Piyasalarda seçim sonrası başlayan sert hareketler sürüyor. Kur, borsa ve altında zirveler görülürken yeni ekonomi yönetiminden somut adımlar gelene kadar, belirsizliğin devam edeceği öngörülüyor. Portföyler için hisse, altın ve TL mevduat tavsiye ediliyor.
GÖZDE YENİOVA SAYLAK [email protected]
CEREN ORAL BALABAN [email protected]
Piyasalar, seçim sonrası ilk işlem haftasına sert bir dalgalanma ile başladı. İlk işlem günü dolar, Euro, borsa ve altında başlayan yükseliş, haftanın ilerleyen günlerinde yeni zirvelerin görüldüğü seviyelere ulaştı.
11 - 24 Haziran 2023 tarihli sayıdan
Dolar/ TL'de yukarı eğilim devam ediyor ve kur, 23,35-23,40 seviyelerinde hareketini sürdürüyor. Euro/TL, 25'in üzerini gördü. BİST'te yukarı hareket sürerken endeks 5.550 seviyesini geçti.
Gösterge faizde yüzde 15,00 seviyesinden yukarı hareket var. Ons altın 2.000 dolar, gram altın ise 1,500 TL seviyelerine yakın seyrediyor. Tüm bu gelişmeler yaşanırken gözler, yeni ekonomi politikalarının nasıl şekilleneceğine çevrilmiş durumda.
FAİZ ARTIŞI GELECEK Mİ?
Ortodoks ekonomi politikaları ile ekonomiyi soğutacak bir ekonomi modeline doğru giderken kademeli faiz artırımlarının gündeme gelebileceğini söyleyen Ahlatcı Yatırım Genel Müdürü Tuncay Karahan, ''Faiz artırımları, politika faizi yerine geç likidite penceresi veya yeniden alt-üst bant koridoru üzerinden gerçekleştirilebilir.
Ayrıca kur üzerindeki baskının da hafiflemesiyle devam edecek yukarı yönlü harekette özellikle ihracatçı ve turizm kesimine yönelik daha rekabetçi bir ortam oluşabilir'' diyor. Tuncay Karahan, bu süreç içerisinde bankalara uygulanan regülasyonların da kademeli şekilde kaldırılabileceğini düşünüyor.
KAYDA DEĞER SIKILAŞMA YAPILABİLİR
Piyasadaki genel beklenti, TCMB'den faiz artışı geleceği yönünde. A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal; TCMB'nin politika faizini ağustos sonuna kadar yüzde 25'e çıkarmasını bekliyor.
Atılal; bu artışa ek olarak bankalara ilişkin regülasyonlarda değişiklik ve yeniden Ortodoks politikalara dönüş beklentileri de gerçekleşirse iki yıllık gösterge tahvil faizinin yeni enflasyon beklentileri paralelinde yüzde 18-20 bandına ulaşabileceğini öngörüyor.
Dinamik Yatırım Başekono-misti Enver Erkan'a göre; Mehmet Şimşek'in Ortodoks politika söylemlerinden faiz politikasının ana araç olarak kullanılacağı ve kayda değer sıkılaşma yapılacağı anlaşılıyor. Önümüzdeki dönemin bir dönüşüm süreci olacağının altını çizen Erkan; "Faiz oranlarının yükselmesini önlemek için yapılan bankacılık düzenlemeleri geri çekilecek veya gevşetilecek.
Çünkü politika faizleri artırılacaksa çoğuna gerek kalmayacak" diyor. Kurun serbest dolaşıma bırakılacağını, artan faiz oranlarıyla talebin yavaşlayacağını ve talebe dayalı ithalatın azalacağını öngören Enver Erkan; belli bir
dönemde ekonomik yavaşlamayla cari açığın azalacağını ve pozitif reel faiz etkisiyle sermaye/portföy girişlerinin de artacağını tahmin ediyor.
Erkan; kısa vadede dönüşümün etkilerinin faiz, talep, kur, enflasyon ve büyüme değişkenlerinde görüleceğini de sözlerine ekliyor.
HİSSE İLK SIRADA
Piyasaların ateşi yükselmeye devam ederken aracı kurumlara yaz dönemi için portföylerini sorduğumuzda yüksek oranda hisse öne çıkıyor. Onu altın ve TL mevduat takip ediyor.
Uzmanlara göre, uzun vadede birikim oluşturma stratejisi ile hareket eden yatırımcılar hisse oranlarını yüksek tutabilirler. Mevcut dönemde portföylerdeki altın ve TL mevduat oranlarının da ortalama üzerinde tutulabileceği düşünülüyor. Ama bu süreçte hem içerideki hem de global gelişmeleri takip etmekte fayda var.
