikame edecekleri. Biz de Ekonomist olarak bu hafta Rusya’nın kısıtlamalarından en çok etkilenen 18 sektörde 1 Ocak’tan bu yana yaşananları sizin için tespit ettik ve bu sektörlerin 2016 stratejilerini mercek altına aldık.
ABD, AB, Afrika ve Uzakdoğu piyasaları ihracatçılar için öncelikli hedefler olarak öne çıkarken, yakın coğrafyada Batı ambargosundan kurtulan İran pazarı ise büyük heyecan yaratıyor. İran pazarına ilişkin gelişmeleri de giriş haberimizde bulabilirsiniz.
'ORTAK AKIL'ARANIYOR
Türkiye’nin Rusya’ya mal ihracatında ilk sırada yer alan yaş meyve-sebze, 2015’te toplam ihracatının yüzde 42’sini Rus pazarına gerçekleştirdi. Dolayısıyla Rusya, yaş meyve-sebze ihracatçıları için ‘olmazsa olmaz’ derecede önemli. Ancak henüz bu kaybın nasıl telafi edileceğine dair herhangi bir plan ya da proje ortaya konmuş değil.
Rusya değer bazında yaş meyve ihracatının yüzde 40’ını, yaş sebze ihracatının yüzde 56’sını, narenciye ihracatının ise yüzde 35’ini tek başına karşılıyor.
Geçen yıl yüzde 6 gerileyen ihracat, 1 Ocak itibariyle tamamen durmuş durumda. Akdeniz Yaş Meyve-Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, Rusya pazarının kaybedilmesi tehlikesine karşı sektör ve ilgili bakanlıklar ile bu hafta sonu Antalya’da ‘Ortak Akıl Toplantısı’ gerçekleştirecekleri bilgisini veriyor.
Kavak, “Yapılacak sunumlar ve ortaya çıkacak fikirler ışığında sektörün alternatif pazarları belirlenecek ve bu pazarlarda Türkiye’nin yaş meyve ve sebze ürünlerinin etkin bir şekilde tanıtılmasına ilişkin olarak yol haritası çizilecek” diyor.
OTOMOTİVCİLER İRAN'A DÖNDÜ
Rusya’ya ihracatta değer bazında en büyük kaybı yaşayan sektör otomotiv oldu. 2014’te 794 milyon dolar olan ihracat 2015’te yüzde 65’e varan oranda gerileyerek 281 milyon dolara indi. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu, yaşanan olumsuz sürecin doğrudan otomotiv ihracatını ve Rusya’da yatırımı bulunan şirketlerin geleceğini tehdit ettiğini belirtiyor.
Yaptırımların uygulamaya konduğu yılbaşından bu yana otomotiv ihracatının yüzde 77 oranında gerilediğinin altını çizen Orhan Sabuncu, “Otomotiv sektöründe yaptırım veya ambargo uygulanmıyor. Buna karşın vize uygulaması ve taşımacılık kotalarında yaşanabilecek iptaller sektörümüzü derinden sarsıyor” diye konuşuyor.
Hızla Rusya dışındaki alternatif pazarları araştırdıklarını belirten Sabuncu, “Bugün itibariyle İran en öncelikle alternatif pazar konumunda. Ambargoların kalkması ile bu ülkeye otomotiv ihracatının önemli seviyelerde artacağını düşünüyoruz” diyor.
TEKSTİLCİ ABD'YE KİLİTLENDİ
Tekstil sektörünün İtalya’dan sonra ikinci büyük pazarı olan Rusya’ya ihracatı 2015’te yüzde 38 düştü. Uçak krizi ise 2015’in son ayında etkisini gösterdi ve ihracat 1 Ocak’tan bu yana yüzde 80 geriledi. Rusya’ya yapılan ihracatta sıkıntıların 2014 yılından itibaren hissedilmeye başlandığını anımsatan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, “Rusya tarafından ambargo uygulanacağı açıklanan ürünler listesinde tekstil ve hammaddeleri yer almıyor.
Ancak Rusya resmi olarak açıklanan bu listenin yanı sıra gümrüklerde Türk ürünlerinin geçişine izin vermeme, iç piyasada satılan Türk ürünlerinin toplatılması gibi çeşitli uygulamalar yapıyor” diye konuşuyor.
