Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış yüzünden hükümetin başlattığı tanzim satışları, gözlerin gıda perakendesine çevrilmesine neden oldu. Bazı zincir marketler fiyatlarını düşürse de orta vadede tanzim satışların çözüm olmayacağı belirtiliyor.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
[email protected]
Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışın önüne geçmek amacıyla hükümetin geçen hafta başlattığı tanzim satışları Türkiye'nin gündemine oturdu. Siyasetten ekonomiye pek çok alanda tartışmaya neden olan bu sistem aslında Türkiye için yabancı değil.
Türkiye'de 1970'li yıllarda da belediyeler tarafından tanzim satışları yapılmış, hatta bu iş zincir mağazalara dönüşmüş ama 1990'lı yıllarda hepsi özelleştirilmişti. Geçen hafta başlayan tanzim satışlar, belediyeler aracılığıyla kurulan çadırlarda ya da mobil araçlarda yapılıyor. İstanbul ve Ankara'da başlayan satışlarda domates, biber, patlıcan, salatalık, soğan ve patates gibi ürünler uygun fiyattan satılıyor.
Ancak kişi başı 3 kilogramlık bir sınır bulunuyor. Tanzim satışların başlamasıyla gözler fiyatların yükselmesine neden oldukları için eleştiri oklarını üzerine çeken perakende gıda sektörüne çevrildi.
Sektördeki zincir marketlerin ilk tepkisi tanzim satışlara dahil olmak oldu. Migros, Carrefour, Bim, Şok ve A101 gibi bazı zincir marketler bazı ürünleri tanzim noktalarındaki fiyatlardan ve o noktalardaki sınırlamalara uyarak satmaya başladı. Ancak sektör temsilcileri bu durumun sürdürülebilir olmadığını söylüyor.
RAKAMLARLA PERAKENDE SEKTÖRÜ
Fiyat artışlarından sorumlu tutulan organize gıda perakendesi, Türkiye'de kayıt dışının önüne geçilmesi açısından önemli bir sektör. Gıda Perakendecileri Derneği'nin temsil ettiği organize gıda perakende pazarının büyüklüğü 150 milyar TL'yi buluyor. Bu pazar hacmine ulusal, bölgesel, yerel market zincirleri ve gıda servis zincirleri de dahil ediliyor.
Bakkal, manav, açık pazarlar gibi oyuncuların yer aldığı geleneksel kesimle birlikte ise toplam gıda perakende pazarının büyüklüğünün 550 milyar TL'yi bulduğu tahmin ediliyor. Organize perakende bu toplamın yüzde 27 kadarını oluşturuyor.
Türkiye çapında 10 ve üzerinde şubeye sahip 150 zincir market var. Bunların 29 bine yakın şubesi bulunuyor. Belediyelerin tanzim satışları ise şimdilik 50 noktada yapılıyor. Bu sayının az olması nedeniyle ilk aşamada perakendeciler üzerindeki etkisinin sınırlı olması bekleniyor.
ÇALIŞTAY ÇAĞRISI
Ancak perakendeciler için asıl rahatsız edici nokta hedef gösterilmeleri. Zira fiyatları yükselttiği iddia edilen perakendecilere göre asıl sorun üretim planlaması yapılmaması.
Bunun devlet politikalarıyla çözülmesi gerektiğini savunan sektör temsilcileri, üretici, tedarikçi ve perakendecinin bir araya geleceği bir çalıştay yapılmasını talep ediyor.
Adını paylaşmak istemeyen bir zincir market sahibi bu konuda şunları söylüyor: "Fiyat artışlarından marketçiyi sorumlu tutamayız. Marketçi üretmiyor. Yapılan her alışveriş bakanlığın sitesine düşüyor. Bizim ürünü alış fiyatımızı ve fatura kestiğimiz fiyatı görebiliyorlar. Bizim ne kadarlık kâr marjlarıyla çalıştığımızı rahatlıkla görebilirler."
