Suudi Arabistan öncülüğündeki altı Körfez ülkesinin Katar ile diplomatik ilişkilerini kesmesi ve bu ülke ile olan sınırlarını kapatması, Katar’da iş yapan Türk şirketlerini sıkıntıya sokmaya başladı. Bu ülkede iş yapan Türk şirketleri mal göndermekte zorlanıyor.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Türk iş dünyası temsilcileri, “Tüm Körfez bölgesinde temkinli bir bekleyiş içindeyiz. Türkiye arabuluculuktan vazgeçmemeli” diyor. Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Libya ve Maldivler’in Katar’la diplomatik ilişkileri kesmesi ile başlayan Katar krizi, bu ülkede yatırımları bulunan Türk şirketlerini zora sokmaya başladı.
Kriz Suudi Arabistan’ın Katar’a “insani yardım” gönderebileceğini açıklaması ve ABD ile Katar arasında imzalanan 12 milyar dolarlık silah anlaşması sonrasında diplomatik olarak az da olsa yumuşamış gözükse de, Katar’ın tüm kara sınırlarının kapatılmış olması nedeniyle bu ülkede iş yapan firmalar mal erişiminde sıkıntı yaşıyor.
Türkiye’nin ilk günden beri arabuluculuk pozisyonu ile hareket ettiği krizin bir an önce sona ermesini bekleyen Türkiye iş dünyası temsilcileri, ambargonun uzaması halinde Katar’da milyarlarca dolarlık yatırımların durma noktasına gelebileceği uyarısında bulunuyor.
Yaklaşık 2 milyonluk nüfusa sahip olan Katar, 129 bin dolar kişi başına yıllık gelir ile dünyanın en zengin ülkesi. Yurtdışındaki toplam yatırımlarının tutarı 335 milyar doları bulan Katar’da yabancı yatırımcı için potansiyeli olan en önemli sektör müteahhitlik. Bu noktada da ihracatta inşaat demiri ile öne çıkan Katar ile ticaret 700 milyon dolar ile sınırlı kalmış durumda.
Ticaretin üçte ikisini Türkiye’nin ihracatı oluşturuyor. Müteahhitlik hizmetleri ve inşaat demiri ihracatından sonra ise elektronik ürünler, mobilya ve hazır giyim sektörleri öne çıkıyor. İki ülke ticaret köprüsünü geliştirmek için 2017 başında Doha’da ‘EXPO Turkey by Qatar’ fuarı gerçekleştirmişti. Fuara Türkiye’den Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde 300 Türk şirketi katılmıştı.
14,2 MİLYAR DOLARLIK İŞ
Türk müteahhitleri, 2000 yılından bu yana Katar’da faaliyet gösteriyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) verilerine göre, bugüne kadar Katar’da üstlenilen projelerin toplamı 14,2 milyar dolara ulaşmış durumda. Toplam 128 proje içinde, STFA ve Yapı Merkezi’nin yabancı ortaklarıyla birlikte üstlendiği 4,4 milyar dolarlık Doha Metrosu başta olmak üzere ağırlıklı olarak altyapı, ulaşım ve konaklama inşaatları mevcut.
Ayrıca Tekfen’in aldığı Al Khor Otoyol projesi, 2,1 milyar dolar bedelle grubun bugüne kadar tek seferde imzaladığı en büyük sözleşme olma özelliğine sahip. Tekfen bunun yanında 2022’de Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası için inşa edilecek stadın da ihalesini kazandı. Bu projenin de 300 milyon dolara mal olması bekleniyor.
Türk şirketler, son dönemde özellikle Dünya Kupası için yapılacak alt ve üst yapı projelerinden pay almak istiyor. Katar toplamda Dünya Kupası için 170 milyar dolar yatırım yapılacağını duyururken, Türk şirketler bu pastadan yaklaşık 20 milyar dolarlık pay kapmayı hedefliyor.
TEDARİK ZİNCİRİ BOZULUYOR
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, ilan edilen ambargo sonrasında Katar’da iş yapan Türk müteahhitler için henüz olumsuz bir gelişme yaşanmadığını söylüyor. "Ancak bu durum hiç olumsuzluk yaşanmayacak anlamına gelmiyor” diye konuşan Yenigün, sınırların kapalı olması nedeniyle tedarik zincirindeki bozulmaya işaret ediyor.
Türkiye’nin Katar’a en önemli ihracat kalemlerinden biri olan inşaat malzemelerinin tedarikinde sorunlar yaşanmaya başladığına işaret eden Yenigün, “Örneğin Türk firmalarımız inşaatında beton dökecek. İhtiyacımız olan malzemeleri daha önce Dubai’den hemen getirttiğimiz için şimdi sorunlar yaşıyoruz” diyor.
