Pandemi süreci bir çok sektör ve şirketi negatif etkilerken, abonelik sistemiyle yemek hizmeti veren Meal Box ise hedef yükseltti. Bir önceki yıla göre 2020'de yüzde 60 büyüme öngören şirket, bu yıl 15 milyon TL ciro hedefliyor. Meal Box CEO'su Murat Demirhan, "Hedefimiz İstanbul sınırlarını zorlamak ve bu sistemi Türkiye genelinde yaygınlaştırmak" diyor.
Sibel Atik
[email protected]
Pandemi süreci yemek yeme alışkanlıklarımızı da derinden etkiledi. Yapılan araştırmalar, dışardan yemek siparişi verme konusunda güvensizlik olduğunu gösterse de, hijyen koşullarına uygun olarak üretim ve paketlemeyle müşterilerine ulaşan şirketlere ise talep arttı.
Bu alanda hizmet vermek üzere dört yıl önce kurulan Meal Box’ın CEO’su Murat Demirhan, 2019’a göre bu yıl yüzde 60 oranında bir büyüme beklediklerini ve 15 milyon TL ciro hedeflediklerini söylüyor. Murat Demirhan ile şirketin yeni dönem hedeflerini konuştuk.
Bu yıl büyüme hedeflerinizi revize ettiniz mi? 2020 yılı ciro hedefiniz nedir?
2019 yılını beklentimize paralel şekilde kapattık. 2020'de ise, pandemi ile birlikte gelen dalgayı da arkamıza alarak planlarımızı yukarı yönde revize ettik. 2019’a göre yüzde 60 oranında bir büyüme bekliyoruz.
2020'ye aylık 60 bin kap yemek satışıyla başladık, aylık 300 bin kap yemek yükseltmeyi hedefliyoruz. 2020 yılı ciromuzun 15 milyon TL’ye yakın olacağını öngörüyoruz.
Siz evlere ve şirketlere yemek servisi yapıyorsunuz, Covid19 ile beraber sektörde neler değişti?
Açıkçası başlangıçta salgından olumsuz etkilendik. Birden abonelikler askıya alınmaya başladı. Evden çalışma modeline geçen iş yerleri alımlarını durdurdular. Ancak sonrasında, çalışmaya devam eden iş yerleri yemekhanelerinin ve restoranların kapanmasıyla yemek çözümü için bizi tercih etmeye başladılar.
Bu talepler kısa sürede çığ gibi büyüdü. Önce korktuk ama sonra gelen taleplere yetişmekte zorlandık. Kendimizi, ne yaptığımızı doğru anlattık. Ve kriz bizim için bir fırsat oldu.
1 aylık kısa bir sürede yeni abonelik başvurularında iki katı oranında artış kaydettik. Müşteri iletişim merkezimize gelen çağrılarda ve site trafiğinde de 3-4 katı artış yaşadık. Hedefimiz İstanbul sınırlarını zorlamak ve bu sistemi Türkiye genelinde yaygınlaştırmak. İş yerlerine geri dönüşle birlikte paketli yemeğin pazarda büyüyeceğini söyleyebiliriz.
Sizin hizmet verdiğiniz birçok yemek paketi var, ama bu döneme özgü "EvdeKal" paketleriniz var, bu döneme özgü başka ne tür değişiklikler yaptınız?
Biz bir start up olduğumuz için gelişmelere çabuk adapte olabiliyoruz. Alınan kararlar nedeniyle insanların evde kaldığı bir dönemde evde yemek yapma imkânı ya da becerisi olmayabiliyor. Bu amaçla adına @evdekal adını verdiğimiz bir yemek kombinasyonu yaptık. Bir kişinin iki gün tüketebileceği ya da iki kişinin bir gün için de tüketebileceği şekilde haftalık menüler oluşturduk.
Bu paketi çıkardığımızdan bu yana ciddi bir ilgi olduğunu söyleyebilirim. Özellikle evde yoğun çalışan kadınlardan, yalnız yaşayan çalışanlardan, sokağa çıkma yasağına tabi olan yaşlılarımızdan ve sağlık çalışanlarımızdan.
Ramazan ayının başlamasıyla iftar ve sahur yemeklerini de birlikte bir paket yaparak sunmaya başladık. Son olarak, online ve fiziksel süpermarketler, benzin istasyonları, kahve zincirleri gibi noktalarda satılmak üzere; paketli, tek kullanımlık kaplarda, kısa raf ömürlü yemek ürünlerimizi piyasaya sürüyoruz.
Peki gıda güvenliğini nasıl sağlıyorsunuz? Hangi hijyen önlemlerini aldınız hem içerde hem dışarıda?
Biz aslında kurulduğumuzdan bu yana hep önce hijyen dedik. Ve buna göre alt yapı yatırımı gerçekleştirdik. Uzun süren AR-GE çalışmaları sonunda dört aşamadan oluşan temassız teslimat sistemini kurduk. Özel olarak hazırlanan menüler son derece hijyenik mutfaklarda usta şefler tarafından pişiriliyor.
