Siyaset dünyasında ezberler sürekli olarak bozuluyor. Diplomasi, gelenekler, müzakerelerde konuşma ve hitap şekillerinde bilinen alışkanlıkların dışına çıkılıyor. Geçen hafta bu ezberlerin nasıl yerle bir olduğuna tanıklık ettik.
TALAT YEŞİLOĞLU
[email protected]
ABD Başkanı Donald Trump, yeni yapının liderliğini yürütüyor. Trump örneğinde görüldüğü gibi, devlet başkanları, birbirlerine Twitter üzerinden mesaj vermeyi tercih eder hale geldiler. Bu duruma en çok da iş dünyası şaşırıyor.
Nasıl şaşırmasın ki? İş insanlarının birinci gündemi, şirketlerini büyütmek, piyasa paylarını yükseltmek. Bir sabah kalktıklarında, getirilen vergiler, ithalat yasakları, piyasaları dalgalandıran bir Twitter mesajı, şirketlerinin bilançolarında kayda değer bir değişim yaratabiliyor.
Çözüm nedir? Şimdilik pek görünmüyor. Dünya ekonomisi, 11 yıl önceki global krizin etkilerini hala atlatamadı. Büyüme, arzu edilen ölçüde değil. Yumuşak geçişlerle, zamana yayarak sorunların çözülmediği Avrupa Birliği ekonomisinde net olarak görülüyor.
ABD Merkez Bankası FED'in beş yıldır süren faiz politikası yeniden değişecek mi? Belirtiler değişeceği yönünde. Bu değişimden de en çok gelişmekte olan ülkeler olumlu etkilenecek gibi görünüyor.
Piyasalar, hem yurtdışında hem de yurtiçinde sert dalgalanabiliyor. Dolayısıyla birileri günlük kazançlarını yükseltirken, birileri de hanelerine ciddi bir zarar yazabiliyor. Tekrar anımsatmak isterim ki, şu anda dünyada 17 trilyon dolar civarında bir tahvil portföyü negatif faizle değerleniyor.
Geriye Türkiye gibi Eurobond borçlanmalarına yıllık yüzde 7 civarında faiz veren ülkeler kalıyor. İyi de, Türkiye'nin bankaları, büyük şirketleri artık eskisi gibi yüksek faizle borçlanmak istemiyor.
Cuma günü açıklanan 'uluslararası yatırım pozisyonu'na bakıldığında ne demek istediğim net olarak anlaşılır. Türk kuruluşları, Ocak-Ağustos döneminde kabaca 40 milyar dolarlık dış borç kapattı.
İç piyasadaki daralmanın devamı, şirketlerin yeni yatırım isteğini köreltmiş durumda. Var olan yatırımlar da piyasayı hareketlendirmekten uzak kalıyor.
Sonuçta, varlık sahipleri için ciddi bir açmaz var. Yüksek kazanç peşinde koşmayı bir tarafa bırakalım, varlıklarını enflasyon karşısında eritmeden tutabilmenin peşindeler.
Biz de bu yüzden elden geldiği kadar, piyasanın oyuncularıyla sık konuşarak, önerilerini sizlere aktararak bu sürece bilgi desteği sağlamaya çalışıyoruz. Kapak haberimizde olduğu gibi…
Barışın, uzlaşının, sükunetin ve anlayışın egemen olduğu bir hafta diliyorum…