Geçen yıl mücevher ihracatında yüzde 15’lik kayıp yaşandı. ihracattaki bu gerilemenin nedenleri olarak, küresel elmas pazarında yaşanan daralma, Çin’deki ekonomik yavaşlama, Ortadoğu’daki savaş atmosferi ve petrol fiyatlarındaki düşüş gösteriliyor.
ÖZLEM BAY YILMAZ
[email protected]
Mücevher ihracatında en önemli pazarlardan olan Rusya’da ciddi kayıp söz konusu. Sektör, bu kaybı Çin’e yönelerek telafi etmeye çalışıyor. Mücevher sektörü, Türkiye’nin iddialı olduğu alanlardan biri. Ancak sektörde son iki yıldır bir düşüş trendi gözleniyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
2014 yılında 3,1 tonluk ihracat yaparak 3,1 milyar dolarlık ihracat geliri elde eden Türkiye, geçen yıl mücevher ihracatında yüzde 15’lik kayıp yaşadı. 2015 sonunda 3,5 tonluk mücevher ihracatı yapılarak 2,6 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı.
En çok ihracat yapılan beş ülke İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, ABD ve Hong Kong olarak sıralanıyor. Ancak bu ülkelere yapılan ihracatta da 2014’e göre ya değer ya da miktar bazında düşüşler söz konusu. Sektör temsilcileri, bu ülkelere yapılan ihracat miktarı ya da değerindeki düşüşü, küresel elmas pazarında yaşanan daralma, Çin’deki ekonomik yavaşlama, Ortadoğu’daki savaş atmosferi ve petrol fiyatlarının düşük seyretmesi gibi nedenlere bağlıyor.
ÇİN AÇIĞI KAPATACAK MI?
Mücevher ihracatçıları bu durumda açığı yeni pazarlarla kapatmaya yöneldi. Bunların başında da Çin geliyor. Geçen yıl Çin’e Hong Kong üzerinden yapılan ihracattaki artışın bu yıl da devam etmesi planlanıyor. Diğer önem verilen pazar ise İsrail. Geçen yıl miktar bazında yüzde 46’lık artışın yaşandığı İsrail üzerinden ABD’ye ihracat yapılması için çalışmalar yürütülüyor. Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanı Ayhan Güner, 2016’nın son çeyreğinde ABD’ye odaklanacaklarını vurguluyor.
MAĞAZA KAPATANLAR VAR
Türkiye mücevher ihracatçılarının en büyük düşüş yaşadığı pazarların başında Rusya geliyor. Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’nin toplam mücevher ihracatının yüzde 10’luk kısmını yaptığı Rusya pazarında ciddi bir küçülme söz konusu. Rusya ekonomisinde üç yıldan beri sorunlar var. Rublenin değer kaybı ile birlikte Türkiye’nin Rusya’ya mücevher ihracatında gerileme başladı.
Ayhan Güner, yaşanan son siyasi krizin etkisiyle Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı kısıtlı ihracatın da direnemediğini belirtiyor. Güner, “Rusya ile mücevher ticaretimizde Türkiye’ye gelen Rus turistlere yapılan satışları da unutmamak lazım. Türkiye bu anlamda çift taraflı zarar gördü. Rusya’da mağaza açanlar için zaten durum parlak değildi. Şimdi ticaretinin önemli kısmını Rusya’ya yapanlar da zor durumda. Bırakın mağaza kapatmayı, ne yazık ki iflas edenler var” diye anlatıyor.
25 MİLYON DOLARA GERİLEDİ
Rusya’ya yapılan mücevher ihracatı rakamlarına bakıldığında 2011-2013 yılları arasında artış göze çarpıyor. 2013’te bu ülkeye yapılan mücevher ihracatı 190 milyon dolar seviyesine kadar çıkarken, geçen yıl ise bu rakamın 25 milyon dolara kadar gerilediği dikkat çekiyor.
Öte yandan Rusya’nın çevresindeki ülkelere olan mücevher ihracatımızda da benzer bir trend gözleniyor. Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Özbekistan, Letonya, Ukrayna gibi pek çok ülkede toplamda yüzde 55’lik bir ihracat kaybı var.
Ayhan Güner, bu tablonun ardından hızla aksiyon aldıklarını belirtiyor. Güner, “Alternatif pazarları geliştirme
yolun gittik. İlişkiler normale döndüğünde Rusya yeniden parlayan bir pazar olacak” diyor.
Rusya pazarındaki sıkıntılardan etkilenen pek çok şirket var. Ariş Pırlanta da bunlardan biri. Rusya pazarındaki aracı tedarikçilerine toplu ihracat gerçekleştirdiklerini ancak bugün bu faaliyetlerinin sekteye uğradığını belirten Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, bu dönemde Orta Avrupa ve Çin pazarına yöneldiklerini söylüyor.