Porsiyonlara ayrılan yemekler kişiye özel kaplara konulduktan sonra el değmeden otomatik makinelerde hava geçirmeyecek şekilde kapatılıyor. Kaplar 100 dereceye yakın sıcaklıktaki özel fırınlara sokularak yemeklerin ısınması ve kapların steril olması sağlanıyor. Daha sonra ikinci bir termo kutuya konulan kaplar, motor kurye değil özel araçlar aracılığıyla abonelerine teslim ediliyor.
Çalışan arkadaşlarımız pandemi öncesinde servis ya da toplu taşıma araçlarıyla işe geliyorlardı ancak onların sağlıklarını tehlikeye atmak istemediğimiz için artık evlerinden araçlarla aldırma yöntemini tercih ediyoruz. Mutfak ve dağıtım ekibimizi sürekli olarak dezenfekte edilmesini sağlıyoruz, ayrıca dağıtım yapılan araçlarımızı da günlük olarak dezenfekte ediyoruz.
Önümüzdeki dönem için yatırım planlarınızdan söz eder misiniz?
Abonelik sistemi haricinde; fiziksel ve online perakende tarafında markamız adı altında satış yapma hedefiyle bazı yatırımlar yapmıştık. Pandeminin yayılmasıyla birlikte yatırımımızın doğru bir döneme denk gelmesi bizim açımızdan bir şans oldu. Hem üretim tarafında hem de iş ortaklarımız tarafında büyüme konusunda yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Ayrıca bu büyümeye paralel olarak; perakende ürünler için iletişim çalışmaları ve ek makine yatırımları planlıyoruz. Öte yandan; pandemi nedeniyle Meal Box olarak hiçbir çalışanımızı işten çıkarmadık, çıkarmayı da düşünmüyoruz. Aksine artan taleple birlikte mevcut iş gücümüzü daha da artırmak hedefindeyiz. İş kalemlerimizin çoğunu outsource ediyoruz. Yoğun çalışma tempomuz bu eko sistemi daha genişletti. Sene sonuna kadar 100 kişiye daha yeni iş kapısı açacağız.
Sibel Atik
[email protected]
Pandemi süreci yemek yeme alışkanlıklarımızı da derinden etkiledi. Yapılan araştırmalar, dışardan yemek siparişi verme konusunda güvensizlik olduğunu gösterse de, hijyen koşullarına uygun olarak üretim ve paketlemeyle müşterilerine ulaşan şirketlere ise talep arttı.
Bu alanda hizmet vermek üzere dört yıl önce kurulan Meal Box’ın CEO’su Murat Demirhan, 2019’a göre bu yıl yüzde 60 oranında bir büyüme beklediklerini ve 15 milyon TL ciro hedeflediklerini söylüyor. Murat Demirhan ile şirketin yeni dönem hedeflerini konuştuk.
2019 yılını beklentimize paralel şekilde kapattık. 2020'de ise, pandemi ile birlikte gelen dalgayı da arkamıza alarak planlarımızı yukarı yönde revize ettik. 2019’a göre yüzde 60 oranında bir büyüme bekliyoruz.
2020'ye aylık 60 bin kap yemek satışıyla başladık, aylık 300 bin kap yemek yükseltmeyi hedefliyoruz. 2020 yılı ciromuzun 15 milyon TL’ye yakın olacağını öngörüyoruz.
Siz evlere ve şirketlere yemek servisi yapıyorsunuz, Covid19 ile beraber sektörde neler değişti?
Açıkçası başlangıçta salgından olumsuz etkilendik. Birden abonelikler askıya alınmaya başladı. Evden çalışma modeline geçen iş yerleri alımlarını durdurdular. Ancak sonrasında, çalışmaya devam eden iş yerleri yemekhanelerinin ve restoranların kapanmasıyla yemek çözümü için bizi tercih etmeye başladılar.
Bu talepler kısa sürede çığ gibi büyüdü. Önce korktuk ama sonra gelen taleplere yetişmekte zorlandık. Kendimizi, ne yaptığımızı doğru anlattık. Ve kriz bizim için bir fırsat oldu.
YENİ ABONELİKLERDE 2 KATI ARŞI KAYDETTİK
1 aylık kısa bir sürede yeni abonelik başvurularında iki katı oranında artış kaydettik. Müşteri iletişim merkezimize gelen çağrılarda ve site trafiğinde de 3-4 katı artış yaşadık. Hedefimiz İstanbul sınırlarını zorlamak ve bu sistemi Türkiye genelinde yaygınlaştırmak. İş yerlerine geri dönüşle birlikte paketli yemeğin pazarda büyüyeceğini söyleyebiliriz.
Sizin hizmet verdiğiniz birçok yemek paketi var, ama bu döneme özgü "EvdeKal" paketleriniz var, bu döneme özgü başka ne tür değişiklikler yaptınız?
