TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
Bu hafta konuyu ekonomiden uzaklaştırmak istiyorum. Ruhumuzu dinlendirmenin yolu üzerine sizinle fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Bu aralar arkeolojiyle ilgili haberleri gazetelerde daha sık görmeye başladık. Beşiktaş’ta metro kazıları sırasında ortaya çıkan bulgular, Patara kazıları, Antakya’da Roma dönemine ilişkin ilk hipodrom için ortaya konan bulgular gibi...
Meslekte 30 yılı geride bırakan bir gazeteci olarak, bu haberlerden çok mutlu olduğumu paylaşmak istiyorum. Hafta başında İş Bankası Kurumsal İletişim Bölüm Müdürü Suat Sözen’in davetiyle Likya Birliği’nin başkenti olan Patara’yı, kazı başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık ve Prof. Dr. Fahri Işık ile birlikte gezdik.
Akademik yaşamlarını Likya üzerine adayan iki arkeolog bilim insanının anlattıkları, Anadolu’nun ne kadar zengin olduğunu bir kez daha gösterdi. Beni en çok etkileyen yapının Likya Birliği Meclis Binası olduğunu kaydetmem gerekiyor. Tarihçeye baktığımızda bu yapının demokrasinin beşiği olduğu görülüyor.
Prof. Dr. Havva Işık, siyaset biliminin en etkin ismi olan Montesquieu’nun, “Eğer mükemmel bir konfederasyon cumhuriyet örneği vermem gerekiyorsa Likya’yı gösteririm” sözlerine atıf yapıyor.
Anadolu’nun inanılmaz zengin bir tarihi var. Kazılar bunu gösteriyor. Patara’da Havva ve Fahri Işık’ın kendilerini adadığı gibi, Antakya’da Roma döneminin ilk ve en büyük hipodromunu ortaya çıkarmak için ter döken Prof. Dr. Hatice Pamir gibi isimleri anmam gerekiyor.
Benzer şekilde Kemer’den Silifke’ye kadar su altındaki arkeolojik eserleri ortaya çıkarmak için 2000 yılından bu yana gecesini gündüzünü katan Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz’in adını da anmadan geçemeyeceğim. Üstelik çok sınırlı kaynaklarla harika işlere imza atılıyor. Örneğin Patara kazıları için İş Bankası, TSKB ve Şişe Cam Grubu’nun toplam bütçesi yıllık 150 bin TL. Suat Sözen, “Zeugma ve Patara kazılarını destekliyoruz. Bu sayıyı artıracağız” diyor.
Patara’yı 1 milyon kişi ziyaret ediyor ama bunun 900 bini plajını kullanmak için gidiyor. Antik kentlerimizi, müzelerimizi yabancılar bizden daha çok biliyor, geziyor. Günlük ekonomik tartışmalardan bir nebze uzaklaşmak ve ruhunuzu dinlendirmek için en yakınınızdaki müze, antik kent veya tarihi buluntuları gezmeye birkaç saatinizi ayırın.
Kazı yapan ekiple tanışın, sohbet edin ve mali destek verin. Binlerce yıllık tarihle tanışmanın, yakınlaşmanın size, ruhunuza ne kadar iyi geleceğini göreceksiniz.
İyi bir hafta diliyorum...