Daha iyi bir toplum ve daha iyi bir çevre için gönüllü olarak Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) projeleri yürüten şirketler, bu alana ayırdıkları bütçeleri de artırıyorlar.
17-30 Mart 2024 tarihli sayıdan
Kadına şiddetten spora desteğe kadar gerçekleştirdikleri projelerle halktan 'tam not' alan şirketler, son dönemde deprem felaketinin yaralarını sarmaya ağırlık vermiş durumdalar.Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS), şirketlerin daha iyi bir toplum ve daha iyi bir çevre için gönüllü olarak çalışması anlamına geliyor.
Bu çerçevede şirketler; kadına şiddetten kız çocuklarının eğitimine, atıkların geri dönüştürülmesinden hayvanların korunmasına kadar farklı alanlarda pek çok proje yürütüyorlar. Bu sayede hem toplumsal sorunların çözülmesine katkıda bulunuyor, hem de piyasadaki prestijlerinin ve kendilerine duyulan güvenin artmasını sağlıyorlar.
Bu bilinçle hareket eden şirketlerin özellikle 2000'li yıllardan itibaren bu alana daha fazla eğildikleri gözleniyor. Tabii bunda, uluslararası ve büyük şirketlerin etik kaygılarla toplumun eksik kaldığı alanlara daha fazla yönelmelerinin, toplumsal beklentilerin ve ekonomik konjonktürün etkisi de büyük.
Kimi zaman kurulan vakıflar aracılığıyla, kimi zaman da konunun uzmanı olan bir sivil toplum kuruluşu ile iş birliği halinde projeler gerçekleştiren şirketlerin KSS bütçeleri de her geçen yıl artıyor. Son dönemde yapılan araştırmalar, 11 ili etkileyen 6 Şubat 2023 depreminin ardından şirketlerin, felaketin yaralarını sarmaya yönelik projelere ağrılık verdiklerini ve KSS harcamalarının yoğunluğunu deprem bölgesine kaydırdıklarını gösteriyor.
İLK ÖRNEKLERİ
Bu alanın tarihi gelişimine bakıldığında ise Turkcell tarafından yürütülen 'Kardelen'ler ilk akla gelenlerden... Proje, ailelerinin maddi yetersizliği nedeniyle öğrenimlerine devam edemeyen kız çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği sağlanması ve kızların meslek sahibi olmalarını, ufku açık bireyler haline gelmelerini amaçlıyor.
Doğan Grubu tarafından başlatılan 'Baba Beni Okula Gönder' isimli proje de en çok ses getirenler arasında hatırda kalanlardan. Proje çerçevesinde, ülke genelinde eğitim olanaklarından mahrum kaldığı tespit edilen kız çocuklarına maddi koşullarının düzelmesi için destek sağlanırken bir yandan da konuyla ilgili toplumsal farkındalığı artıracak etkinlikler gerçekleştirildi.
Sosyal sorumluluk projelerinin başarısında hedef kitlenin, ihtiyaç ve sorunların doğru belirlenmesi, mevcut durumun şeffaf olarak ortaya konulması gerekiyor. Ortaya konulan projenin toplumsal etkisi ve yarattığı değişim ise en temel başarı kriteri olarak görülüyor. Toplum üzerinde uzun vadede bıraktığı etki, projede yer alan tüm paydaşların katılımı, memnuniyeti ve sürdürülebilirliği çok önemli.
Bu noktada Opet'in 2000 yılında başlattığı ve halk tarafında en başarılı KSS projelerinden seçilen 'Temiz Tuvalet' akla geliyor. İstasyonlarında başlayan bu projede 12 milyondan fazla kişiye eğitim veren Opet, ülke genelinde bir bilinç değişikliği ve farkındalık sağlanmasına katkı sunmuş bulunuyor.
BAŞARILI PROJELER
Opet'in 'mesleğin cinsiyeti yoktur' anlayışıyla 2018 yılında başladığı kadın istihdamını artırmaya yönelik 'Kadın Gücü' projesi de bu alanda öne çıkanlardan.
