Doğan Holding distribütörlüğünde mart ayında Türkiye’de satışa başlayan Suzuki Türkiye’nin genel müdürü Ümit Karaarslan, yenilenen bayi ağı ve yeni modellerle önümüzdeki üç yılda 10 bin adetlik satış hedeflediklerini söylüyor.
SİBEL ATIK
[email protected]. tr
Karaarslan, hedefin binek araç liginde yüzde 2 pazar payına ulaşmak olduğunu kaydediyor. Bunun için de şu anda 23 olan bayi sayısının 30’a taşınması planlanıyor. Doğan Holding çatısı altında Türkiye’de yeniden yapılanmaya giden Suzuki Türkiye, üç yıllık hedeflerini belirledi. Geçen mart ayında Doğan Holding distribütörlüğünde Türkiye’de satışa başlayan ve kısa sürede önemli yol kat eden Suzuki Türkiye’nin genel müdürü Ümit Karaarslan, yenilenen bayi ağı ve yeni modellerle birlikte önümüzdeki üç yıl içinde 10 bin adetlik satış hedeflediklerini söylüyor.
Karaaraslan, Türkiye’de uzun zamandır satışı yapılan fakat 2007 yılından bu yana performansı çok gerilerde kalan Suzuki’yi yeniden diriltecek adımlar atan grubun özellikle bayi ağına çok önem verdiğini kaydediyor. Şu an 23 olan bayi sayısını yeni girişimcilerin de katkısıyla üç yılda 30’a taşıyacaklarını kaydediyor.
Otomobilin yanı sıra motosiklet ve deniz motorlarında da önemli adımlar attıklarını anlatan Ümit Karaarslan, Suzuki’nin satış performansını yükseltecek adımları Ekonomist’e anlattı:
Kısa bir süre önce Doğan Holding’in ülke distribütörü olduğu Suzuki’nin Türkiye hikayesi nasıl başladı? Doğan Holding’e geçişi sürecindeki performansı nasıldı?
Kompakt otomobil, deniz motorları ve motosiklet alanında ürünleri olan Suzuki, geleneksel bir Japon kuruluşu ve alanında dünyanın güçlü markalarından biri. Ağırlıklı olarak Japonya, Hindistan ve Güney Asya’da önemli pazar payı olan Suzuki, motosiklet ve deniz motorlarında ise diğer kıtaların yanında Amerika’da güçlü bir konumda ve bu yönde etkinliğini artıracak çalışmaları sürdürüyor.
Markanın önce General Motors ardından VW grubu ile ortaklık görüşmeleri oldu fakat sonra kendi başına gitmeye karar verdi. Türkiye’de ise satışları 100 adetlere kadar gerilemişti. Bu noktada da bizimle birlikte hedef büyüten bir noktaya gelindi. Yeni hedefler belirlendi ve ekibimiz bu yönde çalışmalarını sürdürüyor.
Peki önümüzdeki süreçte hedef nedir? Satış ve pazarlama ağında nasıl bir yapılanmaya gidilecek?
Suzuki’nin marka algısı çok yüksek. Fakat daralan pazarı büyütmek ciddi bir çalışma gerektirir. Özellikle otomotivde bayi ağına, satış sonrası hizmetlere ağırlık vererek büyüme yolunda ilerleyeceğiz. Onursal Başka-nımız Aydın Doğan’ın 1959 yılında iş yaşamına başladığı alan ticari vasıta satışları alanıdır ve buradaki birikimi bizim için ışık oluyor.
Bayilik ağında nasıl bir yapılanma olacak?
Pazarlamanın tüm bileşenlerine bakıldığında ürün tüm kavramların en üstündedir. Ürünün pazardaki devamlılığı önemlidir. Ürün imajı ve müşteri memnuniyetini etkileyen en önemli unsur ise satış ve satış sonrası hizmet verecek iyi bir bayilik ağıdır. Şu an bayi sayılarına bakılırsa otomotivde 23 adet satış ve satış sonrası yetkili ağımız var. Motosiklette 27, deniz motorlarında ise 22 noktada yer alıyoruz.
Güçlü bayi ağı ile markayı nereye taşımayı planlıyorsunuz? Satış hedefinizi nedir?