İsmail Gülle, Rusya’ya yapılan ihracatın başka ülkelere kaydırılması için zamana ihtiyaçları olduğunu ifade ediyor. Gülle, “2016 yılında tekstil sektörümüz için hedef pazar kuşkusuz ABD olacak. ABD’nin tekstil pazarında sürekli artan bir payımız var. 2016 yılı için hedefimiz bu artışı hızlandırmak ve ABD pazarına ihracat yapamayan firmalarımız için bu pazarı kolaylaştırmak. Ayrıca Çin ve Bangladeş gibi Asya ülkelerine ihracat artışımızın hızlanmasını bekliyoruz” diyor.
ÜÇÜNCÜ ÜLKELERE BAKILACAK
Rusya’ya 2015’te 377 milyon dolar ihracat yapan yapı malzemeleri sektöründeki daralma ise yüzde 45 seviyesinde gerçekleşti. Türk müteahhitlerinin Rusya pazarında yaşadığı sıkıntılardan direkt olarak etkilenen yapı malzemeleri sektörü, yakın zamanda Rusya’dan yeni iş almayı beklemiyor.
TİM Yapı Malzemeleri Komitesi Başkanı Serdar Urfalılar, “2016 Ocak ayının ilk 15 günlük ihracat rakamlarına baktığımızda bu düşüşü çok daha net görebiliyoruz. En fazla düşüş yaşanan ürünler arasında demir ve çelikten inşaat aksamları ve inşaatlarda kullanılan elektrik malzemeleri ilk sırada yer alıyor” diyor.
Rusya pazarına alternatif olabilecek Orta Asya ülkeleri üzerinden gerek ürünlerin nakliyesinin gerekse hedef bölgelere satışının gerçekleştirilebileceğini kaydeden Urfalılar, “Bunun dışında Afrika’daki gelişen ülkelere yoğun şekilde yöneliyoruz. Özellikle ocak ayından itibaren Cezayir, Fas, Gana, Kenya ve Tanzanya’ya ihracatta hız kazanacağız” diye konuşuyor.
HAZIR GİYİMİN ODAK ÜLKELERİ
Hazır giyim ve konfeksiyon, Rusya pazarında 2013’ten bu yana kan kaybediyor. 2015’te 413 milyon dolar olan ihracat, 2014’te 351 milyon dolara, 2015’te ise yüzde 42 gerilemeyle 204 milyon dolara düştü.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Rusya'nın Türk markalarının en çok mağazasının bulunduğu ülke olduğuna dikkat çekiyor. Halen büyük bölümü hazır giyim ve konfeksiyon sektöründen olmak üzere 30 civarında Türk markasının Rusya’da 700’den fazla mağazası bulunduğunu ifade eden Tanrıverdi, uçak krizi ve yaptırımların yılbaşında yürürlüğe girmesinden sonra ise ihracat düşüşünün yüzde 53'e ulaştığını kaydediyor.
Tanrıverdi, sektör firmalarının bu zorlukları aşmak için üretim operasyonuna elverişli yurtdışı işbir-liklerine yöneldiğini ifade ederek, “Rus ekonomisinin tekrar büyümeye geçeceği zamana kadar mevcut ticari yatırımların korunmasını ve zararın kontrol altında tutulmasını planlıyoruz” diyor.
Rusya'daki kayıpların telafisi için hazır giyimcilerin önündeki en önemli hedef ise AB ve Afrika pazarı. AB'deki durgunluğun aşılmasıyla birlikte ihracatın yüzde 72'sini gerçekleştirdikleri Avrupa ülkelerine yüklenmeye başladıkları bilgisini veren Hikmet Tanrıverdi, “Öte yandan 500 milyon dolar ihracata ulaştığımız ABD ve ihracatı üç yılda iki katına çıkarıp 1,5 milyar dolara ulaştırmayı hedeflediğimiz Afrika'ya yöneliyoruz” diye konuşuyor.
KİMYACI ISRARLI
Rusya'ya yapılan kimya ihracatı da son birkaç yılda ağır darbe aldı. İhracat geçen yıl yüzde 35 azalışla 392 milyon dolar seviyesinde kaldı. Miktar bazında da yüzde 36’lık kayıp var.
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Murat Akyüz, Rusya’nın sadece bugün değil her dönemde kendilerini engelleyen bir tavır sergilediğini belirterek, “Geçtiğimiz yıllarda sektör olarak düzenlediğimiz fuarlarda ve ticaret heyetlerinde Rusya bize ticaret ortağı olarak yaklaşmadı.
Kontrolü maksimum düzeye çıkardı ve firmalarımızı zor duruma düşürdü” diyor. 1 Ocak sonrasında tüm zorluklara rağmen ihracat yapmaya devam ettiklerini ifade eden Akyüz, şöyle devam ediyor: “Gelişmelere baktığımız zaman sorun yakın zamanda çözüleceğe benzemiyor.