Capital Dergisi'nin bu yıl 19'uncusunu gerçekleştirdiği 'Kurumsal Sosyal Sorumluluk Araştırması' sonuçlarına bakıldığında ise; Garanti BBVA'nın, Ekonomist Dergisi ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ile iş birliğinde bu yıl 17'ncisini gerçekleştirdiği 'Türkiye'nin Kadın Girişimci Yarışması'nın da halkı gözünde en başarılı bulunan KSS projelerinden olduğu görülüyor.
Araştırmada; Türkiye İş Bankası'nın '81 İlden 81 Öğrenci', Sabancı Holding'in 'Sabancı Cumhuriyet Seferberliği', Koç Holding'in 'Umut Kentler', Turkcell'in 'Gönül Bağı', Aydın Doğan Vakfı'nın 'Güçlü Kızlar Güçlü Yarınlar', Allianz Sigorta'nın 'Bir Kız Gelecek' ve Anadolu Grubu'nun 'Değerli Öğretmenim' projelerinin de halkın beğenisini kazandığı göze çarpıyor.
SPORA GÖNÜL VERENLER
Eğitim, çevre, sosyal destek, kültür-sanat, cinsiyet eşitliği, girişimcilik gibi alanların öne çıktığı KSS projelerinde geleceğimizi şekillendiren çocuk ve gençleri sporla buluşturan projelerinin sayısı da hızla artıyor. Futbol, basketbol, voleybol gibi geniş kitlelere ulaşan ana spor dallarının yanı sıra güreşten okçuluğa, kite sörften espora kadar farklı spor dallarına olan destek olan şirketler, takımların dışında bireysel sporculara da sponsor oluyor.
Finans, spora destek olan sektörlerin başında geliyor. Uzun yıllardır bu alana sponsorluk desteği veren bankaların isimlerini verdikleri kulüpleri bile var. Örneğin; VakıfBank Spor Kulübü'nü VakıfBank en uzun süredir destekliyor. Banka, bunun meyvelerini de alıyor.
Kültür, sanat, eğitim gibi pek çok alanda toplumsal gelişime katkıda bulunmayı amaçlayan Türkiye İş Bankası da spora gönül verenlerden. Öyle ki banka Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'na hazırlanan sporcuları destekleyerek daha büyük başarılar elde etmelerine katkı sunmak, onları örnek alacak çocukların hayatlarına dokunarak daha fazla gencin bu yola çıkmasını teşvik etmek amaçlarıyla Mayıs 2022 itibarıyla Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi'nin (TMOK) Resmi Destekçisi oldu. İş Bankası ayrıca, Türkiye Satranç Federasyonu (TSF) ve Kuzey Kıbrıs Satranç Federasyonu'nun (KKSF) da ana sponsoru.
Pek çok şirketin de spora desteği uzun yıllara dayanıyor. Örneğin; Eczacıbaşı Topluluğu tam 60 yıldır kadın voleybol takımına sponsorluğunu sürdürüyor. Ülker Grubu ise Türkiye Futbol Federasyonu ile 2007 yılından bu yana yürüttüğü 'Futbol Köyleri' projesi ile çocukları sporla erken yaşta tanıştırmayı ve iyi birer sporsever olmalarını hedefliyor.
KADINLARI DESTEKLİYORLAR
Şirketlerin KSS gündemlerinde kadınlara özel projeler de ilk sıralarda yer alıyor. Örneğin; L'O-real Grup, 'Bilim Kadınları İçin' programı ile tüm dünyada, bilimde cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda farkındalık yaratmaya ve bilim alanında çalışan kadınların güçlendirilmesi adına somut adımlar atıyor.
Şirket, toplamda 120 genç bilim kadınını destekleyerek tüm L'Oréal ülkeleri içinde bu programı en çok destekleyen ilk beş ülke arasında yer alıyor. Teknosa ise kadınların dijital okuryazar olmasına katkı sağlamak amacıyla yürüttüğü 'Kadın için Teknoloji' projesinin 15'inci yılını kutluyor.
DAVUT DOĞAN DOĞANLAR HOLDİNG YKB
“Gençlerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olacağız’’
‘'Ülke genelinde yetenekli ve başarılı fakat maddi olanakları sınırlı gençler ve çocuklar başta olmak üzere, tüm genç ve çocukların, kültürel, sanatsal, edebi, bilimsel, teknik ve sportif alanlardaki eğitimine, öğretimine ve tekamülüne katkıda bulunmayı hedefleyen Ayşe Doğan ve Ali Doğan Kültür ve Eğitim Vakfı'nın (ADVAK) açılışını 2023 Ekim ayında Biga'da gerçekleştirdik.
ADVAK olarak, ilk aşamada Türkiye'deki maddi olanakları sınırlı ve başarılı gençlere burs sağlamak için çalışıyoruz. Bu burslar ile gençlerin eğitimlerini tamamlamalarına ve hayallerine ulaşmalarına yardımcı olacağız.
‘'KADIN İSTİHDAMININ ALTINI ÇİZİYORUZ''
Doğanlar Mobilya Grubumuzun, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası ile imzaladığı ‘Sanayide Kadın Eli Projesi' kapsamında kadın istihdamının yeniden altını çizdik. Yine mobilya grubumuzla 44'üncü İstanbul Maratonu'nda sekiz otizmli çocuğun bir yıllık eğitim masraflarını karşılamak adına takımımızla birlikte koştuk. Doğtaş'ın ‘Misafir Pati' projesiyle başlattığı hayvan dostu yaklaşımına ek olarak ‘Pati Sigortası' projesini hayata geçirdik.
Kelebek markamızla deprem bölgesinde ailesini kaybetmiş kız öğrencilerin eğitimlerine destek olabilmek için ‘Kızlarımıza Kelebek Bursu' projesini başlattık.
Kelebek Mobilya'nın Türk Eğitim Vakfı (TEV) iş birliğiyle yürüttüğü projede, ilk aşamada 200 lise, meslek okulu ve üniversite öğrencisi olan kız çocuğu için burs sağladık. Eko İklim Zirvesi'nde sergilenmek üzere hazırlanan geri dönüştürülmüş kumaşları, Kelebek'e dönüştürmesi için İznik Üreten Kadın Girişimci İşletme Kooperatifiyle bir iş birliğimiz oldu.
Biotrend'in Bergama Çöp Gaz Elektrik Üretim Tesisi'nde ise; kadın için şiddet farkındalığı eğitimi, ağaç atıklarıyla oluşturulan hayat ağacı kütüphanesi, ‘Köy Okullarına Kitaplık' Projesi ve atık malzemelerden yapılan, geri dönüşümün önemini vurgulayan kamelya projesi yapılan kSs çalışmalarımız arasında yer alıyor.''
CEM AKAN ALARKO CARRIER GENEL MÜDÜRÜ
“Okulların havasını değiştiren proje yarattık”
‘'Alarko Carrier olarak uzun yıllardır dünyanın geleceğini gözeten, çevre dostu ve yeni kuşakların yarınlarını pozitif yönde etkileyecek teknoloji üretimini destekliyoruz. İklimlendirme alanındaki uzmanlığımızı bir iyilik projesine dönüştürdük ve 2023 yılında öğrencilerin daha temiz ve konforlu bir ortamda eğitim almasına destek olan ‘Okulların Havası Değişiyor' başlıklı sosyal sorumluluk projesi başlattık.
İlk olarak Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Çaldere ilkokulu'nda uyguladığımız proje kapsamında, bugüne kadar kömür sobasıyla ısınan okula ısı pompası, ısı geri kazanım cihazı, fancoil, hava temizleme cihazı, sirkülasyon pompası ve fotovoltaik panelden oluşan ileri teknoloji bir sistem kurduk. Her sınıfa, içerideki havayı altı kademeli filtrelerden geçirerek temizleyen hava temizleme cihazları yerleştirdik.
Böylece öğrencilerin mikroorganizmalardan arındırılmış, sağlıklı ve bulaşıcılığa izin vermeyen bir ortamda eğitim görmesi sağlandı. Sınıflardaki ısınma ve soğutma ihtiyacının ısı pompası teknolojisiyle sağlandığı okul, kendi elektriğini de kendi üretmeye başladı. Okulu kışın sıcak, yazın serin tutacağız ve kirli hava seviyesini minimum düzeye indireceğiz.
“ÇEVRE DOSTU EKOSISTEM OLUŞTURDUK”
Çaldere İlkokulu'nda çevre dostu bir ekosistem oluşturduk. Yazın ve kışın en sert yaşandığı illerimizden bir tanesi Mardin'dir. Bu yüzden Mardin'in Midyat ilçesine bağlı Çaldere köyünü tercih ettik. Burada ısıtma ve soğutmayı ısı pompası ile gerçekleştirdik. Bunların enerjisini de güneş panelleri ile sağladık. Dolayısıyla elektrik tüketimini en aza indireceğimiz bir proje yürüttük.
Bu projenin sürdürülebilirlik, çocukların konforu ve temiz hava gibi konular kapsamında atılan iyi bir adım olduğunu düşünüyoruz. Çocukların eğitiminde, kapalı ve kömürle ısınan bir sınıfta verim gittikçe düşüyor. Biz, şirket olarak bu projemiz ile verimi artırmayı hedefledik. Temiz hava kullanımı şu anda Avrupa ve dünyada oldukça yaygın, biz de bunu artırmayı amaçladık. 2023 yılında başlattığımız sosyal sorumluluk projesini, önümüzdeki yıllarda da sürdürmeyi hedefliyoruz.”
ERDEM ÇINAR RECORDATI GRUP BŞK YRD VE ORTADOĞU, AFRİKA, TÜRKİYE, ULUSLARARASI BÖLGE BAŞKANI VE TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ
“Toplumun refahına katkıda bulunmayı hedefliyoruz”
“Grup olarak sürdürülebilirlik planımızda, hastaları ve insanları önemsemeye, çevreyi korumaya, sorumlu kaynak kullanımına, etik ve dürüstlüğe öncelik veriyoruz. Bu yaklaşım ile enerji verimliliğine, sürdürülebilir kaynak kullanımına, iklim değişikliğiyle mücadeleye, çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik ileri teknolojilere ve girişimlere odaklanıyoruz.
Türkiye’de de bu yaklaşımı destekleyecek şekilde TEMA Vakfı aracılığıyla Kilis Yeniyurt Ağaçlandırma Sahası’nda 10 bin fidan bağışı ile Recordati Hatıra Ormanı’nı oluşturuyoruz. Üretim tesisimizde de güneş panelleri kurarak yıllık bazda tesisin faaliyetleri için gerekli olan enerjinin bir kısmını üretmeyi hedefliyoruz.
“DEĞER YARATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Recordati Türkiye olarak kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımızda kadınlar, çocuklar, çevre ve hastalar ile ilgili alanlar öne çıkıyor. Bu çalışmalarımız kapsamında, kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık yaratmak amacıyla KAHEV ile birlikte bir çalışma yaptık. Geçen sene, 15 Eylül Dünya Prostat Kanseri Farkındalık Günü’nde Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ve Türk Üroonkoloji Derneği’nin bir araya gelerek oluşturdukları ‘Prostat Kanserine Karşı Top Sende’ projesine koşulsuz destek olduk.
Ayrıca 2019’dan bu yana hekimlerimizin paylaştıkları farklı hikayeleri ile ‘Her şeyden önce insan’ olduklarını bizlere hatırlatan ‘DrX’ projesine koşulsuz destek oluyoruz. Geçen yıl başlayan ‘Umut Veren Oyuncaklar’ projemiz ile de hastanede tedavisi devam eden çocuklarımıza hekimlerimizin umut verici mesajlarıyla onların morallerini yükseltecek ve hayallerini canlandıracak çeşitli oyuncaklar hediye ediyoruz.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde de Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı aracılığıyla kadınların el emeği ile üretilmiş ürünleri çalışma arkadaşlarımıza hediye ettik. Grup olarak faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde geçerli olan yasa ve yönetmelikler çerçevesinde etik, kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümeye ve değer yaratmaya devam etmek istiyoruz.’’