Önümüzdeki üç yıllık süreçte otomobilde 10 bin adetlik satış hedefimiz var. Bu adetlere ulaşmak için sadece iletişim değil, satış ve sonrası hizmetlere odaklanmak, ürünün üstünlüklerine odaklanmak ve bayilik kanalıyla satış sonrası eğitimlerini tamamlayıp müşteri memnuniyetini hızlı bir şekilde sağlamaya başladık. Bunun altyapısını hazırladık ve yolumuzda hızlı adımlarla yürüyoruz.
Motosiklet ayağında nasıl bir planlama var?
Motosiklet pazarına bakıldığında bir daralma söz konusu. Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde 2015 yılında satışlar 160 bin adetten bu yıl 130 binlere geriledi. Gelecek yıl bir miktar artış bekleniyor. Bizim satışlarımız ise ekonomik gidişata göre şekillenecek bir durum fakat 2016 yılını bin 500 adetlik satışla kapatmayı öngörüyoruz. Tabii tüketicilerin zaman içinde kaliteli motorlara ilgi göstermeye başlaması önemli bir etken. Bu bizim için de olumlu bir gelişme ve 2017 satışlarımıza yüzde 20 gibi bir oranda artış olarak yansımasını bekliyoruz. Tabii bu artışta gelecek yıl şubat ayında yeni ürünlerimizi sergiliyor olmanın da katkısını yaşayacağız.
Otomobilde hedeflediğiniz satış rakamları sizi ligde hangi noktaya taşıyacak?
Dediğim gibi ilk üç yılda 10 bin adete ulaşmak istiyoruz. Bu yıl ise 3 bin 500 gibi bir satışa ulaşırız. Suzuki olarak hedefimiz binek araç pazarında yüzde 2 gibi bir pazar payına ulaşmak.
Segmenti geliştirmek ve yeni alanlara girmek mümkün olur mu?
Segmentler içindeki pazar payını geliştirme imkânı olacaktır. Suzuki’yi müşterilerimizin yaşamlarının bir parçası yapmak ana pazarlama stratejimizdir. Yalın, dürüst, hep genç olmak Suzuki’nin Way Of Life sloganında temelini oluşturur.
Grup bünyesine DAF’ı da ekledi. Orada nasıl bir yapılanma söz konusu olacak?
DAF Amerika’nın en büyük ağır vasıta kuruluşu ve AB’de ilk üç içinde. Türkiye’de ise son dönemlerde satışları daralan bir marka olmuştu. DAF Hollanda tarafından kurulan DAF Türkiye şirketiyle çalışmalara İstanbul’dan başladık. 2017 yılında diğer illerde de olacak şekilde çalışmalarımızı arttırarak sürdüreceğiz.
Sizi bu alana taşıyan ne oldu?
Markanın ağır ticari vasıta segmentinde payı arttırma girişimleri var. Biz de buna paralel olarak Türkiye’deki satış adetlerini yükseltmeye çalışıyoruz. Teknolojik yönden çok üstün bir marka ve Türkiye’de zaman içinde güçlenerek yerini sağlamlaştıracağını düşünüyorum. Türkiye’de altyapı çalışmalarının, ihracat tarafındaki lojistik operasyonlarının artacak olmasını beklememiz nedeniyle satış ve sonrası hizmetleri güçlendireceğiz. Kasım ayında yeni başladığımız bir satış süreci olacak.
Grubun bünyesine yeni marka eklenir mi?
Distribütörlüğünü üstlendiğimiz iki bilinen marka var ve bu iki markanın performansını yükseltip geliştirmek hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tabii fırsatları kollamaya ve araştırmaya devam ediyoruz. Belki başka ülkelerde distribütörlük olabilir. İleri aşamada birtakım montaj ve üretimler de söz konusu olabilir. Fakat bunu konuşmak için çok erken.
Markayı üretim konusunda Türkiye’ye çekmek üzerinde konuşulan bir konu mudur?
