Türkiye, son 20 yılda sağlık alanında ciddi bir yatırım yaptı. Hükümet, sağlık şemsiyesini neredeyse bütün toplumu kapsayacak şekilde büyüttü. Şemsiye büyürken, özel hastaneler, klinikler, tanı merkezlerinin sayısı hızlı bir artış gösterdi.
TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
Hizmete girmeye başlayan 'Şehir Hastaneleri' de bu dalganın önemli bir boyutunu oluşturuyor. Doğal olarak bu yeni yatırımlar sayesinde sağlık gereçleri üreten dünya devleri için Türkiye çok cazip bir pazara dönüştü. Sonuçta, Türkiye, dünyanın en modern sağlık cihazları parkına sahip ülkelerden biri oldu.
Sağlık sektöründe bu gelişmeler olurken iki önemli alanda gerileme yaşandığını ihmal etmeyelim. Birincisi, ilaç sektöründe 2009'dan itibaren uygulanmaya başlayan fiyat politikası, yeni ilaçların Türkiye'ye geliş hızını 'kaplumbağa' hızına çevirdi. İkincisi, üniversite hastaneleri başta olmak üzere devlet bünyesindeki hastanelere yatırımlar durdu.
84 milyona hizmet veren, hızlı büyüyen sağlık sektörüne start up'ların kayıtsız kalmasını düşünmek mümkün değil. Özlem'in hazırladığı kapak haberinde okuyacağınız gibi, sağlığın farklı alanlarında hizmet vermeye soyunan start up sayısı çoğalıyor.
Araştırma şirketi Statista'nın verilerine göre, dijital sağlık ekonomisinin büyüklüğü 118 milyar dolar. Gelecek yıl bu rakamın 200 milyar doları aşması bekleniyor. Büyümede itici gücün mobil ve kablosuz sağlık teknolojileri alanında olacağı tahmin ediliyor.
Büyüme modelimizin start up'lar üzerine kurgulanması gerektiğine inandığımı bu köşede defalarca paylaştım. Sadece sağlık sektöründeki start up'ların bile ekonomideki büyümeye ciddi bir katkı sağlayacağına inanıyorum.
Sadece Türkiye'de yaşayan 84 milyonun değil, başta Ortadoğu olmak üzere yakın coğrafya ve AB'den gelen sağlık turistlerinin de ciddi bir ekonomi yarattığını biliyoruz.
Sağlık sektörü, Türkiye'nin dünyayla rekabet edebilecek en stratejik sektörlerinden biri olabilir. Var olan yatırımlara 'dijital' çözümleri de daha iyi entegre edelim ve sonuçları görelim.
Geçen hafta sizlere Ekonomist ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin şanlı bayrağını hediye ettik. Bugün (19 Mayıs Pazar) Milli Mücadele'nin başlangıcının 100'üncü yılı. Acı ve kanla bir tarih yazıldı.
Dört yıl süren bu mücadelenin sonunda dünya tarihinde ayrı bir sayfa açıldı ve 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.
Milli Mücadele'yi başlatan Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve şehitlerimizi saygıyla anıyorum… Ruhları şad olsun.
Sağlıklı bir hafta diliyorum.