DOLAR
35,46
0,10%
DOLAR
EURO
36,43
-0,50%
EURO
GRAM ALTIN
3081,72
-0,37%
GRAM ALTIN
BIST 100
9977,94
1,13%
BIST 100
USD/TRY
Döviz Çevirici
TRY
USD
EUR
Hesapla

“Küresel gelişmeleri iyi analiz etmeliyiz”

2025’te ihracatı artırmaya, yatırımları çeşitlendirmeye ve daha fazla ticaret gerçekleştirmeye odaklanacaklarını belirten Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “Bunun için küresel gelişmeleri, olası ticaret sınırlamalarını ve ticaret savaşlarını iyi izlemeli ve analiz etmeliyiz” diyor.

14 Ocak 2025 | 14:58
“Küresel gelişmeleri iyi analiz etmeliyiz”

2024 yılında küresel ekonomik büyümenin yüzde 3’ün biraz üzerinde gerçekleşmesi bekleniyor. 2025 yılında da benzer bir büyüme beklentisi hakim. Bu rakamlar, tarihsel ortalamalara göre düşük bulunuyor. Bunun bir başka okuması ise dünya ticaretinde bir ivme kaybı olması ve firmalar ya da ülkelerin büyümeye çalıştığı bir süreçte, dünya ticaretinde ivme kaybı yaşanmasının doğal sonucu olarak rekabetin daha çetin olacağı şeklinde.

Ekonomist Dergisi 22 Aralık-4 Ocak tarihli sayıdan

2024 yılındaki gelişmelere ilave olarak ABD, Çin ve Avrupa arasındaki ticaret savaşlarının ya da dünya genelindeki ticari bloklaşmaların 2025 yılında biraz daha artmasının söz konusu olduğuna değinen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, sorularımızı şöyle yanıtladı:

Türkiye, dış ekonomik ilişkilerinde 2025 yılında nasıl bir yol izlemeli?
Çok boyutlu dünya ortamında Türkiye, dış ekonomik ilişkilerinde, mevcut kazanımlarını korur ve artırmaya çalışırken, mevcudun dışında farklı birkaç alternatife de yönelmek durumunda. Açıkladığımız çerçeve içinde, mal ihracatının artma kapasitesi küresel konjonktür sebebiyle sınırlı gözüküyor. O zaman gelişme potansiyeli olan farklı alanlara ağırlık vermemiz gerekir. Hizmet ihracatı bunlardan biri olabilir ki Türkiye bu açıdan son dönemde önemli atılımlar yaptı ve küresel hizmet ihracatındaki payını yüzde 1,29’a kadar çıkardı. Mal ticaretinde da büyüme oranlarımız düşük olsa bile çevreci ürünlerin ticaretinde önemli bir ivme yakaladık. Bütüncül bir strateji ile bunu daha da üst seviyelere taşıyabiliriz. Bir diğer güçlü yanımız da yurt dışı müteahhitlik sektörümüz. Komşularımız olan Körfez ülkelerinden ciddi bir talep var, bunları değerlendiriyoruz. Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesiyle de her iki ülkede bu yöndeki talebin tekrar artmasını bekliyoruz. Benzer durum Irak’ın imarı ve ümit ederiz ki bir sürte sonra Suriye’nin imarında da gündeme gelecektir. Bu bağlamda özellikle yurt dışı teknik müşavirlik firmalarının da daha fazla desteklenmesiyle bu alanda da daha başarılı sonuçlar alabiliriz.

Son dönemde Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşma konusunda hangi adımlar atıldı?
2024’te ihracatçıların reeskont kredisine erişime yönelik limitler artırıldı, bu önemli bir adımdı. Zira kaliteli finansmana yeterli ve kolay erişim, herkes kadar ihracatımızı artırmada da önemli bir etken. 2023’te yaşadığımız deprem felaketi sonrasında ihracatımıza önemli katkılar sağlayan o bölgelerdeki toparlanma da bir diğer etken oldu. Öte yandan ülkemiz ve özel sektörümüz tüm küresel risklere rağmen üretim süreçlerine ara vermeden devam etmeyi de başardı. Yakın coğrafyamızdaki Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır ile olan siyasi ilişkilerimizdeki normalleşme, ticari hayatımıza da olumlu yansıdı ve dış ticaretimiz gelişmeye başladı. ABD ile 100 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi hedefimiz ve bu yöndeki çalışmalarımız da önemli bir diğer gelişme. Yeşil ve dijital ekonomiye geçişe yönelik olarak yatırımlar devam ediyor ve özellikle bu alandaki ihracatımız ivmelenmeye başladı.

