Türkiye ekonomisinin yüzde 90'dan fazlasını oluşturan KOBİ'ler için yeni bir oyun alanı doğuyor. Bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim artarken, diğer yandan 'yeşil' desteklerle yeni bir dönüşüm yaşanıyor.
Son dönemde atıkların geri dönüşümüne odaklanan şirketler çöpleri elektriğe, atık yemekleri organik gübreye, pet şişeleri kumaşa, uzaktan kumandayı güneş enerjisiyle çalışan çevreci modele taşıyarak etkin atık yönetimiyle rekabetçiliğini yükseltmeyi hedefliyor. KOBİ'lere bu devrimsel dönüşümde destek veren kurumların sayısı da giderek artıyor.
KOBİ Girişim Haziran 2021 tarihli sayıdan
Dünya genelinde ekonomi ve ticaret kurallarının yeniden yazıldığı bir dönemden geçiyoruz. Son 20 yılda teknolojide yaşanan sıçrama, küresel ticaretteki büyüme ve finans piyasalarındaki gelişim, son 1,5 yıldır küresel ölçekte yaşanan Covid-19 salgını ile birlikte yeni bir boyuta ulaştı.
Şirketler bu yeni dönemde dijital alt yapının ve müşteri bağlılığının önemini bir kez daha keşfederken, hem tüketiciler hem de devletler yani genel anlamda kamu ise çevre duyarlı politikaların önemini, temiz üretim ve doğa dostu hizmetlerin değerini anladı.
İşte böylesi bir noktada, özellikle Türkiye ekonomisinin yüzde 90'dan fazlasını oluşturan KOBİ'ler için de yeni bir oyun alanı doğuyor. Bir yandan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim artarken, diğer yandan ‘yeşil' desteklerle yeni bir dönüşüm yaşanıyor.
YEŞİL DÖNÜŞÜM BAŞLADI
Bu noktada Avrupa Yeşil Mutabakatı tüm şirketler için giderek daha önemli hale geliyor. Son dönemde atıkların geri dönüşümüne odaklanan şirketler, çöpleri elektriğe, atık yemekleri organik gübreye, pet şişeleri kumaşa, uzaktan kumandayı güneş enerjisiyle çalışan çevreci modele taşıyarak etkin atık yönetimiyle rekabetçiliğini yükseltmeyi hedefliyor.
Öte yandan yakın bir zamanda AB Yeşil Mutabakat çerçevesinde yeni vergiler de yolda. Haziran ayında karbon seviyelerine göre sınırda yeni vergi düzenlemesinin netleşmesi ve 2022'de de bu vergilerin devreye girmesi bekleniyor.
Söz konusu dönüşümü gerçekleştiremeyen şirketlerin AB ile ticarette dezavantajlı hale geleceği, hatta ticaretin kesilmesi tehlikesinin olduğu biliniyor. Dünya Ekonomik Forumu, Avrupa Komisyonu'nun 2019 yılında açıkladığı Yeşil Mutabakat kapsamında küresel 30 şirketin CEO'sunu bir araya getirerek CEO Eylem Grubu oluşturdu.
Yeşil Mutabakat'ı desteklemeyi ve Covid-19 sonrası yeşil toparlanmayı hızlandırmayı amaçlayan CEO Eylem Grubu'nda Türkiye'yi temsilen Koç Holding CEO'su Levent Çakıroğlu bulunuyor.
Yeşil Mutabakat ile 2022'de karbon seviyelerinin vergilendirmesi girişiminin somutlaşmasının beklendiğini vurgulayan Çakıroğlu, “Bu AB ile iş yapan bütün şirketleri ilgilendiren bu konu. Dolayısıyla iklim krizindeki tehdit büyük ve şirketler harekete geçmeli” diyor.
DÖNGÜSEL EKONOMİ ZAMANI
10 Şubat 2021 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kararı da Avrupa Yeşil Mutabakat yapısını oluşturan en önemli bloklardan biri.
Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, ürünü yaşam döngüsü boyunca ele almakta, ürün tasarımını, döngüsel ekonomi süreçlerinin desteklenmesini, sürdürülebilir tüketimin güçlendirilmesini ve kullanılan kaynakların mümkün olan en uzun zaman dilimi süresince AB ekonomisi içinde kalmasını amaçlıyor.
Döngüsel ekonomi modeli, al-yap-tüket-at şekline dayalı doğrusal ekonomi modeline bir alternatif olarak ortaya çıkmış durumda.
