M. FATİH KÖPRÜ / EY DİREKTÖR
[email protected]
www.vergidegundem.com
Kasımın son günü Meclis Başkanlığı'na yeni bir yasa teklifi sunuldu. Teklif; gelir ve kurumlar vergilerinin yanında katma değer vergisi (KDV), özel tüketim vergisi (ÖTV) ve banka ve sigorta muameleleri vergisinde (BSMV) bazı değişiklikler içeriyor.
Biz de bu hafta, başta kur farkıyla ilgili düzenleme olmak üzere bu yasa teklifiyle vergi mevzuatında yapılması planlanan değişikliklere değinmek istiyoruz.
Bu arada, yazımızın konusunu oluşturan maddelerin Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 5 ve 6 Aralık tarihli görüşmelerde kabul edildiğini belirtmek isteriz. Önümüzdeki günlerde Genel Kurul'a gelmesi bekleniyor.
KUR FARKINDA KDV BİR VAR BİR YOK...
KDV yasasında, ithalatta ve yurtiçi işlemlerde KDV matrahını oluşturan unsurların neler olduğu iki ayrı maddede düzenleniyor. İthalatla ilgili maddede mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerin KDV matrahına dahil edilmesi gerektiği açıkça belirtiliyor.
Yurtiçi hizmet veya mal teslimlerinde ise vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler KDV matrahına dahil olan unsurlar arasında sayılıyor. Bu iki düzenlemedeki en önemli fark "kur farkı" kavramı. İthalatta matraha dahil olan unsurlar arasında kur farkı açıkça yazılmışken, yurtiçi işlemlerde kur farkı ifadesi bulunmuyor. Bunun yerine "vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler" ifadesine yer verildiği görülüyor.
İlgili maddede "kur farkı" sayılmamış olmasına rağmen, KDV Genel Uygulama Tebliği'nde özetle; kanunda "vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi" ifadesini kullanmak suretiyle, sayılanların benzerlerinin de matraha dahil edilmesinin amaçlandığı belirtilerek, ödemede oluşan kur farkları üzerinden fatura düzenlenerek KDV hesaplanması gerektiği ifade ediliyordu.
Bir mükellef tarafından Danıştay Dördüncü Dairesi nezdinde dava açılmıştı. Davada kur farklarının KDV'ye tabi olduğu şeklinde özetlenebilecek olan "KDV Uygulama Genel Tebliği"nin ilgili bölümünün iptali talep edilmişti. Danıştay Dördüncü Dairesi, 18.5.2017 gün ve E:2014/4834, K:2017/4605 sayılı kararıyla, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davayı reddetmişti.
Bunun üzerine ilgili mükellef söz konusu kararın bozulması için temyiz yoluna gitmiş ve bunun üzerine Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 13 Aralık 2017 tarihli (Esas No: 2017/548 Karar No: 2017/606) kararında temyiz isteminin kabulüne ve Danıştay Dördüncü Dairesi'nin yukarıda yer verilen kararının bozulmasına karar vermişti.
Konuya ilişkin olarak Dördüncü Daire tarafından VDDK kararına uygun bir karar tesis edilmesi beklenirken, kur farklarının KDV matrahına dahil edilmesine yönelik bir hüküm içeren yasa teklifinin 30 Kasım'da Meclis Başkanlığı'na sunulduğunu gördük.
Söz konusu teklifle, KDV yasasının yurtiçi teslim ve hizmetlerde KDV matrahına dahil olan unsurların yer aldığı maddesine (24. madde) "kur farkı" ibaresinin eklenmesi öngörülüyor. Bu düzenleme aynen yasalaşırsa yurtiçi teslim ve hizmetlerde kur farklarının da KDV matrahına dahil edilmesine ilişkin yaklaşım yasal bir zemine oturtulmuş olacak.
İlgili hükmün gerekçesinde ise ithalatta olduğu gibi yurtiçinde yabancı paraya dayalı olarak yapılan teslim ve hizmetlerde bedelin tamamen veya kısmen sonradan tahsil edildiği durumlarda, oluşan kur farklarının da KDV matrahına dahil olduğu madde metnine yazılmak suretiyle uygulamadaki tereddütlerin giderilmesinin amaçlandığı belirtiliyor.
Bu düzenlemeyle Danıştay Dava Daireleri Kurulu'nun yurtiçi işlemlerdeki kur farkının KDV'ye tabi olmaması gerektiği yönündeki kararı da sonuçsuz hale getirilmiş oluyor. Bu haliyle her ne kadar gerekçede tereddütlerin giderilmesinin amaçlandığı belirtilse de, gerekçe, madde metniyle tam olarak örtüşmediği için yeni uyuşmazlıklar doğurmaya aday bir düzenleme olarak görünüyor.
