[email protected]
Bankacılık sektörü 2021'in dokuz aylık döneminde toplam aktiflerde yüzde 15, kredi hacminde yüzde 12 büyüme yakaladı. 2021 yılının da bu seviyelerde tamamlanması bekleniyor. Yeni yılda ise yeni ekonomi modelinin etkileri izlenecek. Özellikle dijital kanallar ve sürdürülebilir projeler öne çıkacak.
26 Aralık 2021 – 08 Ocak 2022 tarihli sayıdan.
Türkiye ekonomisi çok zorlu bir süreçten geçiyor. Global tarafta pande-miyle birlikte enflasyon ve yükselen faiz baskısı, içerde özellikle son aylarda kur baskısı olmak üzere, yaşanan kırılganlıklar tüm kesimleri, sektörleri zorluyor.
Ekonominin temellerini oluşturan en önemli yapı taşlarından biri olan bankacılık sektörü ise güçlü sermaye ve sağlam likidite yapısıyla ekonomiyi destekleme adına çalışmalarını sürdürüyor. Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın da güçlü yapısını koruyor.
Sektörün sermaye yeterlilik rasyosu ekim itibarıyla solo bazda yüzde 17,3 seviyesinde ve bu oran Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) tanıdığı esneklikler çıkarıldığında dahi uluslararası standartların üzerinde.
SORUNLU KREDİLER
Sektörünün sorunlu kredi oranı 2021 yılı başındaki yüzde 4 oranına kıyasla aralık ayı itibarıyla bulunduğu yüzde 3,2 oranı ile daha aşağıda bulunuyor. Ayrıca salgın döneminde ihtiyatlı olmak adına sektör sorunlu kredilerde yaşanabilecek olası artışlara karşı da provizyon miktarını yükseltti.
Bankaların salgın döneminde ve sonrasında yeniden yapılandırmalarla müşterilerine yardımcı olması, aktif kalitesinin korunmasında önemli bir etken olarak görülüyor. Bankalar, şirketlerin ödeme kabiliyetlerini iyileştirebilmek için karşılıklı iyi niyetle kredi kanallarını açık tutmak, vade, ödeme ve teminat koşullarında esneklik sağlamak için çaba göstermeye devam ediyor.
ŞUBE VE PERSONEL AZALIYOR
Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) verilerine göre, sektörün 2021 dokuz aylık dönemde aktiflerde yüzde 15, kredi hacminde yüzde 12,5 büyüdüğü gözleniyor. Burada dikkat çekmek istediğimiz bir diğer konu ise sektörde dijitalleşmenin de etkisiyle birlikte azalma eğilimi gösteren şube ve personel sayısı.
2015 yılında 11 bin 193 olan şube sayısı, 2020 yılında 10 binin altına geriledi ve 2015 yılında 200 binin üzerinde olan personel sayısı da 185 binin altına indi. 2022 yılında ise yeni ekonomi modelinin şirketler üzerindeki etkilerine bağlı olarak 2021 büyüme verileri yakalanabilir.
Bunun yanında bankacılık sektörünün odağında dijital kanallarda büyüme olacak. Yine sürdürülebilir projeler, bankacılık sektörünün odağına daha da fazla girecek.
KREDİ BÜYÜMESİNDE YAVAŞLAMA
Azalan risk iştahının ve yüksek faiz ortamının etkisiyle 2021 sonunda 2020 yılına göre kredi büyümesinde yavaşlama bekleyen Şeker Yatırım, TL cinsinden kredilerde bireysel krediler bazlı yıllık yüzde 18 seviyesinde büyüme öngörülüyor.
Yabancı para kredilerde ise zayıf performansın devam etmesi öngörüyor. Sektörün net faiz marjında yıllık bazda 105 baz puan zayıflama beklentisinde olan Şeker Yatırım analistleri, "Marjların 2022 yılının ilk yarısına kadar çeyreksel bazda toparlanmasını bekliyoruz.
Ücret ve komisyon gelirlerinde yüzde 30 oranında artış öngürürken, beklenen zarar karşılıklarının azalmasını modelliyoruz" diyor. Kredi riski maliyetinde normalleşmenin 2022 yılında da devam etmesini bekleyen Şeker Yatırım, sektörün ortalama özkaynak kârlılığının 2021 yıl sonunda yüzde 13,8 seviyesinde gerçekleşeceği öngörüsünü paylaşıyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ÖNEMİ ARTTI
Birçok sektör için olduğu gibi bankacılık için de sürdürülebilirlik, 2022 yılı boyunca gündemimizden düşmeyecek bir konu olacak. 2021 yılında ülkede yaşanan orman yangınları ve sel felaketleri; sürdürülebilirlik konusunun aslında ne kadar hayati bir konu olduğunu; küresel ısınma ve iklim değişikliği denildiğinde bunun insana nasıl dokunabildiğini gösterdi.
Bu doğrultuda bankacılık sektörü de sürdürülebilir projelere, yeşil ekonomiye desteğini artırarak devam ettirecek. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, "Sürdürülebilirliği, kurumsal sosyal sorumluluk veya bir iş sürekliliği yaklaşımının çok ötesinde ekonomik, çevresel, sosyal ve yönetimsel konuların bütünsel bir yaklaşımla ele alındığı iş modeli olarak görüyoruz" diyor.
TEKNOLOJİ ODAKTA OLACAK
Dijital teknolojiler artık bankacılığın vazgeçilmezi. Çok yakın bir gelecekte bankacılık denildiğinde artık dijital teknolojilerden bağımsız bir hizmet düşünülemeyecek. Bu değişim furyası finansal hizmetleri müşteriler için daha erişilebilir hale getirdi.
Bankacılık sektörü teknolojinin yoğun olduğu bir dünyaya doğru giderken, finans teknolojileri alanında faaliyet gösteren yenilikçi teknolojik girişimlerle ilişkiler kurup yönetiyor. Yapay zekâ, veri bilimi ve blockchain gibi teknolojiler artık bankalar ve hatta tüm endüstriler tarafından kullanılıyor.
Hem BDDK'nın hem de TCMB'nin attığı adımlar ile önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde bankacılık sektörünün büyük bir atılım yapacağını söyleyen Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, "Bu teknolojiler sayesinde, gelecekte bankacılık müşterilerimiz günlük hayatlarına devam ederken, kullandıkları birçok online hizmet üzerinden işlemlerini gerçekleştirecek ancak bankaya gitmek veya uygulama kullanmak zorunda kalmayacaklar" diyor.
Bu geleceğe hazırlık için çalışmaya devam ettiklerini anlatan Hakan Ateş, 2021'in temmuz ayında yeni nesil iştirakleri NEOHUB'ı kurduklarını söylüyor. Denizbank, NEOHUB ile hem girişimlere destek olurken hem de iç paydaşlarla bu alanlarda çalışmalar yürütecek.
HAKAN ARAN TÜRKİYE İŞ BANKASI GM “ÜLKE EKONOMİSİNE GÜVEN TESİSİNİN ÖNEMİ ARTTI”
SEKTÖRÜMÜZ GÜÇLÜ
Ekonomi politikalarına dair güvenin tesis edilmesi yurtiçi finansal piyasaların seyri ve enflasyon açısından kritik önem taşıyor. Sektörümüz, güçlü bir mali bünyeye sahip, teknoloji kullanımında öncü rol oynuyor. Uluslararası standartlarla uyumlu ve etkin risk yönetim anlayışına sahibiz.
Faaliyet gösterdiğimiz ekosistemdeki tüm değişikliklere ve belirsizliklere rağmen güçlü yapısıyla bankacılık sektörümüz, kapsayıcı ve değer yaratan bir yaklaşımla 2022 yılında da ülkemiz ekonomisini desteklemeye devam edecek.
İSTİHDAM VE KATMA DEĞER
Ülke ekonomisinde güven tesisinin daha da önem kazandığı bir dönemde, reel sektör başta olmak üzere tüm kesimlere imkânlarımızı kullanarak finansman desteği sağlamaya devam edeceğiz.
Banka kaynaklarını özellikle istihdam ve katma değer yaratan sektörlere tahsis etmeye özen gösteriyoruz. Öncelikli olarak ihracatı, üretimi, turizmi, tarımı ve girişimcileri desteklemeyi sürdürüyoruz.
GİRİŞİMCİLİĞİ DESTEKLİYORUZ
Ekonomik ve teknolojik koşullar neyi mümkün kılıyorsa, bunları girişimcilerin kullanımına sunuyoruz. Çünkü girişimcileri destekleyerek esasında ülke ekonomisinin büyümesini destekliyoruz. Geleneksel bir alana kıyasla girişimciliğe ayrılan sermayenin büyümeye katkısı yaklaşık 10 kat daha fazla.
Biz de ülkemizin iktisadi kalkınmasında finansör olarak rol oynamanın yanında girişim hızlandırma programlarından fon sağlamaya, kadın girişimcilerden tarımda girişimciliğe kadar ekosistemin tüm kesimlerine dokunuyoruz.
HAKAN ATEŞ DENİZBANK GENEL MÜDÜRÜ “SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYI HEDEFLİYORUZ”
RİSKLERİ FIRSATA ÇEVİRİYORUZ
Kuruluşumuzdan beri topluma ve insana önem vererek, sorumlu bankacılık prensibiyle hareket ettik. Paydaşlarımızın memnuniyeti için yenilikçiliğe ve teknolojiye yatırım yaparak, sürdürülebilir büyümeyi hedefledik. Hep riskleri fırsata çevirdiğini görürsünüz.
Tüm hissedar değişikliklerimizden güçlenerek, çalışanlarımızı koruyarak, hatta yeni istihdam yaratarak ve büyüyerek çıktık. Çevresel ve sosyal açıdan şu anda oluşan riskleri de önümüzdeki dönemde fırsata çevireceğimizden şüphemiz yok. Sürdürülebilirliği bundan sonra bankamızın iş stratejilerinde kutup yıldızı olarak göreceğiz.
TARIM VE TURİZME DESTEK
Pandemi dönemini tarım sektörü açısından incelersek, diğer sektörlerin ve tüm dünyanın maruz kaldığı kısıtlamaların dışında kalan, özel bir alan.
Biz de pandemi başından itibaren şehir şubelerinde biraz daha kontrollü faaliyet sürdürürken, ülke için kritik olan gıdanın hammaddesini, hatta bizatihi kendisini üreten üreticilerimiz için tarım şubelerinin kapısını sürekli açık tuttuk.
Yine ülkemizin cari açığının kapanmasına yönelik katkısı, istihdam kapasitesi ve birçok alt sektörü beslemekte olduğu bilinciyle turizmi de stratejik sektörlerimizden biri olarak konumlandırıyoruz.
ODAKTAKİ SEKTÖRLER
Gezegenin geleceği ve doğal kaynakların korunması açısından sürdürülebilirlik kavramını iş modelimizin kalbine koymayı hedefliyoruz. Özellikle odak olarak belirlediğimiz tarım, turizm, temiz su, kadının güçlendirilmesi ve teknolojide faaliyetlerimizi yoğunlaştırarak yeni ürünler geliştireceğiz. Bu alanlarda faaliyet gösteren işletmelere desteğimizi artıracağız.