Sektör temsilcilerine göre marketlerde tanzim fiyatlarıyla satış yapmak mümkün değil. Çünkü her bir perakende mağazasının kira, personel, ambalaj, lojistik gibi ciddi giderleri var. Bir gıda perakende mağazasında personel, elektrik gibi sabit giderlerin ciro içindeki payı yüzde 22'ye kadar çıkıyor.
Meyve-sebzede yüzde 10'a ulaşan fire oranları ve yüzde 8'lik KDV ile birlikte bir marketin maliyeti yüzde 40'ı bulabiliyor. Tanzim satışta bu maliyetlerin olmadığına dikkat çeken zincir market yetkilileri, "Bizim zararına satış yapma lüksümüz yok" diyor.
HALKA AÇIK ŞİRKETLER VAR
Gıda perakendesinin önde gelen şirketleri halka açık. Haliyle bu gelişmelerin hisselerde yaratacağı etki de merak konusu. Bu konuda da farklı görüşler var. Görece düşük marja sahip olan taze meyve-sebze satışları Şok ve Migros'un satışlarının yaklaşık yüzde 6-7'sini oluşturuyor.
Bu oran BİM'de daha da az. Global Menkul Değerler Stratejisti Rıdvan Baştürk, gerek bu noktaların sayısının az olması gerekse düşük marjları nedeniyle etkinin sınırlı olmasını beklediklerini söylüyor.
Ancak önümüzdeki dönemde deterjan gibi başka temel tüketim maddelerinin de tan zim satış noktalarında satılması planlanıyor.
Satış noktalarının sayısının az olması ve söz konusu ürünlerin görece düşük marjları olması nedeniyle, bunun da perakendecilere etkisinin sınırlı kalması bekleniyor. Rıdvan Baştürk, tanzim satış noktalarının
sayısının, tüm şehirlere yayılması durumunda bile, organize perakendecilerin mağaza sayılarına göre çok düşük kalacağını söylüyor.
ZAMANLAMASI KISA MI?
Bu arada tanzim satışlarının 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere yönelik bir çalışma olduğuna ilişkin ciddi tartışmalar da var. Yani uygulama çok uzun ömürlü olmayacağa benziyor.
Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği (Tarım Kredi) Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, tanzim satışlar için 2,5 aylık bir planlamaları olduğunu açıkladı. Örtü altı üretimin yanı sıra açık alanlardaki ürünler de piyasaya girdiğinde fiyatlarda ürün bolluğundan kaynaklı bir gerileme bekleniyor.
ENVER ERKAN GCM YATIRIM EKONOMİSTİ
"İLK ÇEYREK BİLANÇOLARINA OLUMSUZ YANSIR"
"Tanzim satışlarının borsaya etkisini, gıda enflasyonuna yapabileceği etki üzerinden yorumlamak gerek. Gıda enflasyonunun yüksek olması, satılan maldan elde edilen geliri artırdığı ve gıdaya olan talep inelastik olduğu (yani insanlar fiyatı yükseldi diye gıda ürünlerini almamazlık yapamaz) için gıda perakendecilerin cirosu açısından olumludur.
Tanzim satışlarında ürünler üreticiden alındığı maliyetle tüketiciye sunulduğu için fiyatlar daha ucuz, dolayısıyla vatandaş da normal olarak ucuz olanı tercih edecek. Böyle bir ortamda gıda perakendecilerinin de fiyatlarını düşürmeleri beklenebilecek bir durumdur.
Şu anda sebze ve meyve için geçerli olan tanzim satışları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediğine göre, başta temizlik ve bakliyat ürünleri olmak üzere marketlerde satılan başka birçok ürün için de geçerli olacak. Ürün gamının genişlemesi, daha fazla çarpan etkisi demek olabilir. Bu da perakendecilerin cirolarına aşağı yönlü etki yapabilir.
Tanzim satışlarının ilk etapta 2,5 aylık bir süre için öngörüldüğünü düşünecek olursak da ilk çeyrekte cirolar üzerinde negatif etkisini görebiliriz. Dolayısıyla bu BIM (sınırlı negatif), Migros ve Şok gibi gıda perakendeciler açısından olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilebilir."
