Değişen tüketici davranışlarına ayak uyduran markalar, üç ana başlığa odaklanmış durumda. Öncelikle dijitalleşmeye hız veren markalar, sürdürülebilirliği de gündemine aldı. Toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapan markaların sayısı da her geçen gün artıyor.
Markaların gündemlerinde pek çok konu var. Ancak bunlardan üçü öne çıkıyor: Dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve toplumsal cinsiyet eşitliği...
Dünyamız müthiş bir hızla dijitalleşiyor.
Şüphesiz pandemi bu sürece büyük ölçüde ivme kazandırdı ve hemen her sektör pek çok marka dijital dönüşüm çalışmalarına ağırlık verdi. DeFacto da onlardan biri.
Marka, dijitalleşmeyi yatırım alanlarının ilk sıralarına çok önceden almış olmanın olumlu sonuçlarını deneyimlediği bir dönemden geçiyor. Bu bağlamda teknoloji yatırımlarına hız kesmeden devam ettiklerini söyleyen DeFacto CMOsu Handem Çelenkler, "Türkiye'de omnichannel'ı 2016'da ilk kez en yaygın uygulayan marka olduk.
E-ticaret sitesinde ve omnichannel'da yurt dışında da benzer bir deneyimi sunma noktasında pek çok ülkede faaliyet gösteriyoruz ve daha çok ülkeye açılmaya devam edeceğiz" diyor.
Çelenkler, müşterilerine ayrıcalık ve kişiselleştirilmiş alışveriş deneyimi sunabilmek için yakın zamanda DeFacto Gift Club programını hayata geçirdiklerini ve bir ayda 1 milyon üyeye ulaştıklarını da söylüyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK HEDEFİ
DeFacto olarak BM Küresel İlkeler Sözleşmesi imzacısı ve sektöründe bu sözleşmeyi imzalayan ilk iki şirketten biri olduklarını vurgulayan Çelenkler, şöyle devam ediyor: "Merkez mağazalarda ve lojistikte yüzde 100 sıfır atık, green to pack, plastik içermeyen tek kullanımlık malzemeler ve çevre dostu mağazalar ilk etaptaki hedeflerimiz. 2030 yılında ise yüzde 100 sürdürülebilir pamuk, geri dönüştürülebilir polyester, sürdürülebilir keten kullanmak ve kendi lokasyonlarımızda yüzde 100 yenilenebilir enerji tüketimi hedefliyoruz."
KALIPLARIN DIŞINA ÇIKMAK
'Türkiye'deki Effie Ödüllü TV Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi' başlıklı araştırma sonuçlarına göre, kadınlar yüzde 44 oranında evli ve evde temsil ediliyorken, erkekler ise daha çok hayatın içinde ve otorite figürü olarak resmediliyor.
Kadının iş gücüne katılımı arttıkça ise aile yapısında değişim ve kadın erkek rolleri konusunda da dönüşüm yaşandığını belirten Çelenkler, buna katkı sunmak için triko reklamlarında kalıplaşmış alışkanlıkların dışına çıkarak kadın ve erkek rollerini hedef kitleleriyle buluşturduklarını söylüyor.