DOLAR
34,49
0,06%
DOLAR
EURO
36,25
-0,29%
EURO
GRAM ALTIN
2961,47
0,89%
GRAM ALTIN
BIST 100
9367,77
3,72%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

Yaz portföyü nasıl olmalı?

Piyasalarda seçim sonrası geçen sürede sabit bir seyir sağlanamazken; kur, altın, faiz ve borsada hareketlilik devam ediyor. Piyasaların ateşi düşmezken, yatırımcılar portföylerini nasıl oluşturması gerektiği konusunu merak ediyor.

23 Temmuz 2023 | 17:32
Yaz portföyü nasıl olmalı?

Piyasalarda seçim sonrası geçen sürede sabit bir seyir sağlanamazken; kur, altın, faiz ve borsada hareketlilik devam ediyor. Piyasaların ateşi düşmezken, yatırımcılar portföylerini nasıl oluşturması gerektiği konusunu merak ediyor. Biz de bu süreçte aracı kurumlara eylül sonuna kadar yatırımcıların nasıl hareket etmesi gerektiğini sorduk. Yedi aracı kurumun portföy dağılım önerilerinde, açık ara hisse öne çıkıyor. Onu altın, TL mevduat ve dolar takip ediyor.

09-22 Temmuz 2023 tarihli sayıdan

Seçim belirsizliğinin sona ermesiyle piyasalarda beklenen stabilite sağlanamazken mayıs ayı sonundan itibaren başlayan sert yükseliş sürüyor. Hızlı yükselen kur tarafında, dolar/TL haziran ayında yaklaşık yüzde 24, Euro/TL ise yüzde 28 artış kaydetti. 

Borsa 6.000'i, gram altın 1,600 TL'yi aştı. Yeni zirvelerin görüldüğü piyasalarda yaz döneminin de hareketli geçmesi bekleniyor. Tüm bu gelişmeler yaşanırken piyasalar yeni ekonomi yönetiminin nasıl bir politika izleyeceğine odaklanmış durumda.

YENİ POLİTİKALAR NASIL ETKİLEYECEK?

Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olmasının ardından, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevine Hafize Gaye Erkan'ın gelmesiyle 'piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak' sadeleşme sürecinin başladığı açıklandı. 

Hafize Gaye Erkan'ın başkanlığında ilk toplantısını 22 Haziran'da gerçekleştiren Para Politikası Kurulu'nun (PPK) politika faizini yüzde 15'e yükseltmesi, iktisadi politikalarda klasik uygulamalara geri dönüş sinyalinin alınmasını sağladı. 

Faiz artışı beklentilerin altında kalsa da ve kurdaki yükselişe müdahale edilmese de uzun vadede enflasyon beklentilerindeki eğilim düşüşe geçene kadar gerekli görülen zamanlarda parasal sıkılaşmanın devam edeceği yönünde verilen mesajlar olumlu olarak algılanıyor.

İlerleyen süreçte, bankalara yönelik regülasyonlara ilişkin ilk adımları gelen sadeleşmenin kredi piyasasında da rahatlamayı beraberinde getirecek adımlarla devam etmesi, kademeli faiz artırımlarının sürmesi ve özellikle de yabancı yatırımcıların ilgisini Türkiye'ye çekecek politika adımlarının açıklanmasının piyasalara yön vermesi bekleniyor. 

Ancak seçim ve yaşanan deprem nedeniyle artan bütçe açığı, azalan TCMB rezervleri ve hala yüksek seyreden enflasyon, yeni ekonomi yönetiminin önündeki en önemli gündem maddeleri olarak duruyor.

ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

Bankaların menkul kıymet tesis oranı kapsamında öngörülen liralaşma hedefi yüzde 60'tan yüzde 57'ye, yüzde 10 olan menkul kıymet tesisi de yüzde 5'e indirildi. Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen; TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın banka yöneticileriyle yaptığı son toplantıda, menkul kıymet tesis oranının da gündeme geldiğini kuvvetle muhtemel görüyor. 

"Bu nedenle son faiz artışı ve bundan sonrakiler için de menkul kıymet tesisi konusuna dikkat edileceğini düşünüyoruz" diyen Sevgen, son faiz artışı piyasa beklentilerinin altında gerçekleşmiş olsa da ilerleyen dönemlerde istikrarın sağlanması için gerekli adımların atılmasını bekliyor.

