Özellikle TÜİK'in Ocak 2021 itibarıyla açıklamaya başladığı 'geniş tanımlı işsizlik oranı' ile birlikte, toplam nüfus içerisinde 'gerçek işsizler'in sayısı da daha fazla merak edilir oldu.
Üstelik son bir yılda iki işsizlik oranı arasındaki makas da giderek açılıyor. Aralık 2022'de işsizlik oranı ile geniş tanımlı işsizlik oranı arasındaki fark 11 puan iken, Ocak 2024 itibarıyla bu fark 16 puana çıkmış durumda.
HANGİ İŞSİZLİK ÖNEMLİ?
TÜİK'in 2023 Aralık ayına ilişkin iş gücü istatistiklerine göre, 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı aralık ayında bir önceki aya göre 12 bin kişi azalarak 3 milyon 98 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 8,8 seviyesinde gerçekleşti. Böylelikle, ekonomideki tüm olumsuzluklara rağmen, Mayıs 2023'ten beri tek haneli seyreden işsizlik oranındaki gerilemenin sürdüğünü görmüş olduk. Buna karşın aynı dönemde zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan geniş tanımlı işsizlik oranı ise 2023 yılı aralık ayında bir önceki aya göre 2,1 puan artarak yüzde 24,7 oldu.
Bu da kaba bir hesapla 9,5 milyonu aşkın çalışabilir nüfus, istihdam piyasası dışında anlamına geliyor. Burada belki de hem TÜİK'in hem ekonomi yönetiminin hem de akademinin kendine sorması gereken sor şu: Önereceğimiz veya hazırlayacağımız politika setlerini hangi işsizliğe göre belirlemek daha doğru?
Bu soruya verilecek yanıt kritik önemde. Zira, gün geçtikçe yüzde 8,8'lik değil; yüzde 25'e dayanmış geniş tanımlı işsizliğin daha önemli hale geldiğini görüyoruz.
Yılın ilk iş gücü istatistiklerinin alt kırılımlarına baktığımızda, istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı aralık ayında bir önceki aya göre 399 bin kişi artarak 32 milyon 56 bin kişi, istihdam oranı ise 0,6 puan artarak yüzde 48,8 olduğunu görüyoruz.
Bu oran erkeklerde yüzde 66,1 iken kadınlarda yüzde 31,9 olarak gerçekleşti. 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı ise bir önceki aya göre 0,8 puan azalarak yüzde 15,5 oldu.