Rusya-Ukrayna krizi sonrasında, Türkiye ve BM arabuluculuğunda hayata geçirilen tahıl koridorundan bugüne dek 30 milyon ton ürün geçti. Yeni dönemde Rus şirketler, buğday işleme konusunda Türkiye ile ilgileniyor. Kimi sektör temsilcileri bu yatırımların değer katacağı görüşünde birleşirken, kimi üreticiler ise endişeli.
11 - 24 Haziran 2023 tarihli sayıdan
Rusya-Ukrayna savaşının 24 Şubat 2022'de başlamasının ardından Türkiye ve Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda Rusya ve Ukrayna ile tahıl koridoru anlaşması imzalandı. Bugüne kadar tahıl koridorundan 30 milyon ton ürün geçti ve dünya piyasalarına dağıtıldı.
Şimdi ise gözler 18 Temmuz tarihinde. Zira bugüne kadar üç kez uzatılan anlaşma, tekrar uzatma olmaması durumunda 18 Temmuz 2023 tarihinde sona erecek. Tahıl koridorunun bu önemli dönemecinde konuyla ilgili son açıklama geçen hafta Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin'den geldi.
Moskova'da açıklama yapan Verşinin, 22 Temmuz 2022'de İstanbul'da yapılan ve son olarak 18 Temmuz'a uzatılan anlaşmanın tekrar uzatılması için olasılık görmediklerini, uluslararası kurum ve kuruluşlarla görüşme halinde olduklarını aktardı.
Tahıl koridorunun geleceğini Rusya'nın talebi olan gübre ve amonyak konusundaki yaklaşım belirleyecek gibi gözüküyor. Rus şirketler ise Türkiye'de önemli adımlar atıyor. Nisan 2023 istatistiklerine göre Türkiye'de yabancı sermaye olarak kurulan şirket sıralamasında Ruslar ilk sırada yer aldı.
Yalnızca nisan ayında Rusya Federasyonu ortaklı 85 şirket kurulurken, bu şirketlerin üçte biri tarım alanında faaliyet gösterecek şirketler oldu. Farklı sektörlerdeki girişimlerin yanı sıra şimdilerde Rus şirketlerin buğdayı Türkiye'de işleyecek tesislere de ilgi gösterdikleri ifade ediliyor.
“BAKANLIĞA RAPOR SUNACAĞIZ"
Sektördeki üreticilerin Rus şirketlerin buğday işleme konusundaki yaklaşımlarını endişeyle izlediklerini aktaran Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birlik Başkanı Celal Kadooğlu, bu konuda Ticaret Bakanlığı'na rapor sunmak üzere çalıştıklarını söylüyor.
Kadooğlu, "Son dönemde un sektöründe serbest bölgelerde bu işlemler yapılmaya başlandığı bilgisi geliyor ve sektör bundan rahatsız" diyor. Rus şirketlerin buğdayı işleyerek diğer ülkelere göndermesinin Türkiye'nin çıkarlarına uymadığını ifade eden Kadooğlu, "Biz serbest bölgede bu işin kalkmasını sektör kurulu olarak talep ettik ve bakanlığa da sektörün bu konudaki talepleri sunmayı planlıyoruz. Bugün küçük hacimlerde, fakat büyüdüğünde sıkıntı olabilir" diye konuşuyor.
“YATIRIM DEĞER KATAR"
Taban Gıda CEO'su Hasan Hacıhaliloğlu ise Rus sermayesinin un sektörüne olası yatırımlarından korkmamak gerektiğini söylüyor. Aldıkları tesisleri çalıştıracaklarsa bu yatırımların Türkiye'ye değer katacağını aktaran Hacıhaliloğlu, "Rus şirketler iplik, kereste, enerji gibi farklı sektörlere yatırım yapıyorlar. Tarım sektörü için de gelebilirler. Buğday çok önemli.
Tahıl koridorunu da Rusya şu an istediği gibi kontrol ediyor zaten" şeklinde konuşuyor. Rusya'nın tahıl ile gübre ve amonyak gibi ürünlerin de koridordan geçmesini istediklerini kaydeden Hacıhaliloğlu, "Bu noktada da Rusya, tahıl taşıyan gemileri mesela 57 gün kontrol etti. Bu gibi zorluklar baş göstermeye başladı. Fakat bunlara rağmen Türkiye'nin ticari güzergâh olması normal ve yatırım alması da normal. Değer katacak her yatırımı önemli buluyorum" diyor.