PİLOT ÜCRETLERİNDE İSTİSNA
Gelir Vergisi Yasası uyarınca Türkiye mukimi hava yolu şirketlerinde hava aracının sevk ve idaresiyle görevli pilotlar ile uçuş esnasında uçak içinde hizmet veren yetkili sivil havacılık otoritesince sertifikalandırılmış personele, fiilen uçuş hizmetleri karşılığında yapılan tazminat, gündelik, ikramiye ve zamlar üzerinden gelir vergisi kesilmiyordu.
Teklifle yukarıdaki düzenleme; tazminatlarda istisnayı düzenleyen 29. maddeden çıkarılarak ücret istisnalarının yer aldığı 23. maddeye alınıyor. Ayrıca yeni maddede yukarıda tanımlanan personele ödenen ücretlerin yüzde 70'inin gelir vergisinden istisna denirken belirtiliyor.
Eski halinde fiilen uçuş hizmetleri karşılığında yapılan ödemeler gelir vergisinden istisna derken, teklifte ödenen ücretlerin yüzde 70'inin istisna olduğu ifade ediliyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı'na bu oranı yüzde 100'e kadar artırma ya da sıfıra kadar indirme yetkisi veriliyor.
Sadece bu hüküm için özel bir yürürlük hükmü bulunuyor. Diğer düzenlemelerin hepsi yasanın yayım tarihinde yürürlüğe girecekken, bu hüküm yayımını takip eden ayın başından itibaren yürürlüğe girecek.
ÜRÜN SENETLERİ
Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu kapsamında düzenlenen ürün senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar için yasada bir istisna düzenlemesi vardı.
Buna göre söz konusu ürün senetlerinin satışından sağlanan kazanç 2018 yılı sonuna kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna kabul ediliyordu. Teklifle söz konusu geçici istisnanın uygulama süresinin 31 Aralık 2023 tarihine kadar uzatılması öngörülüyor.
AROMALI SÜTLER VE ŞALGAM SUYU
Şalgam suyu ile çeşnili veya aromalı içme sütleri, bebek ve devam sütü sayılan içeceklerin ÖTV'ye tabi olup olmadığı konusunda tereddütler bulunuyordu. Yasa teklifiyle, ÖTV yasasına ekli (III) sayılı listeye, bu içeceklerin ÖTV kapsamı dışında olduğuna dair hüküm eklenmesi öngörülüyor.
Ancak yukarıdaki tereddütler kapsamında ÖTV yasasına geçici bir madde eklenmesi de gündemde. Buna göre teklif aynen yasalaşırsa, yasanın yayım tarihinden önce ithal veya teslim edilen yukarıdaki içeceklerle ilgili olarak ÖTV ve bu vergiye isabet eden KDV bakımından vergi tarhiyatı yapılmayacak ve vergi cezası kesilmeyecek.
Daha önce yapılmış olan tarhiyatlar ve kesilmiş cezalardan vazgeçilecek. Ancak bunun için mükellef tarafından açılmış dava varsa bundan feragat edilmesi gerekiyor. Daha önce tahakkuk etmiş olan vergiler bu kapsamda terkin edilecek ancak tahsil edilen tutarlar red ve iade edilmeyecek.
VADELİ İŞLEMLERDE BSMV İSTİSNASI
Gider Vergileri Kanunu'nun 29. maddesinde, BSMV'den istisna edilen işlemler sayılıyor. Yasa teklifiyle bu maddeye ayrı bir bent eklenmesi öngörülüyor. Böylelikle, varlık finansmanı fonlarının sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler nedeniyle elde ettikleri paralara BSMV istisnası getirilmiş olacak.
DİĞER...
• İmalat sanayiine yönelik teşvik belgeli yatırımlar kapsamında yapılan inşaat işleri nedeniyle 2017 ve
2018 yıllarında yüklenilen ancak indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV tutarları iade alınabiliyordu. Teklifle bu iade hakkının 2019 yılına ilişkin olarak da kullanılabilmesi öngörülüyor.
• Kurumlar Vergisi Yasası'nın geçici 9. maddesinde, imalat sanayiine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırım harcamalarında geçerli olan yatırıma katkı ve indirimli kurumlar vergisi oranlarına ilişkin avantajlı oranlar yer alıyor. Bu geçici maddenin uygulama süresi 2019 yılını da kapsayacak şekilde genişletiliyor.
• Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin yenilenebilir ve diğer enerji tesislerinin inşasına ilişkin olarak, bunlara veya bunlar tarafından r ^ oluşturulan iktisadi işletmelere yapılan mal teslimleri ile hizmet ifaları KDV istisnası kapsamına alınıyor.
• Trampa yolu ile kamulaştırılan taşınmazların Hâzineye devrinde31 Aralık2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere KDV, damga vergisi ve harç istisnası uygulanıyor. Ayrıca söz konusu devirden dolayı gelir ve kurumlar vergisi yasaları kapsamında kazanç oluşmuş sayılmıyor. Yasa teklifi ile bu düzenlemelerin süresinin 2020 sonuna kadar uzatılması öngörülüyor.