Malzeme sorununun 15-20 gün daha göz ardı edilebileceğini dile getiren Mithat Yenigün, ”Ancak süre uzarsa yatırımlar zarar görür. Bizim hem Katar ile hem de diğer Körfez ülkeleri ile sıcak ilişkilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanı’nın buradaki arabuluculuk rolü çok doğru ve önemli. Biz bir an önce daha kötü sonuçlar yaşanmadan bu krizin çözülmesini bekliyoruz” diye konuşuyor.
İRAN LİMANLARI YETERSİZ
Katar, ambargo sonrasında başkent Doha ve sanayi kenti Ras Laf-fan’da bulunan limanlar aracılığıyla İran üzerinden dünya ile ticaretini sürdürüyor. Ancak, Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, İran üzerinden gerçekleştirilen ihracatın Türk ihracatçılar açısından yeterli olmayacağını belirtiyor.
Akyüz, “Örneğin kimya sektöründe ambargodan dolayı hemen yüzde 50 kayıp yaşadık. Çünkü uluslararası lojistik gemileri mallarımızı bölgeye taşımaya yanaşmıyor. İran limanlarının kapasitesi ise yetersiz kalıyor” diyor.
Pek çok ihracatçı sektörde aynı sorunun baş gösterdiğini anlatan Murat Akyüz, Katar’a ihracatın 450 milyon dolar gibi düşük bir seviyede olmasının olası zararları azalttığını söylüyor.
İhracatçıların bu dönemde bölgedeki tüm ülkelerle sıcak ticari ilişkilerini devam ettirmesi gerektiğinin altını çizen Akyüz, “Biz hiçbir taraf tutmadan iş ilişkilerimizi sürdüreceğiz. Bölgedeki mevcut politikalar zaten günden güne değişiyor.
Biz ihracatçılar olarak iş ortaklarımızla, yerel partnerlerimizle sorunsuz bir şekilde iletişime devam ediyoruz” şeklinde konuşuyor.
PERAKENDEYE ETKİSİ
Türk özel sektörünün Katar’da faaliyette olduğu bir diğer alan da perakende sektörü. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) verilerine göre, aralarında Koton, Simit Sarayı, Penti ve İpekyol markalarının olduğu Türk mağazalarının sayısı toplam 16. Ayrıca Katar’da mağazalar haricinde Türk markalarının satıldığı dört de satış noktası bulunuyor. Yakın zamanda ise Godiva ve Nusret Doha’da şube açmaya hazırlanıyor.
BMD Başkanı Sinan Öncel, şu an için Türk mağazalarının ambargo nedeniyle herhangi bir sıkıntı yaşamadığını dile getiriyor. Öncel, “Açıkçası şu anda ‘kriz olmayan bir kriz’ yaşıyoruz. İsrail’in Filistin’e uyguladığı gibi bir ambargo söz konusu değil. Günlük hayat ve alışveriş temposu da normal gidiyor. Fakat ambargonun uzaması ve sertleşmesi halinde Türk şirketler sıkıntıya girebilir” diyor.
ARAM EKİN DURAN
[email protected]
Kriz Suudi Arabistan’ın Katar’a “insani yardım” gönderebileceğini açıklaması ve ABD ile Katar arasında imzalanan 12 milyar dolarlık silah anlaşması sonrasında diplomatik olarak az da olsa yumuşamış gözükse de, Katar’ın tüm kara sınırlarının kapatılmış olması nedeniyle bu ülkede iş yapan firmalar mal erişiminde sıkıntı yaşıyor.
Türkiye’nin ilk günden beri arabuluculuk pozisyonu ile hareket ettiği krizin bir an önce sona ermesini bekleyen Türkiye iş dünyası temsilcileri, ambargonun uzaması halinde Katar’da milyarlarca dolarlık yatırımların durma noktasına gelebileceği uyarısında bulunuyor.
Yaklaşık 2 milyonluk nüfusa sahip olan Katar, 129 bin dolar kişi başına yıllık gelir ile dünyanın en zengin ülkesi. Yurtdışındaki toplam yatırımlarının tutarı 335 milyar doları bulan Katar’da yabancı yatırımcı için potansiyeli olan en önemli sektör müteahhitlik. Bu noktada da ihracatta inşaat demiri ile öne çıkan Katar ile ticaret 700 milyon dolar ile sınırlı kalmış durumda.
Ticaretin üçte ikisini Türkiye’nin ihracatı oluşturuyor. Müteahhitlik hizmetleri ve inşaat demiri ihracatından sonra ise elektronik ürünler, mobilya ve hazır giyim sektörleri öne çıkıyor. İki ülke ticaret köprüsünü geliştirmek için 2017 başında Doha’da ‘EXPO Turkey by Qatar’ fuarı gerçekleştirmişti. Fuara Türkiye’den Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde 300 Türk şirketi katılmıştı.
