İstanbul, 21-22 Nisan 2020 tarihlerinde çok ilginç bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Avusturya'da ortaya çıkan ve "anti konferans" olarak anılan Fifteen Seconds Festival, İstanbul iş dünyası ve üniversite gençliği ile buluşacak.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Etkinliğin Türkiye ayağını düzenleyen Manastır'ın kurucusu Muhammed Attila Sevim, festival ile tanıştıkları Avusturya merkezli Moodley Tasarım Grubu ile ortak olduklarını söylüyor. Sevim, "Yabancı ortağımızla dünyaya açılma hedefimiz var" diyor.
Avusturya’nın Graz şehrinde 2014 yılından bu yana düzenlenen ve şimdiye kadar 20 bine yakın ziyaretçi ağırlayan dünyanın tek "anti-konferansı” Fifteen Seconds Festival, 21-22 Nisan 2020 tarihlerinde Avusturya’dan sonra ilk kez İstanbul’dan dünyaya açılmaya hazırlanıyor.
Bu alışılmadık iş ve deneyim festivalinde, Microsoft’un dijital projelerinin başındaki isim Umberto Callegari, IBM’in kurmuş olduğu Digital Makers Lab’in lideri Kei Shimada, The Walt Disney Company’nin başkan yardımcısı Scott Norville, Burberry’nin dijital ürün tasarımcısı Ines Jaibi ve İngiltere Kraliyet Binası’nda dersler veren dünyaca ünlü kimya profesörü Andrew Szydlo gibi isimler bulunuyor.
Festivalin Türkiye ayağını organize eden Manastır şirketinin sahibi, genç girişimci Muhammed Attila Sevim ile festivali ve yeni dönem planlarını konuştuk.
Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Sizi biraz tanıyalım Manastır nasıl ortaya çıktı?
1986 Elazığ doğumluyum. 2005 yılında İstanbul’a geldim. Yıldız Teknik Üniversitesi(YTÜ) endüstri mühendisliğinde okudum. Sonra yüksek lisans, sonra da doktora yaptım. İşletme anabilim dalında stratejik yönetim doktora unvanı kazandım. Hep aklımda kendi şirketimi kurmak, girişimci olmak, küresel ölçekte çalışmak vardı. Önce Mercedes sonra Acıbadem’de çalıştım. 2011 yılının başında ise 1,5 yıl boyunca tam zamanlı rektör danışmanlığı yaptım. Kendi şirketime giden deneyimler burada başladı. Şirket ekibimizi de asistan öğrencilerle kurduk.
Bilginin paylaşıldığı ortam manasında kullandığımız "Manastırla deneyim tasarımı, inte-raktivite, inovasyon odaklı bir ekip olarak yoluna devam ediyor.
Deneyim tasarımı nedir?
Manastır üç ana alanda hizmet veriyor. İş dönüşümü, deneyim tasarımı ve interaktif dediğimiz dijital işler. Festival, zirve, kongre, fuar ve aklınıza gelen tüm etkinlikler deneyim tasarımı odaklı değişiyor. Artık öğrenmenin metodolojisi değişti. İnsanlar konferansta bi-rileri konuşsun, not alalım istemiyor.
Deneyim tasarımı üzerine kurulu yeni öğrenme biçimleri var. İnsanlara hem bir şeyler öğrenebileceği hem de deneyimleyerek zevk alacakları bir şey tasarlarsanız, adına ister fuar ister zirve deyin sahiden bir deneyim yaşatmış olursunuz ve sürdürülebilir bir başarı sağlarsınız. Katılımcıların eşsiz bir deneyim yaşamaları için, tasarım odaklı entegre çözüm ajansı olarak, müşterilerimize etkinlikleri konusunda stratejik seviyede çözümler önererek bütünsel hizmetler sunuyoruz.
Müşterileriniz kimler ve nasıl bir ekibiniz var?
100’den fazla oldu. THY, Anadolu Isuzu, Mercedes, BMC, Otokar... Diğer taraftan Dünya Kalp Federasyonu, UEFA, Türkiye Kalp Vakfı ile çalıştık. İBB ile çok uzun dönem, çok ciddi projeler yaptık. Bu bizim için çok önemli bir deneyimdi. Unesco ile proje gerçekleştirdik. Bizim şu an mevcut çekirdek ekibimiz 30 kişiden oluşuyor.
Festival, zirve, konferans, çeşitli danışmanlık projeleri gibi işlerde takriben 300 kişilik bir ekibi yönetiyoruz. Ekibimizde yaş ortalamamız 27,2. Ayrıca çalışanlarımızın yüzde 80’i mühendis.
Uluslararası ortaklık nasıl gelişti?
