Yüksek enflasyon ve yüksek faiz gölgesinde geçen 2024, satın alma liderleri için kolay bir yıl olmadı. Zorlu ekonomik koşullar altında tedarik zincirini yönetmeye çalışan satın ve tedarik liderleri; jeopolitik riskler, sürdürülebilirlik, yapay zeka gibi konulara uzun mesailer harcadı.
27 Ekim - 9 Kasım tarihli sayıdan
Belirsizlik son birkaç yıldır olduğu gibi bu yıl da liderlerin gündemini meşgul etti. Bu belirsizlik ortamında liderlerin yol haritasını ortaya koymak amacıyla KoçZer iş birliğiyle üçüncüsünü yaptığımız anket, satın alma ve tedarik yönetiminin stratejik öneminin her geçen gün arttığını gösteriyor.
STRATEJİK HEDEFLER İÇİN ÖNEMLİ
65’in üzerinde CEO ve satın alma ve tedarik liderinin katıldığı ankete göre, şirketlerin yüzde 80’i satın almayı stratejik hedefleri açısından önemli buluyor. Ankete göre satın alma kararlarını etkileyen öncelikli gündem maddeleri arasında yüzde 27,8’le ham madde maliyetlerindeki değişim, yüzde 25,6’yla yurt içi ekonomik gelişmeler ve yüzde 21,1’le sürdürülebilirlik ve ESG yer alırken; katılımcıların yüzde 46,7’si satın alma bütçelerinde yüzde 40’ın üzerinde bir artış bekliyor. Satın alma ve tedarik zinciri yönetimi departmanlarının dijitalleşme düzeyini nasıl değerlendirirsiniz sorusuna katılımcıların yüzde 42,9’u yüzde 20’nin üzerinde yanıtını veriyor. Yapay zekayı kısmen kullananların oranı yüzde 53,3 olurken, hiç kullanmayanların oranı yüzde 33,3, çoğunlukla kullanıyoruz diyenlerin oranı ise yüzde 13,3 olarak sıralanıyor. Satın alma ihtiyaçları için online platformları tercih edenlerin oranı ise yüzde 73,3’e ulaşıyor.
Profesyoneller, öncelikli başlıkları arasında yer alan sürdürülebilirlik konusunda hedeflerine ulaşmak için tedarikçi iş birliklerini önemsiyor. Ankete göre katılımcıların yüzde 35,6’sı tedarikçilerle sürdürülebilirlik odaklı iş birlikleri geliştirmeye çalışıyor. Yüzde 20’si ise yeşil satın alma politikalarını benimserken yüzde 17,8’i uzun vadeli tedarikçi iş birliği anlaşmaları yapmaya öncelik veriyor.
GÜRKAN HÜRYILMAZ / TÜSMOD
VERİ YENİ PARA BİRİMİ
Satınalma ve tedarik yönetimi üst meslek örgütü TÜSMOD’un yönetim kurulu başkanı Gürkan Hüryilmaz’a göre 2025 yılı satın alma organizasyonlarının bir adım daha ileriye giderek dijital dönüşüm, inovasyon ve sürdürülebilirlik ekseninde şirketlerine daha fazla değer katmalarını gerektiren bir yıl olacak. Dijital dönüşüm ve teknolojilerin benimsenmesinin artık bir gereklilik olduğunu söyleyen Hüryılmaz, gerçek zamanlı veri analitiği, yapay zeka öngörüleri ve satın alma süreç otomasyonu sağlayan dijital araçların kullanımının stratejik karar almayı iyileştireceğine dikkat çekiyor.
Bu noktada satın alma organizasyonlarının bu dönüşümü gerçekleştirebilmek için dijital platformlara yatırım yapması gerekli. Diğer önemli başlık olan sürdürülebilirlik ve çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) uyumluluğu iş dünyasında zorunluluk haline geldi. Satın alma ekiplerinin tedarik zincirlerini sürdürülebilir kaynaklardan sağlama hedefiyle, karbon ayak izini azaltmalı ve tedarikçileri ile sürdürülebilirlik odaklı iş birlikleri kurması gerekiyor. Dijital teknolojilerin entegrasyonu için satın alma profesyonellerinin yeteneklerini geliştirmesi gerektiğini söyleyen Hüryılmaz, “Ayrıca, veri analitiği, talep tahmini ve tedarikçi seçimi gibi süreçlerde de kararların verilere dayalı olması gerekecek. Zira, veri 2025 yılında satın almanın yeni para birimi olabilir” diyor.
CEM KURAL / BEKO (ARÇELİK)
İÇE KAPANMA EĞİLİMİ ARTTI
Satın alma ve tedarik zinciri liderlerinin gündeminin; pandeminin yarattığı sarsıntıların ardından derinleşen küresel değişimler, sürdürülebilirlik beklentileri ve yapay zekanın etkileri etrafında şekilleneceğini söyleyen 146 milyar TL’lik bütçeyi yöneten Beko (Arçelik) Tedarik Zinciri ve Satın Almadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Kural, özellikle jeopolitik istikrarsızlık ve çatışmalara dikkat çekiyor. Liderlerin jeopolitik gelişmeleri yakından takip etmelerini ve tedarik rotalarını esnek hale getirmeleri gerektiğini söyleyen Kural’ın dikkat çektiği diğer bir konu ise deglobalizasyon ve ticaret kısıtlamaları.