2025 yılında ihracatı artırmak için atılacak stratejiler adımlar neler olacak?
2025 yılında da gündemimizde yine ihracatımızı artırmak, yatırımları çeşitlendirmek ve daha fazla ticaret olacak. Bunun için küresel gelişmeleri, olası ticaret sınırlamalarını ve ticaret savaşlarını iyi izlemeli ve analiz etmeliyiz. Avrupa tarafında yeşil ekonomiye geçiş çalışmalarında firmalarımıza yol gösteren çalışmalarımızla daha fazla destek olacağız. Burada yeşil dönüşümün aslında yeni bir ekonomi modeline geçişin adı olduğunu iyi okumalıyız. Elbette Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize sorunlarının düzeltilmesi de bölgedeki önceliklerimiz arasında. Afrika tarafında ise özellikle bölgedeki bankacılık ve ödeme sistemlerine yönelik sorunlar ticaretimizi olumsuz etkilemekte. Bu çerçevede bölgede iş yapan iş insanlarımızın finansman sorunları ve bankacılık hizmetlerine yönelik sorunları gündemimizde olacak. Kuzey Amerika bölgesinde ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimiz yine gündemimizde ve buna yönelik stratejik çalışmalara ara vermeden devam edeceğiz. Latin Amerika bölgesi ile de iyi bir ivme yakaladık ve onlara ilaveten Türk dizilerinin bölgedeki ilgisi de çok yüksek ve bu ilgiyi de kullanarak ikili ilişkilerimizi çeşitlendirmeye devam edeceğiz. Asya bölgesi ise en çok dış ticaret açığı verdiğimiz bölge. Bu bölgeye daha fazla önem vermeliyiz. ASEAN ile ilgili DEİK bünyesinde bir çalışma grubumuz var. Şimdi de ASEAN İş Konseyi’mizi kuruyoruz.

Afrika, Ortadoğu ve Asya gibi bölgelerde Türkiye’nin ticaret hacmini artırmak için 2025’te neler yapılması planlanıyor?
Afrika’da ciddi bir altyapı ve enerji yatırımı imkanı var. Ancak burada en büyük eksiğimiz finansman olarak karşımızda duruyor. Çin, Afrika’daki en büyük rakibimiz ve bize karşı üstün olduğu tek alan da finansman. Buna yönelik ABD ve Avrupa  gibi ülkelerle iş birliğine giderek onların finansman gücünü de kullanarak, üçüncü ülkelerde ortak projeler geliştirme yönünde stratejilerimiz var. Ortadoğu’da ise başta Suudi Arabistan ve BAE ile olmak üzere ticari ilişkilerimiz hızla gelişmeye başladı. Bu bölgedeki projelerde üstlenici olarak daha fazla Türk firması yer almaya başladı. Ancak bölgedeki bazı ülkelerle vize sorunlarımız var bunların çözümü önemli. Diğer taraftan bu bölgeye yönelik olarak 2025’te ilk kez Türkiye-GCC Grand Forumu adını verdiğimiz ve iki günlük bir etkinlik düzenleyeceğiz. Asya bölesinde de özellikle Asya-Pasifik Bölgesi en çok dış ticaret açığı verdiğimiz bölge olması hasebiyle önem verdiğimiz bir diğer bölge. Bölgedeki RCEP anlaşması ve Çin’in Kuşak ve Yol Projesi kapsamında yaptığı yatırımları yakından takip ediyor ve bu gelişmeler karşısında ülkemizin en iyi şekilde konumlanması noktasında gayret gösteriyoruz.

“Ortadoğu ve Körfez’de iyi bir ivme yakaladık”
“En fazla ihracat yaptığımız 10 ülkeye baktığımızda altısının Avrupa’da olduğunu, bunu dört ülke ile Ortadoğu ve Körfez bölgelerinin takip ettiğini görüyoruz. Avrupa’ya yönelik en önemli stratejimiz Gümrük Birliği’nin revizyonu ve vize sorunlarının çözüme kavuşturulması. Yeşil ve dijital ekonomiye geçiş, enerji sektöründe iş birliği ve şirket satın alma gibi stratejiler de gündemimizde. Ortadoğu ve Körfez bölgesinde ise siyasi ilişkilerimizi düzelmesiyle iyi bir ivme yakaladık. Bölgedeki ülkelerin ekonomilerini çeşitlendirme stratejileri bizim güçlü yanımız olan gelişmiş ve çeşitli alt sektörleri kapsayan imalat sektörümün varlığı ile önemli ölçüde uyumlu. Bu avantajımızı kullanmayı sürdürmek istiyoruz. Diğer taraftan bölgedeki konut ve alt yapı yatırımları da müteahhitlerimiz için ayrıca önemli bir fırsat alanı.”

0


  • ALTIN GRAM - TL 3081,72 -0,37%
  • ALTIN ONS 2702,92 -0,47%
  • BIST 100 9977,94 1,13%
  • DOLAR/JAPON YENI 156,152 0,609%
  • DOLAR/KANADA DOLARI 1,44676 0,48654%
  • DOLAR/RUS RUBLESI 102,5 0,0146%
  • DOLAR/TURK LIRASI 35,4619 0,0974%
  • EURO/DOLAR 1,027 -0,2888%
  • EURO/TURK LIRASI 36,4259 -0,5034%
  • STERLIN/DOLAR 1,21703 -0,49181%
EKONOMİST YENİ SAYI
Ekonomist Dergisini takip etmek için abone olun.
ABONE OL