Türkiye'nin sürdürülebilirlik uyumu konusunda Asya'daki rakiplerine göre avantajlı olduğunu söyleyen TİM Başkanı Mustafa Gültepe, "Türkiye yeşil üretim üssü olabilir. İyileştirmelerle yeşil dönüşümü çok daha hızlı sağlayabilir, rekabetçiliğimizi güçlendirebiliriz" diyor.
30 Ekim – 12 Kasım 2022 tarihli sayıdan
Avrupa ve ABD başta olmak üzere küresel ekonomilerdeki resesyon ve belirsizliğe rağmen Türkiye ihracatta büyümeye devam ediyor. Bu yıl için öngörülen 250 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalama konusunda kararlı olan ihracatçılar için en önemli başlıklardan biri de 'yeşil dönüşüm'.
Bu konuda önemli adımlar atmaya başlayan TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi), 2021'in haziran ayında 'Sürdürülebilirlik Eylem Planı'nı açıkladı. Eylem planı çerçevesinde, 'Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Kurulu' oluşturuldu.
Yeşil dönüşümün topyekûn bir iş birliği sürecini gerektirdiğini söyleyen TİM Başkanı Mustafa Gültepe, "Özellikle yenilenebilir enerji noktasında ciddi yatırımlar yapan, enerji ihtiyacının büyük bölümünü rüzgâr ve güneşten temin edebilen ihracatçılarımız var.
Örnekler arttıkça, Türkiye yeşil dönüşümde öncü ülke olacak" diyor. Gültepe'ye göre Türkiye'nin yeşil üretim üssü olma konusunda da önemli bir fırsata sahip.
Türkiye'nin sürdürülebilirlik uyumu konusunda Asya'daki rakiplerine göre daha avantajlı konumda olduğunu belirten Gültepe, "Mevcut altyapıdaki iyileştirmelerle yeşil dönüşümü çok daha hızlı sağlayabilir, özellikle Avrupa ve ABD gibi büyük pazarlarda rekabetçiliğimizi güçlendirebiliriz" diye konuşuyor.
Türkiye'nin sürdürülebilir üretimi bir tercih değil zorunluluk olarak görmek ve dönüşümü tüm sektörlerde hızlandırmak zorunda olduğunu vurgulayan Gültepe, Türkiye'nin ihracat hedeflerini ve yeşil dönüşüm stratejisini anlattı.
Türkiye 2022 yılını ne kadarlık ihracatla kapatacak? 2023 yıl sonu ihracat beklentisi nedir?
2022 yılı için 250 milyar dolarlık ihracat hedefi koymuştuk. Dokuz ayda 188 milyar dolara ulaştık. Son 12 ayda ise 252 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmiş olduk. Parite etkisiyle 12 milyar doları bulacak kayba ve küresel pazarlardaki daralma sinyallerine rağmen bu yıl 250 milyar dolarlık hedefi yakalayacağımıza inanıyorum.
2023 için ise bugünden isabetli bir tahmin yapabilmemiz mümkün olmadığını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi AB başta olmak üzere küresel pazarlarda 2023'ün ilk yarısında daralma öngörülüyor. 2023'teki ihracatımızın performasında bu daralmanın boyutu ve süresi önemli bir belirleyici olacak.
Türkiye'nin AB pazarına ihracat rakamı nedir? 2023 yılında AB'ye ihracat nasıl bir seyir izleyecek?
2022'nin dokuz aylık bölümünde AB ülkelerine ihracatımız geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15 artışla 77,6 milyar dolara ulaştı. Bu hacim toplam ihracatımızın yüzde 41,2'sini oluşturuyor. AB üyesi olmayan ülkeleri de hesaba kattığımızda, Avrupa'nın toplam ihracatımızda payı yüzde 54,9'a ulaşıyor. Parite etkisine rağmen AB ülkelerine ihracatımızın yıl sonunda 100 milyar doların üzerine çıkacağını öngörüyorum. 2023 için ise resesyonun ve parite etkisinin ihracatımıza negatif yansımasının en az düzeyde kalmasını diliyorum.
İhracatçılar Yeşil Mutabakat ve Paris İklim Anlaşması'na hazırlık konusunda hangi aşamaya geldi, yeterli yatırım yapıldı mı? TİM olarak yeşil ihracat konusunda hayata geçirdiğiniz projeler nelerdir?
TİM olarak yeşil dönüşüm sürecinde ihracatçılarımıza rehberlik ediyor, süreci tüm sektörlerimizle istişare ederek yürütüyoruz. Türkiye geçen yıl Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Paris İklim Anlaşması'na imza atarak çok önemli bir vizyon ortaya koydu.
İhracat ailesi olarak bu noktada üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız. Haziran 2021'de TİM Sürdürülebilirlik Eylem Planı'nı açıkladık. Eylem planımız çerçevesinde, 'Sanayide Sürdürülebilirlik Bilim Kurulu'nu oluşturduk. Yeşil dönüşüm, topyekûn bir iş birliği sürecini gerektiriyor.
Özellikle yenilenebilir enerji noktasında ciddi yatırımlar yapan, enerji ihtiyacının büyük bölümünü rüzgâr ve güneşten temin edebilen ihracatçılarımız var. Örnekler arttıkça, Türkiye yeşil dönüşümde öncü ülke olacak. Süreci aşama aşama görmektense, tüm firmalarımızda eko-bilinç geliştirmeye çalışıyoruz. Bu kültürün ihracat ailemizde yayılmasıyla beraber, yatırımların da hız kazanacağına inanıyorum.
İhracatçılar olarak bu sürecin hızlanması için beklentileriniz nelerdir?
Sürdürülebilir üretimi bir tercih değil zorunluluk olarak görmek ve dönüşümü tüm sektörlerimizde hızlandırmak durumundayız. Çimento, cam, seramik, otomotiv, kimya, çelik, hazır giyim ve tekstil dönüşüme en hızlı adapte olması gereken sektörler olarak öne çıkıyor.
Bu sektörlerde yenilenebilir enerji yatırımları giderek hızlanırken geri dönüştürülmüş ham madde kullanımı da yaygınlaşıyor. Sürecin en verimli şekilde yürütülmesi için ihracatçılarımızın talepleri şöyle sıralayabilirim: Firmaların yeşil dönüşüm amacı ile yapacakları tüm yatırımlar, bölge ve sektör fark etmeksizin özel bir yatırım teşvik düzenlemesi ile desteklenmeli.
İkinci olarak Avrupa Birliği'nin sınırda karbon vergisi düzenlemesinin yaratacağı ek maliyeti en aza indirmek için öncelikli muhatap sektörlerde uyum desteklenmeli, karbon piyasaları kurulmalı, yeşil finansman olanakları genişletilmeli. Bir de firmaların yeşil dönüşümü sağladıklarına ilişkin sertifikalandırma yapılmalı, gerekli testler için altyapı kurulmalı.
Türkiye'nin bir 'yeşil üretim üssü' olması mümkün mü?
Türkiye elbette yeşil üretim üssü olabilir. Çünkü sürdürülebilirlik uyumu konusunda Asya'daki rakiplerimize göre daha avantajlı konumdayız. Mevcut altyapımızdaki iyileştirmelerle yeşil dönüşümü çok daha hızlı sağlayabilir, özellikle Avrupa ve ABD gibi büyük pazarlarda rekabetçiliğimizi güçlendirebiliriz.
Yeni pazarlar konusunda atacağınız adımlardan bahsedebilir misiniz?
TİM ve ihracatçı birlikleri olarak dokuz ayda 37 ülkeye 48 ticaret heyeti gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar Pakistan, Güney Kore ve Filipinler'e üç ticaret heyetimiz daha olacak. 2023'te de ticaret heyetlerimiz artarak devam edecek. Ticaret Bakanlığımızın açıkladığı 'Uzak Ülkeler Stratejisi' çerçevesinde bir ay yakın, bir ay uzak ülkeye ticaret heyetleri düzenleyeceğiz.
Diğer taraftan Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına sokma vizyonumuz çerçevesinde hedef pazarları netleştirerek, ticaret ataşelikleri ile daha etkili iletişim kurup, lobi faaliyetlerimizi artıracağız. 'Made in Türkiye' lansmanı yapacağız. BM Sürdürülebilir Kalkınma hedeflerine uyumun takipçisi olacağız. Türkiye'nin ihracat ortalama kilometresini ve ürün sayısını artıracağız. Uluslararası muadil kuruluşlarla iş birliğini güçlendireceğiz.