AB için kaynakların mümkün olduğunca döngüde kalmasını sağlamanın, israfı en aza indirmenin ve etkin kaynak yönetiminin ötesinde rekabet ve kalkınma gibi politikalara yön verme gücüne sahip bir ekonomik model olan Döngüsel Eylem Planı nüfus artışı, kentleşme iklim değişikliğinin giderek artan bir şiddette başta sağlık olmak üzere etkilerinin gözlenmesi ve yenilenebilir enerjiye olan ihtiyaç gibi konular ile bu konuların birbiri ile olan ilişkilerini bütünleşik bir biçimde ortaya koyuyor.
Döngüsel Ekonomi Eylem Planı hazırlanırken dikkate alınan AB düzenlemeleri, strateji belgeleri ve raporlar bu bütünleşik yaklaşımı yansıtıyor. Kimya, plastik-ambalaj, biyoçeşitlilik, sanayi-otomotiv, tarım-gıda, biyoekonomi, iklim, kaynak verimliliği, eko-tasarım, enerji, su, çevre, atık, pil, elektrikli ve elektronik eşyalar bu çerçevede ele alınan konu başlıkları olarak öne çıkıyor.
GARANTİ BBVA’DAN YENİ HİZMET
Söz konusu devrimsel dönüşüm için finans dünyası da KOBİ'lere destek adımları atmaya başladı. Sürdürülebilir finans kapsamında yenilikçi çözümlerle Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelesine destek olmaya devam eden Garanti BBVA, enerji kimlik belgesine sahip bina yapıp satanlara yönelik olarak yeşil ticari kredi ürününü hayata geçirdi.
Yeşil ticari krediden A veya B sınıfı enerji kimlik belgesine sahip yapsatçılar, uygun faiz oranlarıyla, masrafsız ve komisyonsuz faydalanabilecek. Yapsatçılar tarafından inşa edilen A veya B sınıfı enerji kimlik belgesine sahip konutları alanlar da 2017'den beri sunulan Yeşil Mortgage kredisini avantajlı şekilde kullanabilecek.
TÜSİAD’DAN ÖNEMLİ RAPOR
İş dünyasının önde gelen çatı örgütleri de yeni döneme ilişkin hazırlıklarını ve desteklerini hızlandırmış durumda. TÜSİAD Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu faaliyetleri kapsamında hazırladığı “Avrupa Yeşil Mutabakatı-Döngüsel Ekonomi Eylem Planı Türk İş Dünyası'na Neler Getirecek?” Raporunu geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sundu.
TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, döngüsel ekonomi alanındaki uyumun Gümrük Birliği'nin güncellenmesi sürecinin de bir bileşeni olacağını söylüyor Yeşil mutabakat çerçevesinde oluşacak bu yeni tedarik zinciri yapısını Türkiye'nin üstlenebileceği önemli rol ve sektörlerimizin küresel rekabet gücünü artırması açılarından değerlendirmek gerekitğini vurgulayan TÜSİAD Başkanı, “Sürecin başarısı, kapsadığı çok boyutlu yapı nedeniyle, ilgili tüm paydaşların etkili iş birliğine ihtiyaç duyuyor.
İş dünyasının bu yeşil ekonomik sistemi işletmesinde kamunun destek çerçevesini oluşturmasının önemli bir rolü bulunuyor. Bu kapsamda, Ticaret Bakanlığımız koordinasyonunda yürütülen Avrupa Yeşil Mutabakatı Eylem _ Planının uygulanmasını kritik önemde görüyoruz” diye konuşuyor.
TÜSİAD Enerji ve Çevre Yuvarlak Masası Başkanı Cevdet Alemdar ise “Çevre alanında çalışmalarımızı; iklim değişikliği ile ilgili konuların yanı sıra daha kaynak-verimli, daha az tüketen, ürün yaşam döngüsü içinde geri dönüşümü teşvik eden, hammadde maliyetlerini düşüren, sürdürülebilir ürün tasarımı gibi süreçleri içeren döngüsel ekonominin ülkemizde güçlendirilmesine yönelik önerilere yoğunlaştırdık” diyor.
Alemdar, AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nın bütüncül politika tedbirlerinin yanı sıra gerekli yatırımların uygulanmasını, teknoloji, inovasyon ve dijitalleşme süreçlerinin Avrupa’daki gelişmelerin takip edilerek iyi değerlendirilmesini gerektirdiğini kaydediyor.