Bu adımların başında faiz oranının enflasyon oranına yakınlaştırılmasının gelebileceği görüşündeki Nuri Sevgen'e göre; sonraki adımlar Kur Korumalı Mevduat'ın (KKM) kademeli olarak kaldırılması ve TCMB'nin döviz rezervlerini kuvvetlendirici adımlar atması olabilir. Sevgen, bu yönde alınacak kararların rasyonel politikalara dönme konusunda önemli adımlar olarak değerlendirilebileceğinin altını çiziyor.

PORTFÖY ÖNERİLERİ... 

Yurtiçinde bu gündem maddeleri piyasaların seyri için takip edilecekken yurtdışında ABD Merkez Bankası FED'in faiz kararı ve başta Rusya-Ukrayna savaşı olmak üzere özellikle enerji ile gıda fiyatları üzerinde baskı oluşturan jeopolitik riskler de takip edilecek gündem başlıkları arasında yer alıyor.

Piyasalarda gelişmeler bu yönde seyrederken kur, altın, faiz ve borsada hareketlilik devam ediyor. Piyasaların ateşi yükselmeye devam ederken yatırımcılar portföylerini nasıl oluşturması gerektiğini merak ediyor. Biz de bu süreçte aracı kurumlara eylül ayına kadar yatırımcıların nasıl hareket etmesi gerektiğini sorduk. 

Yedi aracı kurumun portföy dağılım önerilerinde, hisse yüzde 50,7 gibi yüksek bir ortalamayla öne çıkıyor. Onu yüzde 13,6 ile altın, yüzde 10,7 ile TL mevduat ve yüzde 10 ile dolar takip ediyor.

Uzmanlara göre, uzun vadeli yatırım stratejisi ile hareket ederek dengeli bir portföy oluşturulmalı. Mevcut dönemde ise portföylerde döviz, hisse, altın ve TL mevduatla çeşitlendirmeye gidilmesinde fayda var. Bu süreçte özellikle hem yurtiçindeki hem de globaldeki gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğine de özellikle işaret ediliyor.

RİSKİ DAĞITMAK ÖNEMLİ

Portföy önerilerinde en fazla öne çıkaran yatırım aracının hisse olduğu görülüyor. Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş; özellikle TL'nin değer kaybettiği ve faizlerin normalleşme sürecinde olduğu bu dönemde, atılan adımların Türkiye risk algısını azaltmasını bekliyor. 

Bu beklentiyle mali yapısı güçlü, dengeli yurtiçi-yurtdışı satış dağılımı olan şirketlerin hisselerine yatırım yapılmasını öneren Demirtaş; portföyün yüzde 45'inin hisseye ayrılabileceğini söylüyor.

"Her dönemin ayrı bir hikayesi var. Hikayelerden olumlu/olumsuz etkilenecek şirketler iyi analiz edilmeli" diyen İnfo Yatırım Genel Müdürü Tarkan Akgül; seçim sonrasında kur tarafındaki muhtemel yukarı yönlü seyirle birlikte ihracatı güçlü, satışları dövize j endeksli, kurdaki yükselişi satışlarına yansıtabilen şirketlerin ön plana çıkmasını bekliyor. Akgül'e göre; yatırımcılar yükselişlerde fazla cesaretli, düşüşlerde 1 fazla panik olmamalı.

Bu süreçte yatırım ürününe göre risk algısının ön plana çıkması gerektiğini düşünen Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen, hisse senetlerinde kur ve enflasyon etkisinden dolayı risk ölçüsünün yüksek tutulabileceğine işaret ediyor. 

Hisseye  yüzde 60'lık pay ayıran Sevgen; "Portföy dağılımındaki oranımız da bunu destekler nitelikte. Diğer ürünleri sepet mantığından yola çıkarak riski dağıtmak olarak değerlendiriyoruz" diyor. Yatırım Finansman'ın portföyünde kalan yüzde 40'lık kısım ise yüzde 5 Euro, yüzde 10 TL mevduat, yüzde ÖST fonu ve yüzde 15 altın şeklinde dağılmış durumda.

YENİ FIRSATLAR NEREDE?