14,2 MİLYAR DOLARLIK İŞ
Türk müteahhitleri, 2000 yılından bu yana Katar’da faaliyet gösteriyor. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) verilerine göre, bugüne kadar Katar’da üstlenilen projelerin toplamı 14,2 milyar dolara ulaşmış durumda. Toplam 128 proje içinde, STFA ve Yapı Merkezi’nin yabancı ortaklarıyla birlikte üstlendiği 4,4 milyar dolarlık Doha Metrosu başta olmak üzere ağırlıklı olarak altyapı, ulaşım ve konaklama inşaatları mevcut.
Ayrıca Tekfen’in aldığı Al Khor Otoyol projesi, 2,1 milyar dolar bedelle grubun bugüne kadar tek seferde imzaladığı en büyük sözleşme olma özelliğine sahip. Tekfen bunun yanında 2022’de Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası için inşa edilecek stadın da ihalesini kazandı. Bu projenin de 300 milyon dolara mal olması bekleniyor.
Türk şirketler, son dönemde özellikle Dünya Kupası için yapılacak alt ve üst yapı projelerinden pay almak istiyor. Katar toplamda Dünya Kupası için 170 milyar dolar yatırım yapılacağını duyururken, Türk şirketler bu pastadan yaklaşık 20 milyar dolarlık pay kapmayı hedefliyor.
TEDARİK ZİNCİRİ BOZULUYOR
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, ilan edilen ambargo sonrasında Katar’da iş yapan Türk müteahhitler için henüz olumsuz bir gelişme yaşanmadığını söylüyor. "Ancak bu durum hiç olumsuzluk yaşanmayacak anlamına gelmiyor” diye konuşan Yenigün, sınırların kapalı olması nedeniyle tedarik zincirindeki bozulmaya işaret ediyor.
Türkiye’nin Katar’a en önemli ihracat kalemlerinden biri olan inşaat malzemelerinin tedarikinde sorunlar yaşanmaya başladığına işaret eden Yenigün, “Örneğin Türk firmalarımız inşaatında beton dökecek. İhtiyacımız olan malzemeleri daha önce Dubai’den hemen getirttiğimiz için şimdi sorunlar yaşıyoruz” diyor.
Malzeme sorununun 15-20 gün daha göz ardı edilebileceğini dile getiren Mithat Yenigün, ”Ancak süre uzarsa yatırımlar zarar görür. Bizim hem Katar ile hem de diğer Körfez ülkeleri ile sıcak ilişkilerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanı’nın buradaki arabuluculuk rolü çok doğru ve önemli. Biz bir an önce daha kötü sonuçlar yaşanmadan bu krizin çözülmesini bekliyoruz” diye konuşuyor.
İRAN LİMANLARI YETERSİZ
Katar, ambargo sonrasında başkent Doha ve sanayi kenti Ras Laf-fan’da bulunan limanlar aracılığıyla İran üzerinden dünya ile ticaretini sürdürüyor. Ancak, Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, İran üzerinden gerçekleştirilen ihracatın Türk ihracatçılar açısından yeterli olmayacağını belirtiyor.
Akyüz, “Örneğin kimya sektöründe ambargodan dolayı hemen yüzde 50 kayıp yaşadık. Çünkü uluslararası lojistik gemileri mallarımızı bölgeye taşımaya yanaşmıyor. İran limanlarının kapasitesi ise yetersiz kalıyor” diyor.
Pek çok ihracatçı sektörde aynı sorunun baş gösterdiğini anlatan Murat Akyüz, Katar’a ihracatın 450 milyon dolar gibi düşük bir seviyede olmasının olası zararları azalttığını söylüyor.
İhracatçıların bu dönemde bölgedeki tüm ülkelerle sıcak ticari ilişkilerini devam ettirmesi gerektiğinin altını çizen Akyüz, “Biz hiçbir taraf tutmadan iş ilişkilerimizi sürdüreceğiz. Bölgedeki mevcut politikalar zaten günden güne değişiyor.
Biz ihracatçılar olarak iş ortaklarımızla, yerel partnerlerimizle sorunsuz bir şekilde iletişime devam ediyoruz” şeklinde konuşuyor.
PERAKENDEYE ETKİSİ
Türk özel sektörünün Katar’da faaliyette olduğu bir diğer alan da perakende sektörü. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) verilerine göre, aralarında Koton, Simit Sarayı, Penti ve İpekyol markalarının olduğu Türk mağazalarının sayısı toplam 16. Ayrıca Katar’da mağazalar haricinde Türk markalarının satıldığı dört de satış noktası bulunuyor. Yakın zamanda ise Godiva ve Nusret Doha’da şube açmaya hazırlanıyor.
BMD Başkanı Sinan Öncel, şu an için Türk mağazalarının ambargo nedeniyle herhangi bir sıkıntı yaşamadığını dile getiriyor. Öncel, “Açıkçası şu anda ‘kriz olmayan bir kriz’ yaşıyoruz. İsrail’in Filistin’e uyguladığı gibi bir ambargo söz konusu değil. Günlük hayat ve alışveriş temposu da normal gidiyor. Fakat ambargonun uzaması ve sertleşmesi halinde Türk şirketler sıkıntıya girebilir” diyor.