TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
Fakat, mesajların alınmasında, çözüm stratejilerinin yetersiz kaldığını görüyorum. Özetle sıralamak istiyorum.
Birincisi, ‘Yarının Büyük Şirketleri’ olarak da adlandırabileceğimiz Anadolu’nun büyük şirketleri, 2016’da küçülmeye devam etti. Böylece, iki yıldır küçülme sürecini sürdürdü. 2017’de bu sürecin devam etmesi şaşırtıcı olmayacak.
Kısacası işler iyi gitmiyor ve KGF kredileri dışında ben bir çözüm görmedim. Taze kaynağın satış, istihdam ve ihracata nasıl bir katkı yapacağını gelecek yıl rakamlarla görmüş olacağız.
İkincisi, ciro büyümesinin reel olarak negatif olması, Anadolu500’e girebilen şirketlerin ekonomi içindeki payının küçülmesine yol açtı. TÜİK’in yeni hesaplama şekline göre, Anadolu500’ün ekonomi içindeki payı, 2010 seviyesine geriledi.
Üçüncüsü, cirodaki reel küçülme en çok istihdamı olumsuz etkiledi. Anadolu500 listesine giren şirketlerin toplam istihdamı, 2015’e göre yüzde 16 küçüldü. İstihdam seferberliğinin yapıldığı bir ortamda, istihdam sayısının düşmesi, Anadolu’daki sosyal yaşamı da olumsuz etkiliyor. Tabloyu tersine çevirecek çözümlere ihtiyacımız olduğu ortada.
Dördüncüsü, iller bazında bazı dikkat çeken gelişmeler var. Örneğin, Bursa’nın listedeki ağırlığı azalmaya devam ederken, son sekiz yılda Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana ve Mersin gibi Güney illerimizin yükselişi var. Bu illerimizdeki yükselişin akademik araştırmalara da konu olması gerektiğini düşünüyorum.
İl analizine ilişkin bir ekleme daha yapmak mümkün. Üç büyük ili, büyük holdingleri ve yabancı kökenli şirketleri içermemesine rağmen, 81 ilimizin sadece 43’ünde faaliyet gösteren şirketler listeye girebildi. Bunun da yetersiz olduğunu tekrar kayıtlara geçirmem gerekiyor.
Beşincisi ve olumlu görünen tek kalem, karlılıktaki yükseliş. İstihdamın yüzde 16 küçüldüğü bir ortamda kâr rakamının 2015’e göre yüzde 23 düzeyinde yükselmesine sevinelim mi? Ne kadar sürdürülebilir? Pozitif tarafından bakalım ve kârlılığın yeni yatırımlara dönüşmesini, istihdamı artırmasını umut edelim...
Bu yılın ilk yarısına ilişkin açıklanan büyüme rakamlarının Anadolu’ya ne kadar katkı yaptığını henüz ölçemiyoruz. Yukarıda değindiğim gibi KGF kredileriyle şirketlerin likidite sıkışıklığına çözüm bulan hükümetin, şirketlerin sağlıklı büyümelerinin yolunu açacak adımlar atması beklenebilir. Bu adımların şirketlerin maliyetlerini düşürecek önlemleri içermesi gerekiyor ki, bu da vergi artışı değil.
Sağlıklı analizlerin yapıldığı bir hafta diliyorum...