Mevcut süreçte yatırım temasıyla hareket etmekte fayda olduğuna dikkat çeken İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, değişen ekonomik koşullar ve kur politikasının yeni fırsatlar verdiğini söylüyor. Defansif olunmasını öneren Seda Yalçınkaya Özer, yatırımcılara şu mesajları sıralıyor: ''İhracatçı şirketler ön plana çıkmaya devam edebilir. 

Genelde ana hareketin sanayi şirketlerinde oluşmaya devam etmesini bekliyoruz. Bankalar kademeli olarak regülasyonların geri alınmasıyla hareketini daha ağırdan alabilir. Havacılık, perakende ve otomotiv sektöründe güzel bilanço beklentilerimiz sürüyor. Bilanço tarihleri yaklaştıkça bu sektörlerde hareketlilik yaşanabilir. Uluslararası iş yapan ve döviz fazlası olan şirketler de ön plana çıkmaya devam edebilir."

Mevcut konjonktürde kısa vadeden ziyade orta ve uzun vadeli yatırımların avantaj sağlayabileceğini ifade eden InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, "Olası volatiliteye karşı temkinli tarafta yer almak, piyasa değeri ve işlem hacmi yüksek şirketlerin tercih edilmesine özen göstermek de yatırımcılar için avantaj yaratabilir" diyor. 

Borsa ağırlıklı ancak döviz ve altının da yer aldığı bir portföy tercih edilebileceği görüşündeki Mehmet Bilal Bircan'a göre; riskini daha da aşağıya çekmek isteyen yatırımcılar ise borsanın ağırlığını azaltıp portföye mevduat ekleyebilir. Portföylerde öneriler böyleyken yatırım araçlarında beklentilere de bakalım.
 

DÖVİZDE YÖN YUKARI MI?

Seçim öncesi süreçte uzun süre baskılanan bir dolar/TL takip ettik. Yeni ekonomi yönetimiyle Ortodoks politikalara dönülürken bir yandan da kurun piyasa dinamiklerine bırakılması bir süredir baskı altında kalan kurun yukarı yönlü sert hareketine neden oldu ve kur 26,00 seviyelerinin üzerine çıktı. Ayrıca TCMB'nin piyasa ortalama beklentisinin altında bir faiz artışına gitmiş olması da kuru yukarı yönlü tetikleyen bir diğer faktör oldu.

Olası faiz artışlarının devam etmesine karşın CDS'ler hala yüksek kalmaya devam ediyor, piyasalarda risk algısı hala yüksek. Dolayısıyla kurda yukarı yönlü hareketlerin devam etmesi beklenebilir. Bu kapsamda uzmanlara göre, eylül ayı sonu için 28 TL seviyelerinde bir dolar kuru görmek mümkün. Ayrıca 30 TL seviyeleri de telaffuz ediliyor.

A1 Capital Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı M. Baki Atılal; enflasyonun üzerinde yüksek asgari ücret ve düşük reel faiz politikasına devam edilmesinin TL'nin dolara karşı son bir ayda yüzde 20'ye yakın değer kaybına neden olduğuna dikkat çekiyor. 

Atılal; "TCMB'nin politika faizi konusunda adım adım ilerleyecek olması ve dövize müdahaleyi bırakması enflasyon beklentilerindeki yükselişle birlikte değerlendirildiğinde kur için eylül sonu beklentimiz, 28,00 TL seviyelerinde" diye konuşuyor.

ÖRTÜLÜ MÜDAHALE SÜRÜYOR"

Dinamik Yatırım Başekonomisti Enver Erkan; "Döviz kuru hareketi seçim öncesi alternatif finansal araçlarla büyük ölçüde bastırıldı. Yeni dönem elbette bu konuda daha liberal bir yaklaşımı beraberinde getirecek ve TL'nin gerçek değerine yaklaşmasını sağlayacak bir durum yaratacak" diye konuşuyor. 

Kuru baskı altında tutan faktörlerin, bir şekilde ters dolarizasyonu sağlamaya çalışan zorlayıcı önlemler olduğuna dikkat çeken Erkan'a göre; işin diğer tarafından bakıldığında normal hareket, yüksek cari açık, düşük rezervler ve yüksek enflasyon çerçevesinde TL'nin değer kaybetmesi. Erkan; Ortodoks politikalar ile ciddi faiz artışlarının gerçekleşmesi muhtemel olsa da yine de TL'nin kısa sürede dalgalanmasını bekliyor.

