Koronavirüs salgını döneminde evlerine çeken milyonlarca insan, hazır yemekler yerine sağlıklı ve organik ev yemeklerine yöneldiler. Bu trendi iyi değerlendiren girişimci Sevda Köyüstü, "Medulammaxx" markasıyla evlere ilikli kemik suyu üretiyor.
Aram Ekin Duran
Ülke genelinde kargoyla, İstanbul'da ise motorlu kurye ile hizmet verdiklerini anlatan Köyüstü, "Bu dönemde evlerinden çıkamayan insanlar için servis ağımızı genişlettik. Pandemiyle birlikte, yüzde 25 oranında artış oldu" diyor.
Son yıllarda giderek yaygınlaşan ‘sağlıklı ve organik beslenme’ trendi, bu alandaki girişimlerde de patlama yarattı. Özellikle doğal ve organik besinler konusunda pek çok girişim ve ürün ortaya çıktı. Bunlardan biri de girişimci Sevda Köyüstü tarafından kurulan “Medulammaxx”. Köyüstü, yarattığı markasıyla kendi elleri ile yüzde yüz doğal ve katkısız ilikli kemik suyu üretiyor.
Sevda Köyüstü ile girişimcilik hikayesini ve gelecek planlarını konuştuk. Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Girişiminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Medullammax, tamamen kendi ihtiyacımdan doğan bir girişim esasen. Ben uzun yıllardır haftanın 7 günü düzenli spor yapan biriyim. Bir süre dışarıdan kolajen almayı denedim ama açıkçası bende istediğim sonucu vermedi. Bunun üzerine evde ilikli kemik suyu hazırlamaya başladım. İlk etapta kendim için hazırladığım ilikli kemik sularını, yakın çevremle de paylaştım.
Gelen istekler ve olumlu geri dönüşler üzerine ise Medullamax’ı kurmaya karar verdim. “Medulla” Latince de ilik, öz anlamıyla geliyor. Beraberindeki “Max” ise sağlımızın üzerinde yarattığı maksimum olumlu etkiyi ifade ediyor. Medullamax markasını hayata geçirmeden önce, en iyi tedarikçiler ile bir araya geldim. En doğru malzemeyi temin ettim. Düzenli aralıklarla kaynattığım kemik sularının testlerini yaptırdım. Hâlâ da bunu belirli aralıklar ile sürdürüyorum.
Ürün çeşitliliğini ya da satış kanalını artırmayı düşünüyor musunuz?
Bu konuda çalışmalarım var. Balık kılçığı suyu ve kuzu kemiğine yönelik çalışmalar yürütüyorum. Ama ben fabrikasyon üretim yapmak istemiyorum. Kalitesinden yüzde 100 emin olduğum ürünler hazırlamak benim hedefim.
Dana ilikli kemik suyum hâlihazırda kasaplarda, otellerde ve restoranlarda kullanılıyor ya da satılıyor. Ayrıca üst düzey beyaz yakalı yöneticilere ve sporculara adrese teslim satış yapıyorum. Ticari kaygılarla ölçeği kontrolsüz büyüte-rek, kaliteden taviz vermek istemiyorum ama talepteki büyüme gelecekte butik üretimden daha büyük ölçekli bir üretime geçişi gerektirecek gibi görünüyor. Bunun için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Yaptığım işten gurur duyuyorum.
Üretim, sipariş ve satış nasıl oluyor?
Güvenilir kaynaklardan ilikli kemikleri aldıktan sonra üretimi evde bizzat kendim yapıyorum. Üretim aşaması tamamen benim kontrolüm altında oluyor. Ürünlerimi -isteğe bağlı olarak- çeşitli boyutlardaki cam kavanozlara ya da tek kullanımlık karton bardaklara dolduruyor ve dondurulmuş olarak satışa sunuyorum. Ürünler, saklama koşullarına uygun olarak, özel kurye aracılığıyla ve güvenli bir şekilde kısa sürede adrese teslim ediliyor.
Salgın nedeniyle insanların evlere kapanması, sizin işlerinizi nasıl etkiledi?
Salgın nedeniyle hepimiz hayatımızda pek çok şeye daha dikkat eder olduk. Bunların başında bağışıklık sistemi geliyor. Uzmanların da özellikle güçlü bir bağışıklık sitemi ile hastalıklara yakalanma riskimizin daha düşük olacağını söylüyorlar. Corona nedeniyle her alanda kendine dikkat etmeye çalışan bilinçli bir insan topluluğu olmaya başladı. Yüzyıllardır kemik suyunun güçlü bağışıklık sistemine olan katkısını biliyoruz.
Salgın ile birlikte kemik suyu kullanımında da önemli bir artış oldu. Bu dönemde evlerinden çıkamayan insanlar için servis ağımızı genişlettik. Daha hızlı ve güvenilir teslimat yapabiliyoruz. Halihazırda zaten sadık bir müşteri kitlem oluşmuştu, pandemiyle birlikte, yüzde 25 oranında artış oldu diyebilirim. Medullamax ilikli kemik suyu Corona günlerinde herkesin mutfağında yemeklerinde yer aldı. Tadını alan kimse bırakamadı.
İstanbul dışına gönderiyor musunuz?
Kargoyla Türkiye'nin her yerine gönderiyorum, İstanbul içine de motorlu kurye aracılığıyla.
Marketlere giriyor musunuz?
Marketlere girmek istemiyorum çünkü fabrikasyon bir ürün yapmayı hiçbir şekilde istemiyorum. Bu çok hassas olduğum bir konu, market raflarında değil, müşterimle birebir iletişimde olmayı istiyorum. Bu iş benim için sadece bir ürün yapıp satmaktan ibaret değil, hiç olmadı. Ben bundan para da kazanıyorum, evet ama aynı zamanda kendi izlediğim sağlıklı yaşam yolunu birebir temasla paylaştığımı düşünüyorum.
Ürünümün iyi geldiği insanlardan aldığım geri dönüşlerin mutluluğu da var. Ben yaşadığım evin mutfağında ürettiğim bir ürünü satıyorum, kemiklerini, baharatını bizzat seçtiğim, saatlerce kaynattığım, tekrar tekrar kontrol ettiğim bir ürün. Marketlere girecek hacimde üretmeye kalkarsam, aynı ihtimamı gösterebilir miyim? Belki, ileride, küçük bir imalathanede... Bilmem, zor görünüyor.
Gelecekle ilgili hedefleriniz nelerdir?
Ben sürekli eğitim ve gelişime inanan biriyim. Hayatımın her safhasında kendime çok odaklandım, önceliğim hep kendim oldu ama bunu yaparken çevremdeki herkese de çok katkım oldu. Her zaman sivil toplum çalışmalarına, çocuklara ve gençlere odaklandım. Ben açıkçası insanların sonradan girişimci olduğuna inanmıyorum bence girişimci olunmaz doğulur. Bu düşünceyle ileri de muhakkak başka girişimlerim de olacaktır. Sağlıklı beslenmeyle ilgili üzerinde çalıştığım yeni projeler var, onları da olgunlaştıklarında paylaşacağım.
“İKİ GÜÇLÜ KADINI ÖRNEK ALDIM”
“Daha temiz bir çevre ve sıfır atık düşüncesiyle yola çıkan Müzeyyen Erakman ve Ayşe Tükürükçü hikâyeleriyle beni çok etkiliyorlar. Müzeyyen Hanım’ın ihtiyacı iyi analiz etmesi ve kişisel duyarlılığı, kendi projesini herkese rağmen hayata geçirmesi bence çok etkileyici.
Benzer şekilde Ayşe Hanım’ın hayatın tüm zorluklarına rağmen, yılmamış olması ve sonunda açtığı Hayata Sarıl Lokantası ile hem kendi geçimini sağlayıp hem de benzer kaderdeki insanlara kucak açması beni derinden etkiliyor.
Ayşe Hanım, şu an evsizlere, işsizlere, ücretsiz yemek dağıtıyor çünkü onların hâlinden en iyi o anlıyor. Bu iki kadın da hayatın tam da göbeğinden gelen insanlar, bence günümüzün popüler deyimiyle gerçek amazon onlar. Zorlukları maksimumda deneyimlemişler ama yılmamışlar.”
Aram Ekin Duran
[email protected]
Ülke genelinde kargoyla, İstanbul'da ise motorlu kurye ile hizmet verdiklerini anlatan Köyüstü, "Bu dönemde evlerinden çıkamayan insanlar için servis ağımızı genişlettik. Pandemiyle birlikte, yüzde 25 oranında artış oldu" diyor.
Son yıllarda giderek yaygınlaşan ‘sağlıklı ve organik beslenme’ trendi, bu alandaki girişimlerde de patlama yarattı. Özellikle doğal ve organik besinler konusunda pek çok girişim ve ürün ortaya çıktı. Bunlardan biri de girişimci Sevda Köyüstü tarafından kurulan “Medulammaxx”. Köyüstü, yarattığı markasıyla kendi elleri ile yüzde yüz doğal ve katkısız ilikli kemik suyu üretiyor.
Sevda Köyüstü ile girişimcilik hikayesini ve gelecek planlarını konuştuk. Sorularımız ve aldığımız yanıtlar şöyle:
Girişiminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Medullammax, tamamen kendi ihtiyacımdan doğan bir girişim esasen. Ben uzun yıllardır haftanın 7 günü düzenli spor yapan biriyim. Bir süre dışarıdan kolajen almayı denedim ama açıkçası bende istediğim sonucu vermedi. Bunun üzerine evde ilikli kemik suyu hazırlamaya başladım. İlk etapta kendim için hazırladığım ilikli kemik sularını, yakın çevremle de paylaştım.
Gelen istekler ve olumlu geri dönüşler üzerine ise Medullamax’ı kurmaya karar verdim. “Medulla” Latince de ilik, öz anlamıyla geliyor. Beraberindeki “Max” ise sağlımızın üzerinde yarattığı maksimum olumlu etkiyi ifade ediyor. Medullamax markasını hayata geçirmeden önce, en iyi tedarikçiler ile bir araya geldim. En doğru malzemeyi temin ettim. Düzenli aralıklarla kaynattığım kemik sularının testlerini yaptırdım. Hâlâ da bunu belirli aralıklar ile sürdürüyorum.
Ürün çeşitliliğini ya da satış kanalını artırmayı düşünüyor musunuz?
Bu konuda çalışmalarım var. Balık kılçığı suyu ve kuzu kemiğine yönelik çalışmalar yürütüyorum. Ama ben fabrikasyon üretim yapmak istemiyorum. Kalitesinden yüzde 100 emin olduğum ürünler hazırlamak benim hedefim.
Dana ilikli kemik suyum hâlihazırda kasaplarda, otellerde ve restoranlarda kullanılıyor ya da satılıyor. Ayrıca üst düzey beyaz yakalı yöneticilere ve sporculara adrese teslim satış yapıyorum. Ticari kaygılarla ölçeği kontrolsüz büyüte-rek, kaliteden taviz vermek istemiyorum ama talepteki büyüme gelecekte butik üretimden daha büyük ölçekli bir üretime geçişi gerektirecek gibi görünüyor. Bunun için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Yaptığım işten gurur duyuyorum.
Üretim, sipariş ve satış nasıl oluyor?
Güvenilir kaynaklardan ilikli kemikleri aldıktan sonra üretimi evde bizzat kendim yapıyorum. Üretim aşaması tamamen benim kontrolüm altında oluyor. Ürünlerimi -isteğe bağlı olarak- çeşitli boyutlardaki cam kavanozlara ya da tek kullanımlık karton bardaklara dolduruyor ve dondurulmuş olarak satışa sunuyorum. Ürünler, saklama koşullarına uygun olarak, özel kurye aracılığıyla ve güvenli bir şekilde kısa sürede adrese teslim ediliyor.
Salgın nedeniyle insanların evlere kapanması, sizin işlerinizi nasıl etkiledi?