Avusturya merkezli Moodley Tasarım Grubu, Unesco’nun Graz’daki ağının yürütmesini gerçekleştiren şirket. Birlikte Graz’da ortak tasarım haftası gerçekleştirdik. Bunu yaparken Fifteen Seconds’a katıldık. Festival’in bana yaşattığı deneyim daha öncekilerden tamamen farklıydı.
Kasım 2019’da "biz ortak olmak istiyoruz İstanbul’da gördüğümüz pazar fırsatını sizinle değerlendirebiliriz” dediler. Şu anda hisse bazında ortağımız. 5 yıllık bir süreçte şirketin yüzde 50'sini almak gibi bir perspektifleri var. Ortak mutabakat sağladığımız metin bunun üzerine kurulu. Hedefimiz ortağımızla birlikte dünyaya açılmak.
Fifteen Seconds’da neler göreceğiz?
Anti konferans formatındaki Fifteen Seconds Festival’i "Avrupa’nın lider inovasyon festivali” olarak tanımlıyoruz. Kapıdan girdiğiniz andan itibaren, sizi bambaşka bir format karşılıyor. En basiti Lütfi Kırdar’a bile ana giriş kapısından girmeyecekler. Farklılık içeriye adım attığınız andan itibaren başlıyor.
En önemlisi; kurulacak network; insanlarla tanışması için her şeyi yapıyoruz. Top havuzlarının önünde sosyalleşmek için soru kartları, oyun alanları, deneyim alanında bir sürü aktivite ve daha pek çok şey. Yüze yakın uluslararası konuşmacı deneyimlerini aktarmak için İstanbul’a geliyor. Konuşmacılarla rahat diyalog kurmak için protokolü ortadan kaldırıyoruz. Konuşmacıyı arka kapıdan alıp, arka kapıdan göndermiyoruz.
Helikopterle alıp sahne arkasından sokmuyoruz. Herkes gibi geliyor, kayıt yaptırıyor, boş bulduğu sandalyeye oturuyor, deneyim alanını yaşıyor deneyimini aktarmak üzere yanınızdan sahneye çıkıyor. Bu zeminde konuşmacılarla güçlü bir network kurmanızı sağlıyoruz. Ayrıca deneyimi de geliştiriyoruz. Bizim konuşmacılarımızı sahneden moderatörümüz dj’ler uğurluyor mesela. Eğlenceyle öğrenmeyi buluşturuyoruz yani.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Avusturya’nın Graz şehrinde 2014 yılından bu yana düzenlenen ve şimdiye kadar 20 bine yakın ziyaretçi ağırlayan dünyanın tek "anti-konferansı” Fifteen Seconds Festival, 21-22 Nisan 2020 tarihlerinde Avusturya’dan sonra ilk kez İstanbul’dan dünyaya açılmaya hazırlanıyor.
Bu alışılmadık iş ve deneyim festivalinde, Microsoft’un dijital projelerinin başındaki isim Umberto Callegari, IBM’in kurmuş olduğu Digital Makers Lab’in lideri Kei Shimada, The Walt Disney Company’nin başkan yardımcısı Scott Norville, Burberry’nin dijital ürün tasarımcısı Ines Jaibi ve İngiltere Kraliyet Binası’nda dersler veren dünyaca ünlü kimya profesörü Andrew Szydlo gibi isimler bulunuyor.
Festivalin Türkiye ayağını organize eden Manastır şirketinin sahibi, genç girişimci Muhammed Attila Sevim ile festivali ve yeni dönem planlarını konuştuk.
Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Sizi biraz tanıyalım Manastır nasıl ortaya çıktı?
1986 Elazığ doğumluyum. 2005 yılında İstanbul’a geldim. Yıldız Teknik Üniversitesi(YTÜ) endüstri mühendisliğinde okudum. Sonra yüksek lisans, sonra da doktora yaptım. İşletme anabilim dalında stratejik yönetim doktora unvanı kazandım. Hep aklımda kendi şirketimi kurmak, girişimci olmak, küresel ölçekte çalışmak vardı. Önce Mercedes sonra Acıbadem’de çalıştım. 2011 yılının başında ise 1,5 yıl boyunca tam zamanlı rektör danışmanlığı yaptım. Kendi şirketime giden deneyimler burada başladı. Şirket ekibimizi de asistan öğrencilerle kurduk.
Bilginin paylaşıldığı ortam manasında kullandığımız "Manastırla deneyim tasarımı, inte-raktivite, inovasyon odaklı bir ekip olarak yoluna devam ediyor.
“PATRON ÇAĞI BİTTİ, LİDER ÇAĞINDAYIZ”
“Bana kalırsa artık patron, aile şirketi öldü. Bugün Facebook bir isimle eşleşiyor ama asıl gücü şirket ve çalışanları ile ortaklaştığından alıyor. Patron değil, paylaşan birlikte geliştiren “Lider” çağına geçiyoruz. Örneğin; “Tesla” evet o bir lider ile öne çıkıyor ama çalışanları ile paylaştığı sürece var.