Bu nedenle Rusya’ya alternatif olabilecek pazarlara yönelmiş durumdayız. Özellikle Afrika’daki belirli noktalara hiç ihracat gerçekleştirmedik. Bu bölgeleri önemsiyoruz. Diğer yandan Avrupa Birliği'ne ihracatımız da düzenli olarak artıyor ama Avrupa’nın bazı noktalarında ihracatımız halen zayıf. Bu noktaları güçlendirmeye çalışıyoruz.”
DERİCİLER JAPONYA YOLCUSU
2015’te Rusya’ya 235 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren deri ve deri mamülleri sektörü için, kan kaybetmeye devam etse de Rusya hala en büyük pazar. İstanbul Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Şenocak, 1,5 milyar doları bulan toplam ihracatlarının yüzde 16 ile en yüksek payını Rusya’nın aldığını belirtiyor.
Özellikle deri konfeksiyon ve kürk giyim gibi bazı ürün grupları ile birlikte Rusya'nın toplam deri ihracatı içerisindeki payının yüzde 50 seviyelerine kadar çıkabildiğini dile getiren Şenocak, “2016 yılbaşından bugüne kadar olan ihracatımız incelendiğinde ise yüzde 50 civarından bir düşüş yaşandığını gözlemliyoruz” diye konuşuyor.
Mustafa Şenocak, birçok ihracatçının Rusya'dan çıkartıldığını, tekrar giriş için vize verilmediğini, Türk malı ürünlerin satışının şikayete konu edilebildiğini ve Türk mallarını satanların da ciddi yaptırımlar ile karşı karşıya kaldıklarını anlatıyor. Şenocak, “Önümüzdeki dönemde de başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere, Afrika kıtası, Japonya ve İran’a yönelik olarak hedef ve alternatif pazar çalışmalarımızın olduğu yoğun bir faaliyet dönemine gireceğiz”diyor.
ÇELİKTE 30 HEDEF PAZAR
Türkiye’nin 2014’e kadar Rusya’ya 200 milyon dolar civarında ihracat yaptığı bir diğer sektör de çelikti. 2015’te yaklaşık 10 milyar dolarlık çelik ihracatının yalnızca 70 milyon doları Rusya'ya gerçekleşti. Bu rakam önceki yıla oranla yüzde 60'lık düşüş yaşandığını ortaya koyuyor.
Bugün itibariyle Rusya'ya giden ihracat gemileri ve ürünlerinin geri çevrildiğini, işadamlarına vize verilmediğini anlatan Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, “Yaşanan sorunun karşılıklı saygı ve anlayış içinde diplomasiyle çözülmesi en büyük arzumuzdur.
Ancak uzun vadede çözülmez ise çelik sektörü olarak bu pazarda uğradığımız kaybı alternatif pazarlarla telafi etmeye odaklanacağız” diyor. 2016’da çelik ihracatının yüzde 2 artışla 16,5 milyon tona ulaşmasını hedeflediklerini ifade eden Ekinci, şöyle devam ediyor: “30 hedef pazar belirledik. Bu amaçla İran, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne giderek yeni yatırım ve işbirliği görüşmeleri yaptık.
2016 yılında da bu belirlediğimiz hedef ülkelerle organizasyonlarımız devam edecek. Ayrıca yıl içerisinde hedef pazarımız olan ülkelerden o ülkenin ithalatçılarını Türkiye'ye getirerek firmalarımızı ve tesislerimizi daha iyi tanımaları için imkan sağlayacağız ve ilişkilerimizi güçlendireceğiz.”
MÜCEVHERCİ DEFTERİ KAPATTI
Rusya birkaç yıl öncesine kadar Türkiye'nin mücevher ihracatındaki en önemli pazarlarından biriydi. Ancak 2013 yılından itibaren Rus Rublesi’nde yaşanan değer kaybı ve ülkenin içine girdiği durgunluk mücevher ihracatçılarına yüzde 90’lara varan ciddi bir pazar kaybı yaşattı.
Mücevher ihracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, Türkiye’nin toplam mücevher ihracatı içinde Rusya’nın payının yüzde 9,4 ile 2008 yılında zirve yaptığını, ancak 2015 yılında bu oranın yüzde 1’in altına düştüğünü söylüyor. Rusya ile uçak krizi yaşanmadan önce bu pazarı zaten büyük oranda kaybettiklerini anlatan Güner, “Yaptırımlardan etkilenecek çapta bir ticaretimizin kalmadığını söylemek zorundayız.
