Piyasalar yaz mevsimine giriyor. Yaz ayları piyasalar açısından genelde daha sakin geçer. Gelişen piyasalara para girişinden en olumlu etkilenen piyasalardan biri olan Türkiye'de ise borsa, 100.000'i zorluyor.
TALİP YILMAZ GÖZDE YENİOVA
[email protected] [email protected]
Dolar/TL 3,50 desteğine doğru gerilemeye devam ediyor. Bankalar arasında yoğun bir mevduat rekabeti var ve faizler yüzde 15'e ulaştı. Böyle bir ortamda yaz aylarına girerken finans sektörünün CEO'larından portföy önerilerini aldık.
Yatırım araçlarındaki beklentilerini sorduk. Uzmanlar, yaz dönemine girerken hisse ve TL mevduat ağırlıklı bir portföy öneriyor. Defansif amaçlı olarak da döviz ve altının portföylerde olması tavsiye ediliyor.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
16 Nisan referandumunun ardından, piyasalar olumlu seyir izlemeye devam ediyor. Küresel konjonktür ve yurtiçinde açıklanan veriler, piyasalardaki yükselişin devam etmesi için uygun bir ortam yaratıyor.
İş Yatınm’ın analizine göre mayıs ayında 20 milyar dolar ile gelişmekte olan piyasalara para girişi arka arkaya altıncı ay devam etti. Hisse senedine 0,4 milyar dolar, tahvil piyasasına 0,5 milyar dolar ile Türkiye piyasaları, gelişmekte olan piyasalara para girişinin yaklaşık yüzde 4,5’ini alıyor.
Büyümenin güçlü olması ve faiz farkları gelişmekte olan piyasalara para girişinin devam edeceğine işaret ediyor. Petrol fiyatlarındaki gerileme, Türkiye’yi gelişmekte olan ülkelere göre daha olumlu ayrıştırıyor.
Mayısta yüzde 3 yükselen borsa-nın yıl başından bu yana getirisi yüzde 25’e ulaştı. Üç aylık bilançoların başta bankalar olmak üzere iyi gelmesi, KGF garantisiyle reel sektöre aktarılan 180 milyar TL kredinin ekonomik büyümeye yüzde 1-1,5 olumlu etki yapacağı tahminleri, vergi indirimleri ile beyaz eşya, otomotiv şirketlerindeki olumlu beklentiler gibi faktörlerle endeksin 100.000 psikolojik direncinin kırıp kıramayacağı konuşuluyor.
Dolar kuru gelinen seviyelerde 3,50’nin altının yaz aylarında görülebileceği yönünde yorumlar olduğunu görüyoruz. KGF kredisi kullanımının maliyeti ise yeni mevduat toplamak zorunda kalan ve mevduat yarışına giren bankaların mevduat faizlerini yüzde 15’e kadar yükseltmesi oldu.
HİSSE VE MEVDUAT ÖNDE
İşte böyle bir ortamda piyasa beklentilerini araştırdık. Piyasa uzmanlarına yatırım araçlarındaki beklentileri ve portföyün nasıl şekillendirilmesi gerektiğini sorduk. Yaz döneminin portföy önerilerini aldık.
Öncelikle nasıl bir portföy olması gerektiği sorusuna verilen yanıtları analiz ettik. Çalışmamıza katılan 11 fi-nans şirketinin CEO’sundan aldığımız yanıtlara bakıldığında, borsa ve TL mevduat en çok önerilen yatırım olmayı sürdürüyor. Dolar ağırlıklı döviz sepeti ve altın da koruma amaçlı olarak portföylerde yer buluyor.
Hisse senedi, 11 katılımcının da portföyünde yer alıyor. Verilen ortalama oran ise yüzde 25,5 seviyesinde. Konuştuğumuz uzmanlar, endeksin TL bazında zirve seviyelerine geldiğini söylüyor. Ancak üç aylık bilanço sonuçları, gelişen piyasalara para girişi gibi faktörlerle birlikte yapılan yeniden değerlemelerle birlikte 12 aylık endeks hedef değerini
107.000 ve 110.000 gibi seviyelere çıkaran kurumların olduğunu da görüyoruz. Hisse senedi önerisi yapanlar, endeksin hala gelişmekte olan ülke borsalarına göre iskontosunun sürdüğü vurgusunu da yapıyor.
