Koronavirüs salgınının en çok etkilediği sektörlerin başında perakende geliyor. Son yıllarda Çinli müşteri sayısı artan AVM'ler kriz uzarsa alternatif pazarlara yönelecek. Diğer taraftan Türkiye tekstilde Çin'e alternatif bir tedarikçi olarak öne çıkabilir.
AYŞEGÜL SAKARYA PEHLİVAN
[email protected]
Çin’de başlayan ve tüm dünyaya yayılmaya başlayan koronavirüs salgınının ekonomideki bilançosu ortaya çıkmaya başladı. Koronavirüsün yol açacağı ekonomik duraksamanın Çin’in büyümesinde yaklaşık 1 puanlık düşüşe neden olacağı tahmin ediliyor.
Bu durumun küresel büyümeye daha kısıtlı da olsa yavaşlama olarak yansıması öngörülüyor. Otomotiv, taşımacılık ve turizmle birlikte perakende, bu krizden en çok etkilenecek sektörler arasında gösteriliyor.
Global sorunların yanı sıra bu salgının Türkiye’de perakende sektörü özelinde de birtakım etkileri olacak. Son iki yıldır Türkiye’ye gelen Çinli turist sayısında ciddi bir artış var. Bu da hem AVM hem de perakendeciler için adeta bir can simidi oldu.
2020 yılında Çinli turistlerin sayısının yüzde 50 artması bekleniyordu. Şimdi ise 2020 yılında Türkiye'ye gelen Çinli turist sayısının yüzde 50 azalmasından endişe ediliyor.
Bu durumun perakende sektörünü de olumsuz etkilemesi bekleniyor.Yaşanan bu kaybı telafi etmek isteyen AVM'ler ise alternatif ülkelere yönelecek gibi görünüyor.
GÖZLER DOĞU AVRUPA'YA DÖNDÜ
İsfanbul AVM Yönetim Direktörü Kemal Baştürk, Çin özelinde Uzakdoğu kaynaklı turizm hedeflerinde güncelleme yapılmasının kaçınılmaz olacağını söylüyor. Baştürk, "Uzakdoğu pazarı ülkemiz için hedef pazar halinde. Ancak toplam içinde aldığı pay halen çok sınırlı olduğundan AVM sektörüne olumsuz bir etki şu aşamada beklemiyoruz" diye konuşuyor.
Özellikle Doğu Avrupa ülkelerinin Çin'e alternatif olarak öne çıkması mümkün. Kemal Baştürk, son birkaç yıldır bu ülkelerden gelen turist sayısında artış olduğuna dikkat çekiyor. Baştürk, İstanbul'un jeostratejik konumu sayesinde bir bölgedeki olumsuzluğun başka bölgelerle çok hızlı bir şekilde telafi edilebileceğini belirtiyor.
TÜRKİYE TEKSTİLDE ALTERNATİF OLABİLİR
Koronavirüsün üretim tarafında da Türkiye'ye bazı etkileri olacak. Çin'de üretimi durdurma uygulamalarının önümüzdeki haftalarda devam etmesi halinde, Çin'den ithalat yapan perakendecilerin teslimatlarında gecikme yaşaması kaçınılmaz.
KPMG Türkiye Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri in'de başlayan ve tüm dünyaya yayılmaya başlayan koronavirüs salgınının ekonomideki bilançosu ortaya çıkmaya başladı. Koronavirüsün yol açacağı ekonomik duraksamanın Çin'in büyümesinde yaklaşık 1 puanlık düşüşe neden olacağı tahmin ediliyor.
Bu durumun küresel büyümeye daha kısıtlı da olsa yavaşlama olarak yansıması öngörülüyor. Otomotiv, taşımacılık ve turizmle birlikte perakende, bu krizden en çok etkilenecek sektörler arasında gösteriliyor.
Global sorunların yanı sıra bu salgının Türkiye'de perakende sektörü özelinde de birtakım etkileri olacak. Son iki yıldır Türkiye'ye gelen Çinli turist sayısında ciddi bir artış var.
Bu da hem AVM hem de perakendeciler için Emrah Akın, Çin'de üretimi olan perakendecilerin alternatif üretim pazarı arayışının son dönemde tartışılan konular arasında olduğunu söylüyor.
Akın, "Özellikle tekstil ve hazır giyim için Vietnam ve Bangladeş gibi Güneydoğu Asya ülkelerinin yanı sıra Türkiye'nin de alternatif tedarikçi olarak düşünüldüğünü hatırlatalım. Bu durum da alternatif pazarlarda sipariş artışını beraberinde getirebilir" diyor.
Haliyle bu gelişmeler tekstilde önemli bir üretici olan Türkiye için bir fırsat olabilir. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin, aynı zamanda dünyanın en büyük tekstil ve hammaddeleri ihracatçısı. 2018 yılında 342 milyar dolar olan dünya tekstil ve hammaddeleri ihracatının üçte birini Çin tek başına gerçekleştiriyor.
Bu alanda dünyanın en büyük altıncı tedarikçisi olan Türkiye ise Avrupa Birliği'nin Çin'den sonra en büyük tekstil ve hammaddeleri tedarikçisi konumunda. Salgın krizinin uzaması durumunda üretimin Türkiye'ye kaydırılması gündeme gelebilir.
