YILIN GLOBAL TÜRK PROFESYONELİ ONUR GENÇ
Yılın Global Türk Profesyoneli seçilen BBVA Grup CEO'su Onur Genç, başarısının sırrını, ekip çalışması, güven, tek noktada sorumluluk, hızlı karar alabilme ve etik değerler olarak açıklıyor. Genç, BBVA CEO'luk görevi içinse “Oldukça sürpriz bir gelişmeydi" diyor.
Yılın Global Türk Profesyoneli kategorisinde ilk sıradaki isim Onur Genç oldu. 2012 yılında Garanti Bankası'nda bireysel ve özel bankacılıktan sorumlu genel müdür yardımcılığı görevini üstlenmesiyle birlikte bankanın ortağı BBVA ile iş ilişkisi hızlanan Onur Genç, 2017'de grubun önemli pazarlarından ABD'deki bankası BBVA Compass'ın CEO'su olarak atandı. Bu pazarı iki yıl yönetti.
"Her zamanki gibi müthiş bir ekibin katkılarıyla sadece kurumun finansal sonuçlarında değil aynı zamanda dijital dönüşüm, müşteri memnuniyeti ve çalışan bağlılığının geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında da çok önemli ilerlemeler kaydettik" diyen Onur Genç, 2018'in sonlarında BBVA Grubu'nun CEO'su olarak atandı.
"Grup CEO'luğuna atanmam itiraf etmeliyim ki oldukça sürpriz bir gelişmeydi" diyen Onur Genç ile kariyer yolculuğunu, bu yolculuktaki ilkelerini, beklentilerini konuştuk.
2012 yılında Garanti Bankası'na genel müdür yardımcısı oldunuz. 2018'in sonunda bankanın ana ortağı BBVA'nın CEO'luğuna kadar yükseldiniz. Kariyerinizde hızlı ilerliyorsunuz. Bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz?
Keyifli bir yolculuk olduğunu söyleyebilirim. En gelişmiş dijital bankacılık çözümleriyle değer yaratan, dünya finans sektörünün tartışmasız lider bankalarından biri için çalışmak benim için heyecan verici. Grup CEO'luğuna atanmam itiraf etmeliyim ki oldukça sürpriz bir gelişmeydi.
BBVA, 160 yıllık geçmişiyle çok köklü geleneklere sahip, bankacılık dünyasında dijital dönüşüme liderlik eden, insan kaynağı ile fark yaratmayı kendine ilke edinmiş, müşteri odaklı bir kurum. Dünyanın 35 ülkesinde 126 bin çalışanı olan, yaklaşık 800 milyar dolarlık aktifiyle dünyanın en büyük bankalarından biri.
Türkiye'de de Garanti Bankası'nın kontrol hisselerine ve yönetim hakimiyetine sahip. Böylesine güçlü bir kurumun genel müdürlüğü görevine layık görüldüğüm için BBVA Yönetim Kurulu'na teşekkür ediyorum. Bu süreçte her manada yanımda olan, desteğini esirgemeyen aileme ise haliyle minnettarım.
Başarıya giden yolda kesinlikle vazgeçmeyeceğiniz ve başkalarına da tavsiye edeceğiniz ilkelerden bahsedebilir misiniz?
İlk olarak, ekip çalışması diyebilirim. Hayatta başarıya ulaşmak için birbirimize bağlıyız ve başarının değerinin, bu başarıya ulaşmaya katkıda bulunan kişi sayısına göre katlanarak çoğaldığına inanıyorum. Dolayısıyla ekip çalışmasını benimsemek olmazsa olmazlardan.
Kariyerim boyunca muhteşem insanlarla çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Benim için ikinci sırada da güven geliyor. İlişkilerin ve başarılı ekip çalışmasının temelini güven oluşturuyor. Bunun yolunun da açık iletişimden geçtiğini düşünüyorum. Herhangi bir karar alırken karşılıklı açıkça tartışmak, sonrasında da aynı hedef için hep birlikte tek bir güç olarak ilerlemek gerekiyor.
Üçüncü olarak, ekip çalışmasından ödün vermeden, tek noktada sorumluluk kavramına inanıyorum. Hedefi ve gidilecek yolu belirledikten sonra, işin zamanında ve beklenen kalitede tamamlanma sorumluluğunun orkestra şefi rolü üstlenen tek bir kişide toplanması gerekiyor.
Yetkilendirdiğiniz ama ayni zamanda o sorumluluğu sonuna kadar hissedecek ekip arkadaşlarınız varsa iş sonuçları zaten kendiliğinden geliyor. Dördüncü olarak, hızlı harekete geçmek ve aksiyon alabilmek çok önemli.