2023 yılı itibarıyla dünya ticaretinde görülen gerilemenin tedarik zincirlerinin küresel yapısını derinden etkilemeye devam ettiğini belirten Kural, dünya genelinde uygulanan ticaret kısıtlamalarının ve tarifelerin enerji dönüşümü ve dijitalleşme gibi stratejik sektörlerde daha fazla içe kapanma eğilimleri yarattığını belirtiyor. Şirketler, tedarik zincirlerini bu yeni gerçekliğe adapte etmek için ‘yakın coğrafyalara taşınma’ ve ‘friendshoring’ gibi stratejilere yönelmiş durumda. Örneğin Çin’e bağımlılığı azaltıp Hindistan, Meksika ve Güneydoğu Asya’ya, yönelme eğilimi görülüyor. Kural’a göre bu tür büyük operasyonel değişiklikler, şirketlerin üretim kapasitelerini yeniden değerlendirmelerine ve tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmalarına yol açacak.
ŞEVKET SELİM YILMAZ / OYAK MADEN
TEDARİK ZİNCİRİ GÜVENLİĞİ
Küresel bazda ekonomik ve jeopolitik değişimlerin oluşturduğu belirsizliklerin devam edeceğini öngören OYAK Maden Metalürji Grup Başkan Yardımcısı Şevket Selim Yılmaz ise piyasa koşullarında tedarik zinciri emniyetinin gündemlerinde ilk sırada yer alan maddelerden biri olduğunu söylüyor. Tedarikçi iş birlikleri, alternatif kaynaktan doğrudan tedarik ve alternatif malzeme geliştirmeleri bu kapsamda tedarik emniyeti yanı sıra maliyet optimizasyonu sağlayacak destekleyici unsurlar arasında yer alıyor. Değişen müşteri ihtiyaç ve taleplerinin karşılanmasında sektör şartlarına bağlı olarak tedarik zinciri uygulamalarının çevik bir yapıda olmasının da katkı sağlayacağını söyleyen söyleyen Şevket Selim Yılmaz; dijitalleşme, veri analitiği, robotik süreçler ve yapay zekâ uygulamaları gibi konulardaki kesintisiz projelerle karar destek mekanizmaların etkinliğini artırmayı hedeflediklerini vurguluyor.
Ham madde fiyatlarındaki dengesizlikler de şirketin önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Emtia piyasalarındaki öngörülebilirliğin sınırlı olduğu günümüz piyasa şartlarında fiyat dalgalanmalarının etkisini maliyet optimizasyonunu destekleyecek geriye entegrasyon projeleri hayata geçirdiklerini belirten Şevket Selim Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam ediyor: “İş ortaklarımızla ilave katma değer üretimi, iç paydaşlarımızla verimlilik projeleri, risk yönetimi kapsamında finansal enstrümanların çeşitlendirilmesi ve etkin kullanım yaklaşımları ile minimize etmekteyiz.”
NURİ BAYDUR / MİGROS
YEREL ÜRETİM ARTIYOR
Aygaz Grubu Satınalma Müdürü Bahadır Demirtaş ise, daralan talebe istinaden tedarik zincirindeki riskleri yönetmek için stratejiler geliştirdiklerini söylüyor. Alternatif tedarik kaynakları ve metotları oluşturarak rekabette öne çıkmak ve sürdürülebilirlik karbon dönüşüm programına uyum da şirketin öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.
Gıda perakende sektörünün önemli oyuncularından Migros’un ajandasının ilk sıralarında ise yerelleşme var. Yerel üretimin milli ekonominin kaldıracı olduğunu söyleyen Migros Grubu Pazarlama İcra Kurulu Üyesi Ekmel Nuri Baydur, “Yerel ve küçük üreticileri destekliyor, kendilerine has tatları koruyarak kalite artışı sağlamaları konusunda destek ve eğitimler veriyoruz” diyor. Kooperatif iş birliklerini de her geçen gün artırdıklarını vurgulayan Baydur, “Ayrıca yerel üreticilerimize, üretim, gıda güvenliği, paketleme ve lojistik destekleri sağlayarak, tarlada gıda imha oranlarının azaltılmasını sağlıyoruz” diye konuşuyor.
TUĞRUL GÜNAL / TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ DERNEĞİ (TEDAR) BAŞKANI
“Az katmanlı organizasyon yapıları oluşturulmalı”
“Dünyamız son dönemde hiç yaşanmadığı kadar belirsizliklerle dolu bir süreç geçiriyor. Bu muğlak dönem tedarik zincirlerini de istikrarsız hale getirdi. Bu süreçte tedarik zincirlerinin de 2025 yılında özellikle birkaç başlığa öncelik vermesi gerekli. Öncelikle hem şirket iç hem de şirket dışı paydaşları ile dijital bir yapıda çalışılması bir alternatif olmaktan çıktı. Yetkinlik / yetki bazlı ve az katmanlı organizasyon yapıları ile çağdaş çalışma prensipleri tedarik zinciri organizasyonları içinde hayata geçirilmeli. Tüm paydaşları kapsayacak şekilde çevreye saygılı tedarik zinciri politikaların yürürlüğe alınmalı. Etik değerler, hukukun üstünlüğü, insan ve çalışma hakları prensiplerinin tedarik zinciri politikalarının ayrılmaz bir parçası olmalıdır.”
“Romanya’da şirket yatırımı yapıyoruz”
“Yurt dışı büyüme adımlarımızın bir yenisi, bu çeyreğin sonunda lansmanını da yapacağımız Romanya’da şirket yatırımı olacak. Türkiye’de inşa ettiğimiz faydalı modeli, pazarın dinamiklerine uygun bir biçimde Romanya’ya taşıyoruz. Lojistik ve malzeme satın alma alanındaki hizmetlerimizin yanı sıra satın alma teknolojileri ile giriş yaptığımız Romanya pazarında, üç yılda 100 milyon Euro satış hacmi hedefliyoruz.”