Biz bir start up olduğumuz için gelişmelere çabuk adapte olabiliyoruz. Alınan kararlar nedeniyle insanların evde kaldığı bir dönemde evde yemek yapma imkânı ya da becerisi olmayabiliyor. Bu amaçla adına @evdekal adını verdiğimiz bir yemek kombinasyonu yaptık. Bir kişinin iki gün tüketebileceği ya da iki kişinin bir gün için de tüketebileceği şekilde haftalık menüler oluşturduk.
Bu paketi çıkardığımızdan bu yana ciddi bir ilgi olduğunu söyleyebilirim. Özellikle evde yoğun çalışan kadınlardan, yalnız yaşayan çalışanlardan, sokağa çıkma yasağına tabi olan yaşlılarımızdan ve sağlık çalışanlarımızdan.
Ramazan ayının başlamasıyla iftar ve sahur yemeklerini de birlikte bir paket yaparak sunmaya başladık. Son olarak, online ve fiziksel süpermarketler, benzin istasyonları, kahve zincirleri gibi noktalarda satılmak üzere; paketli, tek kullanımlık kaplarda, kısa raf ömürlü yemek ürünlerimizi piyasaya sürüyoruz.
GIDA GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANIYOR?
Peki gıda güvenliğini nasıl sağlıyorsunuz? Hangi hijyen önlemlerini aldınız hem içerde hem dışarıda?
Biz aslında kurulduğumuzdan bu yana hep önce hijyen dedik. Ve buna göre alt yapı yatırımı gerçekleştirdik. Uzun süren AR-GE çalışmaları sonunda dört aşamadan oluşan temassız teslimat sistemini kurduk. Özel olarak hazırlanan menüler son derece hijyenik mutfaklarda usta şefler tarafından pişiriliyor.
Porsiyonlara ayrılan yemekler kişiye özel kaplara konulduktan sonra el değmeden otomatik makinelerde hava geçirmeyecek şekilde kapatılıyor. Kaplar 100 dereceye yakın sıcaklıktaki özel fırınlara sokularak yemeklerin ısınması ve kapların steril olması sağlanıyor. Daha sonra ikinci bir termo kutuya konulan kaplar, motor kurye değil özel araçlar aracılığıyla abonelerine teslim ediliyor.
Çalışan arkadaşlarımız pandemi öncesinde servis ya da toplu taşıma araçlarıyla işe geliyorlardı ancak onların sağlıklarını tehlikeye atmak istemediğimiz için artık evlerinden araçlarla aldırma yöntemini tercih ediyoruz. Mutfak ve dağıtım ekibimizi sürekli olarak dezenfekte edilmesini sağlıyoruz, ayrıca dağıtım yapılan araçlarımızı da günlük olarak dezenfekte ediyoruz.
Önümüzdeki dönem için yatırım planlarınızdan söz eder misiniz?
Abonelik sistemi haricinde; fiziksel ve online perakende tarafında markamız adı altında satış yapma hedefiyle bazı yatırımlar yapmıştık. Pandeminin yayılmasıyla birlikte yatırımımızın doğru bir döneme denk gelmesi bizim açımızdan bir şans oldu. Hem üretim tarafında hem de iş ortaklarımız tarafında büyüme konusunda yatırımlarımıza devam edeceğiz.
Ayrıca bu büyümeye paralel olarak; perakende ürünler için iletişim çalışmaları ve ek makine yatırımları planlıyoruz. Öte yandan; pandemi nedeniyle Meal Box olarak hiçbir çalışanımızı işten çıkarmadık, çıkarmayı da düşünmüyoruz. Aksine artan taleple birlikte mevcut iş gücümüzü daha da artırmak hedefindeyiz. İş kalemlerimizin çoğunu outsource ediyoruz. Yoğun çalışma tempomuz bu eko sistemi daha genişletti. Sene sonuna kadar 100 kişiye daha yeni iş kapısı açacağız.
"Müşteriler siparişte seçici olmalı"
Bizim ya da farklı iş modeli üzerinden gıda ve yeme sektöründe çalışan firmalardan sipariş verme konusunda müşterilerin seçici davranması gerektiğini düşünüyorum. Seçicilik konusunda ise; hijyen ve güvenilirlik gibi konular başta olmak üzere kullanılan malzemenin kalitesine kadar bir çok konuyu hem internet sitelerinden hem de sosyal medya hesaplarından incelemeleri öneririm. Bu dönemde doğru adımları atan ister büyük ister küçük olan işletmelerin korunması gerektiği kanısındayım. Pazardaki tüm oyuncular olarak eski standartları yukarı çekmemiz gerekiyor. Bu anlamda, gevşemeden tedbirleri almaya devam etmek ve korumak almamız gereken en önemli aksiyon. Müşterilerimize mesajım ise bize güvenmeye devam etmeleri olacak.