SEKTÖR ÇİN’E ODAKLANDI
Sektörün son günlerde odaklandığı sektörlerin başında Çin geliyor. Bunun için MİB, geçtiğimiz günlerde düzenlenen İstanbul Jewelry Show Fuarı’na 100’e yakın Çinli mücevher firmasını davet etti. Fuarda, Çin kuyumculuk sektörü temsilcileri ile Türk muhatapları arasında farklı alanlarla karşılıklı işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan iyi niyet işbirliği anlaşmaları da imzaladı.
MİB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Can Özdemir, dünyanın en büyük alımlarını yapan ve en yüksek işlem hacimlerine sahip Çinli firmaları fuarda ağırladıklarını belirtiyor. Özdemir, “Çin dünyanın en büyük mücevher tüketicisi ve üreticisi. Çin pazarını tanımaya çalışıyoruz. Gelen firmalardan sadece ikisinin 5 binin üzerinde mücevher mağazası var ve toplam ciroları 16 milyar doların üzerinde. Bu rakamlar bile pazarın büyüklüğü hakkında fikir vermeye yeterli” diye anlatıyor.
HEDEF BÜYÜK
Bu yıl fuara gelen Çinli şirketlerin toplam mağaza sayısı 12 bin. Kaba bir hesapla her birine ortalama 10 bin dolarlık mücevher satışı gerçekleşse, bu bile 120 milyon dolarlık bir ticaret hacmi anlamına geliyor. Bu da yılda 1,5 milyar dolarlık bir ihracat ile Türkiye’nin mücevher ihracatının yaklaşık yüzde 50’sine denk geliyor.~
Ancak sektörün Çin pazarı için hedefi daha büyük. Çinli firmaların gelip Türkiye’de yatırım yapmasını istiyorlar. Yani işbirliğine sadece mal satmak ve ihracat yapmak olarak bakmıyorlar. Türkiye’nin Çinli mücevher firmaları için çok ciddi olanaklara sahip olduğunu söyleyen sektör temsilcileri, “Sadece dünyanın en güçlü montür (mücevher kasası) endüstrisine sahip olmamız bile Çinli firmalar için çok değerli” diyor.
ÇİNLİLER DE İLGİLİ
Türkiye’deki mücevher pazarı hakkında bilgi sahibi olmak için fuarı ziyarete gelen Çin’in 185 yıllık mücevher şirketi Lao Feng Xiang’in pazarlama müdürü Wang En Sheng, 3 bin perakende mağazaları ve bin 500 çalışanları olduğunu söylüyor. Çin dışında Hong Kong, Kanada, New York, Avus-turalya ve Yunanistan’da da mağazaları bulunduğunu ve cirolarının 6 milyar dolar olduğunu dile getiren Sheng, “Türkiye pazarını tanıma aşamasındayız. Türkiye’deki mücevherleri çok oryantal bulduk. İleride Türkiye ile işbirliğimizin artacağını düşünüyoruz” diye ekliyor.
Çinli mücevher üreticisi Foreway’in patronu Yexiang Zhou ise “ Biz altın ve değerli taş üzerine üretim yapıyoruz. Çin’de mücevherde 24 ayar altın kullanılıyor. Türkiye’de ise 22 ve 18 ayar ağırlıklı. Tasarımlar 24 ayar olursa Çin’in ürünlerinize ilgisinin artacağını düşünüyorum” diyor.
ABD PAZARI DA YÜKSELİŞTE
ABD ds mücevher ihracatçılarının odaklandığı pazarlardan. Yurtiçinde 48 mağazası ile Türkiye'nin en büyük pırlanta perakendecisi olan, yurtdışında ise Katar, Kuveyt, Kıbrıs ve Abu Dabi'de toplam beş mağazası bulunan Zen Pırlanta, ABD pazarını hedefleyen şirketlerin başında geliyor.
Rusya pazarında yer almadığı için bu pazarda yaşanan sıkıntılardan etkilenmeyen şirket, önümüzdeki dönemde ABD'nin yanı sıra Kuzey Avrupa ve Ortadoğu'ya ağırlık vermeyi planlıyor. Yıllık 100 bin adet ile Avrupa ve Ortadoğu'nun en büyük üretim kapasitesine sahip olan Zen, üretiminin yüzde 50'sini ihraç ediyor. Son sekiz yıldır pırlantalı mücevherde ihracat lideri olduklarını söyleyen Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, “2015 yılında 11 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu yılki hedefimiz ise ihracatı 18 milyon dolara çıkarmak" diyor.
ÖZLEM BAY YILMAZ
[email protected]
Mücevher ihracatında en önemli pazarlardan olan Rusya’da ciddi kayıp söz konusu. Sektör, bu kaybı Çin’e yönelerek telafi etmeye çalışıyor. Mücevher sektörü, Türkiye’nin iddialı olduğu alanlardan biri. Ancak sektörde son iki yıldır bir düşüş trendi gözleniyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
2014 yılında 3,1 tonluk ihracat yaparak 3,1 milyar dolarlık ihracat geliri elde eden Türkiye, geçen yıl mücevher ihracatında yüzde 15’lik kayıp yaşadı. 2015 sonunda 3,5 tonluk mücevher ihracatı yapılarak 2,6 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşıldı.
En çok ihracat yapılan beş ülke İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, ABD ve Hong Kong olarak sıralanıyor. Ancak bu ülkelere yapılan ihracatta da 2014’e göre ya değer ya da miktar bazında düşüşler söz konusu. Sektör temsilcileri, bu ülkelere yapılan ihracat miktarı ya da değerindeki düşüşü, küresel elmas pazarında yaşanan daralma, Çin’deki ekonomik yavaşlama, Ortadoğu’daki savaş atmosferi ve petrol fiyatlarının düşük seyretmesi gibi nedenlere bağlıyor.
ÇİN AÇIĞI KAPATACAK MI?
Mücevher ihracatçıları bu durumda açığı yeni pazarlarla kapatmaya yöneldi. Bunların başında da Çin geliyor. Geçen yıl Çin’e Hong Kong üzerinden yapılan ihracattaki artışın bu yıl da devam etmesi planlanıyor. Diğer önem verilen pazar ise İsrail. Geçen yıl miktar bazında yüzde 46’lık artışın yaşandığı İsrail üzerinden ABD’ye ihracat yapılması için çalışmalar yürütülüyor. Mücevher İhracatçıları Birliği (MİB) Başkanı Ayhan Güner, 2016’nın son çeyreğinde ABD’ye odaklanacaklarını vurguluyor.
MAĞAZA KAPATANLAR VAR
Türkiye mücevher ihracatçılarının en büyük düşüş yaşadığı pazarların başında Rusya geliyor. Birkaç yıl öncesine kadar Türkiye’nin toplam mücevher ihracatının yüzde 10’luk kısmını yaptığı Rusya pazarında ciddi bir küçülme söz konusu. Rusya ekonomisinde üç yıldan beri sorunlar var. Rublenin değer kaybı ile birlikte Türkiye’nin Rusya’ya mücevher ihracatında gerileme başladı.
Ayhan Güner, yaşanan son siyasi krizin etkisiyle Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı kısıtlı ihracatın da direnemediğini belirtiyor. Güner, “Rusya ile mücevher ticaretimizde Türkiye’ye gelen Rus turistlere yapılan satışları da unutmamak lazım. Türkiye bu anlamda çift taraflı zarar gördü. Rusya’da mağaza açanlar için zaten durum parlak değildi. Şimdi ticaretinin önemli kısmını Rusya’ya yapanlar da zor durumda. Bırakın mağaza kapatmayı, ne yazık ki iflas edenler var” diye anlatıyor.
25 MİLYON DOLARA GERİLEDİ
Rusya’ya yapılan mücevher ihracatı rakamlarına bakıldığında 2011-2013 yılları arasında artış göze çarpıyor. 2013’te bu ülkeye yapılan mücevher ihracatı 190 milyon dolar seviyesine kadar çıkarken, geçen yıl ise bu rakamın 25 milyon dolara kadar gerilediği dikkat çekiyor.
Öte yandan Rusya’nın çevresindeki ülkelere olan mücevher ihracatımızda da benzer bir trend gözleniyor. Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Özbekistan, Letonya, Ukrayna gibi pek çok ülkede toplamda yüzde 55’lik bir ihracat kaybı var.
Ayhan Güner, bu tablonun ardından hızla aksiyon aldıklarını belirtiyor. Güner, “Alternatif pazarları geliştirme
yolun gittik. İlişkiler normale döndüğünde Rusya yeniden parlayan bir pazar olacak” diyor.
Rusya pazarındaki sıkıntılardan etkilenen pek çok şirket var. Ariş Pırlanta da bunlardan biri. Rusya pazarındaki aracı tedarikçilerine toplu ihracat gerçekleştirdiklerini ancak bugün bu faaliyetlerinin sekteye uğradığını belirten Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, bu dönemde Orta Avrupa ve Çin pazarına yöneldiklerini söylüyor.
SEKTÖR ÇİN’E ODAKLANDI
Sektörün son günlerde odaklandığı sektörlerin başında Çin geliyor. Bunun için MİB, geçtiğimiz günlerde düzenlenen İstanbul Jewelry Show Fuarı’na 100’e yakın Çinli mücevher firmasını davet etti. Fuarda, Çin kuyumculuk sektörü temsilcileri ile Türk muhatapları arasında farklı alanlarla karşılıklı işbirliğini geliştirmeyi amaçlayan iyi niyet işbirliği anlaşmaları da imzaladı.
MİB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Can Özdemir, dünyanın en büyük alımlarını yapan ve en yüksek işlem hacimlerine sahip Çinli firmaları fuarda ağırladıklarını belirtiyor. Özdemir, “Çin dünyanın en büyük mücevher tüketicisi ve üreticisi. Çin pazarını tanımaya çalışıyoruz. Gelen firmalardan sadece ikisinin 5 binin üzerinde mücevher mağazası var ve toplam ciroları 16 milyar doların üzerinde. Bu rakamlar bile pazarın büyüklüğü hakkında fikir vermeye yeterli” diye anlatıyor.
HEDEF BÜYÜK
Bu yıl fuara gelen Çinli şirketlerin toplam mağaza sayısı 12 bin. Kaba bir hesapla her birine ortalama 10 bin dolarlık mücevher satışı gerçekleşse, bu bile 120 milyon dolarlık bir ticaret hacmi anlamına geliyor. Bu da yılda 1,5 milyar dolarlık bir ihracat ile Türkiye’nin mücevher ihracatının yaklaşık yüzde 50’sine denk geliyor.~
Ancak sektörün Çin pazarı için hedefi daha büyük. Çinli firmaların gelip Türkiye’de yatırım yapmasını istiyorlar. Yani işbirliğine sadece mal satmak ve ihracat yapmak olarak bakmıyorlar. Türkiye’nin Çinli mücevher firmaları için çok ciddi olanaklara sahip olduğunu söyleyen sektör temsilcileri, “Sadece dünyanın en güçlü montür (mücevher kasası) endüstrisine sahip olmamız bile Çinli firmalar için çok değerli” diyor.
ÇİNLİLER DE İLGİLİ
Türkiye’deki mücevher pazarı hakkında bilgi sahibi olmak için fuarı ziyarete gelen Çin’in 185 yıllık mücevher şirketi Lao Feng Xiang’in pazarlama müdürü Wang En Sheng, 3 bin perakende mağazaları ve bin 500 çalışanları olduğunu söylüyor. Çin dışında Hong Kong, Kanada, New York, Avus-turalya ve Yunanistan’da da mağazaları bulunduğunu ve cirolarının 6 milyar dolar olduğunu dile getiren Sheng, “Türkiye pazarını tanıma aşamasındayız. Türkiye’deki mücevherleri çok oryantal bulduk. İleride Türkiye ile işbirliğimizin artacağını düşünüyoruz” diye ekliyor.
Çinli mücevher üreticisi Foreway’in patronu Yexiang Zhou ise “ Biz altın ve değerli taş üzerine üretim yapıyoruz. Çin’de mücevherde 24 ayar altın kullanılıyor. Türkiye’de ise 22 ve 18 ayar ağırlıklı. Tasarımlar 24 ayar olursa Çin’in ürünlerinize ilgisinin artacağını düşünüyorum” diyor.
ABD PAZARI DA YÜKSELİŞTE
ABD ds mücevher ihracatçılarının odaklandığı pazarlardan. Yurtiçinde 48 mağazası ile Türkiye'nin en büyük pırlanta perakendecisi olan, yurtdışında ise Katar, Kuveyt, Kıbrıs ve Abu Dabi'de toplam beş mağazası bulunan Zen Pırlanta, ABD pazarını hedefleyen şirketlerin başında geliyor.
Rusya pazarında yer almadığı için bu pazarda yaşanan sıkıntılardan etkilenmeyen şirket, önümüzdeki dönemde ABD'nin yanı sıra Kuzey Avrupa ve Ortadoğu'ya ağırlık vermeyi planlıyor. Yıllık 100 bin adet ile Avrupa ve Ortadoğu'nun en büyük üretim kapasitesine sahip olan Zen, üretiminin yüzde 50'sini ihraç ediyor. Son sekiz yıldır pırlantalı mücevherde ihracat lideri olduklarını söyleyen Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş, “2015 yılında 11 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu yılki hedefimiz ise ihracatı 18 milyon dolara çıkarmak" diyor.