Grup olarak en güçlü yönlerimizden biri hızla uygulamaya geçmek ancak bir banka olduğumuz için bunu yaparken gerekli kontrollerden asla taviz vermememiz gerekiyor.
Son olarak, yaptığımız her işi güçlü etik değerlere dayandırmamız gerektiğini söylemeliyim. Herkesin farklı bir liderlik stili, iş yapış şekli var. Ama kim olduğumuzdan bağımsız, bizim bankamızda olmazsa olmazımız ödün vermediğimiz değerlerimiz.
CEO olarak yeni pozisyonunuzda bu yıl için planlarınız neler?
BBVA, şu anda finans sektörünün en çok takip edilen ve dikkat çeken kurumlarından biri. Sektörümüz teknolojinin yön verdiği önemli bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Yeni pozisyonuma atanmam ve yönetim ekibindeki son değişiklikler, dönüşüm stratejimizin sürekliliğine önemli katkı sağlayacak. İlk olarak büyümeye odaklanacağız.
Geçtiğimiz yıllarda ağırlıklı olarak müşteri tabanımızı dijitalleştirmeye yönelik çalışmalarda bulunduk. Bu çalışmalar sonucunda müşterilerimizin yüzde 50'sinden fazlası bizimle dijital kanallar aracılığıyla aktif şekilde etkileşim kuruyor. Şimdi de basit, uçtan uca tamamen dijital süreçlerle yeni müşteri kazanımına odaklanarak, müşteri portföyü ve iş büyümesine imkân sağlayacağımız bir döneme giriyoruz.
İkinci olarak, en iyi müşteri deneyimini oluşturmayı amaçlıyoruz ve bunun için sadece dijital etkileşime değil aynı zamanda insan etkileşimine de önem veriyoruz. Zira bankacılığın temelinde, özünde insan var. Biz ancak ekiplerimiz iyi olduğunda, ekiplerimiz motive olduğunda iyi bir banka olabiliriz.
Yüzyıllardır, müşteriler bize paralarını ve geleceklerini emanet ediyor. Bizim de onlara dijital kanallar üzerinden kolaylıklar sunarak, yetkin insan kaynağımız yoluyla da danışmanlık vererek, değer katmaya devam edebilmemiz için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
Son olarak da tüm bunları, küreselliğin avantajlarından faydalanarak yaptığımızdan emin olmamız gerekiyor. Küresel ölçekte müşterilerimiz için en iyi çözümleri geliştirmenin, bizi faaliyet gösterdiğimiz pazarların her birindeki yerel rakiplerimizden ayrıştıracağına inanıyoruz.
"KÜRESEL EKONOMİDE ZORLU BİR YIL OLACAK"
- 2019 kü resel ekonomi için zorlu bir yıl olacak. Küresel büyüme, küresel çapta endüstriyel yavaşlamaya neden olan korumacı dürtülerden ülkelere özgü sorunlara kadar birçok faktörün birleşimi sonucu yavaşlıyor. Birçok gelişmiş ülke merkez bankası, benzer kırılganlıkları gördüğü için son dönemlerde ardı ardına ileriye dönük oldukça ihtiyatlı büyüme tahminleri yapıyor ve genişleyici para politikalarına yönelik adımlar atacağını söylüyor.
- Üzerinde çalıştığımız tahminleri ABD'nin büyüme oranını yüzde 2,5 civarında tutması ve Avrupa'nın uzun vadeli büyüme oranı olan yüzde 1,5'in altında büyümesi ile 2019'da yüzde 3,5'e yakın küresel büyüme oranına dayanıyor. Bununla birlikte, global büyümeye yönelik trendler negatif yönlü.
- Türkiye için öncü göstergeler ve güven seviyeleri, geçen yaz yaşanan dalgalanmanın en kötü etkilerinin 2018'in son çeyreğinde absorbe edildiğini gösteriyor. Türkiye ekonomisi 2018 yılında yüzde 2,6 oranında büyüdü. 2019'da ise yüzde 1 oranında büyümesini bekliyoruz.
BBVA 2018 yılını nasıl geçirdi? 2019'da beklentiniz nedir?
Bazı olumsuz makro koşullara ve bazı pazarlarımızdaki döviz hareketlerine rağmen 2018'de çok başarılı sonuçlar aldık ve Şili'deki bankamızı satmamızın da etkisiyle yüzde 51 artışla 5,3 milyar Euro kâr elde ettik. 2019'da global büyüme yavaşlıyor, haliyle faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde de benzer bir durum söz konusu. Bununla beraber, 2018 yılında gerçekleştirdiğimiz, bir kerelik kazançlar çıkarıldıktan sonraki operasyonel kârımızı 2019 yılında tekrar etmeyi umut ediyoruz.
BBVA'da büyümede öncelikli ülkeler ve iş alanları hangileridir?