KAMU DESTEKLERİ OLUŞUYOR
Geçtiğimiz günlerde uluslararası şirket yöneticileri ve yatırımcılar ‘Bölgesel Ticaret ilişkileri: Yeşil Mutabakat' webinarında bir araya geldi. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, AmCham Türkiye (Amerikan Şirketler Derneği) ve SKD Türkiye (İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği) iş birliğiyle ile “Küresel Değer Zincirleri Sohbetleri” etkinlik serisi kapsamında düzenlenen webinar, yaklaşık 100 uluslararası şirket ve yatırımcının katılımıyla gerçekleşti.
Webinarda Yeşil Mutabakat kapsamında Avrupa kıtası ve sanayisinin 2050 yılına kadar karbon nötr haline gelme hedefinin, Türkiye'nin uluslararası ticari bağları için barındırdığı fırsatlar görüşüldü. Türkiye'nin Yeşil Mutabakat'a uyum adımlarıyla sürdürülebilir ekonomiye geçişte yerini alarak teknoloji, ticaret ve üretim merkezi olmak için izlemesi gereken stratejilere vurgu yapıldı.
Burada konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, iklim değişikliğinin sonuçları itibariyle sınır tanımayan küresel bir sorun olduğunu vurgulayarak, “İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılmasına yönelik ortaya konulan gerek Avrupa Yeşil Mutabakatını gerekse diğer uluslararası gelişmeleri, küresel olarak düşük karbonlu bir üretim ve tüketim tarzını benimsememiz noktasında bir fırsat olarak değerlendirmemiz gerektiği görüşündeyim” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Ahmet İhsan Erdem ise Türkiye'nin Yeşil Mutabakat açıklanmadan uzun zaman önce enerji endüstrisini dönüştürmek için belirli politikaları uygulamaya başladığını hatırlattı. Erdem, “Yenilenebilir enerji, ülkemizin son on yılda büyük yatırımlar yaptığı önemli politika alanları arasında yer alıyor.
Yeni ve sürdürülebilir yatırımlarla yenilenebilir enerjinin enerji üretimindeki payını yükseltmek ve enerji verimliliğini artırmak, Yeşil Mutabakat hedeflerine uyum sağlamada önceliğimiz” açıklamasında bulundu.
“BÜYÜK FIRSATLAR VAR”
“Ülkemizin iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik programlarına entegrasyonuna aktif destek sağlamak
derneğimizin öncelikleri arasında yer alıyor” diyen AmCham Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve PwC Türkiye Ortağı Haluk Yalçın ise, “Küresel olarak yeşil ekonomiye geçiş sürecini hızlandırmaya yönelik her gün daha fazla adım atıldığını görüyoruz” diyor.
Bu nedenle Yeşil Mutabakat'a uyumun ülkemizin küresel ticaret ve yatırımdan aldığı payı artırmasına destek olacağına inandıklarını kaydeden Yalçın, şunları söylüyor: “Avrupa Birliği'nin (AB) mutabakat kapsamındaki Sınır Karbon Vergisi Mekanizması çerçevesinde iklim değişikliğine yönelik politikaları, AB-Türkiye ticaret ilişkilerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.
AmCham Türkiye olarak, Türkiye'de faaliyet gösteren Amerikan şirketleri temsil etsek de, üyelerimizin çoğu AB ülkeleriyle Türkiye üzerinden ticaret yaptığı için Avrupa Birliği politikalarıyla da yakından ilgileniyoruz. Stratejik coğrafi konumu ve AB ile Gümrük Birliği ile Türkiye'nin Yeşil Mutabakat politikası kapsamında küresel değer zincirleri için büyük fırsatlar sunduğuna inanıyoruz.”
DÖNGÜSEL EKONOMİ EYLEM PLANI'NIN AMAÇLARI
- AB'de sürdürülebilir ürün formunun yaratılması
- Tüketicinin ve kamu alıcısının güçlenmesi
- Döngüsellik potansiyelinin daha fazla olduğu kaynak kullanımı yoğun sektörlere odaklanılması (elektronik, bilişim, piller-taşıtlar, ambalaj, plastik, tekstil, inşaat-binalar, gıda, su ve besin maddeleri)
- Üretim ve tüketim sonrası aşamalarda atık azaltımı
- Döngüselliğin insanlar, şehirler ve bölgeler için işler bir sistem olması
- Döngüsel ekonomiye dair küresel çabalara liderlik edilmesi
SİBEL KAYA / GARANTİ BBVA KOBİ BANKACILIĞINDAN SORUMLU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
“KOBİ’LER İÇİN İLK YEŞİL TİCARİ KREDİYİ SUNUYORUZ”
“Garanti BBVA olarak, her ürünümüzün sürdürülebilir finansa yönelik olmasını önemsiyoruz. Bu kapsamda 15 yıldır sürdürülebilir finans konusunda hayata geçirdiğimiz pek çok yenilikçi ürüne bir yenisini daha ekleyerek, yapsatçı KOBİ’lere yönelik ilk yeşil ticari kredi ürünümüzü sunmaya başladık.