Bu şekilde çok daha başarılı olacak. Robotların bu kadar geliştiği noktada ciddi yetenekleriniz, farklılıklarınız olmak zorunda. Belirli yeteneğin altında kalanlar yıkıcı inovasyonun altına ezilecek. Herkes kendi şirketinde çalışmak istiyor artık. Bu duyguyu insanlara vermeniz gerekiyor.”
Deneyim tasarımı nedir?
Manastır üç ana alanda hizmet veriyor. İş dönüşümü, deneyim tasarımı ve interaktif dediğimiz dijital işler. Festival, zirve, kongre, fuar ve aklınıza gelen tüm etkinlikler deneyim tasarımı odaklı değişiyor. Artık öğrenmenin metodolojisi değişti. İnsanlar konferansta bi-rileri konuşsun, not alalım istemiyor.
Deneyim tasarımı üzerine kurulu yeni öğrenme biçimleri var. İnsanlara hem bir şeyler öğrenebileceği hem de deneyimleyerek zevk alacakları bir şey tasarlarsanız, adına ister fuar ister zirve deyin sahiden bir deneyim yaşatmış olursunuz ve sürdürülebilir bir başarı sağlarsınız. Katılımcıların eşsiz bir deneyim yaşamaları için, tasarım odaklı entegre çözüm ajansı olarak, müşterilerimize etkinlikleri konusunda stratejik seviyede çözümler önererek bütünsel hizmetler sunuyoruz.
Müşterileriniz kimler ve nasıl bir ekibiniz var?
100’den fazla oldu. THY, Anadolu Isuzu, Mercedes, BMC, Otokar... Diğer taraftan Dünya Kalp Federasyonu, UEFA, Türkiye Kalp Vakfı ile çalıştık. İBB ile çok uzun dönem, çok ciddi projeler yaptık. Bu bizim için çok önemli bir deneyimdi. Unesco ile proje gerçekleştirdik. Bizim şu an mevcut çekirdek ekibimiz 30 kişiden oluşuyor.
Festival, zirve, konferans, çeşitli danışmanlık projeleri gibi işlerde takriben 300 kişilik bir ekibi yönetiyoruz. Ekibimizde yaş ortalamamız 27,2. Ayrıca çalışanlarımızın yüzde 80’i mühendis.
Uluslararası ortaklık nasıl gelişti?
Avusturya merkezli Moodley Tasarım Grubu, Unesco’nun Graz’daki ağının yürütmesini gerçekleştiren şirket. Birlikte Graz’da ortak tasarım haftası gerçekleştirdik. Bunu yaparken Fifteen Seconds’a katıldık. Festival’in bana yaşattığı deneyim daha öncekilerden tamamen farklıydı.
Kasım 2019’da "biz ortak olmak istiyoruz İstanbul’da gördüğümüz pazar fırsatını sizinle değerlendirebiliriz” dediler. Şu anda hisse bazında ortağımız. 5 yıllık bir süreçte şirketin yüzde 50'sini almak gibi bir perspektifleri var. Ortak mutabakat sağladığımız metin bunun üzerine kurulu. Hedefimiz ortağımızla birlikte dünyaya açılmak.
Fifteen Seconds’da neler göreceğiz?
Anti konferans formatındaki Fifteen Seconds Festival’i "Avrupa’nın lider inovasyon festivali” olarak tanımlıyoruz. Kapıdan girdiğiniz andan itibaren, sizi bambaşka bir format karşılıyor. En basiti Lütfi Kırdar’a bile ana giriş kapısından girmeyecekler. Farklılık içeriye adım attığınız andan itibaren başlıyor.
En önemlisi; kurulacak network; insanlarla tanışması için her şeyi yapıyoruz. Top havuzlarının önünde sosyalleşmek için soru kartları, oyun alanları, deneyim alanında bir sürü aktivite ve daha pek çok şey. Yüze yakın uluslararası konuşmacı deneyimlerini aktarmak için İstanbul’a geliyor. Konuşmacılarla rahat diyalog kurmak için protokolü ortadan kaldırıyoruz. Konuşmacıyı arka kapıdan alıp, arka kapıdan göndermiyoruz.
Helikopterle alıp sahne arkasından sokmuyoruz. Herkes gibi geliyor, kayıt yaptırıyor, boş bulduğu sandalyeye oturuyor, deneyim alanını yaşıyor deneyimini aktarmak üzere yanınızdan sahneye çıkıyor. Bu zeminde konuşmacılarla güçlü bir network kurmanızı sağlıyoruz. Ayrıca deneyimi de geliştiriyoruz. Bizim konuşmacılarımızı sahneden moderatörümüz dj’ler uğurluyor mesela. Eğlenceyle öğrenmeyi buluşturuyoruz yani.