Türkiye'de kesin tahminlerde bulunmak oldukça güç. Garanti'nin 2019'un ilk aylarındaki gelişimi beklentilerimizi aştı. Türkiye'deki en iyi sermaye yapısına sahip bankayız ve güçlü faaliyet gelirimizin bizim için önemli bir rekabet avantajı oluşturduğunu söyleyebilirim.
İspanya, Euro Bölgesi'nin ötesinde büyümeyi sürdürecek ve İspanya işimizin kârlılığı iyileşmeye devam edecek. Meksika'da 2018'e benzer şekilde güçlü büyümemiz sürecek. ABD'de ilk tahminlerimize göre daha ılımlı düzeyde büyüme oranları bekliyoruz. Bu durum, kârlarda geçen yıllarda yaşadığımız kâr büyümesini aşağıya çekecektir. Güney Amerika'da Kolombiya ve Peru için beklentilerimiz yüksek.
Arjantin, hiperenflasyondan etkilenmeye devam etse de bunun 2018'e kıyasla çok daha düşük seviyelerde kalacağını düşünüyoruz. Uruguay ve Paraguay ise ülke büyümelerine paralel büyümeye devam edecektir.
Avrupa ve Türkiye için temel risk ve fırsatlar sizce neler?
Avrupa kendi içinde birçok riskle karşı karşıya… Brexit belirsizliği hala geçerli. Euro Bölgesi'ni bir bankacılık birliği ile destekleme sürecinin başlamış ancak henüz tamamlanmamış olması ve birçok ülkede reform baskısının potansiyel büyümeyi artıracak kadar güçlü olmaması gibi riskler de söz konusu.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin yapılacağı bir yılda politikanın da etkili olacağı söylenebilir. Yine de Avrupa'nın bariz güçlü yönleri var. Öncelikle güçlü bir ihracat kapısı ve küresel endüstriyel döngü ile yakından bağlantılı olması önemli avantaj. Brexit meselesi sonrasında daha da belirginleşeceği üzere, bu küresel ticaret bağlantısını korumaya da istekli.
Dijitalleşme, finans sektörünü ve diğer sektörleri nasıl etkileyecek?
Endüstri 4.0 terimiyle ifade edilen gelişmeler ekonomi temelli sektörlerin tümünü etkileyecek. Bu devrim, eğlence, ulaşım, sigortacılık, bankacılık ve bunlar gibi endüstrilerde etkisini göstermeye başladı bile.
Bankacılık sektöründe şu an karşı karşıya olduğumuz temel zorluk dijital ortamdaki müşterilerin gittikçe daha da talepkâr hale gelen beklentilerine yanıt verebilmek. Bu aslında finans sektörüne özgü bir durum da değil, tüm endüstrilerin yaşadığı ortak zorluk.
Aslına bakarsanız, dijitalleşme endüstriler arasındaki çizgileri daha da belirsiz hale getirecek ve dijital ekosistemler tüm günlük aktivitelerimize entegre olacak. Bankaların gelecekteki rolü hâlâ çok önemli, ancak iş modellerini mevcut duruma göre uyarlamaları gerekiyor.
Daha önce belirttiğim gibi, müşteriler bize paraları konusunda güveniyor ve gelecekte de onlara danışmanlık vererek değer katmayı sürdüreceğiz. 10 yıl önce başlattığımız dijital dönüşüm bu süreçte bizim için önemli bir rekabet avantajı.
Müşterilerimizin yüzde 50'sinden fazlası artık bizimle temel olarak dijital yollarla iştigal ediyor. Yaptığımız ürün satışlarının yüzde 40'tan fazlası artık dijital kanallar üzerinden oluyor. Bu avantajları kullanarak dijital kanallarımızı müşteriye değer katan ve yetkin insan kaynağımızla entegre bir şekilde çalışan bir yapıya dönüştürmek ana hedefimiz.
"BÜYÜME İKİNCİ YARIDA GELİR"
"Türkiye'de yaşadığımız ve art arda iki çeyrekte negatif büyüme ile kendisi gösteren teknik resesyon üçüncü çeyrekte alınan veriler sonrasında tahmin edilmişti ve dolayısıyla da sürpriz olarak yorumlanmamalı.
Açıklanan Yeni Ekonomik Program (YEP) çerçevesinde atılan adımların ekonominin dengelenmesine ve büyümesine yönelik yapacağı katkı çok önemli. 2019'un ilk çeyreğinde de 2018'in dördüncü çeyreğindekinden az olmak kaydıyla negatif bir yıllık büyüme görülebilir.
Ancak, atılan isabetli adımların etkisiyle yüksek frekanslı göstergelerde iyileşme görülmeye başlandı. Özellikle yılın ikinci yarısında büyüme eğiliminin öne çıkacağını düşünüyorum."