Biz Rusya pazarını şimdilik kapattık. Ancak Rusya’daki iş ortaklarımızla iletişimi her platformda sürdürüyoruz. Gelecekte iş yapmayı umuyoruz” diyor. Rusya ile birlikte Irak, Mısır ve Libya pazarlarında da darbe yiyen mücevhercilerin yeni rotası ise Singapur ve Malezya.
KLİMACILAR KÖRFEZ'E BAKIYOR
iklimlendirme, Soğutma, Klima imalatçıları Derneği (İSKİD) Başkanı Cem Savcı, 2014’te en büyük üçüncü ihracat pazarları olan Rusya’nın beşinciliğe gerilediğini ifade ediyor.
Savcı, Rusya’ya ihracatın uçak krizi öncesinde gerilemeye başladığını hatırlatarak, “Bugün ise Rusya, Türkiye’den yapılacak sevkiyatları veya dünyanın her hangi bir noktasından sevk edilecek Türkiye menşeili ürünleri şu veya bu şekilde kabul etmiyor. Rusya ile krizin başlamasının ertesi gününden itibaren Rusya’ya ihracat yapılamamaktadır” diye konuşuyor.
Cem Savcı, henüz Rusya yerine ikame edilecek potansiyel bir pazarları bulunmadığını dile getiriyor. Savcı, “Son üç ay içinde İran, Endonezya ve Suudi Arabistan’da fuarlara katıldık ve ikili ticari görüşmeler yapma fırsatı bulduk. Önümüzdeki dönemde de bu çalışmalarımız devam edecek” diyor.
MADENDE UMUT FUARLAR
Rusya’nın tavrı tüm sektörleri olduğu gibi madencilik sektörünü de olumsuz etkiledi. ihracat 2015’te yüzde 28’e yakın düşerken, bu gerilemenin 2016’da artarak devam edeceği öngörülüyor.
İstanbul Maden ihracatçıları Birliği Başkanı Ali Kahyaoğlu, “2015 yılı ocak ayının ilk yarısında 2 milyon dolar olan bu ülkeye yapılan doğal taş ve maden ihracatı, bu yıl aynı dönemde 500 bin dolar seviyesine geriledi” diyor.
Rusya’da alıcılara baskı yapılarak Türk ürünleri almalarının engellendiğini dile getiren Kahyaoğlu, “ihracatta yaşanan bu azalma politik krizden daha çok ekonomik nedenlere dayanıyor. Rusya’da ekonomik durumun düzelmesi ile sektörün durumu düzelebilir. Rusya’dan son gelen haberler de bazı sektörlerdeki engellemelerin esneyeceği veya kalkacağı yolunda. Umarım gerçekleşir” diye konuşuyor.
Sektör ihracatında Rusya kaynaklı kan kaybının Singapur-Fas ekseninde giderilmeye çalışıldığını ifade eden Ali Kahyaoğlu, “Dünyanın birçok ülkesindeki fuarlara katılıyoruz. Hedef pazarlara ticari geziler düzenliyoruz ve URGE projesi ile firmalarımızın ülkemizin aktif olmadığı pazarlalara girmesini sağlamak için çalışıyoruz” diyor.
- Rusya'nın ambargo uyguladığı alanlar
Türk firmaları Rusya'da bina inşa edemeyecek, mimarlık ya da tasarım faaliyetlerinde bulunamayacak. - Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Rusya'da seyahat ve otelcilik sektörlerinde çalışamayacak.
- Türk firmalarına devlet ve belediye ihalelerine girme hakkı verilmeyecek. Firmalar ormancılık ve kerestecilik alanlarında faaliyet gösteremeyecek. Portakal, domates, soğan gibi çeşitli meyve ve sebzeler ile tavuk ürünlerinin Türkiye'den ithalatı yasaklanacak.
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Rusya'ya vizesiz girişlerine izin verilmeyecek.
- Rus firmalarının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını işe almasına müsaade edilmeyecek.
- Rusya'nın açıkladığı listede yer alan 53 Türk firması bu yaptırımlardan muaf tutulacak. Bunun dışındaki firmalar yaptırımların kapsamı içinde olacak.
FATİH ŞENER
UND İCRA KURULU BAŞKANI
"Kazakistan'ı zorluyoruz"
Rusya ile ticarette en kritik konumda bulunan sektör lojistik. Türk plakalı araçların dünya genelinde gerçekleştirdikleri sefer sayıları 1 milyonun üzerinde. Rusya'ya toplam taşıma sayısı ise 40 bin sefere ulaşıyor. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Rus tarafının yıllardır kendi nakliyecilerini kalkındırmak için getirdiği taşıma kotaları nedeniyle zaten önemli sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, uçak krizi sonrasında ise Türk ihracat yükü taşıyan hiçbir Türk aracın Rusya içine sokulmadığını kaydediyor.