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
[email protected]
Sebze ve meyve fiyatlarındaki artışın önüne geçmek amacıyla hükümetin geçen hafta başlattığı tanzim satışları Türkiye'nin gündemine oturdu. Siyasetten ekonomiye pek çok alanda tartışmaya neden olan bu sistem aslında Türkiye için yabancı değil.
Türkiye'de 1970'li yıllarda da belediyeler tarafından tanzim satışları yapılmış, hatta bu iş zincir mağazalara dönüşmüş ama 1990'lı yıllarda hepsi özelleştirilmişti. Geçen hafta başlayan tanzim satışlar, belediyeler aracılığıyla kurulan çadırlarda ya da mobil araçlarda yapılıyor. İstanbul ve Ankara'da başlayan satışlarda domates, biber, patlıcan, salatalık, soğan ve patates gibi ürünler uygun fiyattan satılıyor.
Ancak kişi başı 3 kilogramlık bir sınır bulunuyor. Tanzim satışların başlamasıyla gözler fiyatların yükselmesine neden oldukları için eleştiri oklarını üzerine çeken perakende gıda sektörüne çevrildi.
Sektördeki zincir marketlerin ilk tepkisi tanzim satışlara dahil olmak oldu. Migros, Carrefour, Bim, Şok ve A101 gibi bazı zincir marketler bazı ürünleri tanzim noktalarındaki fiyatlardan ve o noktalardaki sınırlamalara uyarak satmaya başladı. Ancak sektör temsilcileri bu durumun sürdürülebilir olmadığını söylüyor.
RAKAMLARLA PERAKENDE SEKTÖRÜ
Fiyat artışlarından sorumlu tutulan organize gıda perakendesi, Türkiye'de kayıt dışının önüne geçilmesi açısından önemli bir sektör. Gıda Perakendecileri Derneği'nin temsil ettiği organize gıda perakende pazarının büyüklüğü 150 milyar TL'yi buluyor. Bu pazar hacmine ulusal, bölgesel, yerel market zincirleri ve gıda servis zincirleri de dahil ediliyor.
Bakkal, manav, açık pazarlar gibi oyuncuların yer aldığı geleneksel kesimle birlikte ise toplam gıda perakende pazarının büyüklüğünün 550 milyar TL'yi bulduğu tahmin ediliyor. Organize perakende bu toplamın yüzde 27 kadarını oluşturuyor.
Türkiye çapında 10 ve üzerinde şubeye sahip 150 zincir market var. Bunların 29 bine yakın şubesi bulunuyor. Belediyelerin tanzim satışları ise şimdilik 50 noktada yapılıyor. Bu sayının az olması nedeniyle ilk aşamada perakendeciler üzerindeki etkisinin sınırlı olması bekleniyor.
ÇALIŞTAY ÇAĞRISI
Ancak perakendeciler için asıl rahatsız edici nokta hedef gösterilmeleri. Zira fiyatları yükselttiği iddia edilen perakendecilere göre asıl sorun üretim planlaması yapılmaması.
Bunun devlet politikalarıyla çözülmesi gerektiğini savunan sektör temsilcileri, üretici, tedarikçi ve perakendecinin bir araya geleceği bir çalıştay yapılmasını talep ediyor.
Adını paylaşmak istemeyen bir zincir market sahibi bu konuda şunları söylüyor: "Fiyat artışlarından marketçiyi sorumlu tutamayız. Marketçi üretmiyor. Yapılan her alışveriş bakanlığın sitesine düşüyor. Bizim ürünü alış fiyatımızı ve fatura kestiğimiz fiyatı görebiliyorlar. Bizim ne kadarlık kâr marjlarıyla çalıştığımızı rahatlıkla görebilirler."
