Dünya genelinde yaşanan savaşlar, ekonomik kriz endişeleri ve buna bağlı olarak tüketicilerin satın alma eğiliminin düşmesi gibi sorunlarla karşı karşıya kalan hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe son iki yıldır kan kaybı devam ediyor. 2023’ü 2022’ye göre yüzde 9,2 ekside, 19,3 milyar dolar ihracatla kapatan sektörde daralma bu yıl da devam etti. Ocak-kasım dönemini 16,7 milyar dolarlık ihracatla yüzde 6,4 ekside tamamlayan sektör, 2024’ü ancak 18 milyar doların biraz üstünde tamamlamayı öngörüyor.
Ekonomist Dergisi 22 Aralık-4 Ocak tarihli sayıdan
Girdi maliyetlerindeki yüksek artışlara rağmen döviz kurunun yatay seyri nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan sektör, üretim maliyetlerinde dolar bazında Asya’daki rakiplerine göre yüzde 40-50, Avrupa’daki bazı ülkelere göre yüzde 15-20 daha pahalı hale gelmiş durumda. “Rekabet gücümüzü kaybettik” diyen İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, mevcut gidişata bakıldığında 2025’in ilk yarısının da zor geçeceğini vurguluyor. İyimser senaryoda 2025 ihracatının 19 milyar dolar civarında gerçekleşmesi bekleniyor.
MUSTAFA PAŞAHAN / İHKİB
İLAVE VERGİLER GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
Sektör temsilcilerine göre toparlanma için kısa vadede iki konuda adım atılmalı. Döviz kurunun girdi maliyetlerine paralel hareket etmesi öncelikle adımlardan biri. Ayrıca ham madde ithalatında uygulanan ilave vergilerin ve referans fiyatın gözden geçirilmesi gerekiyor. Paşahan, öte yandan, hazır giyim ve konfeksiyonun da aralarında bulunduğu emek yoğun sektörler için istihdam desteklerinin artırılmasının da önemli olduğunu belirtiyor. Bu olumsuz tablodan çıkış için yeni pazarlara açılmak da ihracatçıların öncelikli gündem maddeleri arasında yer alıyor. İhracatının yüzde 60’ı AB ülkelerine yapan sektör, daralan AB pazarına karşı dünyanın en büyük hazır giyim ithalatçısı olan ABD’de şansını denemeyi planlıyor. Ortadoğu, Rusya ve eski Doğu Bloku ülkelerini de yeni dönemde öne çıkacak pazarlar arasında yer alıyor.
YEŞİL DÖNÜŞÜM RAFA KALKTI
Sektördeki kan kaybı istihdama da olumsuz yansıyor. İhracattaki daralmaya paralel birçok firmanın üretimi durdurması nedeniyle, 19 ayda 147 bin istihdam kaybı oluştu. Sektörün rekabetçiliğine zarar veren koşulların değişmemesi durumunda 2025’te de istihdam kaybının devam etmesi bekleniyor.
Sektördeki olumsuz tablo yeşil dönüşüm yatırımlarını da sekteye uğratmış durumda. Son bir buçuk yıla kadar yeşil dönüşüme ciddi yatırımlar yapıldığını belirten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, “Ancak şu anda finansal zorluklar dolayısıyla mevcudiyetimizi korumaya odaklandığımız için sektördeki yatırımlar büyük ölçüde rafa kaldırıldı” diye konuşuyor.
RAMAZAN KAYA / TGSD BAŞKANI
“Tedarik avantajımız var”
“Globalde tedarik zincirinde yaşanan aksamalar aslında ülkemiz için bir avantaj sağlıyor. Özellikle Asya’dan Avrupa’ya geçişler geçmişte 30-35 günde gerçekleşirken şimdi Ortadoğu’daki savaş nedeniyle bu süre neredeyse iki katına çıktı. Biz ise Avrupa’ya 3-4 günde ürünlerimizi ulaştırabiliyoruz. Dolayısıyla bizi zorlayan tedarik değil, bu önemli avantajımıza rağmen rekabet ettiğimiz ülkelerden çok daha pahalı oluşumuz.”