HALA İSKONTOLU
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Borsada hisse senetleri temel değerleme kıstası olan Fiyat/Kazanç oranına göre hala ucuz gözüküyor. Borsa İstanbul’un ortalama F/K oranı 9 iken aynı oran benzer ülke borsalarında 12’de bulunuyor ki bu da Türk hisse senetlerinin göreceli olarak yüzde 30 ucuz olduğunu gösteriyor” diyor.
Mali tabloları olumlu seyrini koruyan ve geleceğe yönelik beklentileri devam eden şirketlerde hisse bazlı hareketlerin devam edebileceği uzmanlarca ifade ediliyor. Endeksin ulaştığı seviyeler itibarıyla kısa vadeli düzeltmeler olabileceği yorumunu yapan Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, portföylerde yaz ayları başlangıcında seçici olmak kaydıyla yüzde 20 hisse öneriyor.
Ayışık, “Endeks bazında sert bir düzeltme yaşanacak olursa bu oranın yıl sonu ve gelecek yıl beklentileri için kademeli bir şekilde yüzde 40-50 aralığına kadar artırılabileceğini düşünüyoruz” diyor.
MEVDUATA YÜKSEKİLGİ
Hisse senedinin yanında son dönemde en çok dikkat çeken yatırım aracı TL mevduat olmaya devam ediyor. Bankaların bu yıl başından itibaren KGF kredileriyle birlikte yoğun bir tempoya girdikleri görülüyor. Kredi/mevduat oranı ise yüzde 147 ile rekor seviyelere çıkmış durumda. Bu durumda da TL mevduat yarışı hızlanınca mevduatta faiz oranının yüzde 15’lere kadar çıkabildiği uzmanlarca ifade ediliyor. Bu iyi getiri ile birlikte mevduat, portföyde yüzde 24,1 oranında bulunuyor. Özel sektör tahvili ve tahvil-bono ise bu dönemde portföylerde daha sınırı yer buluyor.
DÖVİZ OLMALI
Dövizde yatırımcıların merceğindeki bir diğer yatırım aracı. Hala ağırlıklı olarak dolar önerisi devam ediyor. Ancak Euro/dolar paritesindeki yukarı yönlü eğilim dikkate alındığında uzmanların portföylere Euro koyma eğiliminde olduğu da gözleniyor. Metin Ayışık, kurlarda son haftalarda yaşanan düzeltmenin devam etme ihtimali bulunsa da bu düşüşün kademeli bir şekilde yeni alım fırsatları oluşturabileceği yorumunu yapıyor.
TL varlıklarının geçmişe nazaran daha primli hale gelmesine dikkat çeken TCMB sıkı para politikaları nedeniyle TL ürünleri değer kazanımını sürdürebilir. Bunun yanında Destek Menkul Genel Müdürü Tuna Yılmaz, FED’in faiz artırım sürecinde olmasından kaynaklı olarak doların küresel anlamda değer kazanımının süreceğini söylüyor. Uzmalar, yaz döneminde 3,50’nin altına sarkmalar olabileceğini bu seviyelerin de alım fırsatı yaratacağım düşünüyor.
ALTIN KORUNMA ARACI
Portföylerde en çok önerilen dördüncü yatırım aracı altın. Geçen hafta dergimizde altın konusunu detaylıca analiz etmiştik. Altınla ilgili şunu söyleyebiliriz; global riskler, FED’in faiz artırım hamleleri gibi faktörlerle birlikte uzmanlar, güvenli liman algısı, risklerin hedge edilmesi gibi nedenlerle portföylerde altın olmasını öneriyor.
Portföyde yüzde 30 oranında altın önerisinde bulunan Ahlata Yatırım Genel Müdürü Tuncay Karahan “Önümüzdeki günlerde özellikle yurtdışın-da yaşanabilecek siyasi ve jeopolitik riskleri göz önüne aldığımızda, portföylerde piyasalarda güvenli liman olma özelliği ile ön plana çıkan ons altın ve dövize yer verilmesi öngörümüzü koruyoruz” diyor.