Hissede hem çarpanların ucuzluğunun hem de belirsizliğin kalkmasının oynaklığın da azalmasına imkan vereceğini ifade eden uzmanlar, global tarafta faiz artışı beklentilerin sonlanmaya yakın olmasının altın fiyatlarında hareketlenmenin başlamasına yardımcı olacağını söylüyor.
Faiz seviyelerinin normalleşmesinin sabit getiriyi seven yatırımcılar için iyi fırsatlar sunduğunu kaydeden uzmanlar, kurda normalleşmenin döviz tarafında global etki ile değerlendirildiğinde dövizi de portföylerde öneriyor.
BORSADA HIZLI YÜKSELİŞ
2023'ün başından bu yana bakıldığında oldukça iniş-li-çıkışlı bir görünüm sergileyen Borsa İstanbul (BİST), bu zaman zarfında en hızlı yükseliş atağına seçimin ardından önceki hafta geçti.
Seçimden önceki son işlem günü olan 26 Mayıs'ı 4.581'den kapatan endeks, seçim belirsizliğinin ortadan kalkması ile son derece güçlü bir performansa imza atarak 29 Mayıs-2 Haziran haftasını yüzde 12'ye yakın değer kazanımıyla, 5.115 seviyesinden noktaladı.
Geçen hafta yeni kabineyle birlikte yükseliş eğilimini daha ileri taşımayı başaran BİST-100, 6 Haziran'da teknik açıdan önemli olduğu belirtilen 5.200'ü çok zorlanmadan aşmasının ardından 7 Haziran'da da bir sonraki direnç olan 5.500'ü geçti.
BİST'in net bir şekilde normalleşmeyi fiyatladığını söyleyen İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yal-çınkaya Özer, ekonomide atılması beklenen Ortodoks adımlarla yeni bir hikâye yazılabileceği öngörüsünün fiyatlara dahil olduğu analizini yapıyor.
Yalçınkaya Özer, "BİST, 4.400 dibinden çok hızlı toparlanmayla kısa sürede 5.500'ün üzerine yükseldi. Muhtemelen bu hızlı yükselişin bir düzeltmesi olacak. 5.200, önemli bir destek olarak izlenebilir" diyor.
Bu seviyeden gelebilecek atakla endeksin tekrar yukarı yönlü eğilimine geçeceğini tahmin eden Seda Yalçınkaya Özer'e göre; ekonomide alınacak doğru aksiyonlar ve güçlü sözel yönlendirme BİST'i kısa vadede 6.000'e taşıyabilir. Ancak bunun için ara bir kâr realizas-yonu görülmesi de mümkün gözüküyor.
"6.000'İN AŞILMASI SÜRPRİZ OLMAZ"
Ziraat Yatırım Genel Müdürü Uğur Boğday; seçim belirsizliğin bitmesinin enflasyonist ortamda borsaya tekrar ilgi oluşturduğunu, ekonomi yönetimindeki geçmişi düşünüldüğünde Mehmet Şimşek'in gelmesinin de oldukça olumlu algılandığını belirtiyor.
Önümüzdeki dönemde halihazırda iskontolu işlem gören BİST-100'de piyasa dostu adımlar geldikçe yükselişin devam edebileceğini öngören Boğday'a göre; kurun da yukarıda denge arayışında olması endeks için olumlu. Yurtiçi yerleşiklerin getiri arayışının ve yabancı yatırımcıların olası ilgisinin de katalizör olabileceğine dikkat çeken Uğur Boğday; bu çerçevede BİST-100'ün ağustos sonunda 6.000'in üzerine çıkabileceğinin de altını çiziyor.
YABANCI YENİDEN GELİR Mİ?
Borsada son dönemde yükseliş hareketi hız kazansa da yabancı payı hala yüzde 27'lerde ve tarihi düşük seviyelerinde olmaya devam ediyor. Mehmet Şimşek'in yeniden Hazine ve Maliye Bakanı olmasıyla birlikte yabancı yatırımcıların borsada ilgisinin artması olasılığı da masada tutuluyor. Peki, bu dönüş o kadar kolay gerçekleşebilir mi?
Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş; seçimler ve kabine açıklaması sonrasında, az da olsa fırsatı değerlendirmek isteyen yabancı yatırımcıların varlığından söz edebileceğini söylese de mevcut seviyelerde çok ciddi bir yabancı alımının olmadığını kaydediyor.