Tekstil sektörünün yüzde 80 kapasiteyle çalıştığını söyleyen Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, sektörün yeni döneme hazırlıklı olmak için yatırımların artması gerektiğini vurguluyor.
Yeni yatırımların sektöre bir ivme kazandırabileceğini belirten Orakçıoğlu, "Giresun'daki ek fabrika yatırımımız buna bir örnek. Özellikle Uzakdoğu ile ABD arasındaki ticaret savaşlarının ve Brexit'in farklı yansımaları olacak. Oyuna hazır olursak bu süreci lehimize çevirebiliriz" diyor.
YERLİ ALIM ARTACAK
Çin'de bazı yerlerde üretimin durması ve tüketicinin Çin'den gelen mal ve hizmetlere şüphe ile yaklaşması da iç pazarda dengeleri değiştiriyor.
Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, "Özellikle Çin'e bağımlı üretime hem şirketlerin hem de son tüketicinin soru işaretiyle bakıyor olması ve bu etkinin büyüme eğilimi gösterme ihtimali ucuz üretimi elinde bulunduran Çin ve tüm tedarikçi ülkeler için gündemi değiştirebilir" diyor.
Bu süreçte üretimi Türkiye'de olan şirketler kendini avantajlı olarak görüyor. Son dört yıl içerisinde Penti'de yerli üretimin payı yüzde 40'tan yüzde 91'e ulaştı. Kariyo, 2020 yılı sonuna kadar yerli üretim oranını yüzde 95'e çıkarmayı hedeflediklerini söylüyor.
Derimod Başkan Yardımcısı Murat Zaim de son dönemde perakendecilerin iç pazardan alım yapmaya odaklandığına dikkat çekiyor. Zaim, Çin'den yapılan ithalatın geçmiş yıllara göre azalması nedeniyle sektörün çok etkilenmeyeceğini düşünüyor.
Murat Zaim, "Gelişmeleri yakından takip etmekle beraber etkinin çok büyük olmasını beklemediğimiz için şu anda yıl sonu hedeflerimizde herhangi bir değişiklik düşünmüyoruz. Sektörümüz olası olumsuz etkileri hızlıca kompanse edebilecek reflekslere sahip. Olası iptaller veya gecikmelere karşı iç piyasa tedarikçilerimizden muadil ürünlerle bir alternatif üretilebilir" diyor.
TARKAN ANDER JLL TÜRKİYE EŞ CEO
“MALİYETLER ARTABİLİR”
“Şanghay, Guangdong ve Zhenjiang gibi büyük kentlerdeki fabrikaların bir süre kapalı kalacağından bahsediliyor.
Salgın yayılmaya devam ederse ve fabrikalar kapalı kalırsa, bu Çin’de üretim yapan firmaları ürün anlamında etkileyebilir. Üretimi kaydırmaları da maliyetleri arttırır.
Ümidimiz bu konunun daha fazla büyümeden çözülmesi ve virüsün yayılmasını engelleyen aşının bir an önce bulunması. Fakat biz genel olarak bu sürecin geçeceğine ve Çin’in bu zorlu dönemi de atlatacağına inanıyoruz.
Aynı zamanda, ülkemizin Çinli turistler tarafından fazlaca tercih edilen bir destinasyon olması ve Çin menşeili ürünlerin satın alınması konusunda bir parça etkileneceğimizi, fakat bu durumun da kısa zamanda toparlanıp düzeleceğini düşünüyoruz.”
AHMET ÖKSÜZ İTHİB YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“TÜRKİYE’YE TALEP ARTABİLİR”
“Tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak dünyanın en büyük altıncı tedarikçisiyiz.
Çin değer bazında Türkiye’nin üzerinde ihracat gerçekleştiriyor olsa da biz zengin çeşitliliğe sahip ürünler ihraç ediyoruz.
Bununla birlikte Türkiye, Avrupa Birliği’nin Çin’den sonra en büyük tekstil ve hammaddeleri tedarikçisidir. Çin’in AB’ye tekstil ve hammaddeleri ihracatı yaklaşık 14 milyar dolar seviyelerinde.
Dolayısıyla, virüs salgını sürecinin uzaması durumunda özellikle Çin ile rekabet içerisinde olduğumuz pazarlarda Türkiye’ye yönelik bir talep artışıyla karşılaşma olasılığımız bulunuyor.”
HADİ KARASU TGSD BAŞKANI
“YATIRIM İŞTAHIMIZ VAR”
“Birçok markanın son günlerde Türkiye’deki üreticilerle iletişime geçerek fiyat araştırması yaptıklarını biliyoruz.
Yıllık 170 milyar doların üzerinde hazır giyim ihracatı bulunan Çin’den yüzde 1’lik sipariş kayması 1,7 milyar dolara denk geliyor.
Bu siparişlerin en azından bir bölümünün koronavirüs tehdidi bitene kadar Türkiye’ye dönme olasılığı var. Ancak hazır giyim firmalarımız yüzde 85 kapasite ile çalışıyor ve halen mevcut siparişlerin bile yüzde 20’sini geri çevirmek durumunda kalıyoruz.
Firmalarımızın yatırım iştahı var ve Anadolu’da yeni üretim üsleri arıyoruz. Bu süreçte kamu otoritesinin desteğini daha fazla yanımızda görmek istiyoruz.”