TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
2001 krizinin en depresif döneminde Arkas Holding’in patronu Lucien Arkas ile röportaj yapmış, Ambarlı Limanı’nı satın almasıyla ve verdiği yeni gemi siparişleriyle öne çıkan İzmirli iş insanına bu yatırımların gerekçelerini sormuştum. Negatif enerjinin tavan yaptığı bir dönem bu satın almalar, grubu büyütmeye yönelik yatırımlar için doğru zaman mıydı?
Bay Arkas’ın 15 yıl önceki yanıtı şuydu: “Bu zamanda yatırım yapılmayacak da ne zaman yapılacak? Bu ülke büyüyecek. Hep krizde kalacak değil ya. Büyüme tekrar başlayınca, yeni limanlara, mal taşıyacak gemilere ihtiyaç olacak. O zaman bu limanı, gemileri kim bana satar ki?”
Ticarette kârın alım sırasında kazanıldığı söylenir. İlk yatırım maliyeti tabii ki çok önemli. Ekonominin hızlı büyüdüğü, değerlemelerin tepe seviyelere yakın seyrettiği bir ortam satın alma, yatırım yapma dönemi olabilir mi? Tabii ki bu işlemi yapan şirketin stratejileri, beklentileri, iş planları, karardaki en önemli faktörler. Beklentileri realize olanlar kadar, hayal kırıklığı yaşayanların sayısı da hiç az değil.
Moralite ihtiyacının ne kadar yüksek olduğunu geçen hafta bu köşede sizlerle paylaştım. Maalesef yeni rekorlara imza attık, şirketlerin bilançolarındaki ‘zarar hanesi’ de bir miktar daha kabardı. Merkez Bankası’nın aldığı kararların piyasalara ne kadar çare olacağı belirsiz.
Ama tek başına yeterli olmayacağı son derece açık ve net. Hamasi söylemlerin, bir kalemde koparılan ilişkilerin yeniden onarımı bazen beklenenden de uzun sürüyor. Rusya ile ilişkilerde olduğu gibi, ‘hemen tamirat’ın olmadığını unutmamak gerekiyor. Biz öyle zannediyoruz ama maalesef uluslararası arenada iş yapış şekilleri, diplomasi öyle yürümüyor!
Türkiye, koşulların hızlı değiştiği ülkelerden biri. Bunun en büyük nedeni de genç nüfusun getirdiği dinamizm. Sürekli değişen dinamik yapıya ayak uydurmak ayrı bir yetenek gerektiriyor. Ancak değişen koşulları da iyi okuyabilmek gerekiyor ki, piyasanın yeni koşullarının bir parçası olunabilsin.
Bunun yolu da doğru zamanda yatırım yapmaktan geçiyor. “Böyle bir ortamda yatırım mı yapılır” sorusu haklı olarak yöneltilebilir. Bu soruyu yöneltenlere, 15 yıllık süreçte hızlı bir büyüme temposu yakalayan Arkas Holding’in patronu Bay Arkas’ın yanıtını tekrar okumalarını öneriyorum.
İnsan kaynağına yatırım başta olmak üzere, üretim süreçleri için doğru planlama, önümüzdeki 3-5 yılda yeni yıldız şirketler ortaya çıkarabilir. Yeni kurulan Organize Sanayi Bölgeleri’ndeki (OSB) yatırımların özellikle Anadolu’da yeni yıldız şirketlerin ortaya çıkmasına katkı yapacağına inanıyorum.
Dalgalanmanın az olduğu bir hafta diliyorum...