Bunun dışında hangi ülke bayrağını taşırsa taşısın Türk mallarını taşıyan araçlara Rusya girişinde her türlü bekletme, kontrol ve engellemenin yapıldığını aktaran Şener, "Uygulanan yaptırımlar sadece Türk taşımacıları etkilemiyor, atıl durumda kalacak çok sayıda Rus taşımacı da mevcut" şeklinde konuşuyor.
Nakliyecilerin Rusya'ya alternatif olarak en uygun olduğunu düşündükleri pazar ise Kazakistan. Kazakistan taşımalarına ağırlık vermek üzere girişimlere başladıklarını kaydeden Fatih Şener, "Fakat Kazakistan'ın ekonomisinin de Rusya'ya karşı uygulanan ambargo sebebiyle daralması ve ithalatın azalması, bu alternatifin kullanılmasını engelliyor" diyor.
MİTHAT YENİGÜN
TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ BAŞKANI
"Yeni hedef: Güney Amerika ve Sahra Altı Afrika"
Çin'den sonra dünyanın en başarılı müteahhitlik sektörüne sahip olan Türkiye için Rusya pazarı her zaman çok önemli bir yere sahip oldu. Rusya'ya ilk giriş yapılan 1988'den bu yana üstlenilen bin 937 projenin toplam bedeli yaklaşık 64,5 milyar dolar gibi rekor bir seviyeye ulaştı.
Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, Türk firmalarının 2014 yılında Rusya'da toplam tutarı 3,9 milyar doları aşan 47 adet proje üstlendiklerini,
2015'te ise proje adedi 22'ye gerilerken toplam tutarın 5 milyar doları aştığını kaydediyor. Yenigün, uçak krizinin ardından şantiyelere yönelik baskılar, vize sorunu, ülkeye giriş ve çıkışta zorluklar, imza sürecindeki bazı projelerin durdurulup iptal edilmesi, Türk işçi istihdamı ve Türk inşaat malzemelerinin tedariki konularında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını vurguluyor.
Mithat Yenigün, "Yeni işler açısından yıllık ortalama 4-5 milyar dolar gibi bir potansiyel kayıptan söz etmek mümkün. Devam etmekte olan projeler sürecek ama yeni projeler alınması kısa vadede olası görünmüyor" şeklinde konuşuyor.
Yeni dönemde Rusya'daki kayıpların karşılanması için Sahra Altı Afrika ve Güney Amerika ülkelerindeki potansiyel yatırımları takibe aldıklarının altını çizen Mithat Yenigün, "Kongo, Gana, Mali ve Nijerya bu dönemde öne çıkan ülkelerdir. Ayrıca İran Türk müteahhitleri için önemli fırsatlar yaratmaya aday" diyor.
Turizmciler EXPO 2016'ya güveniyor
Rusya ile yaşanan krizin en fazla vurduğu sektör turizm oldu. Almanya'dan sonra Türkiye'ye en çokturist gönderen ülke olan Rusya'dan gelen ziyaretçi sayısı, bu ülkedeki durgunluk nedeniyle 2015'te yüzde 18 gerileyerek 3,6 milyon civarında gerçekleşti. Uçak krizi sonrasında ise Türkiye'ye yapılan tüm rezervasyonlar iptal edildi, Rus vatandaşlarının Türkiye'ye giriş sayısı ciddi şekilde geriledi. Türk tur operatörlerinin Rusya'daki faaliyetlerine son verildi.
Sektör temsilcileri, krizin devamı halinde Türk turizminin 4 milyon Rus turisti kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Bu durumun ekonomiye maliyetinin ise yaklaşık 5 milyar doları bulabileceği hesaplanıyor.
Rus turist yerine hangi ülkeleri Türkiye'ye çekebileceğini hesap eden sektörün en önemli beklentisi ise Uzakdoğu ülkelerinin Türkiye'ye olan ilgisi. Bu amaçla Çin, Japonya ve Hindistan'dan daha fazla turist çekebilmek için bölge fuarlarına adeta akın düzenleniyor.
Bu arada bu yıl Antalya'da düzenlenecek Expo 2016'nın ise Rusların en fazla ziyaret ettiği kentin ekonomisini ayakta tutması bekleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın hesaplamalarına göre, 40'ın üzerinde ülkenin katılacağı Expo 2016'yı 3 milyonu yerli olmak üzere 8 milyon turistin ziyaret etmesi bekleniyor.