Henüz çok yeni bir işbirliğimiz var ve hemen üretimi konuşmak için de erken. Elbette düşünülebilir fakat önceliğimiz iç pazar dinamikleri doğrultusunda pazar payımızı arttırarak Suzuki’nin büyük hedefli distribütörleri arasına girmek, sürdürülebilir büyüme ve karlılığı sağlamaktır
SİBEL ATIK
[email protected]. tr
Karaarslan, hedefin binek araç liginde yüzde 2 pazar payına ulaşmak olduğunu kaydediyor. Bunun için de şu anda 23 olan bayi sayısının 30’a taşınması planlanıyor. Doğan Holding çatısı altında Türkiye’de yeniden yapılanmaya giden Suzuki Türkiye, üç yıllık hedeflerini belirledi. Geçen mart ayında Doğan Holding distribütörlüğünde Türkiye’de satışa başlayan ve kısa sürede önemli yol kat eden Suzuki Türkiye’nin genel müdürü Ümit Karaarslan, yenilenen bayi ağı ve yeni modellerle birlikte önümüzdeki üç yıl içinde 10 bin adetlik satış hedeflediklerini söylüyor.
Karaaraslan, Türkiye’de uzun zamandır satışı yapılan fakat 2007 yılından bu yana performansı çok gerilerde kalan Suzuki’yi yeniden diriltecek adımlar atan grubun özellikle bayi ağına çok önem verdiğini kaydediyor. Şu an 23 olan bayi sayısını yeni girişimcilerin de katkısıyla üç yılda 30’a taşıyacaklarını kaydediyor.
Otomobilin yanı sıra motosiklet ve deniz motorlarında da önemli adımlar attıklarını anlatan Ümit Karaarslan, Suzuki’nin satış performansını yükseltecek adımları Ekonomist’e anlattı:
Kısa bir süre önce Doğan Holding’in ülke distribütörü olduğu Suzuki’nin Türkiye hikayesi nasıl başladı? Doğan Holding’e geçişi sürecindeki performansı nasıldı?
Kompakt otomobil, deniz motorları ve motosiklet alanında ürünleri olan Suzuki, geleneksel bir Japon kuruluşu ve alanında dünyanın güçlü markalarından biri. Ağırlıklı olarak Japonya, Hindistan ve Güney Asya’da önemli pazar payı olan Suzuki, motosiklet ve deniz motorlarında ise diğer kıtaların yanında Amerika’da güçlü bir konumda ve bu yönde etkinliğini artıracak çalışmaları sürdürüyor.
Markanın önce General Motors ardından VW grubu ile ortaklık görüşmeleri oldu fakat sonra kendi başına gitmeye karar verdi. Türkiye’de ise satışları 100 adetlere kadar gerilemişti. Bu noktada da bizimle birlikte hedef büyüten bir noktaya gelindi. Yeni hedefler belirlendi ve ekibimiz bu yönde çalışmalarını sürdürüyor.
Peki önümüzdeki süreçte hedef nedir? Satış ve pazarlama ağında nasıl bir yapılanmaya gidilecek?
Suzuki’nin marka algısı çok yüksek. Fakat daralan pazarı büyütmek ciddi bir çalışma gerektirir. Özellikle otomotivde bayi ağına, satış sonrası hizmetlere ağırlık vererek büyüme yolunda ilerleyeceğiz. Onursal Başka-nımız Aydın Doğan’ın 1959 yılında iş yaşamına başladığı alan ticari vasıta satışları alanıdır ve buradaki birikimi bizim için ışık oluyor.
Bayilik ağında nasıl bir yapılanma olacak?
Pazarlamanın tüm bileşenlerine bakıldığında ürün tüm kavramların en üstündedir. Ürünün pazardaki devamlılığı önemlidir. Ürün imajı ve müşteri memnuniyetini etkileyen en önemli unsur ise satış ve satış sonrası hizmet verecek iyi bir bayilik ağıdır. Şu an bayi sayılarına bakılırsa otomotivde 23 adet satış ve satış sonrası yetkili ağımız var. Motosiklette 27, deniz motorlarında ise 22 noktada yer alıyoruz.
Güçlü bayi ağı ile markayı nereye taşımayı planlıyorsunuz? Satış hedefinizi nedir?