Dolar/TL'de kademeli serbestliğin devam edebileceğini ancak tam serbest bir piyasa hareketini beklemediklerini belirten İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer, "Kurda yükseliş hareketi hızlandı ancak adil değeri ölçebileceğimiz bir kur serbestliği henüz yok. 

Örtülü müdahale devam ediyor. Dolayısıyla sıkılaşan para politikasıyla kademeli bir kur serbestliğinin birbirini dengeleyeceğini ancak bunun zaman alabileceğini düşünüyoruz" diyor. KKM'nin devam etmesinin ve burada cazibenin korunmasının kurun bir süre daha kontrollü kalabileceğine işaret ettiğini kaydeden Seda Yalçınkaya Özer, dolar/TL'de ana yönün yukarı olmaya devam ettiğinin de altını çiziyor.

BORSA REKORDAN REKORA KOŞUYOR

Yılbaşından mayıs ayı ortasına kadarki süreçte yaklaşık yüzde 20 değer kaybeden BİST-100 ise seçimlerin yarattığı belirsizliğin geride kalması ve yeni ekonomi yönetiminden göreceli olarak daha ortodoks politikalar beklenmesiyle yükseliş trendine girdi. 

Özellikle 22 Haziran'dan bu yana hızlı bir atağa geçen ve rekor tazeleyen endeks, 6.000'i aştı. Seçim sonrası kurun gerisinde kalan borsanın aradaki makası kapatmaya çalıştığı yorumu yapılırken bu hızlı yükselişin devam edip etmeyeceği asıl önem arz eden konu olarak öne çıkıyor. Bu arada BİST-100'ün, yılın ilk yarısında TL bazlı kayıplarını telafi etmiş olsa da dolar bazlı yaklaşık yüzde 25 değer kaybı yaşadığına da dikkat çekiliyor.

"RASYONEL ADIMLAR DEVAM ETMELİ"

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan; haziran ayı ortalarına yaklaşırken TCMB'nin faiz artış oranına dair beklentilerin geniş bir aralığı kapsaması borsada kısa süreli satışlara neden olsa da TCMB'nin faiz kararının ardından alımların yeniden hızlandığına dikkat çekiyor. 

"Burada 'faizler artarsa borsa düşer' algısına karşı, faizlerin tek değişken olmadığını unutmamak gerekiyor" diyen Bircan; diğer makro-ekonomik değişkenler de göz önüne alındığında faiz artışlarıyla Ortodoks politikalara dönülürken, ekonomide dengelenmenin beklentilerin daha iyimser olmasına katkı sağlayarak borsada alımları hızlandırdığı analizini yapıyor.

Mehmet Bilal Bircan'a göre; borsada yukarı yönlü hareketlerin devam etmesi için yeni ekonomi yönetiminden rasyonel ve/veya Ortodoks politikalara dönüş yönünde adımların gelmeye devam etmesi önem arz ediyor. Böyle bir durumda makroekonomik dengelenmeyle orta-uzun vadede yükseliş trendini çok muhtemel gören Bircan'ın eylül sonu için endeks beklentisi 6.750-7.000 bandında bulunuyor.

DEĞERLİ METAL ALTINDA NASIL HAREKETLER BEKLENİYOR?

Dolar/TL'deki hızlı yükselişle beraber yoluna yeni rekorlarla devam eden gram altın, 1,600 TL'yi aştı. Ons altın ise mayıs ayı başında gördüğü 2.065 dolar seviyesinden başlayan düşüşünü 200 günlük üssel hareketli ortalamasına denk gelen 1.893 dolar seviyesine kadar sürdürdü. Buradan yeniden destek alan ons altın, 1.915-1.930 bandında seyrediyor. 

Peki, gram ve ons altında oluşan bu tablonun nedenleri neler ve değerli madende önümüzdeki sürece ilişkin tahminler nasıl şekilleniyor?

Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen; ons altındaki hareketlerin ABD dataları ve FED açıklamalarıyla doğrudan ilintili olduğunu söylüyor. Sevgen; "Her ne kadar enflasyonda toparlanma görülse de çekirdek enflasyonda ciddi soğuma söz konusu değil. FED yöneticileri de bunu göz önünde bulundurarak şahin açıklamalar yapmaktan kaçınmıyor" diyor. 

