TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
Merkez bankaları, hükümetler, 2008’deki mortgage krizinde başvurdukları önlemlerin bir benzerini piyasaya sürdü. Bu önlemlerin yaşanan acı karşısında ne kadar etkili olabileceğini bir süre sonra daha net görebileceğiz.
Bizim ilgi odağımız doğal olarak Türkiye…
Temel gıda, temizlik, hijyenik ürünler üretenler, telekomünikasyon sektörü müthiş bir şekilde iş yaptı. En ağır darbeyi ise turizm ağırlıklı hizmet sektörü yedi. Kapanmanın getirdiği psikolojik travmayı atlatmak için tatil yörelerine akanların büyük bir bölümü evlerinde, yazlıklarında oturmayı tercih ediyor. Otellerin doluluk oranı düşük, restoranların da öyle...
İş dünyasının büyük oyuncuları da yeni dönemin yol haritasını oluşturmaya çalışıyor. Kimileri yeni stratejinin temel noktalarını paylaştı, kimileri henüz oluşturma aşamasında oldukları için bilgi vermemeyi tercih ediyor. Biz ise İstanbul başta olmak üzere 81 ilde yeni dönemin şifrelerini çözmeye, şirketlerini dönüştürmeye soyunan patron, hissedar, yönetici ve liderlere bilgi katkısı sağlayacak son derece önemli bir kapak haberine imza attık.
Süreç kimse için kolay değil. En büyüklerinden en küçüklerine herkes bankaların kapısında, kredilerini yeniden yapılandırma telaşında. Nedeni belli. Koşullar hızlı bir şekilde değişti. Ayakta kalabilmek için de pahalı krediler, günümüz koşullarında neredeyse yarı fiyatına yapılandırılıyor.
Bir taraftan da pandemi kaynaklı hasar tespiti yapılıyor. Doğal olarak çalışma yaşamı, tüketici eğilimleri de değişti. Bu kadar çok değişkenin olduğu denklemi çözebilmek için hummalı bir çalışma ortamı var. Sonuçta her şirket yeni dönemde hangi sektörlere yatırım yapacağına, altyapısını nasıl dijitalleştireceğine, değişimi ve dönüşümü nasıl yöneteceğine odaklanmış durumda.
Burada en temel faktörün insan kaynağı olduğunu tekrar ama tekrar anımsatmak istiyorum. İnsan kaynağı güçlü olmadan, yukarıda değindiğimiz stratejilerin, değişimin, dönüşümün ve sonucunda dijitalleşmeyi yönetebilmenin olanağı olmadığını bilmemiz gerekiyor. Sanırım, bu süreç, epeyce öğretici oldu.
Soru şu: İlk fitili kim ateşleyecek? Devrimin ateşini ilk kim yakacak? Değişim devrimini de, sevgili Bekir Ağırdır’ın Next Akademi’de ifade ettiği gibi, şirketler başlatacak. Kişisel inancım o ki, şirket patronlarının seçtiği ‘C level’ yöneticiler de, yeni dönemde enerjilerini patronu yönetmekten ziyade, şirketi yönetmeye harcayacaklar. O zaman da ortaya çıkacak verimliliğe kamu da ayak uydurmak zorunda kalacak. O zaman ne kadar güçlendiğimizi net olarak görebileceğiz...
Sağlıkla kalın…