BORSADA 100.000 KIRILABİLİR
Yatırım araçları ile ilgili beklentilere tekrar dönecek olursak, borsa tarafında uzmanlar aşağı hareketlerde bu yıl sonu için en düşük 85.000-90.000 bandına işaret ediyor. Yukarıda ise ankete katılan 12 uzmanın beş tanesi 100.000 üzeri seviyeleri hedef olarak gösteriyor. Aşağı çekilmelerde portföylerde hisse oranı artırılabilir. Çünkü değerleme olarak borsanın hala iskonto-lu olduğu vurgusu yapılıyor.
Kapital FX Genel Müdürü Gökalp İçer, Türk hisse senetlerinde 96.600’e doğru olan hareketin 70.000’lerden süregelen bir hareket olduğunu anımsatıyor. Borsanın diğer gelişmekte olan borsalarının üzerinde performans gösterdiğini hatırlatan İçer, yeni alım için rasyonel seviyelerin olmadığı kanaatinde.
FED İZLENECEK
Amerikan Merkez Bankası FED, mayıs toplantısında faizleri üyelerin oy birliğiyle yüzde 0,75-1,00 aralığında sabit bıraktı. 14 Haziran’da FED faiz kararı, üyelerin açıklamaları ve toplantı sonrası tutanaklarda yer alan ifadeler yakından takip edilecek. Faiz artışına kesin gözle bakılırken, dolardaki hareketin nasıl şekilleneceği FED'in 4,5 trilyon dolar büyüklüğündeki bilançosunun kademeli ve öngörülebilir bir şekilde küçültülmesi konusuna bağlanıyor.
Burada özellikle ABD Başkanı Trump hakkındaki soruşturma ve ekonomi politikalarına yönelik gelişmeler izlenecek.Yurtiçinde ise olası kabine değişikliği durumunda ekonomi yönetiminde kimlerin yer alacağı ve 180 günlük plana ilişkin ayrıntılar takip edilecek. Ekonomik tarafta ise TCMB’ nin 15 Ha-ziran’da açıklayacağı faiz kararı önemli olacak.
TCMB'nin sıkı duruş politikası kurda yükselişe engel olsa da 3,50’ye gelindiğinde alımlar artıyor ve bu seviyesinin altına düşüş gerçekleşemiyor. 3,50-3,70 aralığında seyretmesi beklenen dolar/TL için, yılsonunda 3,80 seviyesi öngörülüyor. Ancak dolar/TL’de tansiyonu artıracak sıcak gelişmelerolursa uzmanlara göre kur 3,90’ı zorlayabilir.
3,50 ALTI ZOR
Bir süredir nispeten daha dar bir bantta hareket eden bir dolar/TL kuru var. TCMB’nin para politikası sıkılaştır-ması ve artan fonlama maliyetleri çerçevesinde TL, arbitraj ve carry trade için cazip hale gelirken, oluşan günlük talepler, zaman zaman TL’de 3,50 seviyelerine doğru bir eğilimi destekledi. Ancak uzmanlara göre, gerek artan kurumsal döviz ihtiyacı, döviz borçlulukları ve MB'nin azalan rezervleri çerçevesinde 3,50 altı çok olası görünmüyor.
Tuncay Karahan, özellikle FED’in bilançosunun daraltılması ve faiz artırımına gitme ihtimalinde yaşanan artış ve yerel FED başkanlarının açıklamalarının dolar kanadında tansiyonun yükselmesini desteklediğini söylüyor. Karahan, “Yurtiçinde, ekonomiyi canlandırmak adına yapılan teşviklerin olumlu etkileriyle makro verilerde yaşanan iyileşme beklentisi ve TCMB'nin para politikasına yönelik atacağı adımlar TL'de-ki güçlü duruşu destekliyor” diyor. Ancak Karahan, yıl sonu kur fiyatının 3,703,80 bant aralığında olacağı öngörüsünü korumaya devam ediyor.
YÜKSELİŞ BEKLENİYOR
Kısa vadede TL’ye belirgin şekilde yön verecek bir arz/talep dengesizliği görülmesini beklemeyen Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, “Ancak, doların küresel olarak ne kadar değer kaybedeceği belirsizken, risk iştahı yüksek seyretmeye devam etse de yabancı yatırımcıların TL’deki uzun pozisyonlarını artırmaya yanaşmayacağını ve para biriminin kazanımlarının sınırlı kalacağını düşünüyoruz” diyor.
Zeki Şen, bu çerçevede yıl içinde görülen dip seviyelerin bulunduğu 3,52-3,53 aralığının dolar/TL’de aşağı yönlü hareketleri sınırlamasını bekliyor. Zeki Şen, bir süre 3,50-3,65 aralığında hareket etmeye devam etmesini beklediği dolar/TL’nin yılın ikinci yarısında yönünü yukarı çevireceği yılı 3,80 seviyesinde tamamlayacağını öngörüyor.
IKON Menkul Genel Müdürü Engin Kuru, TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmeye devam ettiğine ve
Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 11,95’ler seviyelerine yükseldiğine dikkat çekiyor. Engin Kuru, “Sıkı duruş, TL’yi destek-lese de ara ara yurtdışı kaynaklı bozulan risk algısı TL'de yukarı yönlü tepkilerin yaşanmasına neden oluyor. Ancak orta ve uzun vade de bakıldığında, Trump'ın vaatlerini yerine getiremeyeceği beklentisi giderek güç kazanıyor” diyor.
FAİZDE YÖN YUKARI
Gösterge faiz, çift haneli rakamlarda seyrini sürdürüyor. Yüzde 9,50 seviyelerini görse de oradan aşağıya doğru gevşeme yaşanmadı. Yukarı yönlü seyrin sürdüğü gösterge faizde yüzde 10,50 altının görülmesi beklentiler dahilinde değil. Önümüzdeki süreçte gösterge faizde uzmanların beklentileri, 11,00-12,30 arasında seyretmesi yönünde.
TCMB, nisan ayında Geç Likidite Penceresi (GLP) faiz oranını yüzde 12,25'e yükselttikten sonra mayıs ayında toplantısı olmayan TCMB ay içinde kademeli bir şekilde ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yüzde 11,97 seviyelerine kadar yükseltti.
Bu hareketle TCMB enflasyonla mücadele konusunda piyasalara sinyal vermeye devam etti. Haziran ayında yurtdışında FED faiz kararı, üyelerin faiz projeksiyonu tahminleri ve toplantı sonrası Yellen'in yapacağı açıklamalar en önemli gündem maddesi olacak. FED'in faiz artırımına neredeyse kesin gözüyle bakılırken piyasalar, faiz tahmini ortalaması, faizlerin artış hızı ve bilanço küçültme ile ilgili ifadeler odaklanacak.
Faiz tahmininin 2017 için dört faiz artırımına işaret edecek şekilde yukarı yönlü revize edilmesi piyasalarda satış baskısına neden olabilir. Ekonomik tarafta faiz artırması beklenen FED kararı sonrası TCMB’nin nasıl bir aksiyon alacağı ve sıkı duruşunu koruyup korumayacağı izlenecek.
ENFLASYON TAKİP EDİLECEK
Yükselen enflasyonun ve Trump kaynaklı artan endişelerin etkisiyle gösterge faizin 11,55 seviyelerine kadar yükseldiğine dikkat çeken Invest AZ Genel Müdürü Hakan Avdan, “Dolar/TL'deki yükselişin enflasyona geçişkenliğinin önümüzdeki aylarda da devam edeceğini düşünüyoruz.
Tabii enflasyonu düşürmek için planlanan reformların hızlı bir şekilde uygulanmaya başlaması, gösterge faizin de aşağı gelmesine neden olabilir” diyor.Tuna Yılmaz da gösterge faizin aşağı çekilebileceğini söylüyor ancak burada Trump politikaları başta olmak üzere küresel belirsizliklerin sürmesi de ayrı izlenmesi gereken bir süreç olduğuna işaret ediyor.
Gökalp İçer ise şu yorumu yapıyor: “Sonuçta gelişen bir piyasayız, hisse senedi ve tahvil piyasamız arasında bir trade off olmaz, çıkış olursa ikisinden de olur. Böyle bir ortamda Türk tahvilleri eskisi kadar çekici olmayacak. Grafik üzeri korelasyonda gösterge faiz, CDS’ten koptu ancak 12 aylık enflasyon beklentileriyle yüksek korelasyon göstermeye devam ediyor.”
TALİP YILMAZ GÖZDE YENİOVA
[email protected] [email protected]
Dolar/TL 3,50 desteğine doğru gerilemeye devam ediyor. Bankalar arasında yoğun bir mevduat rekabeti var ve faizler yüzde 15'e ulaştı. Böyle bir ortamda yaz aylarına girerken finans sektörünün CEO'larından portföy önerilerini aldık.
Yatırım araçlarındaki beklentilerini sorduk. Uzmanlar, yaz dönemine girerken hisse ve TL mevduat ağırlıklı bir portföy öneriyor. Defansif amaçlı olarak da döviz ve altının portföylerde olması tavsiye ediliyor.
Tabloları görmek için görsellere tıklayın.
16 Nisan referandumunun ardından, piyasalar olumlu seyir izlemeye devam ediyor. Küresel konjonktür ve yurtiçinde açıklanan veriler, piyasalardaki yükselişin devam etmesi için uygun bir ortam yaratıyor.
İş Yatınm’ın analizine göre mayıs ayında 20 milyar dolar ile gelişmekte olan piyasalara para girişi arka arkaya altıncı ay devam etti. Hisse senedine 0,4 milyar dolar, tahvil piyasasına 0,5 milyar dolar ile Türkiye piyasaları, gelişmekte olan piyasalara para girişinin yaklaşık yüzde 4,5’ini alıyor.
Büyümenin güçlü olması ve faiz farkları gelişmekte olan piyasalara para girişinin devam edeceğine işaret ediyor. Petrol fiyatlarındaki gerileme, Türkiye’yi gelişmekte olan ülkelere göre daha olumlu ayrıştırıyor.
Mayısta yüzde 3 yükselen borsa-nın yıl başından bu yana getirisi yüzde 25’e ulaştı. Üç aylık bilançoların başta bankalar olmak üzere iyi gelmesi, KGF garantisiyle reel sektöre aktarılan 180 milyar TL kredinin ekonomik büyümeye yüzde 1-1,5 olumlu etki yapacağı tahminleri, vergi indirimleri ile beyaz eşya, otomotiv şirketlerindeki olumlu beklentiler gibi faktörlerle endeksin 100.000 psikolojik direncinin kırıp kıramayacağı konuşuluyor.
Dolar kuru gelinen seviyelerde 3,50’nin altının yaz aylarında görülebileceği yönünde yorumlar olduğunu görüyoruz. KGF kredisi kullanımının maliyeti ise yeni mevduat toplamak zorunda kalan ve mevduat yarışına giren bankaların mevduat faizlerini yüzde 15’e kadar yükseltmesi oldu.
HİSSE VE MEVDUAT ÖNDE
İşte böyle bir ortamda piyasa beklentilerini araştırdık. Piyasa uzmanlarına yatırım araçlarındaki beklentileri ve portföyün nasıl şekillendirilmesi gerektiğini sorduk. Yaz döneminin portföy önerilerini aldık.
Öncelikle nasıl bir portföy olması gerektiği sorusuna verilen yanıtları analiz ettik. Çalışmamıza katılan 11 fi-nans şirketinin CEO’sundan aldığımız yanıtlara bakıldığında, borsa ve TL mevduat en çok önerilen yatırım olmayı sürdürüyor. Dolar ağırlıklı döviz sepeti ve altın da koruma amaçlı olarak portföylerde yer buluyor.
Hisse senedi, 11 katılımcının da portföyünde yer alıyor. Verilen ortalama oran ise yüzde 25,5 seviyesinde. Konuştuğumuz uzmanlar, endeksin TL bazında zirve seviyelerine geldiğini söylüyor. Ancak üç aylık bilanço sonuçları, gelişen piyasalara para girişi gibi faktörlerle birlikte yapılan yeniden değerlemelerle birlikte 12 aylık endeks hedef değerini
107.000 ve 110.000 gibi seviyelere çıkaran kurumların olduğunu da görüyoruz. Hisse senedi önerisi yapanlar, endeksin hala gelişmekte olan ülke borsalarına göre iskontosunun sürdüğü vurgusunu da yapıyor.
HALA İSKONTOLU
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz, “Borsada hisse senetleri temel değerleme kıstası olan Fiyat/Kazanç oranına göre hala ucuz gözüküyor. Borsa İstanbul’un ortalama F/K oranı 9 iken aynı oran benzer ülke borsalarında 12’de bulunuyor ki bu da Türk hisse senetlerinin göreceli olarak yüzde 30 ucuz olduğunu gösteriyor” diyor.
Mali tabloları olumlu seyrini koruyan ve geleceğe yönelik beklentileri devam eden şirketlerde hisse bazlı hareketlerin devam edebileceği uzmanlarca ifade ediliyor. Endeksin ulaştığı seviyeler itibarıyla kısa vadeli düzeltmeler olabileceği yorumunu yapan Gedik Yatırım Genel Müdürü Metin Ayışık, portföylerde yaz ayları başlangıcında seçici olmak kaydıyla yüzde 20 hisse öneriyor.
Ayışık, “Endeks bazında sert bir düzeltme yaşanacak olursa bu oranın yıl sonu ve gelecek yıl beklentileri için kademeli bir şekilde yüzde 40-50 aralığına kadar artırılabileceğini düşünüyoruz” diyor.
MEVDUATA YÜKSEKİLGİ
Hisse senedinin yanında son dönemde en çok dikkat çeken yatırım aracı TL mevduat olmaya devam ediyor. Bankaların bu yıl başından itibaren KGF kredileriyle birlikte yoğun bir tempoya girdikleri görülüyor. Kredi/mevduat oranı ise yüzde 147 ile rekor seviyelere çıkmış durumda. Bu durumda da TL mevduat yarışı hızlanınca mevduatta faiz oranının yüzde 15’lere kadar çıkabildiği uzmanlarca ifade ediliyor. Bu iyi getiri ile birlikte mevduat, portföyde yüzde 24,1 oranında bulunuyor. Özel sektör tahvili ve tahvil-bono ise bu dönemde portföylerde daha sınırı yer buluyor.
DÖVİZ OLMALI
Dövizde yatırımcıların merceğindeki bir diğer yatırım aracı. Hala ağırlıklı olarak dolar önerisi devam ediyor. Ancak Euro/dolar paritesindeki yukarı yönlü eğilim dikkate alındığında uzmanların portföylere Euro koyma eğiliminde olduğu da gözleniyor. Metin Ayışık, kurlarda son haftalarda yaşanan düzeltmenin devam etme ihtimali bulunsa da bu düşüşün kademeli bir şekilde yeni alım fırsatları oluşturabileceği yorumunu yapıyor.
TL varlıklarının geçmişe nazaran daha primli hale gelmesine dikkat çeken TCMB sıkı para politikaları nedeniyle TL ürünleri değer kazanımını sürdürebilir. Bunun yanında Destek Menkul Genel Müdürü Tuna Yılmaz, FED’in faiz artırım sürecinde olmasından kaynaklı olarak doların küresel anlamda değer kazanımının süreceğini söylüyor. Uzmalar, yaz döneminde 3,50’nin altına sarkmalar olabileceğini bu seviyelerin de alım fırsatı yaratacağım düşünüyor.
ALTIN KORUNMA ARACI
Portföylerde en çok önerilen dördüncü yatırım aracı altın. Geçen hafta dergimizde altın konusunu detaylıca analiz etmiştik. Altınla ilgili şunu söyleyebiliriz; global riskler, FED’in faiz artırım hamleleri gibi faktörlerle birlikte uzmanlar, güvenli liman algısı, risklerin hedge edilmesi gibi nedenlerle portföylerde altın olmasını öneriyor.
Portföyde yüzde 30 oranında altın önerisinde bulunan Ahlata Yatırım Genel Müdürü Tuncay Karahan “Önümüzdeki günlerde özellikle yurtdışın-da yaşanabilecek siyasi ve jeopolitik riskleri göz önüne aldığımızda, portföylerde piyasalarda güvenli liman olma özelliği ile ön plana çıkan ons altın ve dövize yer verilmesi öngörümüzü koruyoruz” diyor.
BORSADA 100.000 KIRILABİLİR
Yatırım araçları ile ilgili beklentilere tekrar dönecek olursak, borsa tarafında uzmanlar aşağı hareketlerde bu yıl sonu için en düşük 85.000-90.000 bandına işaret ediyor. Yukarıda ise ankete katılan 12 uzmanın beş tanesi 100.000 üzeri seviyeleri hedef olarak gösteriyor. Aşağı çekilmelerde portföylerde hisse oranı artırılabilir. Çünkü değerleme olarak borsanın hala iskonto-lu olduğu vurgusu yapılıyor.
Kapital FX Genel Müdürü Gökalp İçer, Türk hisse senetlerinde 96.600’e doğru olan hareketin 70.000’lerden süregelen bir hareket olduğunu anımsatıyor. Borsanın diğer gelişmekte olan borsalarının üzerinde performans gösterdiğini hatırlatan İçer, yeni alım için rasyonel seviyelerin olmadığı kanaatinde.
FED İZLENECEK
Amerikan Merkez Bankası FED, mayıs toplantısında faizleri üyelerin oy birliğiyle yüzde 0,75-1,00 aralığında sabit bıraktı. 14 Haziran’da FED faiz kararı, üyelerin açıklamaları ve toplantı sonrası tutanaklarda yer alan ifadeler yakından takip edilecek. Faiz artışına kesin gözle bakılırken, dolardaki hareketin nasıl şekilleneceği FED'in 4,5 trilyon dolar büyüklüğündeki bilançosunun kademeli ve öngörülebilir bir şekilde küçültülmesi konusuna bağlanıyor.
Burada özellikle ABD Başkanı Trump hakkındaki soruşturma ve ekonomi politikalarına yönelik gelişmeler izlenecek.Yurtiçinde ise olası kabine değişikliği durumunda ekonomi yönetiminde kimlerin yer alacağı ve 180 günlük plana ilişkin ayrıntılar takip edilecek. Ekonomik tarafta ise TCMB’ nin 15 Ha-ziran’da açıklayacağı faiz kararı önemli olacak.
TCMB'nin sıkı duruş politikası kurda yükselişe engel olsa da 3,50’ye gelindiğinde alımlar artıyor ve bu seviyesinin altına düşüş gerçekleşemiyor. 3,50-3,70 aralığında seyretmesi beklenen dolar/TL için, yılsonunda 3,80 seviyesi öngörülüyor. Ancak dolar/TL’de tansiyonu artıracak sıcak gelişmelerolursa uzmanlara göre kur 3,90’ı zorlayabilir.
3,50 ALTI ZOR
Bir süredir nispeten daha dar bir bantta hareket eden bir dolar/TL kuru var. TCMB’nin para politikası sıkılaştır-ması ve artan fonlama maliyetleri çerçevesinde TL, arbitraj ve carry trade için cazip hale gelirken, oluşan günlük talepler, zaman zaman TL’de 3,50 seviyelerine doğru bir eğilimi destekledi. Ancak uzmanlara göre, gerek artan kurumsal döviz ihtiyacı, döviz borçlulukları ve MB'nin azalan rezervleri çerçevesinde 3,50 altı çok olası görünmüyor.
Tuncay Karahan, özellikle FED’in bilançosunun daraltılması ve faiz artırımına gitme ihtimalinde yaşanan artış ve yerel FED başkanlarının açıklamalarının dolar kanadında tansiyonun yükselmesini desteklediğini söylüyor. Karahan, “Yurtiçinde, ekonomiyi canlandırmak adına yapılan teşviklerin olumlu etkileriyle makro verilerde yaşanan iyileşme beklentisi ve TCMB'nin para politikasına yönelik atacağı adımlar TL'de-ki güçlü duruşu destekliyor” diyor. Ancak Karahan, yıl sonu kur fiyatının 3,703,80 bant aralığında olacağı öngörüsünü korumaya devam ediyor.
YÜKSELİŞ BEKLENİYOR
Kısa vadede TL’ye belirgin şekilde yön verecek bir arz/talep dengesizliği görülmesini beklemeyen Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen, “Ancak, doların küresel olarak ne kadar değer kaybedeceği belirsizken, risk iştahı yüksek seyretmeye devam etse de yabancı yatırımcıların TL’deki uzun pozisyonlarını artırmaya yanaşmayacağını ve para biriminin kazanımlarının sınırlı kalacağını düşünüyoruz” diyor.
Zeki Şen, bu çerçevede yıl içinde görülen dip seviyelerin bulunduğu 3,52-3,53 aralığının dolar/TL’de aşağı yönlü hareketleri sınırlamasını bekliyor. Zeki Şen, bir süre 3,50-3,65 aralığında hareket etmeye devam etmesini beklediği dolar/TL’nin yılın ikinci yarısında yönünü yukarı çevireceği yılı 3,80 seviyesinde tamamlayacağını öngörüyor.
IKON Menkul Genel Müdürü Engin Kuru, TCMB’nin sıkı para politikasını sürdürmeye devam ettiğine ve
Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 11,95’ler seviyelerine yükseldiğine dikkat çekiyor. Engin Kuru, “Sıkı duruş, TL’yi destek-lese de ara ara yurtdışı kaynaklı bozulan risk algısı TL'de yukarı yönlü tepkilerin yaşanmasına neden oluyor. Ancak orta ve uzun vade de bakıldığında, Trump'ın vaatlerini yerine getiremeyeceği beklentisi giderek güç kazanıyor” diyor.
FAİZDE YÖN YUKARI
Gösterge faiz, çift haneli rakamlarda seyrini sürdürüyor. Yüzde 9,50 seviyelerini görse de oradan aşağıya doğru gevşeme yaşanmadı. Yukarı yönlü seyrin sürdüğü gösterge faizde yüzde 10,50 altının görülmesi beklentiler dahilinde değil. Önümüzdeki süreçte gösterge faizde uzmanların beklentileri, 11,00-12,30 arasında seyretmesi yönünde.
TCMB, nisan ayında Geç Likidite Penceresi (GLP) faiz oranını yüzde 12,25'e yükselttikten sonra mayıs ayında toplantısı olmayan TCMB ay içinde kademeli bir şekilde ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yüzde 11,97 seviyelerine kadar yükseltti.
Bu hareketle TCMB enflasyonla mücadele konusunda piyasalara sinyal vermeye devam etti. Haziran ayında yurtdışında FED faiz kararı, üyelerin faiz projeksiyonu tahminleri ve toplantı sonrası Yellen'in yapacağı açıklamalar en önemli gündem maddesi olacak. FED'in faiz artırımına neredeyse kesin gözüyle bakılırken piyasalar, faiz tahmini ortalaması, faizlerin artış hızı ve bilanço küçültme ile ilgili ifadeler odaklanacak.
Faiz tahmininin 2017 için dört faiz artırımına işaret edecek şekilde yukarı yönlü revize edilmesi piyasalarda satış baskısına neden olabilir. Ekonomik tarafta faiz artırması beklenen FED kararı sonrası TCMB’nin nasıl bir aksiyon alacağı ve sıkı duruşunu koruyup korumayacağı izlenecek.
ENFLASYON TAKİP EDİLECEK
Yükselen enflasyonun ve Trump kaynaklı artan endişelerin etkisiyle gösterge faizin 11,55 seviyelerine kadar yükseldiğine dikkat çeken Invest AZ Genel Müdürü Hakan Avdan, “Dolar/TL'deki yükselişin enflasyona geçişkenliğinin önümüzdeki aylarda da devam edeceğini düşünüyoruz.
Tabii enflasyonu düşürmek için planlanan reformların hızlı bir şekilde uygulanmaya başlaması, gösterge faizin de aşağı gelmesine neden olabilir” diyor.Tuna Yılmaz da gösterge faizin aşağı çekilebileceğini söylüyor ancak burada Trump politikaları başta olmak üzere küresel belirsizliklerin sürmesi de ayrı izlenmesi gereken bir süreç olduğuna işaret ediyor.
Gökalp İçer ise şu yorumu yapıyor: “Sonuçta gelişen bir piyasayız, hisse senedi ve tahvil piyasamız arasında bir trade off olmaz, çıkış olursa ikisinden de olur. Böyle bir ortamda Türk tahvilleri eskisi kadar çekici olmayacak. Grafik üzeri korelasyonda gösterge faiz, CDS’ten koptu ancak 12 aylık enflasyon beklentileriyle yüksek korelasyon göstermeye devam ediyor.”