Ancak 2023'ün sonuna kadar enflasyonun tamamen kontrol altına alınacağı düşüncesinin belirginleşmesi halinde ons altında yukarı yönlü hareketin başlayabileceğini öngören Nuri Sevgen; bu durumda yıl sonuna kadar 2.200 doların test edileceğini düşünüyor. Sevgen'e göre; gram altın ise 1,800 TL seviyesi üzerinde fiyatlanabilir.

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim T A Müdürü Mehmet Bilal Bircan; kurda  yükselişlerin beklendiği bir ortam söz konusu olduğundan, ons altın 1.925 dolarlarda sabit dahi kalsa, kurdaki artışa bağlı olarak gram altında
1-750 TL'ye yaklaşan bir fiyatlama görülebileceğini kaydediyor. Bircan; kurun ve ons altının yükseldiği ortamda gram altında 1,850 TL üzeri seviyelerin gündeme gelebileceğini de sözlerine ekliyor.

"YABANCI YATIRIMCILAR İKNA EDİLMELİ"

A1 Capital Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı M. Baki Atılal; rasyonaliteye dönüş adımlarıyla birlikte kurun da yukarı gitmesiyle ve ağustos ayından itibaren 2023 ikinci çeyrek mali tablolarının gelecek olmasıyla hisse senetlerinde temmuz ayında başlayan pozisyonlanmayla endeksteki yükselişin de hız kazandığını vurguluyor. 

Atılal; havacılık-ulaştırma, otomotiv, beyaz eşya, gıda ve teknoloji perakendesi tarafında aylık verilerin oldukça güçlü gelmesinin bu sektör şirketlerini ön plana çıkararak BİST'in yükselişini desteklediği analizini de yapıyor.

"Böylece BİST'te dolar bazlı ilk direncimiz 225 dolar seviyesini rahat geçtik ve artık burası destek seviyemiz oldu" diyen Baki Atılal; bundan sonra önümüzdeki süreçte 240-260-280 dolar seviyelerinin hedeflenmesini bekliyor. Atılal, TL bazlı bakıldığında bu seviyelerin 6.250-6.750-7.250 aralığına denk geldiği notunu da düşüyor.

Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen; kurdaki ve enflasyondaki artışın devamı halinde BİST-100'de yukarı yönlü hareketin devamının görülebileceğini belirtiyor. 

Rasyonel politikalara dönüşün yabancı yatırımcılar tarafından ikna edilir şekilde gerçekleşmesinin endekste yeni zirvelerin gelmesini sağlayabileceği kanaatindeki Sevgen; bu durumda eylül ayı sonunda BİST'te 7.5007.750 seviyelerinin test edilmesini muhtemel görüyor.

28 AY SONRA GELEN FAİZ ARTIŞI

Yeni başkanıyla ilk toplantısını 22 Haziran'da yapan TCMB, politika faizini 650 baz puan artırarak yüzde 15'e yükseltti. Piyasadaki tahminler yüzde 15 ile yüzde 40 gibi son derece geniş bir aralığa yayılırken, medyan tahmin yüzde 20 seviyesindeydi. Böylece politika faizinde 28 ay yani yaklaşık 2,5 yılın ardından ilk kez yapılan artışın piyasadaki beklentilerin alt sınırında gerçekleştiği söylenebilir.

Şeker Yatırım Ekonomisti Dr. Abdülkadir Doğan; enflasyon beklentilerinin çıpalanması-nın, parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde yapılacak olmasının, cari dengeyi iyileştirecek stratejik yatırımların desteklenmesinin kurul kararındaki ana başlıkları oluşturduğunu söylüyor. 

Uzun dönemdir devam eden gevşek para politikasının sonlanmasını ve şeffaf bir iletişim politikasıyla gelecek dönemdeki para politikası duruşuna ilişkin sinyaller verilmesini olumlu bulan Doğan; "Ayrıca mikro ve makro ihtiyati tedbirlerle finansal istikrarı destekleyecek şekilde sadeleştirmeye gidilmesi, piyasadaki regülasyon baskılarını da azaltacaktır" diyor.

POLİTİKA FAİZİ KAÇA ÇIKARTILIR?

Peki, bundan sonraki süreçte TCMB faiz konusunda nasıl adımlar atacak? Dinamik Yatırım Başekonomisti Enver Erkan'a göre; TCMB, 'mümkün olan en kısa sürede enflasyonu düşürmek' amacıyla beraber faiz artırımlarına devam edecek. Erkan; kademeli yaklaşım ve piyasa verim eğrisi gibi faktörleri göz önünde bulundurarak faiz artırım dilimlerinin birkaç toplantıya yayılı şekilde olacağını düşünüyor. 

20 Temmuz'daki PPK toplantısında TCMB'nin 300 baz puan artışla politika faizini yüzde 18'e yükseltebileceğini öngören Enver Erkan; kalan toplantılarda devam eden ilave artırımlarla beraber yıl sonunda politika faizinin yüzde 25 bandına yükseltilebileceği tahmininde bulunuyor. Bu kapsamda Enver Erkan'ın iki yıllık gösterge faizde eylül ayı sonu beklentisi yüzde 20,00-22,00 banında yer alıyor.

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan; üç aya kadar vadeli mevduat faizlerinin yüzde 40'a yaklaştığı ve enflasyonun yüzde 38'in üzerinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda TCMB'nin faiz artışlarına devam etmesini çok muhtemel görüyor. 

Bircan; "Yüzde 40'ı baz alırsak TCMB'nin politika faizini, bu seviyeye yakınsayan bir noktada belirlemesi gerekiyor. Taylor Kuralı'na göre de değerlendirdiğimizde yaklaşık yüzde 38'e işaret eden bir faizle karşılaşıyoruz" diyor. Ancak TCMB'nin biraz daha temkinli davranarak, faizlerde ilk toplantıda olduğu gibi daha sınırlı artışlarla piyasa tepkisini ölçerek aksiyon almayı tercih edebileceği görüşündeki Mehmet Bilal Bircan; böyle bir senaryoda yıl sonunda yüzde 25 seviyesinde bir faiz oranı tahmin ediyor.
 

ATA YATIRIM GENEL MÜDÜR YARDIMCISI CEMAL DEMİRTAŞ “İZLENECEK EKONOMİ POLİTİKALARI TUTARLILIK VE BÜTÜNLÜK ARZ ETMELİ”

PİYASA NEYİ TAKİP EDECEK?
Seçimlerin ardından belirsizliğin ortadan kalkmasına, kabinenin ve ekonomi yönetiminin hızla oluşturulmasına ilk piyasa tepkisi olumlu olmuştu. Daha sonra somut gelişmeleri bekleyen piyasa, yeterli görmese de faiz artırımında ilk adımın atılmasını ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in güven artırıcı yönde beyanlarını olumlu algılanmaya devam etti. 

Mevcut gelişmelerin ardından, serbest kur rejiminin altının çizilmesini önemli görüyoruz. Önümüzdeki dönemde güveni artırmak için özellikle bankacılık sektörüyle ilgili regülasyonlar ile TCMB’nin faiz kararları ve öngörüleri piyasanın yönünü bulması açısından belirleyici olacak.

ÖNCELİKLİ ADIMLAR NELER OLMALI? 
Faiz artırımının kademeli devam etmesi, görece ısınan iç talebin biraz soğutulması ve özellikle ekonomi yönetiminin, kendisine yönelik şeffaflık ve tutarlılık gibi konularda oluşmaya başlayan  güveni daha da güçlendirmesi önemli. 

Daha önce Naci Ağbal’ın  istifasının ardından piyasalarda yaşanan hayal kırıklığı, piyasalarda travma etkisi de yaratmıştı. Özellikle şeffaflık ! ve izlenecek politikaların tutarlılık ve bütünlük arz etmesi, ekonomi yönetiminden en öncelikli beklentimiz.

 

 

0


  • ALTIN GRAM - TL 2962,22 0,91%
  • ALTIN ONS 2671,62 0,85%
  • BIST 100 9367,77 3,72%
  • DOLAR/JAPON YENI 154,522 -0,615%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,39685 -0,08512%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 101,3 0,997%
  • DOLAR/TURK LIRASI 34,4868 0,0604%
  • EURO/DOLAR 1,0479 -0,566%
  • EURO/TURK LIRASI 36,2406 -0,3268%
  • STERLIN/DOLAR 1,25965 -0,39497%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL