Birisi Türk iş dünyasının zenginler kulübünü temsil eden TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, diğeri de Türkiye'ye en çok yatırım yapan kuruluş olan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) Başkanı Suma Chakrabarti.
TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
Açıklamalara bakın ve yan yana getirin. OHAL'siz, AB ile gerilimin azaltıldığı bir ortam dileği ifade edildi. Şirketlerin patronları, yöneticileri, enerjilerinin tamamını işlerini büyütme üzerine harcamak istiyor.
Avrupa Birliği ile yakın ilişkilerin, ortaklığın Türkiye'nin siyasal, ekonomik ve sosyal geleceği için daha doğru bir yol olduğu görüşündeler.
Avrupalı kuruluşlar da daha yakın işbirliği taraftarı. Ne de olsa, hızlı büyüyen 80 milyonluk bir potansiyelden kimse uzak durmak istemiyor.
Bu söylemlerin haklılığını ortaya çıkaran araştırmayı da kapak haberimizde okuyacaksınız. Siz de biliyorsunuz, Türkiye'de en kapsamlı satın alma ve birleşme araştırmasına imza atıyoruz.
Geçen yılın performansına bakıldığında önceki yılların gerisinde olduğumuzu göreceksiniz. 25-30 milyar dolarlı rakamlar geride kaldı. 10'lu rakamların başındayız.
Hem şirket değerlemeleri düştü hem de yabancı yatırımcıların isteksizliğinden bahsedebiliriz. Sağlık sektöründe büyük oyuncuların birinin yönetim kurulu başkanı ile buluştuğumuzda aramızda geçen sohbeti aktarmak istiyorum.
Ben: "Diğer rakipleriniz ortaklık yaptı, siz uzak durdunuz. Ortaklık görüşmeleri yapıyor musunuz?"
Başkan: "Evet, yapıyoruz. Ama henüz somut bir gelişme kaydetmiş değiliz. Çünkü değerlemeler geçmişe göre düşüş gösterdi."
Ben: "Geçmişte gelen teklifleri kabul etmediğiniz için pişman mısınız?"
Başkan: "Dürüst olmak gerekirse evet, tabii ki pişmanım. 4-5 yıl önceki değerlere ne zaman tekrar ulaşırız bilemiyorum."
Umarım bu süre kısa olur ve şirketlerimiz hak ettiği değerlerle el değiştirir...
Geçen haftanın gündem maddelerinden birisi de TÜSİAD'ın seçimsiz genel kuruluydu. Toplantı sonrasında TÜSİAD'ın açılımı değişti. Şöyle ki, bugüne kadar Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği olan açılım, Türkiye Sanayici ve İş İnsanları Derneği olarak değişti.
Bu da beni 2004 yılına kadar götürdü. Neden mi? Ekonomist Dergisi, yayın yaşamına başladığı 1991'den bu yana, iş dünyasının önde gelen hissedar, yönetici ve girişimcilerine anket gönderir. Bu ankette, iş insanı, profesyonel, bürokrat, girişimci ve sivil toplum önderi seçilir.
Biz 1997'den bu yana girişimci kategorisini 'kadın' ve 'erkek' olarak ayırdık ve her yıl bu kategorinin birincileri kürsüye çıktı. 2006'dan bu yana da Garanti Bankası ve Kagider ile birlikte Türkiye'nin kadın girişimcilerini seçiyoruz.
Anketimiz 2004'e kadar 'Ekonomide Yılın Adamları' başlığını taşıyordu. Ancak 14 yıl önce iş dünyasında kadın patron, yönetici ve girişimcileri de kapsayan 'İş İnsanı' tanımlamasını benimsedik.
Bu önerinin sahibi de yayın direktörümüz M. Rauf Ateş'ti. O dönemde "Nereden çıktı bu değişiklik?" sorularına muhatap olsak da haklılığımız süreç içinde ortaya çıktı.
Savaş tamtamlarının değil, barışın konuşulduğu bir hafta diliyorum.