Tüm dünyada ‘Uluslararası Suistimal Farkındalık Haftası’ olarak kabul edilen 12-18 Kasım tarihleri, Türkiye’de eskisine oranla daha çok ilgi görüyor. İşletmelerin maruz kaldıkları ve tüm ekosistemi etkileyen mali suçlar giderek çeşitlenir ve büyürken bu alandaki farkındalığın sağlanması önemli. Hile ve suistimallerden doğan zararın önlenmesine ilişkin ilk adım, bu kayıpların büyüklüğü ve etkisini fark etmek. Mücadele, bu farkındalığı takip ediyor. Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği ACFE’nin (Association of Certified Fraud Examiners) iki yılda bir yayınlanan raporu, konunun boyutunu anlamak için çarpıcı veriler sunuyor. 2024 yılında yayımlanan en güncel rapor, dünyada yaşanan hile ve suistimal suçlarının analizi açısından güçlü ve güvenilir bir kaynak.
HİLE VE SUİSTİMALİN BOYUTU
ACFE tarafından hazırlanan ‘Mesleki Dolandırıcılık 2024’ raporunda, Ocak 2022 ile Eylül 2023 arasında 138 ülkeden bin 921 kurum içi hile vakasının 3.1 milyar dolardan fazla kayba yol açtığı belirtiliyor. Raporda ayrıca işletmelerin her yıl gelirlerinin ortalama yüzde 5’ini iş suistimalleri sebebiyle kaybettiği ifade ediliyor. Kurumlar yıllık gelirinin yüzde 5’ini, bu suistimal türlerinden biri nedeniyle kaybetmiş görünürken, bildirilen vakalardaki toplam kayıp 3.1 milyar dolar ve vaka başına ortalama kaybın ise 1.7 milyon dolar olduğu belirtiliyor. Dünya Bankası 2022 yılı verilerine göre tüm dünyada ticaret hacmi 101 trilyon dolar. Her yıl 5 trilyon dolar civarında değer, hile ve suistimal yoluyla yasal ticaret sistemi dışına çıkarılıyor.
Mali Müşavir / Hile ve Suistimal Denetimi Uzmanı Fikriye Aslan, ACFE verilerinden hareketle, şu bilgileri paylaşıyor: “Çalışanların yüzde 75’i böyle suçlara fırsatını bulursa karışma eğiliminde. Yüzde 10 neredeyse suç işlemek için çalışıyor. Sadece yüzde 15’i hiçbir durumda hile yapmıyor. Bu durumda yüzde 85 oranında çok büyük bir kitlenin suistimal yapma olasılığının oldukça yüksek olması dikkat çekici.”
YÖNETİCİLERİN SUÇLARI ÇALIŞANLARIN YEDİ KATI
- ACFE raporuna göre tüm dünyadaki hile ve suistimallerin yüzde 43, yani yarısına yakını ihbarlar üzerine ortaya çıkıyor. Bu yöntem, buna en yakın diğer yöntemin üç katı. Bu ihbarların ise yüzde 52’si ise yine o işletmede çalışanlar tarafından yapılıyor.
- Dünyada en yaygın görülen hile ve suistimaller yüzde 22 ile nakit olmayan varlıkların çalınması ve yine yüzde 22 ile faturalandırma usulsüzlükleri. Buna karşın, bu tip suçlarda maliyet nispeten düşük.
- Asıl önemli kayıp çek ve ödeme tahrifatlarından kaynaklanıyor. Bu tip suçlar da yetkili kişiler tarafından işleniyor.
- ACFE raporuna göre şirket sahipleri ve yöneticiler tarafından işlenen suçlar, çalışanlar tarafından işlenen suçların tam 7 katı büyüklüğünde kayba yol açıyor.
- Bu suçlar en fazla diğer ortaklara, bankalara ve devlet kurumlarına karşı işleniyor.
- Şirket sahipleri ve yöneticiler tarafından daha çok kamuya karşı işlenen bu suçları tespit etmek de cezalandırmak da çok daha zor.
EN ÇOK SUİSTİMAL YAPILAN 5 SEKTÖR
- Tüm hile ve suiistimaller, genel olarak şu üç kategoride toplanıyor: Yolsuzluk, varlıkların kötüye kullanılması ve mali tablo dolandırıcılığı.
- Tüm dünyada, bütün suçlar açısından yapılan araştırmada bir hile ve suiistimalin yakalanma süreci 12 ayı buluyor. Tabii yöneticiler işin içindeyse bu oran ciddi biçimde artıyor.
- Yine tüm dünyada ortak olan bir diğer konu ise bütün ortaya çıkan vakaların sadece yüzde 57’si kolluk kuvvetlerine yansıyor. Geri kalan vakalarda patronlar, yöneticiler, karar vericiler yüzde 50 oranında iç disiplin gereği konuyu kolluk kuvvetlerine taşımıyor. Yine yüzde 34 oranıyla şirket itibarı buna gerekçe gösteriliyor.
- Sektörel kırılımlara bakıldığında en çok medyan kaybının sırasıyla emlak ve gayrimenkul, toptan ticaret, ulaşım ve depolama, inşaat ve kamu hizmetleri sektörlerinde görülüyor.
İŞLETMELERİ YÜZDE 5’LİK KAYIPTAN KORUYOR
Fikriye Aslan, “Ülkemizde aileler tarafından yönetilen ve kurumsallaşma konusunda yeterince ilerleyememiş çok sayıda işletme bulunuyor. İç kontrol sistemlerinin ve denetim mekanizmalarının geliştirilmesi için yeterince çaba sarf edilmezken, finansal süreçler çoğunlukla işletme sahiplerinin yanında ikinci kişi olarak konumlanan çalışanlar tarafından yönetiliyor” diye anlatıyor. Daha az çalışanı olan işletmelerin medyan kayıplarının ise arttığını vurgulayan Aslan, hile denetiminin işletmeleri yüzde 5’lik gelir kaybından koruduğunu vurguluyor.