Demirtaş; Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in güven verici mesajlarına piyasaların bir miktar kredi verdiğini ancak ciddi alımlar için ekonomide ve özellikle jeopolitik konularda somut gelişmelere ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.
"Bölgesel konularda 12 Haziran'daki İsveç-Nato-Türkiye Zirvesi'nde ve 11-12 Temmuz'daki NATO zirvesinde alınacak kararlar, Türkiye'nin son yıllarda batı ile bozulan ilişkilerinin düzelmesine yardımcı olabilir" diyen Cemal Demirtaş; bu gelişmelerin ekonomiye de olumlu yansımalarının görülebileceği kanaatinde.
Demirtaş; yabancı yatırımcıların dönüşü karşısındaki riskleri ise hem ekonomide hem de bölgesel konularda tansiyon yaratıcı gelişmeler olarak sıralıyor.
HETERODOKS POLİTİKALARDAN DÖNÜŞ SİNYALİ
Borsanın 2022'de en çok kazandıran yatırım araçları içinde ilk sıralarda yer almasında düşük faiz politikası oldukça etkili olmuştu. 2023'ün ilk aylarında da bu trend devam etti. Ancak her ne kadar politika faizi yüzde 8,5'a çekilmiş olsa da hem piyasa hem de mevduat faizlerinde her geçen gün artan bir ivmelenme söz konusu.
Özellikle TL mevduatta miktara göre yüzde 40'lara yaklaşan faizler, aynı zamanda TL mevduatı borsaya alternatif yatırım aracı haline de getirdi. TL'nin de dolar karşısındaki değer kaybının artarak devam ettiği mevcut süreçte, yeni ekonomi yönetimiyle birlikte TCM-B'nin politika değişikliğine giderek faiz artışı yapıp yapmayacağı merak konusu haline geldi.
Mehmet Şimşek; Türkiye'nin rasyonel bir zemine dönme dışında seçeneği kalmadığını, kurala dayalı ve öngörülebilir Türkiye ekonomisinin özlenen refaha ulaşmada anahtar olacağını söyledi.
Gedik Yatırım Başekonomisti Serkan Gönençler; Şimşek'in bu açıklamaların, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizler konusundaki hassasiyeti dikkate alındığında, konvansiyonel ekonomi politikalarına tam dönüş olmasa bile heterodoks politika setinden kademeli dönüş sinyali içerdiğini düşünüyor.
Gönençler'e göre; iç talepteki (ithalat) güçlenme ve döviz rezervlerindeki hızlı düşüş dikkate alındığında, ekonomi politikalarının öncelikli hedefi, iç talebi ve döviz talebini sınırlamak üzerine yoğunlaşabilir.
DOLAR/TL YENİ ZİRVESİNDE
Dolar karşısında TL'nin kaybı artarken yeni zirve seviyeleri görüldü. 23,35 seviyesinin üzerinde hareket eden dolar/TL'de beklentiler yukarı yönlü. Beklentilerini sorduğumuz uzmanlar, yaz döneminde dolar/TL'de 22.0026.00 seviyelerinde geniş bir bant aralığı öngörüyor.
Bu süreçte TCMB'nin faiz artışına gidip gitmeyeceği takip edilen gelişmeler arasında ilk sırada yer alıyor. Bir süredir baskılanan kurun şu an kademeli olarak yükselmesine izin verildiği ancak bir süre sonra normalleşmenin oluşabileceğine dikkat çekiliyor.
GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz, bir süredir baskılanan dolar/TL'nin yeni dönemde kısa vadede yükselişine devam edebileceğini ancak sert yükselişlerden ziyade kademeli bir şekilde normalleşme sürecinin etkisini sürdüreceğini sonrasında orta ve uzun vadede ise düşmeye başlayacağını söylüyor.
Alper Nergiz, ''Bu açıdan 24,00'e yakınsayacak bir fiyatlama davranışı yeni dönemde gündemimizi meşgul edebilir' diyor.
A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal ise KKM ve Menkul Kıymet Zorunluluğu başta olmak üzere baskı altında kalan kurun seçimin ardından değer kaybına izin verildiğini gördüğümüzü söylüyor.
Bu durumun piyasada oluşan bankalararası ile Kapalıçarşı kur makasının kapanmasına ve daha stabil hale gelmesine imkan verdiğini ve belirsizliği de ortadan kaldırdığını kaydeden Atılal; "TCMB'den gelecek olası faiz artışı ve yapılması olası düzenlemelerle kurun ağustos ayı sonunda 24-26 aralığında oluşmasını bekliyoruz" diyor.
Integral Yatırım'dan Seda Yalçınkaya Özer ise para politikasında alınacak kararlarla kurun dengelenmesinin hedeflendiğini dolayısıyla ilk olarak 22 Haziran PPK kararlarının kurun seyrinde önemli olacağını belirtiyor. Özer, ''Her hâlükârda TL'nin değer kaybetmesini bekliyoruz'' diyor.
GRAM ALTINDAKİ RALLİ SÜRECEK Mİ?
Dolardaki hızlı artış, gram altında da yükselişi beraberinde getiriyor. Mayıs ayını 1,313 TL'den kapatan gram altın, 6 Haziran'da 1,362 TL'ye yükselirken 7 Haziran'da, gün içi hareketlerde yüzde 7'nin üzerinde artışla 1,470 TL'yi test etti. Bu arada ons altının da son dönemde psikolojik 2.000 dolar seviyesinin altında realize olduğu izleniyor.
GCM Yatırım Genel Müdürü Alper Nergiz; FED önderliğindeki faiz artış temposuna gelecek dönemde son verilebilecek olma olasılığının güçlenmesinin kıymetli madendeki düşüşlerin sınırlanmasını sağladığı görüşünde. Nergiz; ons altında şu anki realizenin kısa fp vadeli sınırlı kalma beklentisi ile dolar/TL'deki yükselişin gram altının yeni rekorları görmesine olanak tanıdığına da değiniyor.
Alper Nergiz; "Ons altının yeni dönemde düşüşlerini sınırlandırarak 2.000 dolar seviyelerinde seyretmesi ve dolar/ TL'nin kademeli yükselişlerle 24,00 seviyesine yükselebileceği beklentisiyle gram altın pozitif rallisini 1,500 TL seviyelerinde tutmak isteyebilir" diyor.
Dolar/TL'deki yükselişe bağlı olarak gram altında da önemli yükselişler izleneceğini tahmin eden İntegral Yatırım'dan Seda Yalçınkaya Özer; "Şu an FED kararını bekleyen ons altında da 1.990 doların üzerinde olabilecek bir tutunma gram altının hızını daha da artırabilir" diyor. Ana yönün yukarı olduğu, geri çekilmelerin ise alım fırsatı yaratabileceği kanaatindeki Yalçınkaya Özer; ağustos ayı sonunda gram altının 1,600-1,700 TL bandına yükselebileceğini de sözlerine ekliyor.
DR. NURİ SEVGEN / YATIRIM FİNANSMAN DİREKTÖRÜ "KURDAKİ KONTROLLÜ YÜKSELİŞ, TCMB POLİTİKA FAİZİYLE DESTEKLENMELİ"
FİYAT ARTIŞLARI TETİKLENEBİLİR
Belirsizliğin bitmesini ve kabine değişikliğini piyasalar pozitif algılamış olsa da temel makro veriler endişe yaratmaya devam ediyor. Hazine ödemeleri, kurdaki yükseliş (özellikle KKM), dış ticaret açığı gibi ülke ekonomisi açısından önem arz eden verilerin denge bulmaya çalışması zaman alacak. Bu durum da mal ve hizmet fiyatlarındaki artışı tetiklemeye devam edebilir.
Hisse senedi piyasaları ise belli bir noktadan sonra ekonomi politikalarının gözden geçirilmesi amacıyla 'bekle-gör' politikası izleyebilir.
OLASI HAMLELER
Mehmet Şimşek neo-klasik modelin yeniden uygulanması gerektiğine dair açıklamalarda bulundu. Şimşek'in görev başlangıcındaki olası hamleleri; KKM'nin kademeli şekilde sonlandırılması, 15 bin doları aştığı için 180 gün içinde yurda getirilerek İhracat Bedeli Kabul Belgesi'ne bağlanan ihracat bedellerinin yüzde 40'ının satılması zorunluğunun kaldırılması ya da yumuşatılması olabilir. Piyasaya güven verme açısından TCMB politika faizinde sert olmasa da bir miktar artış gerçekleştirilmesi de olası.
HANGİ ADIMLAR ATILMALI?
KKM uygulamasında, vadesi gelen yatırımcıların sisteme yeniden dahil edilmeyerek uygulamanın yumuşak bir şekilde sonlandırılması ve dolar/TL'nin ani şekilde serbest bırakılmayıp kontrollü şekilde yükselişine izin verilmesi gerek. Kurdaki bu kontrol, TCMB politika faiziyle desteklenmeli.
Atılması gereken en önemli adım ise katma değer yaratacak ürünlerin imalatında devlet teşviklerinin artırılmasıyla TCMB yabancı para varlığının yeniden eski seviyelerine çıkarılması olmalı.