Günümüzde bina yaparken herkesin enerji kimlik belgesi alma zorunluluğu bulunuyor. Ancak A veya B sınıfa göre inşa edilen binaların çevreci özellikleri daha yüksek ve daha sürdürülebilir oluyor. Biz de yapsatçı KOBİ’lere yönelik hayata geçirdiğimiz yeşil ticari kredi ürünümüzle A veya B sınıfında bina inşa edenlere avantaj sunarak daha sürdürülebilir konutların üretilmesine destek olmayı ve bu konudaki farkındalığın artmasını amaçlıyoruz.
Yapsatçıların inşaat için gerekli finansmanı avantajlı koşullarda kullanmasını sağlarken bu krediyle üretilen konutların satışı için de halihazırda sunduğumuz Yeşil Mortgage ürünümüzün kullanılmasını sağlayacağız. Bu sayede yapsatçılarımıza yaparken de satarken de avantaj sağlayarak bütünsel bir destek sunuyoruz.
Banka olarak, önümüzdeki yıllarda yeşil kredi ürünümüzle ülkemizdeki sürdürülebilir binaların artmasına katkıda bulunmaktan ve daha çok kişinin A veya B sınıfı enerji kimlik belgesine sahip binalarda yaşamasından büyük mutluluk duyacağız.”
ERHAN ŞATANA / GARANTİ BBVA MORTGAGE GENEL MÜDÜRÜ “ENERJİ VERİMLİLİĞİNE DESTEK DEVAM EDECEK”
“Garanti BBVA Mortgage olarak, Türkiye’nin kentsel dönüşüm, enerji verimliliği ve yeşil bina konularında bilinçlendirilmesine önemli katkılarda bulunuyoruz. 2017 yılında hayata geçirdiğimiz Yeşil Mortgage ürünümüzle, enerji verimliliği yüksek binalara bugüne kadar 1,2 milyar TL’nin üzerinde kaynak sağladık.
Bu bilinç çerçevesinde büyük bir fırsat olarak gördüğümüz enerji verimliliği yüksek binaları kapsayan projelere fazlasıyla önem veriyoruz. Bu binaları geliştiren firmalarımızı da destekleyecek ürünümüzle konunun daha geniş çaplı ele alınarak gelişmesine destek olmaktan memnuniyet duyuyoruz.
Bu ürünle yeşil konut üreten firmaların yanında olurken, yeşil konut alan müşterilere de avantaj sağlamaya devam edeceğiz Müşterilerimize avantajlı faiz oranlarıyla konut kredisi sunarken, tahsis masrafında da yüzde 50 indirim sağlayacağız.”
SİMONE KASLOWSKİ / TÜSİAD BAŞKANI “YENİ EKONOMİ SİSTEMİNİ ÜLKEMİZDE KURGULAMALIYIZ”
“Avrupa Yeşil Mutabakatfnm iklim-nötr hedefinin en önemli bileşenlerinden birini Döngüsel Ekonomi Eylem Planı oluşturuyor. Bu dönüşüm programının birçok unsuru hali hazırda AB ile ekonomik ilişkilerimizin merkezindeki elektrikli ve elektronik eşyalar, tekstil gibi sektörlerimizle; tedarik zincirinin bileşenleri ile doğrudan ilgili.
Bu yönleriyle döngüsel ekonomiye geçiş süreci birbirine entegre politikaları zorunlu kılıyor. ‘Sürdürülebilir ürün' yaklaşımı tüketicilerin artan haklarından, üreticilerin genişletilmiş sorumluluğuna varan yeni bir çerçeveyi tarif ediyor.
Daha az atığın ve daha fazla değerin yaratıldığı, ürün yaşam döngüsünün uzaması hedefi Ar-Ge ve inovasyon altyapısının güçlendirilmesine yönelik mekanizmaları şekillendiriyor. Çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan önemli avantajları birlikte getiriyor. Bu yeni ekonomi sistemini ülkemizde de kurgulamalıyız."