Salgın nedeniyle hepimiz hayatımızda pek çok şeye daha dikkat eder olduk. Bunların başında bağışıklık sistemi geliyor. Uzmanların da özellikle güçlü bir bağışıklık sitemi ile hastalıklara yakalanma riskimizin daha düşük olacağını söylüyorlar. Corona nedeniyle her alanda kendine dikkat etmeye çalışan bilinçli bir insan topluluğu olmaya başladı. Yüzyıllardır kemik suyunun güçlü bağışıklık sistemine olan katkısını biliyoruz.
Salgın ile birlikte kemik suyu kullanımında da önemli bir artış oldu. Bu dönemde evlerinden çıkamayan insanlar için servis ağımızı genişlettik. Daha hızlı ve güvenilir teslimat yapabiliyoruz. Halihazırda zaten sadık bir müşteri kitlem oluşmuştu, pandemiyle birlikte, yüzde 25 oranında artış oldu diyebilirim. Medullamax ilikli kemik suyu Corona günlerinde herkesin mutfağında yemeklerinde yer aldı. Tadını alan kimse bırakamadı.
İstanbul dışına gönderiyor musunuz?
Kargoyla Türkiye'nin her yerine gönderiyorum, İstanbul içine de motorlu kurye aracılığıyla.
Marketlere giriyor musunuz?
Marketlere girmek istemiyorum çünkü fabrikasyon bir ürün yapmayı hiçbir şekilde istemiyorum. Bu çok hassas olduğum bir konu, market raflarında değil, müşterimle birebir iletişimde olmayı istiyorum. Bu iş benim için sadece bir ürün yapıp satmaktan ibaret değil, hiç olmadı. Ben bundan para da kazanıyorum, evet ama aynı zamanda kendi izlediğim sağlıklı yaşam yolunu birebir temasla paylaştığımı düşünüyorum.
Ürünümün iyi geldiği insanlardan aldığım geri dönüşlerin mutluluğu da var. Ben yaşadığım evin mutfağında ürettiğim bir ürünü satıyorum, kemiklerini, baharatını bizzat seçtiğim, saatlerce kaynattığım, tekrar tekrar kontrol ettiğim bir ürün. Marketlere girecek hacimde üretmeye kalkarsam, aynı ihtimamı gösterebilir miyim? Belki, ileride, küçük bir imalathanede... Bilmem, zor görünüyor.
Gelecekle ilgili hedefleriniz nelerdir?
Ben sürekli eğitim ve gelişime inanan biriyim. Hayatımın her safhasında kendime çok odaklandım, önceliğim hep kendim oldu ama bunu yaparken çevremdeki herkese de çok katkım oldu. Her zaman sivil toplum çalışmalarına, çocuklara ve gençlere odaklandım. Ben açıkçası insanların sonradan girişimci olduğuna inanmıyorum bence girişimci olunmaz doğulur. Bu düşünceyle ileri de muhakkak başka girişimlerim de olacaktır. Sağlıklı beslenmeyle ilgili üzerinde çalıştığım yeni projeler var, onları da olgunlaştıklarında paylaşacağım.
“İKİ GÜÇLÜ KADINI ÖRNEK ALDIM”
“Daha temiz bir çevre ve sıfır atık düşüncesiyle yola çıkan Müzeyyen Erakman ve Ayşe Tükürükçü hikâyeleriyle beni çok etkiliyorlar. Müzeyyen Hanım’ın ihtiyacı iyi analiz etmesi ve kişisel duyarlılığı, kendi projesini herkese rağmen hayata geçirmesi bence çok etkileyici.
Benzer şekilde Ayşe Hanım’ın hayatın tüm zorluklarına rağmen, yılmamış olması ve sonunda açtığı Hayata Sarıl Lokantası ile hem kendi geçimini sağlayıp hem de benzer kaderdeki insanlara kucak açması beni derinden etkiliyor.
Ayşe Hanım, şu an evsizlere, işsizlere, ücretsiz yemek dağıtıyor çünkü onların hâlinden en iyi o anlıyor. Bu iki kadın da hayatın tam da göbeğinden gelen insanlar, bence günümüzün popüler deyimiyle gerçek amazon onlar. Zorlukları maksimumda deneyimlemişler ama yılmamışlar.”