Önümüzdeki üç yıllık süreçte otomobilde 10 bin adetlik satış hedefimiz var. Bu adetlere ulaşmak için sadece iletişim değil, satış ve sonrası hizmetlere odaklanmak, ürünün üstünlüklerine odaklanmak ve bayilik kanalıyla satış sonrası eğitimlerini tamamlayıp müşteri memnuniyetini hızlı bir şekilde sağlamaya başladık. Bunun altyapısını hazırladık ve yolumuzda hızlı adımlarla yürüyoruz.
Motosiklet ayağında nasıl bir planlama var?
Motosiklet pazarına bakıldığında bir daralma söz konusu. Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmeler neticesinde 2015 yılında satışlar 160 bin adetten bu yıl 130 binlere geriledi. Gelecek yıl bir miktar artış bekleniyor. Bizim satışlarımız ise ekonomik gidişata göre şekillenecek bir durum fakat 2016 yılını bin 500 adetlik satışla kapatmayı öngörüyoruz. Tabii tüketicilerin zaman içinde kaliteli motorlara ilgi göstermeye başlaması önemli bir etken. Bu bizim için de olumlu bir gelişme ve 2017 satışlarımıza yüzde 20 gibi bir oranda artış olarak yansımasını bekliyoruz. Tabii bu artışta gelecek yıl şubat ayında yeni ürünlerimizi sergiliyor olmanın da katkısını yaşayacağız.
Otomobilde hedeflediğiniz satış rakamları sizi ligde hangi noktaya taşıyacak?
Dediğim gibi ilk üç yılda 10 bin adete ulaşmak istiyoruz. Bu yıl ise 3 bin 500 gibi bir satışa ulaşırız. Suzuki olarak hedefimiz binek araç pazarında yüzde 2 gibi bir pazar payına ulaşmak.
Segmenti geliştirmek ve yeni alanlara girmek mümkün olur mu?
Segmentler içindeki pazar payını geliştirme imkânı olacaktır. Suzuki’yi müşterilerimizin yaşamlarının bir parçası yapmak ana pazarlama stratejimizdir. Yalın, dürüst, hep genç olmak Suzuki’nin Way Of Life sloganında temelini oluşturur.
Grup bünyesine DAF’ı da ekledi. Orada nasıl bir yapılanma söz konusu olacak?
DAF Amerika’nın en büyük ağır vasıta kuruluşu ve AB’de ilk üç içinde. Türkiye’de ise son dönemlerde satışları daralan bir marka olmuştu. DAF Hollanda tarafından kurulan DAF Türkiye şirketiyle çalışmalara İstanbul’dan başladık. 2017 yılında diğer illerde de olacak şekilde çalışmalarımızı arttırarak sürdüreceğiz.
Sizi bu alana taşıyan ne oldu?
Markanın ağır ticari vasıta segmentinde payı arttırma girişimleri var. Biz de buna paralel olarak Türkiye’deki satış adetlerini yükseltmeye çalışıyoruz. Teknolojik yönden çok üstün bir marka ve Türkiye’de zaman içinde güçlenerek yerini sağlamlaştıracağını düşünüyorum. Türkiye’de altyapı çalışmalarının, ihracat tarafındaki lojistik operasyonlarının artacak olmasını beklememiz nedeniyle satış ve sonrası hizmetleri güçlendireceğiz. Kasım ayında yeni başladığımız bir satış süreci olacak.
Grubun bünyesine yeni marka eklenir mi?
Distribütörlüğünü üstlendiğimiz iki bilinen marka var ve bu iki markanın performansını yükseltip geliştirmek hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tabii fırsatları kollamaya ve araştırmaya devam ediyoruz. Belki başka ülkelerde distribütörlük olabilir. İleri aşamada birtakım montaj ve üretimler de söz konusu olabilir. Fakat bunu konuşmak için çok erken.
Markayı üretim konusunda Türkiye’ye çekmek üzerinde konuşulan bir konu mudur?
Henüz çok yeni bir işbirliğimiz var ve hemen üretimi konuşmak için de erken. Elbette düşünülebilir fakat önceliğimiz iç pazar dinamikleri doğrultusunda pazar payımızı arttırarak Suzuki’nin büyük hedefli distribütörleri arasına girmek, sürdürülebilir büyüme ve karlılığı sağlamaktır