30 MİLYON TON ÜRÜN GEÇTİ
Temmuz 2022'de varılan ve Ukrayna ile Rusya'nın tahıl ürünlerini dünya pazarlarına taşıması için bir mekanizma oluşturulmasını öngören Tahıl Koridoru Anlaşması sayesinde milyonlarca ton Ukrayna tahılı Türk boğazlarından geçti ve piyasalara sunuldu. Tahıl koridoru anlaşması temmuz ayından itibaren üç kere, önce bir defa 120 günlük sonrasında iki defa 60'ar günlük uzatmalarla devreye girdi. Anlaşmanın sağlandığı süreçten bu yana 30,9 milyon tonluk toplam sevkiyat gerçekleşti.
Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy, "Koridor ilk devreye girdiği andan itibaren bir anlamda gıda güvenliğinde dünyanın talebinin karşılanmasında dünyanın atar damarı görevi gördü ve gıda fiyatlarında yaşanan artışın durmasında etkin rol aldı" diyor.
Tonaj bazında 3,1 milyon tonluk sevkiyatın yarısının buğday, yüzde 25'inin ise mısır olarak gerçekleştiği bilgisini veren Ulusoy, "Türkiye bu konuda dünya lideri. Rusya'nın sanayi tarafındaki yatırımlarına bakıldığında ise bu konuya şimdiye kadar ilgi göstermedikleri görülüyor. Hammadde ihracatında varlar fakat işleyip satma kısmında henüz yer almıyorlar" diye konuşuyor.
ÜRETİM ARTAR MI?
Öte yandan 6 Haziran'da gerçekleştirilen yeni kabine toplantısı ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, buğday ve arpada yeni alım fiyatlarını açıkladı. Buna göre, buğday taban fiyatı bin TL'lik prim dahil 9 bin 250 TL, arpa taban fiyatı ise 7 bin 500 TL olarak belirlendi.
Bu rakamlar daha önce Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) açıkladığı rakamların üstüne çıkmış oldu. Açıklanan fiyatların beklenin üstünde olduğunu aktaran Hasan Hacıhaliloğlu, üretimin bu yıl yeteceğini ve bu rakamı ekimin devamı için önemli bulduğu anlatıyor.
Son 10 yıllık istatistiklere bakıldığında ise Türkiye'nin buğday üretiminde istenen çıkışı yakalayamadığı görülüyor. Bu yıl üretimde 19-20 milyon ton arasında bir seviye öngörülüyor. Tarıma yapılacak yatırımların öneminin pandemi sürecinde görüldüğünü aktaran Söke Un CEO'su Başar Kılıç, "Türkiye'de buğdayın fiyatı, geçtiğimiz yıla göre üç kat yükseldi. Bu da çiftçimizin lehine ve artan buğday üretiminden de bunu görebiliyoruz. Ama burada buğday fiyatı tek parametre olmamalı. Aynı zamanda verim artışını da sağlayabilmeliyiz" diyor.
"GÜÇLÜ BİR ÜRETİM BEKLİYORUZ"
Türkiye geçen yıl 8,6 milyon tonluk ekmeklik buğday ithalatı gerçekleştirdi. İçinde bulunduğumuz yılın ilk dört ayında ise 4,5 milyon tonluk ithalat gerçekleşti. Bu İthalat tonajı önceki yılın ilk dört ayına kıyasla yüzde 62 daha fazla.
Ancak mayıs ayından itibaren ithalatın yavaşlaması bekleniyor. Eren Günhan Ulusoy bunu şu sözlerle açıklıyor: "Bunun iki sebebi var, birincisi mayıs ayı itibarıyla gümrük vergisinin yüzde 130'a yükseltilmiş olması, ikincisi de önümüzdeki sezon için Türkiye'de güçlü bir üretim bekleniyor olmasıdır.
Bu nedenle yılın kalan sekiz ayında ilk dört ayında sağlanan ithalat miktarının biraz üstünde olan bir tonajla 5 milyon civarında olması öngörülüyor. Yılı 9-9,5 milyon ton ithalatla kapatılacağı tahmin ediliyor."