CEREN ORAL
[email protected]
Piyasalar 2017’nin ilk ayını siyasi, jeopolitik ve ekonomik gelişmelerle geride bıraktı. Ocak ayında en büyük sınavı dolar ve Euro karşısında tarihi düşük seviyelerini gören Türk Lirası verdi. Özellikle yurtiçinde anayasa değişikliği maddelerinin TBMM’de görüşülmesi ve kabul edilmesi, yurtdışında Donald Trump’ın ABD başkanlık görevini devralması, doların ateşini yükseltti.
Kurdaki yükselişi frenlemek adına TCMB’den gelen hamleler ve faiz artışının etkileri takip edilirken, Fitch’in ülke notunu ‘yatırım yapılabilir’ eşiğin bir kademe altına indirmesi ve S&P’nin not görünümünü ‘durağan’dan ‘negatife çekmesi de piyasaların radarındaydı.
Bu süreçte BİST-100 Endeksi yükselişe geçti. Ocak ayına 77.754’ten başlayan endeks, 3 Şubat’ta 88.389’u gördü. Böylece 18 Nisan 2016’dan bu yana en yüksek kapanışını gerçekleştirdi.
2017’NİN KONU BAŞLIKLARI
Bundan sonraki süreç yine hareketli geçecek. 2017’de politik ve jeopolitik gelişmelerin piyasaların odağında olacağını ifade eden Yapı Kredi Yatırım Genel Müdürü Gülsevin Çipli, Suriye gelişmelerini, Rusya ve yeni ABD yönetimi ile ilişkileri ve başkanlık referandumunu yurtiçi cephedeki en önemli başlıklar olarak sıralıyor.
Çipli, “Birinci çeyrek sonuna kadar uzayabilecek düzeltme ve ikinci çeyrek başında yaşanabilecek diple, riskli varlıklarda olumlu trend sürebilir” diyor. İkon Menkul Genel Müdürü Engin Kuru ise yurtdışında Donald Trump’ın politikalarının ve 2017 yılı için üç faiz artırımı öngören, ilk yarıda dört toplantısı olan FED'in yakından izleneceğini söylüyor.
Dikkatlerin Hollanda’daki genel seçimler ile Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine de çevrileceğini belirten Kuru, mayıstaki OPEC toplantısı kararlarının da petrol fiyatlarını ve borsaları hareketlendireceğini belirtiyor.
‘AL’ VEREN HİSSELER
Piyasalara yön veren birçok farklı dinamiğin olduğu böyle dönemlerde, yatırımcılar için hisse seçimleri de önemli hale geliyor. 2016 yılı son çeyrek bilançolarının açıklanmaya başlamasıyla, biz de aracı kuramların en çok önerdiği hisseleri araştırdık.
Araştırmamız sonucunda yedi aracı kurumdan toplam 32 hisse senedi için ‘alım’ önerisi geldi. Haberimizin tablosunda bu kuramların model portföyündeki hisseleri görebilirsiniz. Garanti Bankası, Akbank, Tofaş Oto, Tüpraş ve Çimsa, yedi kurumun en çok önerdiği beş hisse olarak öne çıkıyor.
Türkiye’yi bu yıl referandum bekliyor. Piyasaların siyasi gelişmelere karşı hassas olması nedeniyle, ‘korumacı pozisyon alın’ önerisi sıklıkla dillendiriliyor. Uzmanlar arasında hisse seçimi için de tedbirli öngörü hakim.
Nitekim Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, referandum sürecinde yine temettü getirisi yüksek ve dövize karşı korunmayı başarmış şirketlerin ön plana çıkacağı kanaatinde. İlk çeyrekte bankalardan da olumlu performans bekleyen Şen, yılın devamında çimento, inşaat-taahhüt ve bilgi teknolojilerini bir adım önde görüyor.
KUR, ENFLASYON, BÜYÜME
2017’de döviz kuru, enflasyon beklentileri ve büyüme oranı sektör ve şirketlere ilişkin hassas değişkenler arasında yer alıyor. Reel Kapital Genel Müdürü Gökalp İçer, bu üç unsurla birlikte küresel fiyat hareketleri eğilimlerinin ve emtia ile enerji fiyatlarının da etkili olduğunu düşünüyor ve dayanıklı tüketim malı, otomotiv, cam, çimento, petrokimya, demir-çelik ve beyaz eşyaya olumlu bakıyor.
“2016 son çeyrekteki risklere rağmen azalan maliyet ve düşen kredi faizlerinden olumlu etkilenen bankalar ve GYO’lar 2016’da 2015’e göre iyi kâr elde edecek” diyen İçer, banka tarafında Akbank, Garanti, İş Bankası, Halkbank ve Vakıfbank’ı öneriyor. Banka dışındaki tercihini ise Tüpraş, Emlak GYO, Tofaş Oto, Sabancı ve Koç Holding’ten yana kullanıyor.
Büyüme oranının etkisine dikkat çeken Ekspres Yatırım Genel Müdürü Doğan Murat Ergin ise “Türkiye’de ekonomik büyümenin ılımlı olduğu dönemlerde, talep tarafı görece az dalgalanan gıda, tarım ve perakende ön plana çıkabilir” diye konuşuyor.
DİP SEVİYELERE YAKIN
BİST-100 Endeksi, F/K çarpanına göre diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında yüzde 32 iskontoluişlem görüyor. Yatırım Finansman Araştırma Müdürü Mehmet Akif Da-şıran, son üç yıl ortalamasında bu iskontonun yüzde 17’lerde olduğu bilgisini veriyor.
Daşıran, “Son üç yılda en düşük iskontomuz 15 Temmuz 2016 sonrasında yüzde 37 olarak gerçekleşti. Borsa İstanbul’un yüksek is-kontoyla işlem gördüğünü ve dip seviyelere yakın olduğunu düşünüyoruz” diyor.
Mehmet Akif Daşıran, gıda perakendecileri gibi satışlardaki dalgalanmaların düşük, otomotiv ve beyaz eşya gibi ihracat ağırlığı fazla ve çimento, tarım araçları gibi temettü verimi yüksek sektörlerin kısa vadede ön plana çıkacağını tahmin ediyor.