Sektör temsilcilerine göre marketlerde tanzim fiyatlarıyla satış yapmak mümkün değil. Çünkü her bir perakende mağazasının kira, personel, ambalaj, lojistik gibi ciddi giderleri var. Bir gıda perakende mağazasında personel, elektrik gibi sabit giderlerin ciro içindeki payı yüzde 22'ye kadar çıkıyor.
Meyve-sebzede yüzde 10'a ulaşan fire oranları ve yüzde 8'lik KDV ile birlikte bir marketin maliyeti yüzde 40'ı bulabiliyor. Tanzim satışta bu maliyetlerin olmadığına dikkat çeken zincir market yetkilileri, "Bizim zararına satış yapma lüksümüz yok" diyor.
HALKA AÇIK ŞİRKETLER VAR
Gıda perakendesinin önde gelen şirketleri halka açık. Haliyle bu gelişmelerin hisselerde yaratacağı etki de merak konusu. Bu konuda da farklı görüşler var. Görece düşük marja sahip olan taze meyve-sebze satışları Şok ve Migros'un satışlarının yaklaşık yüzde 6-7'sini oluşturuyor.
Bu oran BİM'de daha da az. Global Menkul Değerler Stratejisti Rıdvan Baştürk, gerek bu noktaların sayısının az olması gerekse düşük marjları nedeniyle etkinin sınırlı olmasını beklediklerini söylüyor.
Ancak önümüzdeki dönemde deterjan gibi başka temel tüketim maddelerinin de tan zim satış noktalarında satılması planlanıyor.
Satış noktalarının sayısının az olması ve söz konusu ürünlerin görece düşük marjları olması nedeniyle, bunun da perakendecilere etkisinin sınırlı kalması bekleniyor. Rıdvan Baştürk, tanzim satış noktalarının
sayısının, tüm şehirlere yayılması durumunda bile, organize perakendecilerin mağaza sayılarına göre çok düşük kalacağını söylüyor.
ZAMANLAMASI KISA MI?
Bu arada tanzim satışlarının 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlere yönelik bir çalışma olduğuna ilişkin ciddi tartışmalar da var. Yani uygulama çok uzun ömürlü olmayacağa benziyor.
Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği (Tarım Kredi) Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, tanzim satışlar için 2,5 aylık bir planlamaları olduğunu açıkladı. Örtü altı üretimin yanı sıra açık alanlardaki ürünler de piyasaya girdiğinde fiyatlarda ürün bolluğundan kaynaklı bir gerileme bekleniyor.
"İLK ÇEYREK BİLANÇOLARINA OLUMSUZ YANSIR"
"Tanzim satışlarının borsaya etkisini, gıda enflasyonuna yapabileceği etki üzerinden yorumlamak gerek. Gıda enflasyonunun yüksek olması, satılan maldan elde edilen geliri artırdığı ve gıdaya olan talep inelastik olduğu (yani insanlar fiyatı yükseldi diye gıda ürünlerini almamazlık yapamaz) için gıda perakendecilerin cirosu açısından olumludur.
Tanzim satışlarında ürünler üreticiden alındığı maliyetle tüketiciye sunulduğu için fiyatlar daha ucuz, dolayısıyla vatandaş da normal olarak ucuz olanı tercih edecek. Böyle bir ortamda gıda perakendecilerinin de fiyatlarını düşürmeleri beklenebilecek bir durumdur.
Şu anda sebze ve meyve için geçerli olan tanzim satışları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediğine göre, başta temizlik ve bakliyat ürünleri olmak üzere marketlerde satılan başka birçok ürün için de geçerli olacak. Ürün gamının genişlemesi, daha fazla çarpan etkisi demek olabilir. Bu da perakendecilerin cirolarına aşağı yönlü etki yapabilir.
Tanzim satışlarının ilk etapta 2,5 aylık bir süre için öngörüldüğünü düşünecek olursak da ilk çeyrekte cirolar üzerinde negatif etkisini görebiliriz. Dolayısıyla bu BIM (sınırlı negatif), Migros ve Şok gibi gıda perakendeciler açısından olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilebilir."