DOLAR
37,91
-0,09%
DOLAR
EURO
41,00
0,14%
EURO
GRAM ALTIN
3817,12
0,48%
GRAM ALTIN
BIST 100
9618,91
-0,42%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

“Türkiye küresel bir kilit oyuncu olabilir”

Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedeflerine ulaşması ile iklim değişikliği risklerini ve fosil yakıt ithaline bağımlılığı azaltacağını söyleyen London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü, “Türkiye bu süreçte küresel enerji geçişinde kilit bir oyuncu olma fırsatı kazanıyor” diyor.

26 Kasım 2024 | 09:12
“Türkiye küresel bir kilit oyuncu olabilir”

Küresel enerji sektörü, Paris Anlaşması, COP süreçleri ve Yeşil Mutabakat gibi uluslararası çerçevelerle belirlenen iddialı karbon salımı azaltma hedefleri doğrultusunda büyük bir dönüşüm geçiriyor. Bu süreç, yeni fırsatlar sunarken, ciddi riskler de barındırıyor. 

10 - 23 Kasım 2024 tarihli sayıdan

Hükümetler, şirketler, finans kurumları ve uluslararası kuruluşlar, 2030 ve 2050 hedeflerine ulaşmak için karmaşık finansal, jeopolitik ve teknolojik zorluklarla karşı karşıya. London Energy Club Başkanı Mehmet Öğütçü ile bu kritik süreçte Türkiye’nin performansını ve atılması gereken adımları konuştuk.

Bu yıl küresel arenada yeşil dönüşüm alanında nasıl bir tablo söz konusu?
2024 itibarıyla, küresel enerji geçişi, ekonomik uygulanabilirlik ve politik taahhüt açısından zorluklarla karşı karşıya. Yenilenebilir enerji, dünya elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini oluştururken, fosil yakıtların payı hala yüzde 80’in üzerinde. Bunu kısa sürede tersine çevirmek o kadar kolay değil. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, 1.5°C iklim hedefine ulaşmak için yenilenebilir enerjinin 2030 yılına kadar enerji karışımının yüzde 60’ından fazlasını oluşturması gerekiyor. Ancak birçok ülke, bu geçiş için gerekli tesisleri ve altyapıyı finanse etmekte zorluk yaşıyor. Tüm dünyada 2,7 trilyon dolarlık enerji yatırımının üçte ikisi yenilenebilir enerjiye gidiyor. Devlet destekleri ve özel sektör yatırımları, yeşil enerji projelerinin finansmanın kolaylaştırdı. Ülkeler arasında enerji geçişi konusunda iş birlikleri güçlendi. Çeşitli iklim anlaşmaları ve ortak projeler, yeşil enerji hedeflerine ulaşmayı kolaylaştırdı. Lakin batı dünyası ile küresel güney arasında politika, finansman, teknoloji, iklim değişikliği alanlarında farklı hassasiyet ve öncelikler olduğunu da unutmayalım.

İşin önemli bir ayağı da yeşil teknoloji… Peki bu alanda ne gibi gelişmeler yaşanıyor?
Yeşil teknoloji üretiminde küresel lider olan Çin, ABD’nin yurt içi üretimi teşvik eden politikaları ile yabancı ithalata bağımlılığı azaltma çabalarıyla çatışıyor. Yenilenebilir enerji teknolojilerinde hakimiyet için küresel rekabet, rüzgar ve güneşten bataryalara, elektrik araçlardan kritik minerallere hep Çin’in öncülüğünde gidiyor. 2023 yılı itibarıyla Çin küresel güneş paneli üretiminin yüzde 80’i civarında, ayrıca rüzgar türbini, batarya üretiminde de önemli bir paya sahip. Bu durum, Çin’i küresel enerji geçişinde kilit bir oyuncu konumuna getirirken, aynı zamanda Batılı ülkeler, özellikle ABD arasında Çin teknolojisine aşırı bağımlılık yüzünden ciddi endişelere yol açtı. Petrol ve doğal gazdaki Körfez ve Rusya’ya bağımlılık şimdi yenilenebilir enerjide Çin’e bağımlılığa dönüşüyor.

ABD’nin bu duruma yanıtı ne?
ABD, yeşil teknolojilerin yurt içindeki üretimini teşvik etmek ve yabancı ithalata bağımlılığı azaltmak amacıyla Enflasyon Azaltma Yasası’nı (IRA) yürürlüğe soktu. Bu politika, gümrük vergileri ve Çin yapımı güneş panellerine yönelik kısıtlamalarla küresel piyasalarda bir enerji ticaret savaşlarının yeni bir dönemini başlattı. Avrupa da özellikle Rusya-Ukrayna çatışmasının ardından, tedarik zincirlerini çeşitlendirme ve dış tedarikçilere bağımlılığı azaltma çabaları içinde. Aynı ikilem lityum, kobalt ve nikel gibi kritik minerallerde ve nadir toprak elementlerinde de kendisini gösteriyor.

Yani temiz enerji alanında genelde olumlu bir seyir söz konusu…
Şöyle ki birçok hükümet, küresel trend ve beklentilere uygun şekilde yeşil enerjiye geçişi destekleyen politikalar, teşvikler getirdi. Fosil yakıtlara uygulanan kısıtlamalar ve yenilenebilir enerji projelerine sağlanan finansal destek arttı, bu süreç hızlandı. Enerji verimliliği artırma çabaları da aynı şekilde hız kazandı. Bina, sanayi ve taşımacılık sektöründe enerji tasarrufu ve verimliliği sağlayan teknolojiler daha yaygın hale geldi. Bu arada, ikmal güvenliği ve rekabet gücü kaybolan AB ülkelerinin 2019’da ilan edilen Yeşil Mutabakatı bazı alanlarda tökezlemede. Üye ülkelerde katı kuralların gevşetilmesi çağrıları artıyor. AB dışındaki birçok ülke de piyasaya giriş, finans erişimi ve sınırda karbon yaptırımlarından rahatsız.

Bu değişen dinamikler Türkiye için neler getiriyor?
Türkiye için hem zorluklar hem de fırsatlar sunuyor tabii ki. Yenilenebilir enerji teknolojilerine yatırım çekme ve enerji güvenliğini daha da güçlendirme açısından stratejik konumunu değerlendirme fırsatı var. Bugün Türkiye’de yenilenebilir enerji, toplam elektrik üretim kapasitesinin yüzde 54’ünü oluşturuyor; rüzgar, güneş ve hidroelektrik güç önemli katkılar sağlıyor. Ancak toplam enerji karışımının büyük kısmı hala doğal gaz, petrol ve kömüre dayanıyor. Bu durum, karbon salınımını azaltmayı zorlaştırıyor. Türkiye’nin, temiz teknolojilere yatırımını hızlandırması ve enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi gerekiyor, dışarıdan baskı gelse de gelmese de.

Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında karşılaşılan sorunlar neler?
Türkiye, yenilenebilir enerji yatırımları konusunda önemli ilerleme kaydetti, Sezar’ın hakkı Sezar’a... Ama herkesin yakından bildiği bazı sorunlarla da karşı karşıya olduğu bir gerçek. Mevzuatın sürekli değişmesi yani maç başladıktan sonra kalenin yerinin değiştirilmesi, belirsizlik yaratıyor, yatırımcı güvenini ve hesaplarını sarsıyor, finansman bulmayı zorlaştırıyor. Altyapının yetersizliği ise enerji üretiminde kesintilere yol açıyor. Ayrıca, yerleşim yerlerine yakın yenilenebilir enerji projelerinde, bazen yerel halkın muhalefeti ile de karşılaşılıyor. Çevresel ve sosyal etkiler konusunda çok daha dikkatli olunması gerekiyor. Çok büyük ölçekte uluslararası iş birliği ve yatırıma ihtiyaç var. Türkiye’nin Azerbaycan ile yürüttüğü ‘Yenilenebilir Enerji Koridoru’ projesi gibi girişimleri doğru yönde atılan adımlar. Ancak bu çabaların sürdürülebilirliği, devam eden politik taahhüt ve uluslararası desteğe bağlı olacak. Yeterli ve elverişli koşullarda finansal destek sağlanmadığı sürece projelerin hayata geçirilmesi gecikebiliyor.

“Depolama eksikliği engel teşkil ediyor”
“Yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli bir şekilde entegre edilmesi için gerekli altyapının yetersizliği, enerji üretiminde kesintilere yol açabiliyor. Özellikle enerji depolama çözümlerinin eksikliği, sürdürülebilir bir sistem oluşturma konusunda engel teşkil ediyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli yüksek olsa da bazı bölgelerde rüzgar ve güneş gibi kaynakların sürekliliği sınırlı olabiliyor. Bu durum, enerji üretiminin öngörülebilirliğini etkileyebilir. Öte yandan yeşil enerji, geleneksel fosil yakıt kaynaklarına göre daha temiz bir alternatif sunsa da çevresel etkileri ve sürdürülebilirliği dikkatlice değerlendirilmek zorunda. Enerji geçişinin çevresel etkilerini minimize etmek için yenilenebilir enerji projelerinin tasarımında ve uygulamasında en iyi uygulamalara yönelmek önemli.”
 

TÜRKİYE 10 YILDA HANGİ ADIMLARI ATMALI?

Mehmet Öğütçü’ye göre, Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılda yeşil dönüşümde atması gereken adımlar şöyle:

  • Finansman Kaynaklarını Artırma: Devlet desteklerini artırarak, özel sektör yatırımlarını teşvik etmek. İç kaynaklar yetersiz olduğundan dış finansmanı harekete geçirmek, elverişli yatırım ortamı yaratmak elzem.
  • Altyapıyı Güçlendirme: Enerji depolama sistemlerine ve akıllı şebeke teknolojilerine yatırım yapmak zorundayız. Sinir ötesi bağlantıları da kritik önem taşıyor.
  • Eğitim ve Bilinçlendirme: Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında eğitim programları düzenleme.
  • Uluslararası İş Birlikleri: Başta komşular olmak üzere diğer ülkelerle yenilenebilir enerji teknolojileri konusunda iş birlikleri geliştirmeli, hatta Türk yenilenebilir enerji şirketlerinin dış yatırımlarına özel destek sağlanmalı.
  • Yerli Teknolojileri Destekleme: Yerli yenilenebilir enerji teknolojilerine yönelik AR-GE yatırımlarını arttırmalı, teknoloji ithaline teşvik verilmeli.
  • Enerji Verimliliği Programları: Binalar, sanayi ve ulaşım gibi alanlarda enerji verimliliğini artıracak standartlar geliştirmeli.
  • Karbon Piyasaları Oluşturma: Karbon ticareti gibi sistemlerle piyasa mekanizmalarını güçlendirme.
0


  • ALTIN GRAM - TL 3817,12 0,48%
  • ALTIN ONS 3131,83 0,56%
  • BIST 100 9618,91 -0,42%
  • DOLAR/JAPON YENI 149,557 -0,042%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,43038 -0,00524%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 84,26 -0,1686%
  • DOLAR/TURK LIRASI 37,9094 -0,0851%
  • EURO/DOLAR 1,08 0,0806%
  • EURO/TURK LIRASI 40,9995 0,1359%
  • STERLIN/DOLAR 1,29207 -0,01354%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL