31 yıldır Türkiye otomotiv sektörünün en önemli sistem tedarikçilerinden ve çözüm ortaklarından biri olan ZF Services Türk, rekabette liderliğini sürdürmek için yeni yatırımlara ve AR-GE çalışmalarına odaklanıyor.
Ayşegül Sakarya Pehlivan
[email protected]
ZF Services Türk Genel Müdürü Selim Aydınlıoğlu, "Ülkemizdeki üreticilerle birlikte çalışan dünyanın farklı yerlerindeki AR-GE merkezlerimiz, Türk otomotiv sanayisinin global seviyede rekabet edebilecek niteliklere gelmesine yardımcı olmakta" diyor.
Almanya'da kurulan ZF; otomotiv, iş ve tarım makinaları, raylı sistemler gibi farklı sektörlere güç aktarma organları, şasi komponentleri, aktif/ pasif güvenlik teknolojileri, elektro-mobilite ve otonom hareket konularında hizmet veren global bir şirket. 1998 yılında Türkiye pazarına giren ZF, bugün Türkiye otomotiv sektörünün en önemli sistem tedarikçilerinden ve çözüm ortaklarından biri haline geldi.
ZF, rekabette liderliğini sürdürmek ve sektörde trendleri belirleyici konumunu pekiştirmek üzere yeni yatırımlara ve AR-GE çalışmalarına son derece önem veriyor.
Şirket, yıllık cirosunun yaklaşık yüzde 6'sını AR-GE çalışmalarına ayırıyor. Avrupa, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu dahil dünya çapında çok AR-GE merkezi bulunan şirketin İzmir ve Gebze'de yer alan üretim tesislerinde de AR-GE merkezi var.
ZF Services Türk Genel Müdürü Selim Aydınlıoğlu, "Ülkemizdeki eticilerle birlikte çalışan dünyanın farklı yerlerindeki AR-GE merkezlerimiz, Türk otomotiv sanayisinin global seviyede rekabet edebilecek niteliklere gelmesine yardımcı olmakta” diyor.
Aydınlıoğlu'yla, ZF'nin global durumunu ve Türkiye hedeflerini konuştuk.
Kısaca ZF'den bahsedebilir misiniz?
ZF, 1915 yılında Almanya'da Kont Ferdinand von Zeppelin'in Zeppelin hava aracı üretiminde kullanılması için dişli kutusu imal etmek amacı ile kurulmuştur.
Bugün ise ZF otomotiv, iş ve tarım makinaları, raylı sistemler, denizcilik ve rüzgar türbinleri gibi farklı sektörlere güç aktarma organları, şasi komponentleri, aktıf/pasıf güvenlik teknolojileri, elektro-mobilite ve otonom hareket konularında önde gelen ürün tedarikçisi ve çözüm ortağı konumundadır.
Yüzde 100 ZF Friedrichshafen iştiraki olarak 1998 ylında İstanbul'da kurulan ZF Services Türk, 31 yıldır Türkiye otomotiv sektörünün en önemli sistem tedarikçisi ve çözüm ortağıdır. 2019 Nisan ayı itibariyle dünya çapında 40 ülkede 230 noktada 148 bin 969 personel istihdam ediyor.
Şirket olarak 2018 yılını nasıl kapattınız?
ZF 2018 yılında gerçekleştirdiği 36,9 milyar Euro'luk satışları sayesinde, 2017 yılına göre satışlarını yüzde 1,3 oranında artırdı. Bu artış döviz kuru, birleşme ve satın alma etkilerinden arındırıldığında yaklaşık yüzde 6 seviyelerine gelmekte.
Operasyonel büyüme en çok ticari araç teknolojisi (%12) ve endüstriyel teknoloji (%13) bölümlerinde gerçekleşti. Biz ZF Services Türk olarak yıl içerisinde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen başarılı bir yıla imza attık. Satış hedefleri açısından değerlendirildiğinde 2018 yılını başarıyla kapattığımızı söyleyebiliriz.
Otomotiv, traktör ve iş makinası sektörlerindeki daralma bizleri etkiledi ancak yine de hedeflerimize ulaştık. 2018 için ciro hedefimiz 103 milyon TL iken biz yılı yüzde 19'luk bir artışla yaklaşık 123 milyon TL ciroyla kapattık.
2019 yılı nasıl geçiyor sizin için? Yıl sonu büyüme hedefiniz nedir?
Bu yılın ilk altı ayında, ZF küreselde yaklaşık 18.4 milyar Euro'luk satış yaptı. Düzeltilmiş faaliyet karı ise yaklaşık 650 milyon Euro seviyesinde gerçekleşti. Bugüne kadarki iş performansına ve zorlu ekonomik ortama dayanarak, yıl sonunda 36 milyar ile 37 milyar Euro'luk satış bekleniyor.
Biz ZF Services Türk olarak 2019 yılı için ise 2018 yılı cirosuna benzer bir planlamayla ilerliyoruz. Kur etkisi ve ekonominin genel durumu önemli olmakla beraber ZF olarak hep pozitif kalma taraftarıyız. Zaten ZF'nin ürün portföyü ve marka gücü bizi bu yönde destekliyor.
Servis hizmetlerimizle de müşteri memnuniyetini daha da artırmayı hedefleyerek tamamen müşteri odaklı ilerliyoruz. Euro bazlı hedefimizin yüzde 1-2 üzerindeyiz.
Son çeyrekte ekonomik olarak bir sıkıntı yaşanabileceğini düşünüyorum. Yıl sonu beklentim Euro'da planın en kötü yüzde 5 civarında gerisinde kalmaktır. Türk lirası olarak baktığınızda ise yaklaşık yüzde 25 - 30 civarında bütçenin üzerinde gerçekleştireceğiz. Farklı ürün ve satış kanallarımız var. Bu satış kanallarımızdan birisi geri kaldığında onun açığını diğeri kapatabilmekte. Tüm kurgumuzu bunun üzerine yapıyoruz.
Ancak bu sistemi oluşturmak ve yönetmek kolay değil. Zira bu kadar farklı ürün gruplarınızın olması, doğru yönetim ile riskinizi azaltır. Bunun için de doğru ekipleri oluşturmak gerekir.
Maalesef içerisinde bulunduğumuz ekonomik durumda ana firmalar buna çok izin vermiyorlar. Buna rağmen bu sonuçları elde etmek tamamen mevcut ekibin özverili çalışmasından kaynaklanıyor.
2019 yılı yatırım planlarınızdan bahsedebilir misiniz? Ne kadarlık yatırım planlıyorsunuz?
Otomotiv yüksek rekabetin olduğu, zorlu bir sektör. 100 yılı aşkın tecrübesiyle ZF rekabette liderliğini sürdürmek ve sektörde trendleri belirleyici konumunu pekiştirmek üzere yeni yatırımlara ve AR-GE çalışmalarına son derece önem veriyor.
Bu doğrultuda üretim tesislerinde kapasite artışı yanında, yeni tesis ve AR-GE merkezlerine yönelik yatırımlar ile ürün portföyünü geliştirmek üzere satın almalar gerçekleştiriliyor. AR-GE yatırımları hariç toplam yatırım miktarımız, yıllık ciromuzun yüzde 4'ü seviyelerinde seyretmektedir.
Türkiye'de ciromuzun büyük kısmı ithal ettiğimiz şanzıman ve aks komponentlerinden geliyor.
Biz genel merkez ile yaptığımız değerlendirmelerde, potansiyel gördüğümüz ürün gruplarının yerleştirilmesi konusunda görüş bildiriyoruz. Bazı ürün gruplarının yerleştirilmesi üzerine çalışmalara başladık. Bunlar henüz karar aşamasında. Örneğin bunlardan bir tanesi demir yolu sektörüdür.
Ülkemizde benim de çok desteklediğim savunma sanayi ile başlayıp, sonrasında sağlık sektörü ile devam eden bir yerlileştirme politikası şimdi demir yollarına uygulanmaya çalışılıyor.
Bu alandaki çalışmalar uzun zamandır devam ediyor. İstanbul'da önümüzdeki günlerde beklenen hafif raylı sistemlerin yatırımları olacak. Burada çok net olarak komponetlerin yerli olması şartı var. Eğer ZF olarak biz bu işin içerisinde olmak istiyorsak yerlilık oranımızın yüksek olması gerekir. Bu konu üzerinde çalışıyoruz.
AR-GE yatırımları sektörünüzde size nasıl bir avantaj sağlıyor?
Otomotiv sektöründe AR-GE'nin önemi yadsınamaz. Yeni nesil mobilite, yani sürücü destek sistemleri, otonom sürüş teknolojileri, ileri güvenlik sistemleri ve elektrikli tahrik üniteleri gitgide artan şekilde pazarda yer bulmaya başlıyor.
Markalar, artan güvenlik standartlarını karşılayabilmek ve de geleneksel motorlardan yeni nesil çevreci motor teknolojilerine geçebilmek üzere büyük yatırımlar yapmak durumundalar. Yatırımlarını yıllardır bu vizyon ve "next generation mobility” stratejisi ile şekillendiren ZF, devam eden AR-GE yatırımları neticesinde yakın gelecekte 1 numaralı teknoloji tedarikçisi olmayı hedefliyor.
CİRONUN YÜZDE 6'SINI AR-GE’YE AYIRIYOR
DÜNYA ÇAPINDA 17 BİN AR-GE ÇALIŞANI VAR
ZF yıllık cirosunun yaklaşık yüzde 6'sını AR-GE çalışmalarına ayırıyor. Avrupa, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu dahil dünya çapında bir çok AR-GE merkezimiz var.
Özellikle otomatik sürüş ve elektro-mobilite alanlarında yaşanan talep artışı ile doğru orantılı olarak, Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik bölgelerinde AR-GE yatırımları artırıldı, ek pozisyonlar yaratıldı. En son 2019 yılında Almanya'nın Schweinfurt şehrinde hizmete giren yeni AR-GE merkezimiz ile birlikte, dünya çapında 17 bin'den fazla AR-GE personeli çalışıyor.
TÜRKİYE'DE İKİ AR-GE MERKEZİ BULUNUYOR
İzmir ve Gebze'de yer alan ve 100 kişinin üzerinde istihdam sağlayan üretim tesislerimizde de AR-GE merkezimiz bulunuyor. ZF'nin İzmir'de Lemförder ve Gebze'de Sachs markalarını üreten tesislerinde AR-GE merkezlerimiz bulunmakta.
Ülkemizdeki üreticilerle birlikte çalışan dünyanın farklı yerlerindeki AR-GE merkezlerimiz, Türk otomotiv sanayisinin global seviyede rekabet edebilecek
YENİ NESİL TEKNOLOJİ ÇÖZÜMLERİ GELİŞTİRİYOR
ELEKTRO-MOBİLİTEYE YATIRIM YAPIYOR
Elektrikli aktarma organları çözümlerine yönelik yatırımlar yaparak, global üretim kapasitemizi artırdık. Elektro-mobilite ile yeni nesil teknoloji çözümlerinin önünü açıyor ve egsoz emisyonunun azaltılmasına dünya çapında katkıda bulunuyoruz.
Elektro-mobilite, araç hareket kontrolü, tam otonom sürüş ve entegre güvenlik, ZF'nin yeni nesil mobilite stratejisini oluşturan teknolojilerin dört ayağını oluşturuyor.
NÖRO TEKNOLOJİ UZMANLARIYLA ÇALIŞIYOR
Kazasız bir geleceği hedefleyen ZF, yolcuların konforu ve güvenliği için de çalışmalarda bulunuyor. Uzun araba yolculuklarında yaşanan baş dönmesi, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi hareket rahatsızlıklarını erken tespit edilmesine ve sürüş deneyimindeki olumsuz etkilerinin önlenmesine yönelik, Almanya'nın Saarland bölgesinden nöro-teknoloji uzmanlarıyla birlikte çalışıyor.
En son haziran ayında dünyanın ilk çarpışma öncesi güvenlik sistemi olan harici yan hava yastığını duyurduk. Bu hava yastığı yaralanmalarda yüzde 40'a kadar azalma sağlıyor.
Aracın sensör ağına bağlanan hava yastıkları ile birlikte, ZF mühendisleri tarafından çarpışma ihtimalini sürekli gözlemleyen ve kaza ihtimaline karşı hava yastıklarını aktive etmek üzere arka planda çalışan algoritmalar da geliştirildi.